Halit Suiçmez - Ekonomist/Yazar
Köşe Yazarı
Halit Suiçmez - Ekonomist/Yazar
 

ÜRETKEN TÜRKİYE

  Üretken Türkiye.. Bugüne kadar Türkiye için çok tanımlar yapıldı. Büyük Türkiye, Güçlü Türkiye, Laik-Demokratik Türkiye, Halkçı, Çağdaş Türkiye. Ama hepsinin temeli ve esas ihtiyacımız olan Türkiye’yi kimse tanımlamadı. O da; Üretken Türkiye’dir. Çünkü bir ülkenin ve toplumun tüm varlıklarını tam ve etkin değerlendirmesi kalkınma ve refah için zorunludur. Dışarıdan destek, yardım, kredi şu, bu olabilir ama hızlı gelişmenin temeli toplumun ve ülkenin öz değerleridir. Üretkenlik kalkınmanın temelidir. Bugünün gelişmiş ülkeleri olan Amerika, Almanya, Japonya, İngiltere, Güney Kore hep kaynaklarını tam ve etkin değerlendirdikleri için öne geçmişlerdir. Türkiye ekonomisinin verimlilik performansı düşüktür. Batılı ülkelerden 3-4 kat daha geridedir. Bunun birçok nedeni olmakla beraber öne çıkanlar; eğitimdeki yetersizlikler ve teknoloji seviyesindeki düşüklüklerdir. Verimlilik seviyesi düşük olunca ekonomide üretim ve tasarruf da düşük kalmakta, gelir azalmakta, yatırımlar gerilemekte ve sonuçta üretim de düşmektedir. Bugün ülkemizin en temel sorunları olan, YÜKSEK ENFLASYON, bozuk gelir dağılımı,  düşük istihdam ve yüksek işsizlik de bu verimsizliğin sonucudur. O halde ne yapılmalı? Yapılacak iş, verimsizliğin nedenlerini ortadan kaldırmaktır. Bu kapsamda yapılabileceklerin bir kısmı da şunlardır: -kapsamlı ve uzun dönemli bir teknoloji altyapısı planlamak -eğitime ve işgücünün niteliğine yatırım yapmak -kurumlar arası işbirliğine ve yenileştirmelere gitmek -ekonomideki tekelci, oligopolcü(iki-üç firmanın ağırlığında olan) yapılara yeni ve etkin düzenlemeler getirmek -yerel potansiyelleri tam ve etkin değerlendirmek Her çeşit kaynağımızı önce tanımalı ve sonra tam ve etkin değerlendirmeliyiz. Burada büyük bir potansiyel gelir bulunmaktadır. Sağlanan geliri de adil bölüştürdüğümüzde sorunlar giderek azalacak ve gerçek kalkınma hızlanacaktır. Ancak burada her şeye iktisadi verimlilik açısından değil, zaman zaman da toplumsal üretkenlik açısından bakmalıyız. Yani bazen firma ve kişi için akılcı olan şey toplum ve ülke için farklı olabilir. Örneğin bir firma “verimliliğimi arttırıyorum” diye kriz koşullarında işçi çıkarmaya veya ücretleri kısmaya yönelebilir. Ama bu uygulama toplum için zararlıdır. Bu noktada özel çıkarlarla sosyal faydaların dengelenmesi gerekir. Hep birlikte daha üretken bir Türkiye için çalışmaya bir çağrı olsun bu yazı.
Ekleme Tarihi: 06 Kasım 2024 - Çarşamba

ÜRETKEN TÜRKİYE

 

Üretken Türkiye..

Bugüne kadar Türkiye için çok tanımlar yapıldı.

Büyük Türkiye, Güçlü Türkiye, Laik-Demokratik Türkiye, Halkçı, Çağdaş Türkiye.

Ama hepsinin temeli ve esas ihtiyacımız olan Türkiye’yi kimse tanımlamadı.

O da; Üretken Türkiye’dir.

Çünkü bir ülkenin ve toplumun tüm varlıklarını tam ve etkin değerlendirmesi kalkınma ve refah için zorunludur.

Dışarıdan destek, yardım, kredi şu, bu olabilir ama hızlı gelişmenin temeli toplumun ve ülkenin öz değerleridir.

Üretkenlik kalkınmanın temelidir.

Bugünün gelişmiş ülkeleri olan Amerika, Almanya, Japonya, İngiltere, Güney Kore hep kaynaklarını tam ve etkin değerlendirdikleri için öne geçmişlerdir.

Türkiye ekonomisinin verimlilik performansı düşüktür. Batılı ülkelerden 3-4 kat daha geridedir.

Bunun birçok nedeni olmakla beraber öne çıkanlar; eğitimdeki yetersizlikler ve teknoloji seviyesindeki düşüklüklerdir.

Verimlilik seviyesi düşük olunca ekonomide üretim ve tasarruf da düşük kalmakta, gelir azalmakta, yatırımlar gerilemekte ve sonuçta üretim de düşmektedir.

Bugün ülkemizin en temel sorunları olan, YÜKSEK ENFLASYON, bozuk gelir dağılımı,  düşük istihdam ve yüksek işsizlik de bu verimsizliğin sonucudur.

O halde ne yapılmalı?

Yapılacak iş, verimsizliğin nedenlerini ortadan kaldırmaktır.

Bu kapsamda yapılabileceklerin bir kısmı da şunlardır:

-kapsamlı ve uzun dönemli bir teknoloji altyapısı planlamak

-eğitime ve işgücünün niteliğine yatırım yapmak

-kurumlar arası işbirliğine ve yenileştirmelere gitmek

-ekonomideki tekelci, oligopolcü(iki-üç firmanın ağırlığında olan) yapılara yeni ve etkin düzenlemeler getirmek

-yerel potansiyelleri tam ve etkin değerlendirmek

Her çeşit kaynağımızı önce tanımalı ve sonra tam ve etkin değerlendirmeliyiz.

Burada büyük bir potansiyel gelir bulunmaktadır. Sağlanan geliri de adil bölüştürdüğümüzde sorunlar giderek azalacak ve gerçek kalkınma hızlanacaktır.

Ancak burada her şeye iktisadi verimlilik açısından değil, zaman zaman da toplumsal üretkenlik açısından bakmalıyız.

Yani bazen firma ve kişi için akılcı olan şey toplum ve ülke için farklı olabilir.

Örneğin bir firma “verimliliğimi arttırıyorum” diye kriz koşullarında işçi çıkarmaya veya ücretleri kısmaya yönelebilir.

Ama bu uygulama toplum için zararlıdır. Bu noktada özel çıkarlarla sosyal faydaların dengelenmesi gerekir.

Hep birlikte daha üretken bir Türkiye için çalışmaya bir çağrı olsun bu yazı.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.