Nevzat SELVİ
Köşe Yazarı
Nevzat SELVİ
 

Kirli siyasette bir yıl daha biterken…

Kirli siyaset öyle aldı başını gitti ki ülkede….Başımızda bela. Onu unutmak ya da bertaraf etmek öyle kolay değil.. Oy alabilmek için hakikatler bu kadar tahrif edilmez ki… Yalanlar bu kadar söylenmez ki… Siyasetin Arapçası at terbiyecisi demekmiş. At yalnız gem ile mi terbiye edilir bilmem ama milleti yönetmek gem işi olmamalı… Oy kaygısı ile muhataba söylenmedik kalmıyor. İnsaf artık… Yeter bu zulüm millete… Bıktım bu safsataları dinlemekten…Ne televizyon ne gazete tadı kaldı seyretme, okumaya… Yerel seçimler nedeniyle alıp başını giden bu saçmalıklardan gına geldi.. Ara vereceğim artık. Geçenlerde bir yerde okudum. Nietzche hayata küskün olan bu filozof Wagner konserini dinledikten sonra müziğin insan hayatındaki anlamını daha bir idrak eder. 1872 yılının Nisan ayında Wagner'in 9 senfonisini dinlerken adeta büyülenir, "yaşamın anlamı bu diyerek, yaşamın anlamsızlığını gideren şeyin sanat olduğu" fikrine ulaşır. Bu noktada şunu söyler: İnsanın yaşamına iki büyük sorun damgasını vurmuştur; bunlardan biri eşitsizlik diğeri ise anlamsızlıktır. İnsan aklı eşitsizliği gidermek için hukuku, anlamsızlığı gidermek için de sanatı bulmuştur. Ne ki, ne o hukuka ulaşabilmiş ne de sanat ona, mücadele devam ediyor.  Sanatın en önemli şekli ise ona göre müzikti. Bu noktada temel soru şuydu: Acaba sanat toplumu değiştirebilir miydi? Filozof haklı insan yaşamının büyük sorunlarından biri eşitsizlik, belki de en büyüğü. Neyse devam edelim müziğin ve sanatın insan hayatındaki yerine. Geçenlerde TRT kanalında “Sen Türkülerini Söyle” isimli bir nevi yarışma programı icra edildi. Bu programla halk müziğinin, daha doğrusu şiirinin hayatımızdaki anlamı gayet güzel vurgulanmıştı. TRT’yi bu program için tebrik etmek yerinde olacak. Programda güzel Anadolu’mun muhteşem ezgilerini sunan birbirinden değerli, pırıl pırıl gençler vardı. Dile getirdikleri, insan hayatına hakikaten anlam veren duygulardı. Özellikle finaldeki Harput Sadası uzun havaları, hoyratlar, İbrahimiye Gazel, “Tükendi Nakdi Ömrüm”, “Kesik Hoyrat” gibi gazeller tam birer hayat anlamıydılar. Bu sanatı yaratan Fuzuli’ler, Yunus Emre’ler Aşık Veysel’ler, Aşık Mahzuni’ler, Neşet Ertaş’lar ve onların icracıları Enver Demirbağ’lar, Seyit Ali Çelik’ler, Kazancı Bedih’ler hayatın anlamını bize anlatan büyük ustalar, hepsine sonsuz teşekkürler. Ya şiirler… Müziği de anlamlandıran onlar. Mutlaka sizin de bildiğiniz bu şiirlerden ikisini, bugünlerde içinde bulunduğumuz havayı gayet güzel anlatan ve yalnız kendini düşünen siyasetçilerin zulmünü bir nebze de olsa unutturmak için sizlerle paylaşacağım.   Abdurrahim Karakoç’tan: İsyanlı Sükut “Gitmişti makama arz-ı hâl için 'Bey' dedi, yutkundu, eğdi başını. Bir azar yedi ki oldu o biçim.. 'Şey' dedi, yutkundu, eğdi başını. Kapıdan dört büklüm çıktı dışarı Gözler çakmak çakmak, benzi sapsarı... Bir baktı konağa alttan yukarı 'Vay' dedi, yutkundu, eğdi başını. Çekti ayakları kahveye vardı Açtı tabakasın, sigara sardı Daldı.. neden sonra garsonu gördü 'Çay' dedi, yutkundu, eğdi başını. İçmedi, masada unuttu çayı Kalktı ki garsona vere parayı Uzattı çakmağı ve sigarayı 'Say' dedi, yutkundu, eğdi başını. Döndü, gözlerinde bulgur bulgur yaş Sandım can evime döktüler ateş Sordum: 'memleketin neresi gardaş? ' 'Köy' dedi, yutkundu, eğdi başını. Yürüdü, kör-topal çıktı şehirden Ağzına küfürler doldu zehirden Salladı dilini.. vazgeçti birden, 'Oyyy' dedi, yutkundu, eğdi başını.” Bu şiiri “Söz ve Müzik Mahzuni Şerif” imzasıyla yayınlayan Mahzuni’nin Karakoç’a özrünü belirten şiir: KARAKOÇ BABA'YA “Elbistan yiğidi Karakoç Baba Kumanyalar bizde azık değil mi Bizim yöremizin gerçek diliyle Haksıza gözümüz kızık değil mi Atına binmeyi bilmeyen tatar Kendi hayalinde ciritler atar Beşimiz tok, on binimiz aç yatar Böyle bir sisteme yazık değil mi Sülalem sermemiş yırtılmış sergi Vallahi dediğim değildir yergi Hırsıza kaç kurtul, mazluma vergi Böyle bir adalet kazık değil mi Az değildir Karakoç'dan aldığım Boşa mıydı Mahzunîlik bulduğum Sen, ben söylemezsek kurban olduğum Bizdeki ozanlık bozuk değil mi” Her şeye rağmen yeni yılın bütün insanlık için sağlık, mutluluk, huzur dolu olmasını dilerim.      
Ekleme Tarihi: 27 Aralık 2023 - Çarşamba

Kirli siyasette bir yıl daha biterken…

Kirli siyaset öyle aldı başını gitti ki ülkede….Başımızda bela. Onu unutmak ya da bertaraf etmek öyle kolay değil..

Oy alabilmek için hakikatler bu kadar tahrif edilmez ki… Yalanlar bu kadar söylenmez ki…

Siyasetin Arapçası at terbiyecisi demekmiş. At yalnız gem ile mi terbiye edilir bilmem ama milleti yönetmek gem işi olmamalı…

Oy kaygısı ile muhataba söylenmedik kalmıyor. İnsaf artık… Yeter bu zulüm millete…

Bıktım bu safsataları dinlemekten…Ne televizyon ne gazete tadı kaldı seyretme, okumaya…

Yerel seçimler nedeniyle alıp başını giden bu saçmalıklardan gına geldi.. Ara vereceğim artık.

Geçenlerde bir yerde okudum. Nietzche hayata küskün olan bu filozof Wagner konserini dinledikten sonra müziğin insan hayatındaki anlamını daha bir idrak eder.

1872 yılının Nisan ayında Wagner'in 9 senfonisini dinlerken adeta büyülenir, "yaşamın anlamı bu diyerek, yaşamın anlamsızlığını gideren şeyin sanat olduğu" fikrine ulaşır.

Bu noktada şunu söyler: İnsanın yaşamına iki büyük sorun damgasını vurmuştur; bunlardan biri eşitsizlik diğeri ise anlamsızlıktır. İnsan aklı eşitsizliği gidermek için hukuku, anlamsızlığı gidermek için de sanatı bulmuştur. Ne ki, ne o hukuka ulaşabilmiş ne de sanat ona, mücadele devam ediyor. 
Sanatın en önemli şekli ise ona göre müzikti. Bu noktada temel soru şuydu: Acaba sanat toplumu değiştirebilir miydi?

Filozof haklı insan yaşamının büyük sorunlarından biri eşitsizlik, belki de en büyüğü.

Neyse devam edelim müziğin ve sanatın insan hayatındaki yerine.

Geçenlerde TRT kanalında “Sen Türkülerini Söyle” isimli bir nevi yarışma programı icra edildi. Bu programla halk müziğinin, daha doğrusu şiirinin hayatımızdaki anlamı gayet güzel vurgulanmıştı. TRT’yi bu program için tebrik etmek yerinde olacak.

Programda güzel Anadolu’mun muhteşem ezgilerini sunan birbirinden değerli, pırıl pırıl gençler vardı. Dile getirdikleri, insan hayatına hakikaten anlam veren duygulardı.

Özellikle finaldeki Harput Sadası uzun havaları, hoyratlar, İbrahimiye Gazel, “Tükendi Nakdi Ömrüm”, “Kesik Hoyrat” gibi gazeller tam birer hayat anlamıydılar.

Bu sanatı yaratan Fuzuli’ler, Yunus Emre’ler Aşık Veysel’ler, Aşık Mahzuni’ler, Neşet Ertaş’lar ve onların icracıları Enver Demirbağ’lar, Seyit Ali Çelik’ler, Kazancı Bedih’ler hayatın anlamını bize anlatan büyük ustalar, hepsine sonsuz teşekkürler.

Ya şiirler… Müziği de anlamlandıran onlar.

Mutlaka sizin de bildiğiniz bu şiirlerden ikisini, bugünlerde içinde bulunduğumuz havayı gayet güzel anlatan ve yalnız kendini düşünen siyasetçilerin zulmünü bir nebze de olsa unutturmak için sizlerle paylaşacağım.

 

Abdurrahim Karakoç’tan:

İsyanlı Sükut

“Gitmişti makama arz-ı hâl için
'Bey' dedi, yutkundu, eğdi başını.
Bir azar yedi ki oldu o biçim..
'Şey' dedi, yutkundu, eğdi başını.

Kapıdan dört büklüm çıktı dışarı
Gözler çakmak çakmak, benzi sapsarı...
Bir baktı konağa alttan yukarı
'Vay' dedi, yutkundu, eğdi başını.

Çekti ayakları kahveye vardı
Açtı tabakasın, sigara sardı
Daldı.. neden sonra garsonu gördü
'Çay' dedi, yutkundu, eğdi başını.

İçmedi, masada unuttu çayı
Kalktı ki garsona vere parayı
Uzattı çakmağı ve sigarayı
'Say' dedi, yutkundu, eğdi başını.

Döndü, gözlerinde bulgur bulgur yaş
Sandım can evime döktüler ateş
Sordum: 'memleketin neresi gardaş? '
'Köy' dedi, yutkundu, eğdi başını.

Yürüdü, kör-topal çıktı şehirden
Ağzına küfürler doldu zehirden
Salladı dilini.. vazgeçti birden,
'Oyyy' dedi, yutkundu, eğdi başını.”

Bu şiiri “Söz ve Müzik Mahzuni Şerif” imzasıyla yayınlayan Mahzuni’nin Karakoç’a özrünü belirten şiir:

KARAKOÇ BABA'YA

“Elbistan yiğidi Karakoç Baba

Kumanyalar bizde azık değil mi

Bizim yöremizin gerçek diliyle

Haksıza gözümüz kızık değil mi

Atına binmeyi bilmeyen tatar

Kendi hayalinde ciritler atar

Beşimiz tok, on binimiz aç yatar

Böyle bir sisteme yazık değil mi

Sülalem sermemiş yırtılmış sergi

Vallahi dediğim değildir yergi

Hırsıza kaç kurtul, mazluma vergi

Böyle bir adalet kazık değil mi

Az değildir Karakoç'dan aldığım

Boşa mıydı Mahzunîlik bulduğum

Sen, ben söylemezsek kurban olduğum

Bizdeki ozanlık bozuk değil mi”

Her şeye rağmen yeni yılın bütün insanlık için sağlık, mutluluk, huzur dolu olmasını dilerim.

 

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.