Çok zor, çok tartışılması gerekli seçim bitti. Kazananı tebrik eder, ülkeye zarar değil fayda getireceklerine inanmamız gerektiğini belirtiriz.
Kaybeden tarafı da bence teselli etmek gerekir. Kaybetti diye ikbal kaybetme acısı ile insafsız bir şekilde infaz etmemeliyiz. En kolay şey kaybedince ağlamak, birilerini kötülemektir, hemen moral bozmak, dağılmaktır. Zor olan ise, toparlanmak, hatalardan ders çıkartarak yola devam etmektir.
Bence muhalefet “şerefli bir yenilgi” almıştır. Elinden geleni yapmıştır. Belki hataları olmuştur. Önemli olan kendisindeki bu hataları yine kendi içinde elbirliğiyle düzeltmelidir.
Kayıpta sadece muhalefetin mi hatası vardır? Günlerce, hatta yıllarca ağlayan, geçinememekten şikayet eden, hayattaki beklentilerinin karşılanmamasından feryat eden emeklinin, memurun, işçinin, çiftçinin, kadının kabahati yok mu?
Binbir türlü yalan iftira ile yaratılan terör algısına kanan sözkonusu sınıfların oluşturduğu seçmenin kabahati yok mu?
Aramızda yaşayan, hep beraber üzülen, hep beraber sevinen, ortak kadere sahip Kürt, Alevi kardeşlerimiz üzerinden yaratılan menfi algılara kapılan seçmenin hiç mi kabahati yok?
Ben muhafazakarım, ben İslamcıyım, ben sosyal demokratım, ben Kemalistim diyerek toplumda ayırımcılığı yaratanların hiç mi kabahati yok?
Demokrasi denen sihirli çareden bunca uzak olmamız hata değil midir? Gerek devlet yönetiminde, gerek parti içi yönetimde olmayan demokrasinin hatası yok mu? Kendilerini dev aynasında görüp, gerek devlet yönetiminde gerekse parti içi yönetimde adam kayırmacılık yaratanların, bu gibi tiplerin bencilliklerinin, parti tabanını yok sayan despotların hatası yok mu?
Bu da bizim ülke siyasetçilerine has bir durum. Siyaseti bilmediklerinden en kolay yaptıkları şey olan karmaşa siyasetine yöneliyorlar. Bugünkü ana muhalefet CHP’de durum bu.
Kazanmak kadar kaybetmeyi kabul edemeyen siyasetçilerimiz değil sadece millet olarak karakterimiz böyle. Kaybetmekten ders alıp hataları düzeltmek, toparlanmak, özelliğimiz yok. Hemen herşeyi baştan aşağı değiştirmek, böylelikle hem enerji hem zaman kaybetmek. Oysa kaybedince daha önce yaptıklarını tamir edip daha iyisini yapmak çok zor geliyor bizim insanımıza.
Kaybedenlerin kendi arasında tenkitler yapması tabii ki gerekli ama yıkıcı olmamak kaydıyla. İşi sen ben kavgasına götürmeden birlikte yaraları sarmak, hataları düzeltmek gerekli. Yarım asırdır CHP’nin iktidar görememesi bence içlerinde, birbirlerini, ideolojik farklılıklar nedeniyle aşırı tenkit etmelerinden kaynaklanıyor.
Gelelim şimdi yenilgide en büyük yarayı alan ana muhalefet partisine:
CHP şimdi oturup nerede hata yapıldı onu elbirliğiyle araştırıp kendisini toparlaması, gerekirse asırlık devlet görgülü yapısına zarar vermeden yenilemesi. Bir devlet geleneğinden gelen CHP bunu yapabilir. İçindeki farklı ideolojileri bir potada birleştirebilir.
CHP son birkaç yılda siyasetinde hep var olan toplumun değerlerini karşısına alıp toplumla çatışma alışkanlığına, elinden geldiğince son vermeye çalıştı. Tüm toplum kesimlerinin partisi olma hedefi yönünde gözle görülür bir başarıya da ulaştı. Son belediye seçimleri bunun en önemli göstergesi oldu. Bu başarı sayesinde kendi partisinden söz konusu politika değişikliğine yönelik karşı çıkışları da zayıflattı.
Elinden geleni yaptı muhalefet. Kendi hataları elbette vardı. Ama kabahatin büyüğü, hırstan, menfaatten, bencillikten arınmış düşünce ve mantık kabiliyetine sahip olamayan insanımızda.
Bence yapılacak “şerefli yenilgi”yi kabul etmek, disiplinli düşünme ve mantık sistemi ile hareket etmek.
En önemli bir husus da hiçbir zaman yapmadığımız şeyi gerçekleştirerek siyaset tabanını kaale almak. Yönetim yukarıdan aşağı olur ama sağlıklı siyaset tabandan yukarı doğru yapılır. Unutmayalım.