Şükrü Altınel  Halk Şairi/Yazar
Köşe Yazarı
Şükrü Altınel Halk Şairi/Yazar
 

Kadına Şiddet

Nasıl yoğurt sütün, şiir türkünün ham maddesi ise, kadın da insan ve insanlığın ham maddesidir. Kadınlarımız, gönül bahçemizde yetişen en güzel ve en güçlü birer çiçeklerdir. Bu naif yürekli çiçeklerimize, birkaç tatlı söz söylendiğinde, birden güzelleşip çevrelerini gülücükleri ve bakışlarıyla aydınlatarak, etrafa mis gibi kokular saçarlar. Dini, yönetim şekli olarak kabul edilen toplumlarda, kadınlarımız ikinci plana itilerek sıradanlaştırılmıştır. Ayrıca bu ülkelerde, ülkenin gelişimi ile ilgili eğitim ve sanayide, kadınlarımız gibi ikinci, üçüncü plana itilmiştir. Eğitimden bihaber yetişen kişi ve kişiler sevgisiz büyür. Sevgisiz büyüyen bu kişiler şiddet bağımlısı, tutucu, bağnaz, cahil ve saldırgan olurlar. Hal böyle olunca, kendinden zayıf olanları, ezer üzer, rencide eder, incitir, kırar, döker ve daha acısı da kadına zulmü, Yüce Hakkın kendisine verilmiş doğal bir hak olduğuna inanır. Bu tür hurafelerle yetişmiş, yetiştirilmiş kişiler, öfkelerini, psikolojik sorunlarını, cinsel eğilimlerini, daha da kötüsü güç gösterilerini, cehaletin dışladığı kadınlarımız üzerinde gösterirler. Böylece, fiziksel ve psikolojik baskıya maruz kalan kadınlarımız, Polisimizin ve jandarmamızın aldığı yetersiz tedbir ve koruyucu önlemlerine rağmen korku, çaresizlik ve güvensizlik içinde yaşamına devam etmek zorunda bırakılır. Bütün bunların altında yatan gerçeklerse, erkek egemenliği, kadın erkek arasında ki eşitliği hiçe sayması, kadınım dediği kadını nasıl sevmesini bildiği kadar, o sevdiği kadına nasıl davranılacağını bilmemek, daha da vahimi şiddet gören kadınlarımızın bu şiddete maruz kalmalarını kadere bağlamak yatmaktadır. Yukarda ki işaret ettiğimiz olumsuzluklara dur diyebilmek için, her türlü şiddete, kadın cinayetine ve çocuk gelinlere, şiddet içeren mafya yanlısı filmlere müsamaha göstermemek, ülke düzeyinde hareket ederek, kadınlarımıza karşı olan tutum ve davranışlarımız hakkında bilgi sahibi yaparak, kadınlarımızın da bu toplumun birer breyi olduğu gerçeğini kabul ettirip, halkın kadınlar hakkındaki kokuşmuş çürük zihniyetini değiştirmeliyiz. Ayrıca kadınlarımızı her alanda destekleyerek, meslek edinmelerini sağlayıp, ekonomik özgürlüklerine kavuşturmalıyız. Dahada önemlisi, kadınlarımıza karşı işlenmiş suçların görüldüğü davalarda, mağduru oynayan, insan müsveddesinin, “Haksız Tahrik “indirimi denen maddeyi kanun ve yasalarımızdan kaldırmalıyız. Kaldırmalıyız ki, tekrar aynı suçu işleme cüretini göstermesin, gösteremedin. Mustafa Kemal Atatürk’ün “Dünya yüzünde gördüğümüz her şey kadının eseridir” Neşet Ertaş’ın “Kadın insan biz insanoğluyuz “sözünü beyinlere, kazımalıyız. Erkeğin, kadınsız var olamayacağı gibi, erkek tarafından sevilip koklanmadık kadında, güzelleşip, açılıp saçılıp, etrafa koku saçamazlar. Birbirlerini tamamlayan kadın ve erkeklerimizin, birbirlerine karşı sevgi ve saygının tavan yapacağı bir yıl olması dileklerimle.   Kadına Kalkan Eller Dövülen eşitin taht ile tacın Artık bu bilince varılmalıdır Anneniz kızınız yâr yaren bacın Yasalarla hesap sorulmalıdır   Eğer kırmaz isen öçbe inadı Kim verecek nasıl sana muradı Daha kırılmadan kolu kanadı Sevgiyle şefkatle sarılmalıdır   İblise eş değer karabasanlar Âlim edasıyla kendin kasanlar Beyinden hasarlı öfke kusanlar Eğitimler alıp durulmalıdır   Soğuk kaldırıma kanı akmadan Etnik kökenine dönüp bakmadan Bir tekinin bile canın yakmadan Halk mahkemeleri kurulmalıdır   Tek tek tespit edip yöre illeri Zulüm haktır diyen sivri dilleri Altınel kadına kalkan elleri Yasa koyup bir bir kırılmalıdır   Altınel (Şükrü Altınel)
Ekleme Tarihi: 06 Ocak 2025 - Pazartesi

Kadına Şiddet

Nasıl yoğurt sütün, şiir türkünün ham maddesi ise, kadın da insan ve insanlığın ham maddesidir.

Kadınlarımız, gönül bahçemizde yetişen en güzel ve en güçlü birer çiçeklerdir. Bu naif yürekli çiçeklerimize, birkaç tatlı söz söylendiğinde, birden güzelleşip çevrelerini gülücükleri ve bakışlarıyla aydınlatarak, etrafa mis gibi kokular saçarlar.

Dini, yönetim şekli olarak kabul edilen toplumlarda, kadınlarımız ikinci plana itilerek sıradanlaştırılmıştır. Ayrıca bu ülkelerde, ülkenin gelişimi ile ilgili eğitim ve sanayide, kadınlarımız gibi ikinci, üçüncü plana itilmiştir.

Eğitimden bihaber yetişen kişi ve kişiler sevgisiz büyür. Sevgisiz büyüyen bu kişiler şiddet bağımlısı, tutucu, bağnaz, cahil ve saldırgan olurlar. Hal böyle olunca, kendinden zayıf olanları, ezer üzer, rencide eder, incitir, kırar, döker ve daha acısı da kadına zulmü, Yüce Hakkın kendisine verilmiş doğal bir hak olduğuna inanır.

Bu tür hurafelerle yetişmiş, yetiştirilmiş kişiler, öfkelerini, psikolojik sorunlarını, cinsel eğilimlerini, daha da kötüsü güç gösterilerini, cehaletin dışladığı kadınlarımız üzerinde gösterirler.

Böylece, fiziksel ve psikolojik baskıya maruz kalan kadınlarımız, Polisimizin ve jandarmamızın aldığı yetersiz tedbir ve koruyucu önlemlerine rağmen korku, çaresizlik ve güvensizlik içinde yaşamına devam etmek zorunda bırakılır.

Bütün bunların altında yatan gerçeklerse, erkek egemenliği, kadın erkek arasında ki eşitliği hiçe sayması, kadınım dediği kadını nasıl sevmesini bildiği kadar, o sevdiği kadına nasıl davranılacağını bilmemek, daha da vahimi şiddet gören kadınlarımızın bu şiddete maruz kalmalarını kadere bağlamak yatmaktadır.

Yukarda ki işaret ettiğimiz olumsuzluklara dur diyebilmek için, her türlü şiddete, kadın cinayetine ve çocuk gelinlere, şiddet içeren mafya yanlısı filmlere müsamaha göstermemek, ülke düzeyinde hareket ederek, kadınlarımıza karşı olan tutum ve davranışlarımız hakkında bilgi sahibi yaparak, kadınlarımızın da bu toplumun birer breyi olduğu gerçeğini kabul ettirip, halkın kadınlar hakkındaki kokuşmuş çürük zihniyetini değiştirmeliyiz.

Ayrıca kadınlarımızı her alanda destekleyerek, meslek edinmelerini sağlayıp, ekonomik özgürlüklerine kavuşturmalıyız.

Dahada önemlisi, kadınlarımıza karşı işlenmiş suçların görüldüğü davalarda, mağduru oynayan, insan müsveddesinin, “Haksız Tahrik “indirimi denen maddeyi kanun ve yasalarımızdan kaldırmalıyız. Kaldırmalıyız ki, tekrar aynı suçu işleme cüretini göstermesin, gösteremedin.

Mustafa Kemal Atatürk’ün “Dünya yüzünde gördüğümüz her şey kadının eseridir” Neşet Ertaş’ın “Kadın insan biz insanoğluyuz “sözünü beyinlere, kazımalıyız.

Erkeğin, kadınsız var olamayacağı gibi, erkek tarafından sevilip koklanmadık kadında, güzelleşip, açılıp saçılıp, etrafa koku saçamazlar. Birbirlerini tamamlayan kadın ve erkeklerimizin, birbirlerine karşı sevgi ve saygının tavan yapacağı bir yıl olması dileklerimle.

 

Kadına Kalkan Eller

Dövülen eşitin taht ile tacın

Artık bu bilince varılmalıdır

Anneniz kızınız yâr yaren bacın

Yasalarla hesap sorulmalıdır

 

Eğer kırmaz isen öçbe inadı

Kim verecek nasıl sana muradı

Daha kırılmadan kolu kanadı

Sevgiyle şefkatle sarılmalıdır

 

İblise eş değer karabasanlar

Âlim edasıyla kendin kasanlar

Beyinden hasarlı öfke kusanlar

Eğitimler alıp durulmalıdır

 

Soğuk kaldırıma kanı akmadan

Etnik kökenine dönüp bakmadan

Bir tekinin bile canın yakmadan

Halk mahkemeleri kurulmalıdır

 

Tek tek tespit edip yöre illeri

Zulüm haktır diyen sivri dilleri

Altınel kadına kalkan elleri

Yasa koyup bir bir kırılmalıdır

 

Altınel (Şükrü Altınel)

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.