Atiye Keskin (Kubanlı) - Yazar
Köşe Yazarı
Atiye Keskin (Kubanlı) - Yazar
 

Ahmaklığın Alametleri

Hz. İsa bir gün havarileri ile giderken dere kenarında bir adamın toprakta bir şeyler yaptığını görür, yanına sokulur, selam verip hatırını sorduktan sonra, -Siz kimsiniz burada ne yapıyorsunuz, diye merakını açıklar. Adam ciddiyetle; -Görüyorsunuz ki fidan dikiyorum der. Hz. İsa hayretle; -Bu nasıl fidan dikiş, yapraklarını toprağa sokmuşsun, kökleri yukarıda kalmış, gözlerin mi görmez der. Adam küstahça cevap verir; -Ben bu şehrin yöneticisiyim. Gördüğünüz gibi fidanı ters dikiyorum. Çok değişik bir şey yapmış olarak herkes beni konuşacak… Milyonda bir ihtimal olarak bir kere de tutarsa benim için “Öyle güçlü bir adam ki isterse fidanı bile tersine diker!” diyecekler. Hz. İsa bu ahmak kişiye esefle bakar ve; -Sen her şeyini etrafın ne diyeceklerine göre değil, hak ve hakikat yolunda yap. Etrafında çıkarları olanlar ve dalkavuklar her şeyini alkışlayıp, her işini övseler de gerçeği görmeyi ve doğruyu söyleyenlere yer vermeyi öğrenmedikçe idarenin altında olanlara çok çektirirsin, der. Adam bu sözlere kızarak, -Doğrusu akıl ve öğütten bol bir şey yok, kim isterse bol bol dağıtıyor, diye alay eder. Hz. İsa; -Ah keşke bu akıl ve öğüt nehrinden dolacak bir testin olsaydı, der ve oradan uzaklaşır. Havarileri ile beraber yoluna devam ederken yağmış araziye köprü gibi konmuş iki tahtanın yanında durur…Çamura batmamak için konulmuş bu iki tahtanın başında duran ve iki yüklü eşeği ile geçmeye hazırlanan adamın önüne geçer. Hz. İsa; Bu ince kalastan birer birer geçin. Eşeklerden biri tamamen geçmeden öbürü beraber olmasın der… Adam kızar ve inatla; -Ben görüyorum, aklın varsa kendine sakla. Bu tahtalar hepimizi çeker, der. Böylece eşeklerden birinin üzerine biner, birini de yedeğine alır. Daha tahtaların yarısına varmadan hepsi birden çamura çökerler. Hz. İsa yanlarına gelip; -Görüyorsun ki çöktü, der. Adam çamurlar içinde kalmış merkeplerini kaldırmaya çalışırken, öfke ile; -Çökmezdi ama sen karışınca öfkeli ve hırslı yürüdüm, diye bir de suçu üzerinden atar… Hz. İsa oradan uzaklaşırken; -Akılsız inat, mantıksız yorum ve iftira ne kötü yoldur, der. Hz. İsa Nasıra köyü yolu boyunca havarileri ile bu konuyu konuşarak yürür. Köye yaklaştıklarında iki iri yarı kişinin zayıf bir adamı öldüresiye kırbaçladıklarını görür. Aralarına firerek; -Bu zavallıyı bırakın, suçu nedir?, diye sorar. Kırbaçlayanlar bir an durup; -Biz emir kuluyuz, bu adam bizim ağanın bağından bir yük üzüm çaldı. Efendimiz emir verdi, biz de vuruyoruz. Dayağı yiyen fırsat buluncaya ağlayarak; -Efendiler, ağalar, bu adamlar bana bir yük üzüm sattılar. Sonra kahya bu yükü görüp parasını sorunca da bu adam çaldı dediler. Ne olur bu hırsızların ellerinden beni kurtarın der… Hz. İsa havarileri ile ağaya uğrar, durumu anlatır ve meselenin yeniden araştırılmasını öğüt verip; -İnsanın bir karar ve hüküm verdiği zaman bunun doğru olması için her iki tarafı da mutlaka dinlemesi gerek . Kör bile değneğini yürüdüğü yolun iki tarafına vurarak güvenle ilerler, der. Ağa sorumsuz bir eda ile; -Ben adamlarıma biraz ıslayın dedim, öldüresiye vurun demedim ya, sözleriyle meselenin aslına inmez. Hz. İsa; -Sürülerini yöneten çobandan, harmanını savuran çiftçiden, işlerini yürüten herkesten sen sorumlusun diye onu uyarmak ister. Ağa kaygısız; -Dünyaya bu kadar rahatsızlık için gelmedim ben, diye onlara yol verir. Hz. İsa havarilerine der ki: -Yol boyunca gördüğümüz kişiler ahmaklığın en açık alametleridir. Bütün hatalara eyvallah deyip beklemek, büyük işler yapmak sevdası ile fidan misali olan her şeyi tersine dikmek, kuru ve mantıksız inat, kibir ve iftiracı olmak, sorumluluğu bilmemek, dünyaya gelişi otlamak için sanmak ahmaklığın alametleridir. “Ben, Allah’ın izni ile ölüleri dirilttim ama ahmak ve akılsızlara çare bulamadım, nerede görürseniz kaçın” der. Milletler kaçamadıkları ahmak idarecilerden çektiklerini, veba salgınlarından çekmezler. Onun için Kur’an’ı Kerim, aklı her şeyde öne almış ve: “Ey insanlar! İdareyi içinizden dirayetli olanlara veriniz” demiştir. (Atiye Keskin (Kubanlı)nın, "Bir Nükte Bir Işık" kitabından "Ayak Naibi" yazısı gelecek nüshamızda okurlarımıza sunulacaktır)
Ekleme Tarihi: 14 Ocak 2024 - Pazar

Ahmaklığın Alametleri

Hz. İsa bir gün havarileri ile giderken dere kenarında bir adamın toprakta bir şeyler yaptığını görür, yanına sokulur, selam verip hatırını sorduktan sonra,

-Siz kimsiniz burada ne yapıyorsunuz, diye merakını açıklar.

Adam ciddiyetle;

-Görüyorsunuz ki fidan dikiyorum der.

Hz. İsa hayretle;

-Bu nasıl fidan dikiş, yapraklarını toprağa sokmuşsun, kökleri yukarıda kalmış, gözlerin mi görmez der.

Adam küstahça cevap verir;

-Ben bu şehrin yöneticisiyim. Gördüğünüz gibi fidanı ters dikiyorum. Çok değişik bir şey yapmış olarak herkes beni konuşacak… Milyonda bir ihtimal olarak bir kere de tutarsa benim için “Öyle güçlü bir adam ki isterse fidanı bile tersine diker!” diyecekler.

Hz. İsa bu ahmak kişiye esefle bakar ve;

-Sen her şeyini etrafın ne diyeceklerine göre değil, hak ve hakikat yolunda yap. Etrafında çıkarları olanlar ve dalkavuklar her şeyini alkışlayıp, her işini övseler de gerçeği görmeyi ve doğruyu söyleyenlere yer vermeyi öğrenmedikçe idarenin altında olanlara çok çektirirsin, der.

Adam bu sözlere kızarak,

-Doğrusu akıl ve öğütten bol bir şey yok, kim isterse bol bol dağıtıyor, diye alay eder.

Hz. İsa;

-Ah keşke bu akıl ve öğüt nehrinden dolacak bir testin olsaydı, der ve oradan uzaklaşır.

Havarileri ile beraber yoluna devam ederken yağmış araziye köprü gibi konmuş iki tahtanın yanında durur…Çamura batmamak için konulmuş bu iki tahtanın başında duran ve iki yüklü eşeği ile geçmeye hazırlanan adamın önüne geçer.

Hz. İsa;

Bu ince kalastan birer birer geçin. Eşeklerden biri tamamen geçmeden öbürü beraber olmasın der…

Adam kızar ve inatla;

-Ben görüyorum, aklın varsa kendine sakla. Bu tahtalar hepimizi çeker, der.

Böylece eşeklerden birinin üzerine biner, birini de yedeğine alır. Daha tahtaların yarısına varmadan hepsi birden çamura çökerler.

Hz. İsa yanlarına gelip;

-Görüyorsun ki çöktü, der.

Adam çamurlar içinde kalmış merkeplerini kaldırmaya çalışırken, öfke ile;

-Çökmezdi ama sen karışınca öfkeli ve hırslı yürüdüm, diye bir de suçu üzerinden atar…

Hz. İsa oradan uzaklaşırken;

-Akılsız inat, mantıksız yorum ve iftira ne kötü yoldur, der.

Hz. İsa Nasıra köyü yolu boyunca havarileri ile bu konuyu konuşarak yürür.

Köye yaklaştıklarında iki iri yarı kişinin zayıf bir adamı öldüresiye kırbaçladıklarını görür.

Aralarına firerek;

-Bu zavallıyı bırakın, suçu nedir?, diye sorar.

Kırbaçlayanlar bir an durup;

-Biz emir kuluyuz, bu adam bizim ağanın bağından bir yük üzüm çaldı. Efendimiz emir verdi, biz de vuruyoruz.

Dayağı yiyen fırsat buluncaya ağlayarak;

-Efendiler, ağalar, bu adamlar bana bir yük üzüm sattılar. Sonra kahya bu yükü görüp parasını sorunca da bu adam çaldı dediler. Ne olur bu hırsızların ellerinden beni kurtarın der…

Hz. İsa havarileri ile ağaya uğrar, durumu anlatır ve meselenin yeniden araştırılmasını öğüt verip;

-İnsanın bir karar ve hüküm verdiği zaman bunun doğru olması için her iki tarafı da mutlaka dinlemesi gerek . Kör bile değneğini yürüdüğü yolun iki tarafına vurarak güvenle ilerler, der.

Ağa sorumsuz bir eda ile;

-Ben adamlarıma biraz ıslayın dedim, öldüresiye vurun demedim ya, sözleriyle meselenin aslına inmez.

Hz. İsa;

-Sürülerini yöneten çobandan, harmanını savuran çiftçiden, işlerini yürüten herkesten sen sorumlusun diye onu uyarmak ister.

Ağa kaygısız;

-Dünyaya bu kadar rahatsızlık için gelmedim ben, diye onlara yol verir.

Hz. İsa havarilerine der ki:

-Yol boyunca gördüğümüz kişiler ahmaklığın en açık alametleridir. Bütün hatalara eyvallah deyip beklemek, büyük işler yapmak sevdası ile fidan misali olan her şeyi tersine dikmek, kuru ve mantıksız inat, kibir ve iftiracı olmak, sorumluluğu bilmemek, dünyaya gelişi otlamak için sanmak ahmaklığın alametleridir. “Ben, Allah’ın izni ile ölüleri dirilttim ama ahmak ve akılsızlara çare bulamadım, nerede görürseniz kaçın” der.

Milletler kaçamadıkları ahmak idarecilerden çektiklerini, veba salgınlarından çekmezler. Onun için Kur’an’ı Kerim, aklı her şeyde öne almış ve:

“Ey insanlar! İdareyi içinizden dirayetli olanlara veriniz” demiştir.

(Atiye Keskin (Kubanlı)nın, "Bir Nükte Bir Işık" kitabından "Ayak Naibi" yazısı gelecek nüshamızda okurlarımıza sunulacaktır)

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (1)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Erdinç Tosun
(13.01.2024 14:12 - #556)
Çok güzel öğütler, çok güzel bir yazı teşekkürker
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.