Atiye Keskin (Kubanlı) - Yazar
Köşe Yazarı
Atiye Keskin (Kubanlı) - Yazar
 

Bir Nükte Bir Işık(*)

((*) Gazetenin notu: Yazarımız Nevzat Selvi’nin kendi köşesinde “Bir Nükte Bir Işık” başlıklı yazısı ile okurlarına tanıttığı, 1980 yılında elim bir trafik kazasında kaybettiğimiz, Gönüller Sultanı, Yaratandan dolayı Yaratılanı seven, haksever, dindar ve bu değerler kadar üstün değerde edebiyatçı Merhume Atiye Keskin (Kubanlı)nın Bir Nükte Bir Işık kitabından, kendi kaleminden Önsöz ve takip eden bölümleri tefrika halinde siz kıymetli okurlarımıza sunulacaktır. Şimdi söz Gönüller Sultanı Atiye Hanımın) “ÖNSÖZ Söz-Sabır-Zaman ve Sevgi Horasan’dan turist olarak gelen beş bilgin, Atatürk’ün Anıtkabrini ziyaret ederler. Yanıbaşındaki Atatürk Müzesini de gezerken çok duygulanırlar. İçlerinden biri der ki: Atatürk milleti için büyük bir hürriyet savaşının önderi olduğu kadar yüce sözler de söylemiş. Onun gençliğe seslenişini ve nutkunu okuduk, biliyoruz. Bu büyük sözleri hafızalara kazıyacak önderliğe ulaşıncaya kadar kim bilir ne kadar sabır isteyen yıllar çalıştı. Milletini, vatanını kimbilir ne içtenlikle sevdi. Ölümünden bu yana kırk yıl olmuş. Zaman nasıl da çabucak geçiveriyor… Bu konuşma üzerine konu söz-sabır-zaman ve sevgi üzerine dökülür. Gezinin bir köşesine oturarak uzun uzun sohbet ederler. En sonunda da her biri; söz, sabır, zaman ve sevgi üzerine özlü nükteler söyler. En yaşlıları der ki: Söz ilaç gibidir. Azı tesirlidir, çoğu zarar verir. Yerinde ve zamanında söyleneni makbuldür. Yanlış söz söylemekle ısrar edene yetki vermek hastaya yanlış ilaç vermeye benzer. Sabır, insanın mecbur kaldığını çekmesi ve katlanması değildir. Ayağı kırılıp alçıya alınan adam buna sabır etmeye mecburdur. Ama gerçek sabır odur ki, sıkıntıdan kaçıp kurtulacak imkanı olduğu halde ilahi rızanın yolunda kalmayı ve katlanmayı bilendir. Kimsesiz ve güzel bir kadının çocukları için her kötülükten sakınıp dürüst yolda onları büyütmek için çektiği çile ve sabır ile yatalak olduğu için namuslu olan kadının sabrı ne kadar ayrıdır. Birindeki irade, öbüründeki mecburiyetten kutludur. Çağlayanlar gibi akıp giden zaman insanoğlunun düşüncelerine göre vardır. Başı ve sonu olmayan bir yokluğu sayı ve saat ipine dizmek bu ölçülü alem içindir. Sevgi kalbin lisanıdır. İkinci bilgin de söz-sabır-zaman ve sevgi üzerine seçkin nükteler söyler: Söz sahibinin aklının, bilgisinin, inancının basamaklarının sırlarını gösteren bir pencere gibidir. Dikkatle ve dinleyerek az konuşan yanılmaz. Onun için Allah iki kulak bir ağız vermiştir. Sabır, insanın uçarı heveslerine gerektiği yerde bastırabilme ve bekleyebilme gücüdür. Hiçbir ilim, hiçbir iş, hiçbir başarı sabırsız olmaz. Doğa’da sabrın gücünün yaradılışla kaynaştığına dair açık işaretler vardır. Bir çekirdek, ağaç oluncaya kadar ne basamaklardan geçer. Zaman hayatın en güçlü ölçüsüdür. Onu gereği gibi değerlendiremeyenler her şeyde ziyan ederler. Sevgi, mduyguların ilahi bir akışta yıkanmasıdır. Üçüncü bilgin de kendince bir yorum yapar: Söz insanoğlunun önce kalbinden geçer. Sonra diline gelir. İlahi bilgilerle kalbi eğitilmiş kişinin özü ve sözü birdir. Sabır sorumluluğu idrak gücüdür. Herkes dünyada bir sorumlulukla yüklüdür. Herkes işinden, bilgisinden, hayatından, ailesinden ilahi düzen karşısında sorumludur. Bunu idrak eden her şeyde akılla, yavaşlıkla öfkesini yenerek sabırla hareket eder. İnsan her şeyini çaldırsa, yine bir gün yerine koyma şansına sahiptir. Ama zamanını çaldıran onarılmaz kayıplara uğrar. Onun için en güçlü düşmanlarımız zamanımızı çalanlardır. Sevgi evranin ve varoluşun çekirdeğidir. Dördüncü bilgin: Ne kadar derinliğine gerçekler, diye başlar. Söz iki alemde de tartıya konan en mühim ifademizdir. İnsanı görünüşüne göre karşılar ama sözlerine göre uğurlarlar. Bilginin sözleri cahilin şekilde kalmış ibadetinden kutludur. İlim öğrenmekten bir maksat da nerede, nasıl, niçin söz sarf edileceğini bilmektir. Sabır nefsin, ruh gücü emrine girmesidir. Hiç şüphesiz ruhta güçlü kişi nefsine uymuş kişiden manada ve maddede kutludur. Zaman Allah’ın insanlara verdiği sırlardan biridir.  Zamanın değerini, varlığını, gücünü, neler getirip, neler götürdüğünü bilen kimse insan olmanın değerini de bilir. Sevgi insanı insan yapan duygudur. Beşinci bilgin der ki: Söz görünüşte sahibine göre kıymet bulur. Filan kişi bu sözü söylemiş denir ama, aslında sahibi sözlerine göre değerlenir. Süslü yaldızlı bir musluktan acı ve içilmez su aksa ne işe yarar. Sabır Allah’ın insanlara verdiği bir terbiye yoludur. Hiç kimse bu yolda eğitimi olmadan insan olamaz. Zaman kutlu bir vadiye benzer. Bu vadiden geçerken insan ne toplarsa yaylada önüne onu koyar. Beş bilgin bu güzel sözleri ve nükteleri günün hatırası olarak not ederler. Şüphesiz ki aklın en güçlü ifadesi sözlerde, ruhun en güçlü oluşu sabırda ve sevgide, hayatın en verimli toprağı zamandadır. “Bir Nükte Bir Işık” fıkralarındaki sözlerin sabır sevgi ışığından bilgiye yol açması, okuyanların zamanlarını değerlendirmesi çalışmalarımın en verimli yönü olacaktır.                                                                Atiye Keskin (Kubanlı)”    
Ekleme Tarihi: 06 Ocak 2024 - Cumartesi

Bir Nükte Bir Işık(*)

((*) Gazetenin notu: Yazarımız Nevzat Selvi’nin kendi köşesinde “Bir Nükte Bir Işık” başlıklı yazısı ile okurlarına tanıttığı, 1980 yılında elim bir trafik kazasında kaybettiğimiz, Gönüller Sultanı, Yaratandan dolayı Yaratılanı seven, haksever, dindar ve bu değerler kadar üstün değerde edebiyatçı Merhume Atiye Keskin (Kubanlı)nın Bir Nükte Bir Işık kitabından, kendi kaleminden Önsöz ve takip eden bölümleri tefrika halinde siz kıymetli okurlarımıza sunulacaktır. Şimdi söz Gönüller Sultanı Atiye Hanımın)

“ÖNSÖZ

Söz-Sabır-Zaman ve Sevgi

Horasan’dan turist olarak gelen beş bilgin, Atatürk’ün Anıtkabrini ziyaret ederler. Yanıbaşındaki Atatürk Müzesini de gezerken çok duygulanırlar. İçlerinden biri der ki:

Atatürk milleti için büyük bir hürriyet savaşının önderi olduğu kadar yüce sözler de söylemiş. Onun gençliğe seslenişini ve nutkunu okuduk, biliyoruz. Bu büyük sözleri hafızalara kazıyacak önderliğe ulaşıncaya kadar kim bilir ne kadar sabır isteyen yıllar çalıştı. Milletini, vatanını kimbilir ne içtenlikle sevdi. Ölümünden bu yana kırk yıl olmuş. Zaman nasıl da çabucak geçiveriyor…

Bu konuşma üzerine konu söz-sabır-zaman ve sevgi üzerine dökülür. Gezinin bir köşesine oturarak uzun uzun sohbet ederler. En sonunda da her biri; söz, sabır, zaman ve sevgi üzerine özlü nükteler söyler.

En yaşlıları der ki:

Söz ilaç gibidir. Azı tesirlidir, çoğu zarar verir. Yerinde ve zamanında söyleneni makbuldür. Yanlış söz söylemekle ısrar edene yetki vermek hastaya yanlış ilaç vermeye benzer.

Sabır, insanın mecbur kaldığını çekmesi ve katlanması değildir. Ayağı kırılıp alçıya alınan adam buna sabır etmeye mecburdur. Ama gerçek sabır odur ki, sıkıntıdan kaçıp kurtulacak imkanı olduğu halde ilahi rızanın yolunda kalmayı ve katlanmayı bilendir. Kimsesiz ve güzel bir kadının çocukları için her kötülükten sakınıp dürüst yolda onları büyütmek için çektiği çile ve sabır ile yatalak olduğu için namuslu olan kadının sabrı ne kadar ayrıdır. Birindeki irade, öbüründeki mecburiyetten kutludur.

Çağlayanlar gibi akıp giden zaman insanoğlunun düşüncelerine göre vardır. Başı ve sonu olmayan bir yokluğu sayı ve saat ipine dizmek bu ölçülü alem içindir.

Sevgi kalbin lisanıdır.

İkinci bilgin de söz-sabır-zaman ve sevgi üzerine seçkin nükteler söyler:

Söz sahibinin aklının, bilgisinin, inancının basamaklarının sırlarını gösteren bir pencere gibidir. Dikkatle ve dinleyerek az konuşan yanılmaz. Onun için Allah iki kulak bir ağız vermiştir. Sabır, insanın uçarı heveslerine gerektiği yerde bastırabilme ve bekleyebilme gücüdür. Hiçbir ilim, hiçbir iş, hiçbir başarı sabırsız olmaz. Doğa’da sabrın gücünün yaradılışla kaynaştığına dair açık işaretler vardır. Bir çekirdek, ağaç oluncaya kadar ne basamaklardan geçer.

Zaman hayatın en güçlü ölçüsüdür. Onu gereği gibi değerlendiremeyenler her şeyde ziyan ederler.

Sevgi, mduyguların ilahi bir akışta yıkanmasıdır.

Üçüncü bilgin de kendince bir yorum yapar:

Söz insanoğlunun önce kalbinden geçer. Sonra diline gelir. İlahi bilgilerle kalbi eğitilmiş kişinin özü ve sözü birdir.

Sabır sorumluluğu idrak gücüdür. Herkes dünyada bir sorumlulukla yüklüdür. Herkes işinden, bilgisinden, hayatından, ailesinden ilahi düzen karşısında sorumludur. Bunu idrak eden her şeyde akılla, yavaşlıkla öfkesini yenerek sabırla hareket eder.

İnsan her şeyini çaldırsa, yine bir gün yerine koyma şansına sahiptir. Ama zamanını çaldıran onarılmaz kayıplara uğrar. Onun için en güçlü düşmanlarımız zamanımızı çalanlardır.

Sevgi evranin ve varoluşun çekirdeğidir.

Dördüncü bilgin:

Ne kadar derinliğine gerçekler, diye başlar.

Söz iki alemde de tartıya konan en mühim ifademizdir. İnsanı görünüşüne göre karşılar ama sözlerine göre uğurlarlar. Bilginin sözleri cahilin şekilde kalmış ibadetinden kutludur. İlim öğrenmekten bir maksat da nerede, nasıl, niçin söz sarf edileceğini bilmektir.

Sabır nefsin, ruh gücü emrine girmesidir. Hiç şüphesiz ruhta güçlü kişi nefsine uymuş kişiden manada ve maddede kutludur.

Zaman Allah’ın insanlara verdiği sırlardan biridir.  Zamanın değerini, varlığını, gücünü, neler getirip, neler götürdüğünü bilen kimse insan olmanın değerini de bilir.

Sevgi insanı insan yapan duygudur.

Beşinci bilgin der ki:

Söz görünüşte sahibine göre kıymet bulur. Filan kişi bu sözü söylemiş denir ama, aslında sahibi sözlerine göre değerlenir. Süslü yaldızlı bir musluktan acı ve içilmez su aksa ne işe yarar.

Sabır Allah’ın insanlara verdiği bir terbiye yoludur. Hiç kimse bu yolda eğitimi olmadan insan olamaz. Zaman kutlu bir vadiye benzer. Bu vadiden geçerken insan ne toplarsa yaylada önüne onu koyar.

Beş bilgin bu güzel sözleri ve nükteleri günün hatırası olarak not ederler.

Şüphesiz ki aklın en güçlü ifadesi sözlerde, ruhun en güçlü oluşu sabırda ve sevgide, hayatın en verimli toprağı zamandadır.

“Bir Nükte Bir Işık” fıkralarındaki sözlerin sabır sevgi ışığından bilgiye yol açması, okuyanların zamanlarını değerlendirmesi çalışmalarımın en verimli yönü olacaktır.

                                                               Atiye Keskin (Kubanlı)”  

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.