Atiye Keskin (Kubanlı) - Yazar
Köşe Yazarı
Atiye Keskin (Kubanlı) - Yazar
 

AKILLI KİME DERLER

Harun Reşit zamanında Vezirlik yapan bir ailenin so­yadı Bermekdir. Bu saya Bermekiler denilir. Zenginlikle­ri kadar akıllı kişiler olmakla da ün yapmışlardır... Bunlardan Hâlid Bermeki (bir gün adamları ile Mek­ke'ye giderken yolda (bir gurup derviş görünüşlü insan­lara rastlar. Selâm verdikten sonra,  Uğurlar ola, sizler kimlersiniz diye sorar. Onlar da;  Bizler ilim yolunda çalışan kimseleriz. Senede bir toplanır bir yıllık yaptığımız işlerin tartısını yaparız. Her birimiz 'İspanya’daki Sevil şehrinden Türkistan’a kadar yayılarak halkı hakikat yolunda uyarırız. Sonra da Mek­ke’de toplanır bir müddet kendi aramızda sohbetler yapa­rız derler... Hâlid Bermeki halleri pek hoş (bu guruba yakınlık gös­terir. Sonra hep birlikte bir ağacın gölgesinde dinlenirken sohbet ederler. İçlerinden biri Hâlid Bermeki’nin parma­ğında parlayan iri taşlı bir yüzüğe bakar ve:  Yüzüğünüz ne kadar güzel Yemen taşımı diye so­rar. Halid Bermeki,  Yüzüğümün asıl kıymeti taşın altında saklı zehir­dedir. «An zehr râ bermekem» yâni, şayet sıkıntıda kalırsam o zehri yalarım der. (Sermek! soyadının bu sözden geldiği de söylenegelir.) Bilginler birbirlerine manalı manalı bakışırlar. İçlerinden en yaşlıları der ki;  Sıkıntıda kalırsam bu zehri yalarım sözü ahmak kişilere yakışır. Halbuki sen çok akıllı bir adama benzi­yorsun. Akıllı kişi sıkıntıların üzerinden atlayacak yol bu­lur. Çalışır, didinir sabır ve dua eder. Hiç çare bulamaz­sa da neticeye katlanır... Halit Bermeki bu sözler karşısında utanarak yüzü­ğüne bakar ve:  O halde akıllı kişi kime derler, sizler söyleyiniz de bütün hayatım boyunca bana sözleriniz ışık olsun, diye rica eder. İhtiyarlar teklifi «Memnuniyetle» diye kabul ederler. En yaşlılar söze başlar; — Akıllı kişi odur iki zamanını değerlendirir. Çünkü hiç bir şey kaybolan zamanın yerini tutamaz. Gençliğin­de ve çocukluğunda zamanını değerlendirecek yolu bulan insan mutluluğun da yolunu bulur. Zamanın kıymetini bilen kişi onu beş paralık bir zehirle değişir mi? İkinci bilgin der ki:  Akıllı kişi varlığını ne ile tartacağını iyi bilendir. Sağlık, ömür, akıl her kişiye verilmiş gerçek birer varlıktır. Bu varlıklarını savuran, boşuna akan sular gibi harcayan kişi iki âlemdeki imtihanda da kaybeder... Üçüncüsü,  Bence akıllı kişi o dur ki kendini bilir sözleriyle başlar. Kendini bilen Rabbini bilir, haddini bilir. Rabbini bilen insan her şeyin ve kendisinin de sahibi olduğu idrakine varır. Bu idrakte olan akıl her an sahibine her şey­den hesap vereceği ürpertisi içindedir. Böylece bütün kötü duygular dökülürler. Aklını bu yolda tertemiz kulla­nan kişi; ailesine, milletine ve insanlığa hayırlı olarak bir yaşama yolu seçer... Dördüncü bilgin de bir hikmetli söz söyler:  Bence akıllı kişi fırsatları değerlendirendir. Hayat­ta her insanın önüne sayılı fırsatlar geçer. Fırsat çeşme­si hayatın pek belirli zamanlarında akar. Akil elindeki ka­bını zamanında çeşmeye tutmasını becerir. Hiç bir kim­se ucan fırsatın ardından yetişemez... Beşinci bilgin,  Akıl sabırdır diye kesin bir ifade ile başlar. İnsan dünyaya gözlerini açtığında bir hayvan yavrusundan daha yeteneksizdir. Sabırla ilim öğrenir sabırla bu öğrendiklerini hayırlı bir yolda kullanır. Onun için hak­kın bir adı da sabırdır.. Medeniyet ne kadar makineleşse da doğaya bağlı olan sabır gerektiren işleri makineleştiremez. Güneşin doğuşu için geceyi beklemek zorunda­dır. Çocuk dokuz ay anne karnında bekler. Bir kum ta­nesi istiridyenin karnında inci olabilmek için yıllarca der­yanın karanlıklarında kalır. Meyveler zamanı gelmeden ol­gunlaşmaz. Sabırsız her şey çürük ve tatsız olur. Sabır aklın muhafaza kutusudur. Sabırsız akıl her şeyi mahve­der. En sonuncusu der ki:  Bütün bu söylenenler gerçek ama tek taraflı. Hz. Ali'nin akıl için söylediği bir söz var ki bence bütün bu tarifleri de içine almış. Bu sözde denilir ki: Akıllı kişi her şeyi yerine koyandır. Bu cümle bü­tün ayrı ayrı söylediklerinizi içine alır. Her şeyi yerli yerine koyan kişi zamanını, parasını, fırsatları değerlendirir.1 Sabırla beklemesini de bilir... Milletler de her kişiyi kabiliyetince, değerince yerli yerine kayabildiklerince ilerler. Vezir olacak kişiyi usta, çoban olacak kişiyi Vezir yaparlarsa her şey tersine döner. Hâlit Bermeki sohbetlerinden pek hoşlandığı bu bilginleri ertesi gün için sarayına yemeğe davet eder ve: — Yarın ahmak kime derler, bir de bu konuyu inceleyelim der...    
Ekleme Tarihi: 10 Şubat 2024 - Cumartesi

AKILLI KİME DERLER

Harun Reşit zamanında Vezirlik yapan bir ailenin so­yadı Bermekdir. Bu saya Bermekiler denilir. Zenginlikle­ri kadar akıllı kişiler olmakla da ün yapmışlardır...

Bunlardan Hâlid Bermeki (bir gün adamları ile Mek­ke'ye giderken yolda (bir gurup derviş görünüşlü insan­lara rastlar. Selâm verdikten sonra,

  •  Uğurlar ola, sizler kimlersiniz diye sorar.

Onlar da;

  •  Bizler ilim yolunda çalışan kimseleriz. Senede bir toplanır bir yıllık yaptığımız işlerin tartısını yaparız. Her birimiz 'İspanya’daki Sevil şehrinden Türkistan’a kadar yayılarak halkı hakikat yolunda uyarırız. Sonra da Mek­ke’de toplanır bir müddet kendi aramızda sohbetler yapa­rız derler...

Hâlid Bermeki halleri pek hoş (bu guruba yakınlık gös­terir. Sonra hep birlikte bir ağacın gölgesinde dinlenirken sohbet ederler. İçlerinden biri Hâlid Bermeki’nin parma­ğında parlayan iri taşlı bir yüzüğe bakar ve:

  •  Yüzüğünüz ne kadar güzel Yemen taşımı diye so­rar.

Halid Bermeki,

  •  Yüzüğümün asıl kıymeti taşın altında saklı zehir­dedir. «An zehr râ bermekem» yâni, şayet sıkıntıda kalırsam o zehri yalarım der. (Sermek! soyadının bu sözden geldiği de söylenegelir.)

Bilginler birbirlerine manalı manalı bakışırlar.

İçlerinden en yaşlıları der ki;

  •  Sıkıntıda kalırsam bu zehri yalarım sözü ahmak kişilere yakışır. Halbuki sen çok akıllı bir adama benzi­yorsun. Akıllı kişi sıkıntıların üzerinden atlayacak yol bu­lur. Çalışır, didinir sabır ve dua eder. Hiç çare bulamaz­sa da neticeye katlanır...

Halit Bermeki bu sözler karşısında utanarak yüzü­ğüne bakar ve:

  •  O halde akıllı kişi kime derler, sizler söyleyiniz de bütün hayatım boyunca bana sözleriniz ışık olsun, diye rica eder. İhtiyarlar teklifi «Memnuniyetle» diye kabul ederler.

En yaşlılar söze başlar;

— Akıllı kişi odur iki zamanını değerlendirir. Çünkü hiç bir şey kaybolan zamanın yerini tutamaz. Gençliğin­de ve çocukluğunda zamanını değerlendirecek yolu bulan insan mutluluğun da yolunu bulur. Zamanın kıymetini bilen kişi onu beş paralık bir zehirle değişir mi?

İkinci bilgin der ki:

  •  Akıllı kişi varlığını ne ile tartacağını iyi bilendir. Sağlık, ömür, akıl her kişiye verilmiş gerçek birer varlıktır. Bu varlıklarını savuran, boşuna akan sular gibi harcayan kişi iki âlemdeki imtihanda da kaybeder...

Üçüncüsü,

  •  Bence akıllı kişi o dur ki kendini bilir sözleriyle başlar. Kendini bilen Rabbini bilir, haddini bilir. Rabbini bilen insan her şeyin ve kendisinin de sahibi olduğu idrakine varır. Bu idrakte olan akıl her an sahibine her şey­den hesap vereceği ürpertisi içindedir. Böylece bütün kötü duygular dökülürler. Aklını bu yolda tertemiz kulla­nan kişi; ailesine, milletine ve insanlığa hayırlı olarak bir yaşama yolu seçer...

Dördüncü bilgin de bir hikmetli söz söyler:

  •  Bence akıllı kişi fırsatları değerlendirendir. Hayat­ta her insanın önüne sayılı fırsatlar geçer. Fırsat çeşme­si hayatın pek belirli zamanlarında akar. Akil elindeki ka­bını zamanında çeşmeye tutmasını becerir. Hiç bir kim­se ucan fırsatın ardından yetişemez...

Beşinci bilgin,

  •  Akıl sabırdır diye kesin bir ifade ile başlar.

İnsan dünyaya gözlerini açtığında bir hayvan yavrusundan daha yeteneksizdir. Sabırla ilim öğrenir sabırla bu öğrendiklerini hayırlı bir yolda kullanır. Onun için hak­kın bir adı da sabırdır.. Medeniyet ne kadar makineleşse da doğaya bağlı olan sabır gerektiren işleri makineleştiremez. Güneşin doğuşu için geceyi beklemek zorunda­dır. Çocuk dokuz ay anne karnında bekler. Bir kum ta­nesi istiridyenin karnında inci olabilmek için yıllarca der­yanın karanlıklarında kalır. Meyveler zamanı gelmeden ol­gunlaşmaz. Sabırsız her şey çürük ve tatsız olur. Sabır aklın muhafaza kutusudur. Sabırsız akıl her şeyi mahve­der.

En sonuncusu der ki:

  •  Bütün bu söylenenler gerçek ama tek taraflı.

Hz. Ali'nin akıl için söylediği bir söz var ki bence bütün bu tarifleri de içine almış. Bu sözde denilir ki:

Akıllı kişi her şeyi yerine koyandır. Bu cümle bü­tün ayrı ayrı söylediklerinizi içine alır. Her şeyi yerli yerine koyan kişi zamanını, parasını, fırsatları değerlendirir.1 Sabırla beklemesini de bilir...

Milletler de her kişiyi kabiliyetince, değerince yerli yerine kayabildiklerince ilerler. Vezir olacak kişiyi usta, çoban olacak kişiyi Vezir yaparlarsa her şey tersine döner.

Hâlit Bermeki sohbetlerinden pek hoşlandığı bu bilginleri ertesi gün için sarayına yemeğe davet eder ve:

— Yarın ahmak kime derler, bir de bu konuyu inceleyelim der...

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.