Porfirio Diaz , 20.yüzyılın ilk yıllarında Meksika' yı yöneten bir diktatördü..
Karşısında Meksikalıların milli kıyafeti ile ayakta duran sert bakışlı genç adama çok sert bir sesle:
- Sabır.. diyordu.
O genç adam, daha sert bir ses tonu ile,
- Biz ekmeğimizi mısırdan yaparız, sabırdan değil! diyor ve sarayı terkediyorlar. Isyan başlıyor, Bütün Meksika'ya yayılıyor.
Sonunda zafer, köylülerin isyanını yöneten Midero güçlerinin oluyor ve Diaz, ülkeden kaçmak mecburiyetinde kalıyor.
"Ekmeğini sabırdan değil, mısırdan yapanlar kazanmıştı.."
1953 yılında seyretmiştik Viva Zapata filmini Yıldız sinemasında Marlon Brando ile Antony Quin Zapata kardeşleri oynuyorlardı.
Tam lise ile üniversite arası yaşlardaydık..
Filmi seyredip sinemadan çıkarken hepimiz, içimizden kendimizi Emilano Zapata gibi " Köylülerin ekmeğinin sabır yerine mısırdan yapması mücadelesine destek vermeye yemin ediyorduk."
Yıldız sineması, Taksimden Tünel'e uzanan İstiklâl caddesinin başlangıcının sol tarafındaydı. Ondan elli metre önce Lâle sineması vardı.
Bu iki sinema biz talebelere indirimli bilet satardı. Ne günlerdi o günler.
Viva Zapata filmini seyreder,kendimizi " Devrimci" Gregory Peck ile Jenifer Jones' in " Aşktan da üstün " filmini seyreder, kendimizi "Aşık" sanırdık.
Ne yazık, aradan 70 yıl geçti mısırla sabır arasındaki farkı fark etmeden yaşıyoruz.
Bazıları da seçilince, kendilerini " Devlet adamı" sanıyor.