Fatih Sultan Mehmed, halkı dinî inanışlarında, papazları dinî faaliyetlerinde serbest bırakmıştır. İslâm dininin insanlara verdiği kıymetten faydalanan Ortodoks Kiliseleri ve başında bulunan papazlar bu büyük hüsnüniyeti suistimâl etmiş, Türkün kuvvetli zamanlarında el etek öpüp zayıf zamanlarında kiliseleri bir silâh deposu haline getirerek isyankârlara yardımcı oldukları tarihî bir hakikattir.
Tarihte Venedikliler tarafından cüzzamlılar gibi muayyen bir köye sürülmüş ve hiç kıymet bulmamış papazlar, Kıbrısta ancak Türklerin Kıbrıs'ı işgal etmelerinden sonra kıymet bulmuşlar. Lala Mustafa Paşa tarafından Kıbrıs Başpiskoposu Venediklilerin sürgününden kurtarılarak kiliselerin başına getirilmiştir. Bunlar tarihî vesikalarla sabittir.
Cahil papazlardan bâzıları her çağda hıristiyanlığa leke sürmüşlerdir...
Fatih Sultan Mehmed'den sonra bir çok devirlerde muzır faaliyetleri görülmüştür.
Son olarak II. Mahmut tarafından Ege adalarındaki Rumları isyana sevkettikleri delillerle sabit olunca Patrik Grigoryos ile bazı Metropolit'ler Fener Patrikhanesi'nin orta kapısında asılmıştır.
Rumlar,şimdi kapalı olan bu kapıyı serbestçe gidip ziyaret etmektedirler.
Her seferinde Türkler tarafından iyi muamele gören Papazların Kıbrıs'ta insanlık sevgisine örnek olmaları ne kadar arzulanır.