Atiye Keskin (Kubanlı) - Yazar
Köşe Yazarı
Atiye Keskin (Kubanlı) - Yazar
 

Fantezi

Bektaşinin bir sırtına giydiği kürkün yakası içinde sağa sola azametle bakan bir tacirin kulağına eğilerek demiş ki : -O kadar böbürlenme üzerinde taşıdığın kürk elli sene içinde yaşayan hayvanı bile hayvanlıktan kurtaramadı...  Güzel ve zevkli giyinmek herkeste aranan bir vasıftır ama, Hürriyet gazetesinde tertiplenen, İstanbul'un güzel giyinen on kadınının seçilmesi, pek çok kimseyi şüphesiz ki derin derin düşündürmüştür. Bir defa müsabaka ayni seviyede kimseler arasında olur.  Hiç bir zaman bir koşuda atları ve tavşanları bir araya koymazlar. Şayet bu müsabakanın başına "Milyonlarla oynayan kadınlar arasında" tâbiri konsa idi daha mantıkî olmaz mıydı acaba?.. İstanbul'da üstün zevkli ressam hanımlar, öğretmenler, akademi talebeleri pek çoktur, fakat maddi imkânları hiç bir zaman böyle bir yarışmaya katılacak durumda değildir.. Ama denilebilir ki az bir bütçe ile de zarif giyinilebilir... Evet, fakat bu az bir bütçe ile zarif giyinen hanım, hiç bir zaman en yüksek kumaşlarla ve Paris’te tahsil etmiş, en yüksek terzilerle işbirliği eden kadınlarla yarışamazlar. Böyle olunca da bu müsabakanın milyoner kadınlar arasında yapıldığı açıklanmalıydı. Yoksa bu on kadın hiç bir zaman İstanbul'un en güzel giyinen kadını olarak bütün şehri içine alan bir yarışma kahramanı olamazlar... Arap prensi Mümin, İskenderiye sokaklarında tanıdığı Satı kızı, Kral Hüseyin daktilo olan karısını Paris’in güzellik ve giyim salonlarından çıkarınca, yeniden yaratılmışlar gibi en güzel giyinen, en zevkli giyinen kadın oluvermişlerdir. Bu asırda para ile satın alınmayacak zekâdan başka ne kaldı ki? Bütün bunlara ilave olarak diyebilirim ki:  Güzel giyinmek için tevazu ve bilgi şarttır. Üzerindeki elbiseler kendisine azamet ( Büyüklük duygusu)ve gurur veren herkese tepeden bakan bir insan giyinişi ne kadar harikulâde olursa olsun insanlara batar. Tevazuun süslemediği kıyafet güzel olamaz... Tabiat herkesi kıyafetlerin yakışacağı gibi güzel yaratmamıştır. Ama tevazu ile süslenen giyiniş, en çirkin insanları bile güzelleştirir. Ben; bu on kadından hiç değilse birinin, nice yüksek zevkli, fakat maddî imkânları olmayan kadınlar namına bu haktan feragat ediyorum demesini ne kadar arzu ederdim.  
Ekleme Tarihi: 19 Temmuz 2024 - Cuma

Fantezi

Bektaşinin bir sırtına giydiği kürkün yakası içinde sağa sola azametle bakan bir tacirin kulağına eğilerek demiş ki :

-O kadar böbürlenme üzerinde taşıdığın kürk elli sene içinde yaşayan hayvanı bile hayvanlıktan kurtaramadı... 

Güzel ve zevkli giyinmek herkeste aranan bir vasıftır ama, Hürriyet gazetesinde tertiplenen, İstanbul'un güzel giyinen on kadınının seçilmesi, pek çok kimseyi şüphesiz ki derin derin düşündürmüştür.

Bir defa müsabaka ayni seviyede kimseler arasında olur. 

Hiç bir zaman bir koşuda atları ve tavşanları bir araya koymazlar. Şayet bu müsabakanın başına "Milyonlarla oynayan kadınlar arasında" tâbiri konsa idi daha mantıkî olmaz mıydı acaba?..

İstanbul'da üstün zevkli ressam hanımlar, öğretmenler, akademi talebeleri pek çoktur, fakat maddi imkânları hiç bir zaman böyle bir yarışmaya katılacak durumda değildir.. Ama denilebilir ki az bir bütçe ile de zarif giyinilebilir... Evet, fakat bu az bir bütçe ile zarif giyinen hanım, hiç bir zaman en yüksek kumaşlarla ve Paris’te tahsil etmiş, en yüksek terzilerle işbirliği eden kadınlarla yarışamazlar. Böyle olunca da bu müsabakanın milyoner kadınlar arasında yapıldığı açıklanmalıydı. Yoksa bu on kadın hiç bir zaman İstanbul'un en güzel giyinen kadını olarak bütün şehri içine alan bir yarışma kahramanı olamazlar...

Arap prensi Mümin, İskenderiye sokaklarında tanıdığı Satı kızı, Kral Hüseyin daktilo olan karısını Paris’in güzellik ve giyim salonlarından çıkarınca, yeniden yaratılmışlar gibi en güzel giyinen, en zevkli giyinen kadın oluvermişlerdir. Bu asırda para ile satın alınmayacak zekâdan başka ne kaldı ki?

Bütün bunlara ilave olarak diyebilirim ki: 

Güzel giyinmek için tevazu ve bilgi şarttır. Üzerindeki elbiseler kendisine azamet ( Büyüklük duygusu)ve gurur veren herkese tepeden bakan bir insan giyinişi ne kadar harikulâde olursa olsun insanlara batar. Tevazuun süslemediği kıyafet güzel olamaz...

Tabiat herkesi kıyafetlerin yakışacağı gibi güzel yaratmamıştır. Ama tevazu ile süslenen giyiniş, en çirkin insanları bile güzelleştirir.

Ben; bu on kadından hiç değilse birinin, nice yüksek zevkli, fakat maddî imkânları olmayan kadınlar namına bu haktan feragat ediyorum demesini ne kadar arzu ederdim.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.