Atiye Keskin (Kubanlı) - Yazar
Köşe Yazarı
Atiye Keskin (Kubanlı) - Yazar
 

Hep Aynı Kim Kalmış

Sevimli akıllı küçük bir kızı seviyordum. Babasının ne iş yaptığımı sordum, kızardı ve bir türlü söylemek istemedi. Sonradan öğrendiğime göre, amele bir adammış, çocuğa babasının mesleğinden utanmak gibi yanlış bir fikri aşılayan cemiyettir. Her ailenin tarihi bir tetkiki yapılırsa, inişli çıkışlı, üzüntülü, ferahlı bir çizgiye tabi olduğu görülür. Bir kararda “Allah kalmış “ Sözü her fırsatta sık sık karşımıza çıkan bir ata sözüdür. Orta tabaka yani küçük işlerle hayıtını kazanan insanlar, dünyanın bütün cemiyetlerinde ekseriyeti teşkil ederler. Fakat babaların işleri çocukların yarın büyük adam olmasını önleyecek değil, bilakis teşvik edecek bir hâldir. Büyük işler başarmış, cemiyete faydalı olmuş insanların geçmişlerine bakılırsa, çoğunun orta tabaka saydığımız insanların çocukları olduğu görülür. Bilhassa küçük mevkilerde çalışanların çocuklarını hayat, daima yükselmeye zorladığı için iyi istikballere daha çok namzettirler. Babanın mesleği, annesinin bir işçi olması, çocuğa küçüklük hissi vermesi, bulunduğumuz topluluğun, okulların, mahallenin, çocuklar üzerinde gayet yanlış telkin ve terbiyelerin bir neticesidir. Bu ne kadar sakat bir düşünce tarzıdır. Hep ayni kalmış kim vardır? İnsanların yarınlarının ne olacağını  bildiren hiç bir şey yoktur. Namusla çalışıp hayatını kazanan insanlar bilakis iftihar edilecek insanlardır. Şahıslara itibar ederken onların ailelerine, babalarına, annelerine göre değil kendi kabiliyetlerine, ahlâklarına, şeref duygularının üstünlüklerine, çalışmalarına göre kıymet vermek lazımdır. Bu bilhassa öğretmenler için düşünülecek bir husustur. İnsanın  asaleti kendisinde başlar, ailelerin tarihlerini yüz yıllar boyunca tetkik etmek mümkün olsaydı, herkesin soyunda utanılacak veya  iftihar edilecek kimseler bulmak mümkün olacaktı. İyi bir aile terbiyesi ile yetişmiş insanlara vereceğimiz kıymet büyüktür. Ama kendi kabiliyeti, aklı, şerefi, üstün bir insanın ailesinin küçük meslek erbabı olmasından üzülmesi cemiyetin yanlış bir düşünce tarzı, bir terbiye hatası ve cahilce bir görüşünden başka bir şey değildir.  
Ekleme Tarihi: 30 Nisan 2024 - Salı

Hep Aynı Kim Kalmış

Sevimli akıllı küçük bir kızı seviyordum. Babasının ne iş yaptığımı sordum, kızardı ve bir türlü söylemek istemedi. Sonradan öğrendiğime göre, amele bir adammış, çocuğa babasının mesleğinden utanmak gibi yanlış bir fikri aşılayan cemiyettir. Her ailenin tarihi bir tetkiki yapılırsa, inişli çıkışlı, üzüntülü, ferahlı bir çizgiye tabi olduğu görülür. Bir kararda “Allah kalmış “ Sözü her fırsatta sık sık karşımıza çıkan bir ata sözüdür. Orta tabaka yani küçük işlerle hayıtını kazanan insanlar, dünyanın bütün cemiyetlerinde ekseriyeti teşkil ederler. Fakat babaların işleri çocukların yarın büyük adam olmasını önleyecek değil, bilakis teşvik edecek bir hâldir. Büyük işler başarmış, cemiyete faydalı olmuş insanların geçmişlerine bakılırsa, çoğunun orta tabaka saydığımız insanların çocukları olduğu görülür. Bilhassa küçük mevkilerde çalışanların çocuklarını hayat, daima yükselmeye zorladığı için iyi istikballere daha çok namzettirler. Babanın mesleği, annesinin bir işçi olması, çocuğa küçüklük hissi vermesi, bulunduğumuz topluluğun, okulların, mahallenin, çocuklar üzerinde gayet yanlış telkin ve terbiyelerin bir neticesidir. Bu ne kadar sakat bir düşünce tarzıdır. Hep ayni kalmış kim vardır? İnsanların yarınlarının ne olacağını  bildiren hiç bir şey yoktur. Namusla çalışıp hayatını kazanan insanlar bilakis iftihar edilecek insanlardır. Şahıslara itibar ederken onların ailelerine, babalarına, annelerine göre değil kendi kabiliyetlerine, ahlâklarına, şeref duygularının üstünlüklerine, çalışmalarına göre kıymet vermek lazımdır. Bu bilhassa öğretmenler için düşünülecek bir husustur. İnsanın  asaleti kendisinde başlar, ailelerin tarihlerini yüz yıllar boyunca tetkik etmek mümkün olsaydı, herkesin soyunda utanılacak veya  iftihar edilecek kimseler bulmak mümkün olacaktı. İyi bir aile terbiyesi ile yetişmiş insanlara vereceğimiz kıymet büyüktür. Ama kendi kabiliyeti, aklı, şerefi, üstün bir insanın ailesinin küçük meslek erbabı olmasından üzülmesi cemiyetin yanlış bir düşünce tarzı, bir terbiye hatası ve cahilce bir görüşünden başka bir şey değildir.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.