Mevsim sonbahar.
Ankara serin, Ankara gizemli!
Şehrin üzerini gri bulut tabakaları kaplanmış.
Sonbaharın geldiğini her haliyle hissediyor şehir.
Uzun bir yaz mevsimi geride kalmıştır artık. Kuşlar, göç mevsiminin başlamasıyla sıcak iklimlere doğru yolculuğa başlamıştır bile.
Kalbim şu sıralar bir sonbahar sanki!
Zorlu bir kışa hazırlanıyor bütün kent. Hiç bir mevsimin yaşayamadığı bir hüzün mevsimini andırıyor sonbahar kendi içinde.
Dalından kopan, yaşama elveda eden sarı soluk ağaç yaprakları caddeler boyu sarmıştır her yanı. Yaprakların dökülmesi ve rüzgar çok şey anlatır aslında!
İşte benim sevdiğim mevsim, sonbahar gelmiştir artık Ankara’ya.
İlk yağmurlar ve hafiften havaların soğumasıyla sonbaharın geldiğini iliklerime kadar işlediğini hissederim.
Sonbahar hazan mevsimidir. Yoğun yaşanır Ankara’da. Hafif rüzgar eser, ince ince ahmak ıslatan yağmurları atıştırmaya başlar.
Yapraklar ağaçlar veda etmeye başladığında hafif bir üşüme hissederim. Bir yalnızlık ve ayrılık duygusu kaplar ruhumu inceden inceye.
Şairler nice şiirler yazmıştır, aşıklar nice besteler yapmışlardır. Ne aşklar, ne ayrılıklar yaşanmıştır bu mevsimde kim bilir?
Kısaca, sonbahar başka bir güzeldir. Yaz bitmiş, şimdi sonbaharı yaşıyoruz bütün güzelliğiyle Ankara’da.
Önümüz kış, her mevsimin güzelliği bir başka yaşanır bu şehirde. Ümidimizin yeniden doğuşu gibi adeta.
Tanrının canlıya bahşettiği, doğanın yeniden yaşama merhaba diyeceği ilkbahar. Öyle geçip gider insan yaşamı gibi. Ama her nedense, her sonbahar düşündürür insanı.
Düşünürüm hep, ayrılıklar vedalar ve sevdalar çok yaşanır bu mevsimde, diye.
Sonbahar çok yakışır Ankara’ya. İşte sonbaharın tam vaktidir. Ağaçların yaprak dökümünü, yağmurları, her ne kadar sıkıcı da olsa yağmur bulutlarını!
Her şeyi zamanında “Turfanda” yaşamalı insan. “Turfanda” yaşamalı ki, mevsimlerin tadı damağında kalmalı. Bir daha ki her mevsimin gelişini hasretle beklemeli?
Ve bu güzel mevsimde!
Tunalı Hilmi Caddesinde bir tur atmak, Kuğulu Parkta tavşankanı bir çay içip, ördeklere yiyecek atmak, üzerinize sizi koruyacak hafif bir giysi almak ve sonbaharın olmazsa olmazı şemsiye! Akşamüstü bir banka oturup, bir bir yanan sarı soluk ışıkları izlemek, ve hoş geldin Ankara’ya sonbahar, demek.
Ne güzeldir değil mi?
ANKARA’DA SONBAHAR
Serilir doğaya bir atlas halı.
Duvardan duvara, sarı kırmızı.
Dikmen sırtlarında şimdi moda bu…
Ağaçlar salkım saçak.
Dalları, ha koptu ha kopacak.
Rüzgar senfonisiyle,
Bir o yana, bir bu yana salınır.
Referans yapan bir leydi gibi.
Muhteşem tangosuna başlar her biri…
Doğaya boyun eğip,
Çaresiz ve utangaç,
Güzel bir kadın gibi,
Soyunup dökünür üstündekini.
Geldi hazan mevsimi…
Üşüyünce yamaçlar,
Çığlık çığlığa bir arya başlar.
Ağlar bütün ağaçlar.
Uçuşur altın varaklı yapraklar…
Şehrin sokaklarına…
Alır herkes payını
Hüzünden yana.
Sular tutuşur yanar.
Hüzzam makamındadır artık
Dile düşen şarkılar
Bir başkadır Ankara da sonbahar
Melahat Çetinkaya