Hamdi Özdemir
Köşe Yazarı
Hamdi Özdemir
 

Anneme ve Annelere Saygıyla...

Annelerimizin gözünde hep çocuğuz... Annem hisli bir kadındı. Bu topraklarda yaşayan her anne gibi… Yaşam, annemin ıslak kirpiklerinde, buğulu gözlerinde, nur gibi aydınlık yüzünde ifade bulurdu… Yokluklar ve zorluklar içinde var olmuştu. Babam evi terk edip gurbete gittiğinde, altı sene onu ne aramış ne sormuştu. Altı çocukla bir başına kalmış. Kimselere sıkıntısını da belli etmemiş. Rahmetli dedem "Annemin babası" destek olmuş, korumuş kollamış. Annem öyle anlatırdı… Anadolu’nun kuş uçmaz kervan geçmez bir köyünde elde yok, avuçta yok… Bu koşullarına rağmen bizim ayağımıza bir taş değmemesi için saçını süpürge etmişti yıllarca… Annemin yüzüne her baktığımda hayatın acımasızlığını görürdüm. Her ne kadar bize belli etmemeye çalışsa da anlardım o gözlerden… Küçüktüm. Annem ağladığında ona bakar ben de ağlardım. Aslında neye ağladığını bilemezdim. Anne evlat duygusu bu sanıyorum. Hisler bir birine geçişli… Annem; Çok genç yaşında vefat eden Zeynep ablama ağlarmış. İlk kızıydı Zeynep ablam. “Sarı Zeynep” iydi... Babam gurbete gittiğinde anneme yarenlik de etmiş Zeynep ablam. İlk evladı olması bir yana, sanırım onunda çok etkisi olmuştu. Son nefesine kadar Zeynep ablamı zihninden ve yüreğinden asla çıkaramadı. Evlat ateşi yüreğinde bir türlü sönmedi. 2017 yılında vefatıyla, yüreğinde sönmeyen evlat acısını da birlikte götürdü... İnsanlar, hayatının hangi safhasında olursa olsun, annelerinin nazarında hep bir çocuktur. Gerçekten mert bir yaratılışa sahip bir erkeğin ağlayışı kadar kadında acıma duyguları uyandıracak bir şey düşünülemez. Hele hele de kadın anne olursa... Ah be oğlum! Sen ne zaman bu kadar büyüdün; Ergenlik yıllarıydı... Yine yarım kalan cümlem annemin okkalı tokatıyla tamamlandı. Dimdik durdum karşısında. Cevap vermedikçe daha da sinirlendi. İnat ettim cevap vermedim. Gözlerinden annemin nasıl bir korku yaşadığı her haliyle belli oluyordu... “Korktuğunuzda en sevdiğinize bile zarar verebilirsiniz”. Bir ara dudağımın kanadığını fark ettim. Anneme göstermeden dudağımı ısırdım. Bir süre sonra annemin ayakta duracak hali kalmamıştı. Bitti mi anne diye sordum, ne bitti mi oğlum? Annem yaşadığı korkudan ne yaptığının farkında bile değildi... Ergenlik yaşındayım. Eve ilk defa sabaha karşı geliyordum. Üstelikte anneme haber de vermemiştim. Her şeyi hesap edemediğimiz yaşlar malum. Bu sebepten anneme hiç yaşamadığı bir korku yaşatmıştım. Sabah ben eve gelene kadar evin içinde dokuz değil on dokuz doğurmuş, her araba sesinde pencereye kuşmuş, hissettiği her tıkırtıdan oğlum geldi diye kapıya koşmuş... Canından canı gitmiş annemin... Korkusu son bulup biraz sakinleşince, şimdi git yat. Sonra konuşacağız seninle... Bende, geceden kalmış, uykusuz, yorgun üzgündüm. Yatağa girdim başıma yorganı çektiğimi anımsıyorum... Uyandığımda annem başucumda bekliyordu… Hadi kalk hınzır sofra da hazır, elini yüzünü yıka... Masaya oturdum annem tam karşımdaydı. Hadi anlat bakalım gece neredeydin? Anne inan ki kötü bir şey yapmadım bunu bil yeter ne olur! Arkadaşlarla evde oyuna daldık, baktık saat sabahın dördü olmuştu. Bir iki saat sonra hava aydınlanacak o zaman gidersin dediler hepsi bu. Seni üzeceğimi bilemedim, çok üzgünüm özür diliyorum, deyince annemin göz pınarları bir çağlayan gibi yanaklarında süzüldü... Yüreğim parça parça olmuştu… Kalktım boynuna sarıldım. Annem yüzümü gözümü öpüyor, saçlarımı kokluyor, hem de ağlıyordu. Anne seni üzdüğüm için çok pişmanım, bir daha olmaz dedim... Yanıma oturdu anlımdan öptü ve dedi ki; "Ah be oğlum, sen ne zaman bu kadar çabuk büyüdün?"  
Ekleme Tarihi: 13 Mayıs 2023 - Cumartesi

Anneme ve Annelere Saygıyla...

Annelerimizin gözünde hep çocuğuz...

Annem hisli bir kadındı. Bu topraklarda yaşayan her anne gibi…

Yaşam, annemin ıslak kirpiklerinde, buğulu gözlerinde, nur gibi aydınlık yüzünde ifade bulurdu…

Yokluklar ve zorluklar içinde var olmuştu. Babam evi terk edip gurbete gittiğinde, altı sene onu ne aramış ne sormuştu. Altı çocukla bir başına kalmış. Kimselere sıkıntısını da belli etmemiş. Rahmetli dedem "Annemin babası" destek olmuş, korumuş kollamış. Annem öyle anlatırdı…

Anadolu’nun kuş uçmaz kervan geçmez bir köyünde elde yok, avuçta yok…

Bu koşullarına rağmen bizim ayağımıza bir taş değmemesi için saçını süpürge etmişti yıllarca…

Annemin yüzüne her baktığımda hayatın acımasızlığını görürdüm. Her ne kadar bize belli etmemeye çalışsa da anlardım o gözlerden…

Küçüktüm. Annem ağladığında ona bakar ben de ağlardım. Aslında neye ağladığını bilemezdim. Anne evlat duygusu bu sanıyorum. Hisler bir birine geçişli…

Annem;

Çok genç yaşında vefat eden Zeynep ablama ağlarmış. İlk kızıydı Zeynep ablam. “Sarı Zeynep” iydi... Babam gurbete gittiğinde anneme yarenlik de etmiş Zeynep ablam. İlk evladı olması bir yana, sanırım onunda çok etkisi olmuştu. Son nefesine kadar Zeynep ablamı zihninden ve yüreğinden asla çıkaramadı. Evlat ateşi yüreğinde bir türlü sönmedi.

2017 yılında vefatıyla, yüreğinde sönmeyen evlat acısını da birlikte götürdü...

İnsanlar, hayatının hangi safhasında olursa olsun, annelerinin nazarında hep bir çocuktur. Gerçekten mert bir yaratılışa sahip bir erkeğin ağlayışı kadar kadında acıma duyguları uyandıracak bir şey düşünülemez. Hele hele de kadın anne olursa...

Ah be oğlum! Sen ne zaman bu kadar büyüdün;

Ergenlik yıllarıydı...

Yine yarım kalan cümlem annemin okkalı tokatıyla tamamlandı. Dimdik durdum karşısında. Cevap vermedikçe daha da sinirlendi. İnat ettim cevap vermedim. Gözlerinden annemin nasıl bir korku yaşadığı her haliyle belli oluyordu...

“Korktuğunuzda en sevdiğinize bile zarar verebilirsiniz”. Bir ara dudağımın kanadığını fark ettim. Anneme göstermeden dudağımı ısırdım. Bir süre sonra annemin ayakta duracak hali kalmamıştı. Bitti mi anne diye sordum, ne bitti mi oğlum? Annem yaşadığı korkudan ne yaptığının farkında bile değildi...

Ergenlik yaşındayım. Eve ilk defa sabaha karşı geliyordum. Üstelikte anneme haber de vermemiştim. Her şeyi hesap edemediğimiz yaşlar malum. Bu sebepten anneme hiç yaşamadığı bir korku yaşatmıştım. Sabah ben eve gelene kadar evin içinde dokuz değil on dokuz doğurmuş, her araba sesinde pencereye kuşmuş, hissettiği her tıkırtıdan oğlum geldi diye kapıya koşmuş...

Canından canı gitmiş annemin...

Korkusu son bulup biraz sakinleşince, şimdi git yat. Sonra konuşacağız seninle... Bende, geceden kalmış, uykusuz, yorgun üzgündüm. Yatağa girdim başıma yorganı çektiğimi anımsıyorum...

Uyandığımda annem başucumda bekliyordu…

Hadi kalk hınzır sofra da hazır, elini yüzünü yıka...

Masaya oturdum annem tam karşımdaydı. Hadi anlat bakalım gece neredeydin? Anne inan ki kötü bir şey yapmadım bunu bil yeter ne olur! Arkadaşlarla evde oyuna daldık, baktık saat sabahın dördü olmuştu. Bir iki saat sonra hava aydınlanacak o zaman gidersin dediler hepsi bu. Seni üzeceğimi bilemedim, çok üzgünüm özür diliyorum, deyince annemin göz pınarları bir çağlayan gibi yanaklarında süzüldü...

Yüreğim parça parça olmuştu…

Kalktım boynuna sarıldım. Annem yüzümü gözümü öpüyor, saçlarımı kokluyor, hem de ağlıyordu. Anne seni üzdüğüm için çok pişmanım, bir daha olmaz dedim...

Yanıma oturdu anlımdan öptü ve dedi ki;

"Ah be oğlum, sen ne zaman bu kadar çabuk büyüdün?"

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (2)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
mesut özdemir
(13.05.2023 13:52 - #238)
pamuk ebem benim yattığın yer incitmesin ışıklarda uyu devrin daim olsun eline kalemine sağlık emmim
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
orhan topkaya
(13.05.2023 17:16 - #239)
evet çok çabuk büyüdük,yemezmiş gibi üstüne üstlük hem de yaşlandık.teşekkürler.sn.özdemir
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.