Gürsel EKMEKÇİ-Yazar, ADD Eski Bşk.
Köşe Yazarı
Gürsel EKMEKÇİ-Yazar, ADD Eski Bşk.
 

İSTİFA

Dünyaca ünlü bir bisküvi firmamızın yöneticilerinden biriydim vaktiyle. Benzerini, daha sonraki hiçbi işimde göremediğim ölçüde yüksek maaşlarla çalıştım, 6 yıl kadar. Profesyonelliğin gerektirdiği koşullar çerçevesinde işimi iyi yaptığımı düşünüyorum, geriye dönüp baktığımda bugün. Güzel cirolar, hep artıya geçmiş bilançolar, her defasında tutturulan hedefler, unutulmaz dostluklar… Daha ne olacaktı ki? Gün gelip devran döndü, sorumlusu olduğum departman, o yıllarda yeni yeni palazlanmakta olan süpermarket sektörü karşısında, üvey evlat durumuna getirildi nedense. Elimden geldiğince direndiğimi, Yönetim Kurulu’na; ‘’Süpermarketçilik halkımızın geleneksel yapısına uygun düşmemektedir, bu sektörün Türkiye’de pek de parlak bir geleceği olamayacaktır, adımların buna göre atılması gerekir’’ şeklinde raporlar yazdığımı gayet net anımsayabiliyorum, 20 sene geçse de üstünden. Raporlarım kabul görmedi elbette. Her şeyin en iyisini bilenler bizde de bol miktarda mevcuttu. Şu dünyada onurumdan öte ne olabilir; istifa diye bir kurum yok mudur tam da böylesi günlerin dermanı? Bastım istifayı aslanlar gibi. Ne haliniz varsa görün ifadesinin en kibarcasından oluşturdum şirketime veda metnimi. Şimdiyse, Carrefour zincirinin ülkemizden çekilmeyi planladığını, koskoca Koç Grubu’nun Migros’tan kurtulmak için binbir kılığa büründüğünü okudukça gazetelerin ekonomi sayfalarında, ne düşünmem gerektiğini şaşırıyorum. Vicdanım sızlamasa, böbür böbür böbürlenirdim belki… *** Haysiyetli kurumdur istifa. Adam gibi kurumdur. Yaşama karşı dik durmayı bilenlerin sığındığı kıpkırmızı bi limandır. Doğru bildiğinden dönmeyenlerin, kişiliğinden ödün vermeyenlerin hiç solmayan çiçek bahçesidir. Sözgelimi istifa, para-pul uğruna başını asla öne eğmeyenlerin yegane cennetidir. Kimisi siyasetçidir, istifa eder. Kimisi komutandır, istifa eder. Kimisi spor adamıdır, istifa eder. Kimisi bürokrattır, istifa eder. Kimisi delikanlıdır, kendini Karadeniz’e atar, hayattan bile istifa eder… Bakma hakkında yazılanlara, sakın sen istifa etme koçum!! *** Sen de, ben de gayet iyi biliyoruz, ekonomi bitti memlekette. Yayımladığın bütün rakamlar şişirmece, düzmece. Sermayeyi kediye yüklemek nasıl olur, tahayyül edemedim bi an, ama Türkiye ekonomisini 20 yılda getirdiğin nokta budur. Ya dış politika? Kusuruma bakma ama, o denli çapsız çıktın ki takım taklavatınla toplu halde, ülkemizi dış dünyaya rezil kepaze ettin. Türkiye Cumhuriyeti, sayende el alemin alay konusudur artık. Allah’ın aşkına söyle koçum, bizim ne derdimiz var İran’la, Irak’la, Suriye’yle, Filistin’le, Libya’yla, İsrail’le falan? Ne işimiz var bunlarla? Hangi çıkmaz hülyaların peşinde karaya oturttun bindiğin bütün komşuluk gemilerini? Mit Müsteşarı olan muhterem astsubayımızı, vaktiyle Oslo’ya neden gönderdin? ''Sayın'' Öcalan'la hangi değerli fikirleri paylaştın? Habur’daki palyaço sirkine hangi mantığa hizmeten gerek gördün? Ekmeğe sürülecek Sarelle kadar da mı yoktu aklın? Türk Ordusu’nun bütün komutanlarını içeri tıkmak nasıl bir cüretti koçum, neydi bu sendeki havalar? Hangi güçlere şirin görünmeye çalıştın bunları yaparken, hangi? Eşbaşkanlık dedikleri bu muydu yoksa? Ve Tanrı’nın her günü 10’larca Mehmet’imiz şehit oldu, kökünü kazımaya gücünün yetmediği terör yüzünden. Şu satırları yazarken bile, aslanlarımız nerede ve niçin görevdedir, vatan için mi, emin olamıyoruz? İstifa onurlu bir kurumdur koçum, temiz insanlara özgüdür. Aman sakın ha, istifa edeyim deme sen. Kirletme sakın istifa denen bembeyaz bulutları… *** Şu memleketin sokaklarının pek gariban bi yazarıyım ben. İyi bilirim kaldırımların, sokak lambalarının dilini. Bir çay içimi insanlar neler konuşur, susarken gözleriyle neler anlatır, benden daha fazla kulak vereni yoktur. Göğsümü gere gere iddia ediyorum; dünyada hiç kimsenin sonu, senin ve avaneninkiler gibi kötü gelmeyecek. Hiç kimse sizler gibi rezil rüsva olmayacak. Allah bizlere ömür verirse, o günlere hep berabere ereceğiz. Sakın istifa etme koçum. İstifa onurlu bi müessesedir, sakın ha…    
Ekleme Tarihi: 12 Ağustos 2024 - Pazartesi

İSTİFA

Dünyaca ünlü bir bisküvi firmamızın yöneticilerinden biriydim vaktiyle. Benzerini, daha sonraki hiçbi işimde göremediğim ölçüde yüksek maaşlarla çalıştım, 6 yıl kadar.

Profesyonelliğin gerektirdiği koşullar çerçevesinde işimi iyi yaptığımı düşünüyorum, geriye dönüp baktığımda bugün. Güzel cirolar, hep artıya geçmiş bilançolar, her defasında tutturulan hedefler, unutulmaz dostluklar… Daha ne olacaktı ki?

Gün gelip devran döndü, sorumlusu olduğum departman, o yıllarda yeni yeni palazlanmakta olan süpermarket sektörü karşısında, üvey evlat durumuna getirildi nedense. Elimden geldiğince direndiğimi, Yönetim Kurulu’na; ‘’Süpermarketçilik halkımızın geleneksel yapısına uygun düşmemektedir, bu sektörün Türkiye’de pek de parlak bir geleceği olamayacaktır, adımların buna göre atılması gerekir’’ şeklinde raporlar yazdığımı gayet net anımsayabiliyorum, 20 sene geçse de üstünden.

Raporlarım kabul görmedi elbette. Her şeyin en iyisini bilenler bizde de bol miktarda mevcuttu. Şu dünyada onurumdan öte ne olabilir; istifa diye bir kurum yok mudur tam da böylesi günlerin dermanı? Bastım istifayı aslanlar gibi. Ne haliniz varsa görün ifadesinin en kibarcasından oluşturdum şirketime veda metnimi.

Şimdiyse, Carrefour zincirinin ülkemizden çekilmeyi planladığını, koskoca Koç Grubu’nun Migros’tan kurtulmak için binbir kılığa büründüğünü okudukça gazetelerin ekonomi sayfalarında, ne düşünmem gerektiğini şaşırıyorum.

Vicdanım sızlamasa, böbür böbür böbürlenirdim belki…

***

Haysiyetli kurumdur istifa.

Adam gibi kurumdur. Yaşama karşı dik durmayı bilenlerin sığındığı kıpkırmızı bi limandır. Doğru bildiğinden dönmeyenlerin, kişiliğinden ödün vermeyenlerin hiç solmayan çiçek bahçesidir. Sözgelimi istifa, para-pul uğruna başını asla öne eğmeyenlerin yegane cennetidir.

Kimisi siyasetçidir, istifa eder.

Kimisi komutandır, istifa eder.

Kimisi spor adamıdır, istifa eder.

Kimisi bürokrattır, istifa eder.

Kimisi delikanlıdır, kendini Karadeniz’e atar, hayattan bile istifa eder…

Bakma hakkında yazılanlara, sakın sen istifa etme koçum!!

***

Sen de, ben de gayet iyi biliyoruz, ekonomi bitti memlekette. Yayımladığın bütün rakamlar şişirmece, düzmece. Sermayeyi kediye yüklemek nasıl olur, tahayyül edemedim bi an, ama Türkiye ekonomisini 20 yılda getirdiğin nokta budur.

Ya dış politika? Kusuruma bakma ama, o denli çapsız çıktın ki takım taklavatınla toplu halde, ülkemizi dış dünyaya rezil kepaze ettin. Türkiye Cumhuriyeti, sayende el alemin alay konusudur artık.

Allah’ın aşkına söyle koçum, bizim ne derdimiz var İran’la, Irak’la, Suriye’yle, Filistin’le, Libya’yla, İsrail’le falan? Ne işimiz var bunlarla? Hangi çıkmaz hülyaların peşinde karaya oturttun bindiğin bütün komşuluk gemilerini?

Mit Müsteşarı olan muhterem astsubayımızı, vaktiyle Oslo’ya neden gönderdin? ''Sayın'' Öcalan'la hangi değerli fikirleri paylaştın? Habur’daki palyaço sirkine hangi mantığa hizmeten gerek gördün? Ekmeğe sürülecek Sarelle kadar da mı yoktu aklın?

Türk Ordusu’nun bütün komutanlarını içeri tıkmak nasıl bir cüretti koçum, neydi bu sendeki havalar? Hangi güçlere şirin görünmeye çalıştın bunları yaparken, hangi? Eşbaşkanlık dedikleri bu muydu yoksa?

Ve Tanrı’nın her günü 10’larca Mehmet’imiz şehit oldu, kökünü kazımaya gücünün yetmediği terör yüzünden. Şu satırları yazarken bile, aslanlarımız nerede ve niçin görevdedir, vatan için mi, emin olamıyoruz?

İstifa onurlu bir kurumdur koçum, temiz insanlara özgüdür. Aman sakın ha, istifa edeyim deme sen. Kirletme sakın istifa denen bembeyaz bulutları…

***

Şu memleketin sokaklarının pek gariban bi yazarıyım ben.

İyi bilirim kaldırımların, sokak lambalarının dilini. Bir çay içimi insanlar neler konuşur, susarken gözleriyle neler anlatır, benden daha fazla kulak vereni yoktur.

Göğsümü gere gere iddia ediyorum; dünyada hiç kimsenin sonu, senin ve avaneninkiler gibi kötü gelmeyecek. Hiç kimse sizler gibi rezil rüsva olmayacak. Allah bizlere ömür verirse, o günlere hep berabere ereceğiz.

Sakın istifa etme koçum.

İstifa onurlu bi müessesedir, sakın ha…

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Diğer Yazıları

12
Ağustos
15
Şubat
01
Şubat
23
Ocak
13
Ocak
05
Ocak
26
Aralık
22
Eylül
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.