Liyakatsızlığın; devlet yönetiminde akp zihniyeti ile...
Koyun sürüsü hakaretinin; akp seçmen kitlesi ile...
Bağdaştırılması...
Hazndir. Yalnızca hazin.
***
(Doğru yanları var mıdır? Elbette vardır. Ama memleketimizde bu, bar masası mevzuudur. Sokakta karşılığı yoktur.)
***
Geride kalan haftada...
Yetişilmesi asla mümkün olmayan ülke gündeminin ana başlıklardan biri, Altı Ok'un yeniden yorumlanması zırvası idi.
Koyun sürüsü diye küçümsenen insanlardan değil, Atatürk'ün partisini yönettiğini sanan zümreden kaynaklıydı bu düşünce.
Anlaşılan, asıl "liyakat" sorunu chp tepelerinde var imiş.
Yazıktır.
***
Sanırım ufaktan bi seminer vermek gerekecek bu heriflere. Başlayalım bakalım.
Sivas Kongresi'ni "ilk" sayar Devrim Tarihi'miz.
İkinci Büyük Kongre ise, Ata’mızın Nutku’nu okuduğu 1927 tarihli kongredir. Burada, partinin ana ilkeleri Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik ve Halkçılık olarak açıklanmıştır.
Tarihlerde yanılıyor olabilirim, ama aklımda 4 sene sonra diye kalmış, demek ki 1931 yılında yapılan diğer kongrede, bu 3 ilkeye Laiklik, Devletçilik ve Devrimcilik de eklenmiştir.
Daha sonraki dönemde, elbette ki Ata’nın ölümünden önce, mantıken en geç 1937’de, belirlenen bu altı ilke Anayasa maddesi haline getirilmiş ve devletimizin temel ilkeleri niteliğine büründürülmüştür.
(Şimdi alakası yok ama. Aklıma geliverdi ansızın. Ekonomi fakültesi diploması taşımanın beynime yüklediği sorumluluk var, napim? Galiba CHF’nin 4. Büyük Kurultayı idi. Beş yıllık kalkınma planları devreye sokularak, ağır sanayi girişimleri başlatılmıştı. Bu aşamada Sovyet kredileri kullanıldı. Hatta bize Onuncu Yıl Marşımızı yazdıran demiryolu projelerinde de bu kredinin katkısı vardır diye biliyorum)
(ABD güdümünde yaşamayı bi halt sananlara ders olsun diye araya ekleyiverdim işte.)
****
Sovyetlerle dayanışma örneğinde olduğu gibi, Mustafa Kemal hesap adamıdır. İşbirliğini sever.
Örneğin; Balkan Paktı, 1934 yılında Türkiye, Yunanistan, Yugoslavya ve Romanya arasında kurulur. Almanya ve İtalya’dan gelecek faşist saldırılara karşı bi örgütlenmedir.
Örneğin; Sadabat Paktı, 1937 yılında Türkiye, İran, Irak, Afganistan arasında kurulur. Saldırmazlık ve sınır ticareti içeren bi ekonomik işbirliğini amaçlamaktadır.
Bak, Balkan Paktı’nın ekonomiyle ilgili bi bölümü var mı, onu kaçırmışım işte. Beynimde böyle bi bilgi yok. Daha bu yaştan sonra öğrenemem.
Mazur görünüz.
Bunları da ek ders olarak anlatmış olayım.
***
Gel gelelim oklarımızın güncel anlamlarına.
Hani parti yönetiyonuz ya, hani iktidar düşlüyonuz ya, okuyun yararını görün kardeşim.
Laiklik: ‘’Anayasada devrim kanunları yazan yasaların uygulanması demektir. Türkiyemizi etnik bölücülüğe, mezhep ayrımcılığına, cemaat ve tarikat sultasına teslim etmeyeceğiz anlamı içerir".
Halkçılık: ‘’Türkiye’yi özgür ve örgütlü halkla yönetme niyetidir. Edirne’den Van’a kadar, köylerden ve mahallelerden merkeze kadar halkın yönetimini kurabilmek isteğidir".
Milliyetçilik: ‘’Millî Hükümet demektir. Vatan aşkıdır. Bütün yurttaşlarımızın güzel Türkçemizi iyi bilmesini sağlamak için seferberlik yürütmek sevdasıdır. Anaokulundan üniversite sonuna kadar eğitim ve öğretim dilinin Türkçe olacağı kararıdır’’.
Devrimcilik: ‘’En başta Şeker Fabrikaları, özelleştirilmiş her kritik kurumu geri alıp kamulaştıracağız manifestosudur".
Cumhuriyetçilik: ‘’Cumhurbaşkanlığı Rejimi, Millet Meclisi’nin hükümeti kurma ve denetleme yetkilerini yok ederek, milletin egemenliğine ağır darbe indirmiştir. Parlamenter demokrasiyi yeniden kurumlaştıracak Milliyetçi-Halkçı-Devrimci Anayasa için mücadele etmek demektir".
Devletçilik: ‘’Zonguldak dağlarındaki kömürü yeniden çıkarmak, işsiz kalmış her emekçiye iş vermek, Gata ve askeri okulları yeniden açmak kararlığıdır".
***
Umarım yardımcı olabildim.
Çok üzgünüm ki, sizlere bunları anlatabilecek, bu konularda bilgi sahibi tekbi chp milletvekili yoktur. Danışman yoktur. Sekreter yoktur. Santral memuresi ve çaycı yoktur.
Altı Ok denen muhteşem birikimi yaşatabilmek, her şeyden önce ALTI OKKALIK bazı organlar taşımayı gerektirir.
Üzgünüm ki sizlerde yoka benziyo!
Bunun da ölçüsü hakikati konuşmaktan korkmamaktır, Ya Bağımsızlık Ya Ölüm diye mertçe yaşamaktır örneğin.
Üzgünüm ki sizlerde vara benzemiyo!
***
Bu vatanın salt gerçeği nedir, bilir misiniz?
Liyakatsızlık, tüm bunlardan bîhaber koltuk işgal etmektir
Koyun sürülüğü bu rezalete göz yummaktır.
Mustafa Kemal'in evlatlarının daha ne kadar susacağı sanılmaktadır?