Sendika liderleri!
Asgari ücret komisyonu toplantılarına niye gidiyorsunuz ki?
Önce sizin o komisyon kararına itiraz hakkınızı aldılar, sonra da temsil ettiğiniz kitleyi aç bıraktılar.
İşçilere daha mutlu bir hayat yaşatmanın tek sartı grevdir.
Bugünün siyaset dünyasında ne Seyfi Demirsoy, ne Halil Tunç, ne Şevket Yılmaz, ne Bahir Ersoy, ne Fehmi Işıklar, ne Rıdvan Budak, ne Kemal Türkler gibi bir sendikacı, ne de Hüsamettin Tiyanşan, Osman Özer ve Kasım Önadım gibi bir "Esnaf ve Sanatkârlar"ın temsilcisi var.
Yani demokrasimizin sol ayağı sakat.
CHP ' yi sorarsanız o aslında dünyadaki bütün Cumhuriyetçi partiler gibi solda değil, sağda.
***
ÖZGÜR BEYDEN 60 SENE ÖNCE BEN DE
BAŞSAVCI İLE KAVGA ETMİŞTİM.
Başsavcı İle Kavga
Ereğli Demir ve Çelik Fabrika'larının açılışı dolayısıyla, "Açılışı Görmeyen Birisi" başlığı ile yazdığım yazı, CHP Sakarya Milletvekili Burhan Akdağ'ın kardeşi ve yaman bir Adalet Partisi düşmanı olan Bursa Cumhuriyet Başsavcısı Muzaffer beyi çileden çıkarmıştı. Basın Savcısı Selahattin Özkiper'e, "Adam alenen suç işliyor. Siz hakkından gelemiyor. sunuz. Onun ifadesini ben alacağım" demiş, hazırlığını tamamlamış, davetini yapmıştı. Odasına girer girmez, “Siz milletvekili olmak için bu cahil halkı istismar ediyorsunuz. Kanunlara aykırı yazılar yazıyorsunuz" diye bağırmağa başlamıştı.
"Ya siz?" dedim. "Ya siz iktidara uşaklık yapmıyor musunuz? Benim hakkımda açtığınız davaların asgari cezası bir yıl ağır hapistir. Anayasa'ya göre, bir yıl ağır hapis cezası alanlar, affedilmiş olsalar bile seçilme hakkını kaybediyorlar. Siz hangi seçilmekten bahsediyorsunuz. Bu davalardan birinde mahkûm olsam, bırakınız milletvekili olmayı, bunca tahsil hayatım boşa gidecek, avukatlık bile yapamayacağım. Bunu göze almış adama, siz idealist gözüyle bakacağınız yerde, 'Halka dalkavukluk yapıyorsunuz' diyorsunuz. Siz benim siyasi istikbalimden daha çok ekmeğimle oynuyorsunuz. Şimdi söyleyin bakalım, ben mi halkı istismar ediyorum, siz mi ?
Zabıt Kâtibi Nejdet, bu hakaretin şahidi olmamak için usulcacık odadan çıkmıştı. Başsavcı, Nejdet'i bir daha çağırmadı. Yüzü önce kıpkırmızı, sonra da bembeyaz oldu. "Arkadaşlar daha sonra ifadenizi alırlar" dedi ve kendisi ifade almaktan vazgeçti.
"Arkadaşlar" ifademi aldılar da.
Ama ifademi alırken, "Açılışı Görmeyen Birisi" başlıklı yazıda bahsedilen şahsın, Erdemir'i kuran, hayatını feda edercesine kendisini bu projeye adayan ve o camiada ismi efsaneleşen Cevat Süberk olduğunu ve Cevat Süberk'in de Erdemir'in açılışından takriben bir ay evvel bir trafik kazasında öldüğünü öğrendiler. Bunu yutmasalar da, bu yazı nedeniyle dava açamadılar.
Biliyorlardı ki, Cevat Süberk'i kendileri gibi, o yazıyı okuyanlar da tanımıyor ve açılışı görmeyen birisinin "Menderes" olduğunu düşünüyordu. Zaten yazarın maksadı da bunu düşündürtmekti.