1946 da' " Yeter söz milletindir." Diye yola çıkan bir siyasi felsefeye ömür boyu gönül vermiş bir insan olarak, yazdığım yazılar, yaptığım konuşmalar dolayısıyla Ağır Ceza Mahkemeleri'nde defalarca yargılandım..
Bu gibi yargılamaların sanıklarının, davanın sonucunun kendi hayatlarına getireceği acıların korkusundan çok, düşünce ve ifade hürriyetine ülkelerinin henüz kavuşamaması duygusunun ısdırabını yaşadıklarını bilen ve defalarca yaşamış bir insan olarak; gazetecilerin tevkif edilmelerine İTİRAZ ediyorum..
Yine siyaset yaptığım yıllarda, yaptığım konuşmalar yüzünden iktidara yaranmaya çalışan savcılar tarafından hakkında def’alarca Ağır Ceza Mahkemeleri’nde dava açılıp, siyasi ve mesleki hayatı sona erdirilmeye çalışılan, vicdan, fikir, düşünce ve ifade özgürlüğüne inanan bir insan olarak ve İlhan Darendelioğlu'ndan başlayıp Çetin Emeç ve bugünde Sinan Ateşle devam eden, evvelinde ve sonrasında sağcısıyla, solcusuyla, dincisiyle ateistiyle, milliyetçisiyle komünistiyle bir çok düşünce adamının öldürülmesini, o tarihlerde kafi derecede anlamamış olmanın utancıyla da Tahir Elçi'nin öldürülmesine de Gaffar Okan' ın öldürülmesıne de İTİRAZ ediyorum..
Açık, gizli; başarılı başarısız bir çok darbeyi ve darbe teşebbüsünü yaşamış ve en başlarda Zekeriya Öz' lere aldanmış bir hukukçu olmanın ayıbını yaşayarak, Sulh Ceza Mahkemeleri hakimlerinin modern dünyanın hukuk kriterlerini unutarak ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kararlarına aldırış etmeyerek, insanları hürriyetlerinden mahrum bırakmasına İTİRAZ ediyorum.
Muhalefetin, Türkiye'de hakimlerin, hukukun evrensel kurallarını ihlâl etmesini ve insan haklarına yaptığı tecavüzü, taşıdığı vahameti anlamadan, basit günlük politika malzemesi olarak kullanmasına İTİRAZ ediyorum..
İktidarın, Türkiye'nin sorunlarının; cezaların arttırılması, hürriyetlerin güvenlik gerekçesiyle sınırlanmaya çalışılması, hakimlerin ayarlanması, yeni Zekeriya Özler yaratılması yoluyla değil; ancak kendisine rey vermeyenleri düşman bellemeden anlamaya çalışarak; bazen yumuşak bir sesle ve dostça, bazen yüksek ses ve öfkeyle, hatta bazen de küfürle ifade edilen memnuniyetsizliklerin esasında kendisine tüm halkın huzurunu temin edecek yolun aydınlığı olduğunu unutmayarak çözüle bilineceğini değerlendirmemesine İTİRAZ ediyorum..