İki seçimi geride bıraktık. Türk seçmeni 14 Mayıs 2023 tarihinde %86,98 katılımla Türkiye Büyük Millet Meclisinin 28. döneminin 600 yeni üyesini ve 28 Mayıs 2 023 tarihinde de %84,86 katılımla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı bir kez daha yeniden Cumhurbaşkanı seçmiştir.
Hayırlı ve uğurlu olmasını, Cumhuriyetimizin 100.Yılında Ülkemize Milletimize tüm insanlığa adalet, refah ve huzur getirmesini, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Yurtta Sulh Cihanda Sulh” ilkesinin Türkiye ve Dünya siyasetinde gerçekleştirmesine vesile olmasını dilerim.
Demokrasilerde, sistem ne olursa olsun temel esas, devletin, halkın seçtiği ve milleti temsil etmekte olan temsilciler tarafından idare edilmesidir. Demokrasinin gücüne inanan Türk seçmeni basireti ve sağduyusuyla, vicdan muhasebesi yapıp birlik ve beraberlik içinde %87,ve % 85 katılım oranlarıyla sandıklara giderek “Milli iradeye” sahip çıkmış, milletvekillerini ve Cumhurbaşkanını seçmiş, Türk Demokrasinin gücüne güç katmıştır. Bu Türk demokrasisi adına bir kazanımdır. Bu madalyonun bir tarafıdır. Diğer tarafı da Anayasanın 68.Maddesinde “Siyasi Partiler demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez unsurlarıdır” şeklinde ifade edilen Siyasi Partilerdir. Siyasi Partiler Özgürlük ve demokrasiyi gerçekleştirecek kurumlardır. Siyasi Partiler Hukuk düzenimizde Kamu ve özel kurum ve kuruluşlardan farklı özel bir konuma sahiptir. Hukuki ve Mali Yönden denetimleri Anayasa Mahkemesi tarafından yapılmaktadır.
Toplum (Halk) egemenlik hakkını siyasi partilerde oylarıyla belirlediği ve yetkilendirdiği vekiller aracığıyla kullanır. Burada siyasi partilerin hukuki yapıları ve siyasetin finansmanı konusu öne çıkmaktadır. Siyasi partiler, Siyasi Partiler yasası ve Seçim yasalarından kaynaklanan, Özgürlük ve Demokrasiyi temin eden kurumlar olmaktan çıktı, Millet iradesini kısıtlayan hegamonik bir yapıya dönüştü. “Halkın kendi temsilcilerini seçme hakkı” Parti Genel Merkezlerine bırakıldı. “Devlet Adamı” niteliğindeki ehliyetli liyakatli, basiretli insanlara adeta siyaset kapısı kapatıldı. Siyaset Para sahibi insanların yapabileceği bir uğraş haline geldi. Siyaset yapacaklar için hemen Parayı nereden buldun? diye sorulması Parasız siyaset yapılmaz fikrini yerleştirmek, devlet adamı yerine piyasa adamlarına alan açmak içindir. Siyasi etik yasası ile düzeltilemeyecek siyasetteki bozulma da burada başlamaktadır. Oysa Para ile siyaset yapmak ayrı bir şey, Siyaset için para bulmak farklı şeylerdir. Siyaset yapmak için çok paraya ihtiyaç yoktur. Feraset ve feragat sahibi insanlar her zaman bunun imkânını yaratır, yeterli parayı bulur.
Örgütlenme ve Siyaset tabandan başlar. Daha işin başında Milletin temsilcilerinin seçiminde ön seçim ve temayül yoklamaları gibi imkânlar, Parti genel merkezlerince halkın elinden alınıp, genel başkanlara bırakıldı. Ayrıca Siyasi Partiler yasasında partinin gelir kaynakları arasında sayılan aday adaylarından alınan özel aidatların çok yüksek oluşu, bağımsız adaylardan - seçilemediği takdirde Hazineye irat kaydedilen 55 bin 598 TL - alınan başvuru ücreti miktarının yüksek oluşu, bazı Partilere Hazineden yapılan – seçimlerde 3 katı- yardım ve Seçim kampanyalarının finansmanı yasalarda yeterli şekilde düzenlenmemiş olduğundan, parti harcamalarına şeffaflık ve sınırlandırma getirilmemesi - Siyasi Partiler Yasası, sadece partilere yapılacak bağışların miktarını sınırlamaktadır- siyasi partiler arasında haksız rekabet yaratmakta, Siyasetin gelişmesini ve Halkın Egemenlik hakkının kullanılmasını kısıtlamaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. yılında, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 28. Dönem Yüce Parlamentomuzdan Katılımcı, Şeffaf, Özgürlükçü, Türk Demokrasisini güçlendirmek ve Mustafa Kemal Atatürk’ün “İrade-i Milliye’yi hâkim kılmak” ilkesini temin için gerekli yasal düzenlemeleri yapmasını beklemek nacizane başlıca arzumuz olacaktır.