Nevzat SELVİ
Köşe Yazarı
Nevzat SELVİ
 

İz’ler ve İzm’ler Karmaşasında Demokrasi ve Seçim

Başlığı belki açıklamak gerek. İz’ler, at iziyle it izi. İzm’ler de ideolojiler. Bugün ülkede her şey birbirine karıştı. İz’ler ile İzm’lerin karışması gibi. Örnek mi? Önce tabandan başlayalım. Kim soyguncu, kim vatan haini, kim LGBT’ci, kim Fetöcü, kim PKK’cı belli değil. Çünkü herkes birbirine bu sıfatları yakıştırıyor. Kim cahil, kim okumuş belli değil, çünkü herkes her şeyi biliyor. Hepimiz ekonomist olduk ya…  hayat pahalı mı ucuz mu, enflasyon var mı, yok mu…fakir miyiz, zengin miyiz, orta tabaka mıyız,  seçkin tabaka mıyız, yoksul muyuz belli değil. Çünkü kimine göre hayat çok ucuz, kimine göre felaket pahalı. Hele gelir dağılımından kıt kanaat nasibini alan vatandaşlarımız var ya, onların çoğuna göre pahalılık yok. Durumları çok iyi, başındakiler elhamdüllilah maaşlarını, ücretlerini arttırıyor nasıl olsa. Anlaşılmayan o ki, çoğunlukla hallerinden memnun olanlar hep orta tabakanın da altındaki, günün deyimiyle yoksullar. Tabi seçkinleri ya da yine günün deyimiyle elitlerinin halini sormaya hiç lüzum yok. Onlar zaten deveyi hamuduyla götürdükleri için hallerinden ziyadesiyle memnun. Bunları bir araya getiren de bu yağma düzende ahireti sağlama alındı algısı. Eh bu algıyı yaratanlarımız da maaşallah işlerinin ehli. İzm’lere gelince, büyük mesele burada. Dediğim gibi herkes avazı çıktığı kadar, ben milliyetçiyim, ben devletçiyim, ben ulusçuyum, ben sosyalistim, ben sosyal demokratım, ben yeşilciyim, ben Kemalistim, ben Atatürkçüyüm diyor. Ama hiçbiri de tam olarak neci olduğunu bilmiyor. Nasıl öğrensin ki…bu karmaşada, bu eğitimde…Herkes birbirinin dediğine sağır. Analitik düşünce deseniz o da sıfır, varsa yoksa kusura bakmayın biraz avam olacak “ukalalık”. Diyeceksiniz ki böyle başa böyle tarak. Haklısınız, eğitim eğitim değil, inanç tam inanç değil, Her şey tam olarak yapılsa eğitim hakkı ile verilse inançlar da herkesin meşrebine göre algılattırılmasa böyle olmazdı. Burada gel de rahmetli Neyzen’i anma. Ne demiş rahmetli: “Hayat üç buçukla dört arasındadır. Ya üç buçuk atarsın ya da dört dörtlük yaşarsın.” Yukarıdan verilen sadaka ile üç buçuk atıyoruz, öte yandan ekonomiyi batırırcasına dağıtılan ulufelerle dört dörtlük yaşıyoruz. Ötesi benim gariban halkımı ilgilendirmez. Bu keşmekeş içinde seçim için kampanya yapıyorlar. Bu bilgi ile mi, bu karışık ve sağlam olmayan inançla mı doğru adamı seçeceğiz ki. Seçim dediğin demokrasiyi tam anlayan toplumlarda olur. Bizde demokrasiyi anlayışı, körün fili tarif edişi gibi maşallah. Herkes meşrebine göre bir yerinden anlıyor. Herkes demokrat bu ülkede. Hırsız, soyguncu, despot, cahil, okumuş, yönetici, iktidar, muhalefet, tarafsız hepsi demokrat. Tepeden inme demokrasi ile ancak bu kadar olur. Hani bir halk tabiri vardır; “sonradan görme” hali yani. Toplum daha yurttaş olamadı ki. Yarım kalan aydınlanma ile bu kadar olur. Bu gidişle benim garip halkımın bir beş senesine daha mal olacak gibi gidişat vesselam. Hadi herkesin bildiğini bir kere daha buraya alayım…Hikaye bu ya, melekler koşmuş, Allahım Ruslarla Almanlar savaşıyor aman ne yapalım demişler. Yaratan onlar işini bilir kozlarını paylaşırlar, demiş. Bir süre sonra yine melekler koşup,  Allahım Fransızlarla İngilizler savaşıyor, yazık kulların ölmesin, bir şey yapalım demişler. Allah yine onlar işlerini bilir, kendi aralarında sorunlarını hallederler demiş. Bir süre sonra yine melekler koşmuşlar Yaratan’ın huzuruna, Allahım bu sefer Ruslarla Türkler savaşıyor, ne yapalım demişler. Allah gürlemiş, meleklere getirin benim pusatlarımı ve silahlarımı demiş, Türkler beceriksizdir, bir iş beceremezler, gidip onlara yardım edeyim, demiş. İşimiz bu sefer de Allaha kaldı kısacası. Önyargılardan kurtulmuş ve her şeyden önemlisi, Büyük Atatürk’ün, “Türkiye ahalisine, din ve ırk farkı gözetilmeksizin vatandaşlık itibariyle Türk denir.” Vecizesindeki ruha sahip “MİLLET” olabilmek temennisiyle….
Ekleme Tarihi: 21 Mayıs 2023 - Pazar

İz’ler ve İzm’ler Karmaşasında Demokrasi ve Seçim

Başlığı belki açıklamak gerek. İz’ler, at iziyle it izi. İzm’ler de ideolojiler.

Bugün ülkede her şey birbirine karıştı. İz’ler ile İzm’lerin karışması gibi. Örnek mi?

Önce tabandan başlayalım. Kim soyguncu, kim vatan haini, kim LGBT’ci, kim Fetöcü, kim PKK’cı belli değil. Çünkü herkes birbirine bu sıfatları yakıştırıyor. Kim cahil, kim okumuş belli değil, çünkü herkes her şeyi biliyor.

Hepimiz ekonomist olduk ya…  hayat pahalı mı ucuz mu, enflasyon var mı, yok mu…fakir miyiz, zengin miyiz, orta tabaka mıyız,  seçkin tabaka mıyız, yoksul muyuz belli değil. Çünkü kimine göre hayat çok ucuz, kimine göre felaket pahalı. Hele gelir dağılımından kıt kanaat nasibini alan vatandaşlarımız var ya, onların çoğuna göre pahalılık yok. Durumları çok iyi, başındakiler elhamdüllilah maaşlarını, ücretlerini arttırıyor nasıl olsa.

Anlaşılmayan o ki, çoğunlukla hallerinden memnun olanlar hep orta tabakanın da altındaki, günün deyimiyle yoksullar. Tabi seçkinleri ya da yine günün deyimiyle elitlerinin halini sormaya hiç lüzum yok. Onlar zaten deveyi hamuduyla götürdükleri için hallerinden ziyadesiyle memnun.

Bunları bir araya getiren de bu yağma düzende ahireti sağlama alındı algısı. Eh bu algıyı yaratanlarımız da maaşallah işlerinin ehli.

İzm’lere gelince, büyük mesele burada. Dediğim gibi herkes avazı çıktığı kadar, ben milliyetçiyim, ben devletçiyim, ben ulusçuyum, ben sosyalistim, ben sosyal demokratım, ben yeşilciyim, ben Kemalistim, ben Atatürkçüyüm diyor. Ama hiçbiri de tam olarak neci olduğunu bilmiyor. Nasıl öğrensin ki…bu karmaşada, bu eğitimde…Herkes birbirinin dediğine sağır. Analitik düşünce deseniz o da sıfır, varsa yoksa kusura bakmayın biraz avam olacak “ukalalık”.

Diyeceksiniz ki böyle başa böyle tarak. Haklısınız, eğitim eğitim değil, inanç tam inanç değil, Her şey tam olarak yapılsa eğitim hakkı ile verilse inançlar da herkesin meşrebine göre algılattırılmasa böyle olmazdı.

Burada gel de rahmetli Neyzen’i anma. Ne demiş rahmetli: “Hayat üç buçukla dört arasındadır. Ya üç buçuk atarsın ya da dört dörtlük yaşarsın.” Yukarıdan verilen sadaka ile üç buçuk atıyoruz, öte yandan ekonomiyi batırırcasına dağıtılan ulufelerle dört dörtlük yaşıyoruz. Ötesi benim gariban halkımı ilgilendirmez.

Bu keşmekeş içinde seçim için kampanya yapıyorlar. Bu bilgi ile mi, bu karışık ve sağlam olmayan inançla mı doğru adamı seçeceğiz ki.

Seçim dediğin demokrasiyi tam anlayan toplumlarda olur. Bizde demokrasiyi anlayışı, körün fili tarif edişi gibi maşallah. Herkes meşrebine göre bir yerinden anlıyor. Herkes demokrat bu ülkede. Hırsız, soyguncu, despot, cahil, okumuş, yönetici, iktidar, muhalefet, tarafsız hepsi demokrat.

Tepeden inme demokrasi ile ancak bu kadar olur. Hani bir halk tabiri vardır; “sonradan görme” hali yani. Toplum daha yurttaş olamadı ki. Yarım kalan aydınlanma ile bu kadar olur.

Bu gidişle benim garip halkımın bir beş senesine daha mal olacak gibi gidişat vesselam.

Hadi herkesin bildiğini bir kere daha buraya alayım…Hikaye bu ya, melekler koşmuş, Allahım Ruslarla Almanlar savaşıyor aman ne yapalım demişler. Yaratan onlar işini bilir kozlarını paylaşırlar, demiş. Bir süre sonra yine melekler koşup,  Allahım Fransızlarla İngilizler savaşıyor, yazık kulların ölmesin, bir şey yapalım demişler. Allah yine onlar işlerini bilir, kendi aralarında sorunlarını hallederler demiş. Bir süre sonra yine melekler koşmuşlar Yaratan’ın huzuruna, Allahım bu sefer Ruslarla Türkler savaşıyor, ne yapalım demişler. Allah gürlemiş, meleklere getirin benim pusatlarımı ve silahlarımı demiş, Türkler beceriksizdir, bir iş beceremezler, gidip onlara yardım edeyim, demiş.

İşimiz bu sefer de Allaha kaldı kısacası.

Önyargılardan kurtulmuş ve her şeyden önemlisi, Büyük Atatürk’ün, “Türkiye ahalisine, din ve ırk farkı gözetilmeksizin vatandaşlık itibariyle Türk denir.” Vecizesindeki ruha sahip “MİLLET” olabilmek temennisiyle….

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (1)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
HÜSAMETTİN ÖZCANOĞLU
(12.07.2023 12:20 - #310)
ÇOK ÇOK MÜKEMMEL BİR YAZI TEŞEKKÜRLER. 12.TEM. 2023
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.