Temel görevi, T. C. Devletinin ve Türk Milletinin aleyhinde haber yaymak ve bu tür haberleri dezenformatif bir şekilde üreten kişi veya kurumların promosyonunu yapmaktır. Bir örnek, Halk TV’nin Ermeni HDP milletvekili Garo Paylan’ı sık sık konuk etmesiydi. Paylan devamlı olarak Ermeni SOYKIRIMI iftirasını doğruymuş gibi konuşurdu. 19 Mayıs 2022 tarihli Kemalist-demokrat TÜRKİYE başlıklı dergimde iddiaları çürütüldükten sonra sesi kesildi, Halk TV’de de bir daha görünmez oldu. MÜHENDİS GÖZÜ İLE TEMEL BİR HUKUK KURALI: “Katil zanlısı, öldürmediğini en doğru kendisi bildiği kişi veya kişileri arar, bulur mahkemeye getirir ise, serbest kalır.” Türkiye 1965 yılından beri SOYKIRIM HÜKÜMLÜSÜDÜR. 1965 Yılında URUGUAY Parlamentosu 1915 – 1916 SEVK ve İSKÂN olaylarını SOYKIRIM olarak ilan etmiştir. Türkiye’nin ve medyasının bu ilan karşısında tepkisi olmamıştır. ABD Başkanları 1998 yılından beri her yıl 24 Nisan günleri aynı cümle (“ … Türkler 1.5 milyon Ermeni’yi ülke sınırları dışına sürmüş ve katletmiştir…”) ile dedelerimizi suçlamışlardır. İlk suçlayan Clinton idi. 27 yıldır devam eden 1.5 milyon. Ermeni katliamı suçlamasına tepki olmamıştır. 2021 yılında Biden 24 Nisan 2021 günü 1.5 milyon katliam suçlamasını SOYKIRIM olarak tanımlayınca Türkiye’den GÜR bir tepki çıkmıştır, 1.5 milyon katliam suçlamasına değil; SOYKIRIM sözcüğüne ! Bir gün sonra (25.4.2021) Anadolu Ajansı’na yaptığım açıklamada 1.5 milyon Ermeni katliamı iddiasına itiraz etmiş, kısa bir süre sonra “HADİ GELİN, YÜZLEŞELİM” ve “Facing all the FACTS” başlıklı kitaplarımı yayımlamıştım. Anadolu Ajansı yayını da anılan kitaplar da medyamızın konuya karşı kalın ilgisizlik duvarını delip aşamamıştı. 21 Nisan 2024 tarıhli Cumhuriyet Gazetesi Ankara bürosundan yarım sayfa ilan ücretini sormuş ve 70 000 + kdv olduğunu öğrenmiş, ilan metnini 23 Nisan’da göndermiş, 2 – 3 saat sonra sözlü olarak şu cevabı almıştım: “Hukuk birimimiz onaylamadı. İlanınızı yayımlayamayacağız.” Onaylanmayan ilan Biden’ın 24 Nisan’da yayımlayacağı bildiride tekrarlayacağı 1.5 milyon Ermeni katli iddiasını çürüten, ABD belgeleri ile Ermeni yayınlarına dayalı olarak tespit ettiğimiz, 1918 yılında HAYATTA olan 1 586 000 Ermeni’yi ayrıntıları ile gösteren tablo idi. “CUMHURİYET olmadı ise NEW YORK TIMES” diye düşündüm ve tam sayfa ilan hazırladım, NULL & VOID (geçersiz, boş laf = 1.5 m. katliama dayalı SOYKIRIM iddiası) diye başlık altında. Hesabım şöyle idi: NYT yayımlamayacak, biz de seçilmiş 8 gazetemizde Türkçe yayımlatarak, “İşte, demokrasi sevdalısı ABD’nin en önemli gazetesi başkanlarının 27 kez tekrarladıkları beyanın yalan dolayısı ile Biden’ın SOYKIRIM iddiasının NULL & VOID  olduğunu ortaya koyan bir ilanı yayımlayamadı. “Korktu.” diyecektim. Kursağımda kaldı. Meğerse asıl korkaklar bizde imiş: Hürriyet, Milliyet, SÖZCÜ (yazılı cevap); Yeniçağ, Akşam, Cumhuriyet (yeni, yazılı başvuruya), Sabah (cevap vermeyerek). Bu sonuçlar nedeniyle Yeni Şafak ile Karar gazetesine sormadım. NYT’ın ilanı kabul etmemesini anlayabiliyorum: ABD’deki güçlü Ermeni lobisi.       Bizim, Anlı - Şanlı Medyamızın burunlarından kıl aldırmayan kocamanları gerçekleri (3 ABD belgesi) yayımlamaktan kimden ve de neden korkmuş olabilirler? Çok düşündüm. Bulabildiğim tek neden şu: BİZ NASIL ARTIK BİZ’e BENZEMİYORSAK, MEDYAMIZ DA ARTIK…