Harun Reşit zamanında Vezirlik yapan bir ailenin soyadı Bermekdir. Bu saya Bermekiler denilir. Zenginlikleri kadar akıllı kişiler olmakla da ün yapmışlardır...
Bunlardan Hâlid Bermeki (bir gün adamları ile Mekke'ye giderken yolda (bir gurup derviş görünüşlü insanlara rastlar. Selâm verdikten sonra,
- Uğurlar ola, sizler kimlersiniz diye sorar.
Onlar da;
- Bizler ilim yolunda çalışan kimseleriz. Senede bir toplanır bir yıllık yaptığımız işlerin tartısını yaparız. Her birimiz 'İspanya’daki Sevil şehrinden Türkistan’a kadar yayılarak halkı hakikat yolunda uyarırız. Sonra da Mekke’de toplanır bir müddet kendi aramızda sohbetler yaparız derler...
Hâlid Bermeki halleri pek hoş (bu guruba yakınlık gösterir. Sonra hep birlikte bir ağacın gölgesinde dinlenirken sohbet ederler. İçlerinden biri Hâlid Bermeki’nin parmağında parlayan iri taşlı bir yüzüğe bakar ve:
- Yüzüğünüz ne kadar güzel Yemen taşımı diye sorar.
Halid Bermeki,
- Yüzüğümün asıl kıymeti taşın altında saklı zehirdedir. «An zehr râ bermekem» yâni, şayet sıkıntıda kalırsam o zehri yalarım der. (Sermek! soyadının bu sözden geldiği de söylenegelir.)
Bilginler birbirlerine manalı manalı bakışırlar.
İçlerinden en yaşlıları der ki;
- Sıkıntıda kalırsam bu zehri yalarım sözü ahmak kişilere yakışır. Halbuki sen çok akıllı bir adama benziyorsun. Akıllı kişi sıkıntıların üzerinden atlayacak yol bulur. Çalışır, didinir sabır ve dua eder. Hiç çare bulamazsa da neticeye katlanır...
Halit Bermeki bu sözler karşısında utanarak yüzüğüne bakar ve:
- O halde akıllı kişi kime derler, sizler söyleyiniz de bütün hayatım boyunca bana sözleriniz ışık olsun, diye rica eder. İhtiyarlar teklifi «Memnuniyetle» diye kabul ederler.
En yaşlılar söze başlar;
— Akıllı kişi odur iki zamanını değerlendirir. Çünkü hiç bir şey kaybolan zamanın yerini tutamaz. Gençliğinde ve çocukluğunda zamanını değerlendirecek yolu bulan insan mutluluğun da yolunu bulur. Zamanın kıymetini bilen kişi onu beş paralık bir zehirle değişir mi?
İkinci bilgin der ki:
- Akıllı kişi varlığını ne ile tartacağını iyi bilendir. Sağlık, ömür, akıl her kişiye verilmiş gerçek birer varlıktır. Bu varlıklarını savuran, boşuna akan sular gibi harcayan kişi iki âlemdeki imtihanda da kaybeder...
Üçüncüsü,
- Bence akıllı kişi o dur ki kendini bilir sözleriyle başlar. Kendini bilen Rabbini bilir, haddini bilir. Rabbini bilen insan her şeyin ve kendisinin de sahibi olduğu idrakine varır. Bu idrakte olan akıl her an sahibine her şeyden hesap vereceği ürpertisi içindedir. Böylece bütün kötü duygular dökülürler. Aklını bu yolda tertemiz kullanan kişi; ailesine, milletine ve insanlığa hayırlı olarak bir yaşama yolu seçer...
Dördüncü bilgin de bir hikmetli söz söyler:
- Bence akıllı kişi fırsatları değerlendirendir. Hayatta her insanın önüne sayılı fırsatlar geçer. Fırsat çeşmesi hayatın pek belirli zamanlarında akar. Akil elindeki kabını zamanında çeşmeye tutmasını becerir. Hiç bir kimse ucan fırsatın ardından yetişemez...
Beşinci bilgin,
- Akıl sabırdır diye kesin bir ifade ile başlar.
İnsan dünyaya gözlerini açtığında bir hayvan yavrusundan daha yeteneksizdir. Sabırla ilim öğrenir sabırla bu öğrendiklerini hayırlı bir yolda kullanır. Onun için hakkın bir adı da sabırdır.. Medeniyet ne kadar makineleşse da doğaya bağlı olan sabır gerektiren işleri makineleştiremez. Güneşin doğuşu için geceyi beklemek zorundadır. Çocuk dokuz ay anne karnında bekler. Bir kum tanesi istiridyenin karnında inci olabilmek için yıllarca deryanın karanlıklarında kalır. Meyveler zamanı gelmeden olgunlaşmaz. Sabırsız her şey çürük ve tatsız olur. Sabır aklın muhafaza kutusudur. Sabırsız akıl her şeyi mahveder.
En sonuncusu der ki:
- Bütün bu söylenenler gerçek ama tek taraflı.
Hz. Ali'nin akıl için söylediği bir söz var ki bence bütün bu tarifleri de içine almış. Bu sözde denilir ki:
Akıllı kişi her şeyi yerine koyandır. Bu cümle bütün ayrı ayrı söylediklerinizi içine alır. Her şeyi yerli yerine koyan kişi zamanını, parasını, fırsatları değerlendirir.1 Sabırla beklemesini de bilir...
Milletler de her kişiyi kabiliyetince, değerince yerli yerine kayabildiklerince ilerler. Vezir olacak kişiyi usta, çoban olacak kişiyi Vezir yaparlarsa her şey tersine döner.
Hâlit Bermeki sohbetlerinden pek hoşlandığı bu bilginleri ertesi gün için sarayına yemeğe davet eder ve:
— Yarın ahmak kime derler, bir de bu konuyu inceleyelim der...