Londra Mektupları - Ahmet Rıfat Ökçün - E.Büyükelçi
Köşe Yazarı
Londra Mektupları - Ahmet Rıfat Ökçün - E.Büyükelçi
 

Sabreden Derviş - 2

Annesinin 3 Eylül 2022 tarihinde ölümünden, kendisi için taç giyme töreninin yapılacağı 6 Mayıs 2023 gününe kadar olan 8 aylık süre boyunca Kral 3.Charles’ı çözüme bağlanması gereken bir çok sorun bekliyordu. Öncelikle tören programının en ince ayrıntılarına kadar planlanması lazımdı. Saraydan  kiliseye hangi güzergahtan gidilip gelinecek, hangi arabalar kullanılacak, kortejde kim hangi araca binecek, Kiliseye kimler davet edilecek, kim nereye oturacak, Hanedanın “kara keçileri” Prens Andrew, Harry ve Megan davet edilecek mi, kilisede hangi ilahiler okunacak hangi taçlar kullanılacak, güvenlik, masraflar, aleyhte gösteriler…say babam say. Charles’ın çözmeye çalıştığı bir diğer sorun da Camilla’nın  unvanı konusuydu. Aslında  kural belliydi ve sorun yoktu ama Charles kuralları değiştirmek istiyordu. Zaten dul bir kadınla evlenmesini kabul ettirerek kuralları bir kez delmişti, bir daha delse ne olurdu ki ? Yüzyıllardır uygulanan kural kraliçelerin eşine “Kral/King” değil “Prens” unvanı verilmesi, kralların eşine ise “ Kraliçe/Queen” değil “Kral eşi/Queen Consort” denilmesiydi. Zira eşler Hanedan üyesi olmadıklarından Kraliyet unvanlarını alamazlardı. Ne var ki Charles, muhtemelen Camilla’nın ısrarıyla .onun “Kral eşi/Queen Consort” değil “Kraliçe/Queen” olmasını istiyordu. Kural bir kez delinmişti ya artık gerisi çorap söküğü gibi gelirdi. Nitekim (Netekim) Saraydan gönderilen resmi davetiyelere “Kral 3.Charles ve Kraliçe Camilla’nın taç giyme töreni”diye yazıldı. Ne var ki bu emrivaki kolaylıkla kabul edilmedi ve benimsenmedi. Bugün hala halkın, medyanın bir kısmı Camilla’ya “Kraliçe” derken, büyük  bölümü “Kral eşi/Queen Consort” unvanını kullanmayı tercih ediyor. Velhasıl kral bile olsanız gelenekleri, adetleri, kuralları canınız istediğiğ gibi değiştiremiyorsunuz. Charles hem güvenlik endişesiyle, hem aleyhte olabilecek gösterileri asgariye indirebilmek için taç giyme töreninin yapılacağı Westminster Katedraline gidiş geliş güzergahının annesinin taç giyerken tercih ettiği yoldan çok daha kısa tuttu. Güzergah belli olur olmaz  yerli, yabancı izleyiciler  ön sıralarda yer kapabilmek için törenden günler önce gelip portatif iskemlelerini, minik çadırlarını kurdular. Bizde olsa etrafı hemen lahmacuncular, köfte-ekmekçiler falan sarar, etraf kısa sürede çöplüğe, abdesthaneye  döner. Burada öyle olmadı tabii (Gelenlerin yanlarında yeterli miktarda yiyecek, içecek getirmiş olacaklarını tahmin ediyorum de tuvalet ihtiyaçlarını nasıl hallettiklerini kestiremiyorum). Her milletten, her ırktan, her cinsten, çoğu kadın binlerce izleyici. Rengarenk giysiler, çadırlar, bayraklar,, posterler, şarkılar. Bir curcuna ki sormayın gitsin. insanlar snki kendileri taç takacakmışçasına neşeli, mutlu, gururlu. Ama……. Her zaman olduğu gibi “güzergahtaki hesap, Londra havasına uymadı”. Bir yağmur, bir yağmur. Güzergah üstünde çok kalabalık olacağı düşüncesiyle Londra’daki büyük parklara dev TV ekranları konulmuştu. Hesapta insanlar oralara giderek hem piknik yapacak, hem töreni ekranlardan izleyeceklerdi. Bazı caddeler trafiğe kapatılmış, sokak partileri , festivaller düzenlenmişti. Zaten 1 Mayısta piknik yapmayı planlarken, çocuğunuz 23 Nisan, 19 mayıs törenlerine katılacakken, veya ne zaman arabanızı  yıkatsanız ,evinizin camlarını sildirseniz yağmur yağmaz mı ? “Ölmüş eşek kurttan, ıslak İngiliz  yağmurdan korkar mı hiç”. Yabancılar biraz şaşırdılarsa da yerli ve milli Büyük Britanyalılar “Beraber bekledik biz bu güzergahta, “beraber ıslandık yağan yağmurda” diyip sabırla beklediler. Neyse ki geçit resmi başladığında yağmur biraz hafifledi, hatta bir ara durur gibi oldu. Aman aman, sanırsınız Kuzey Kore devletBaşkanının doğum günü . Sıra sıra, tabur tabur askerler, süvariler, bando mızıkalar. Karacısı, havacısı, denizcisi, komandosu,özel kuvvetleri, saray muhafızları, malul gazileri, emekli askerleri….. hepsi orada, süslü püslü üniformalarıyla, gögüslerine takıp takıştırdıklkarı sıra sıra madalyalarıyla yeni Kralı (ve Kraliçeyi ?) onurlandırıyorlar. Haa, az kalsın unutuyordum, polisler, itfaiyeciler, ambulansçılar falan da var. Öyle düzenli, öyle uygun adım yürüyorlar ki Çin çerisi kıskanır. Herhalde bir çok kez talim yapmış olmalılar. Etrafta tank, top, füzeatar, su sıkar taşıtlar , SİHA’lar, İHA’lar ve benzeri araçlar yok diyeceğim sırada gökleri jetlerin gürültüsü sardı. Kıçlarından Birleşik Kallık bayrağının renkleri olan kırmızı, beyaz,  mavı dumanlar savura savura geçip gittiler. Onları “Red Arrows” takip etti. Bunlar bizdeki “Türk Yıldızları” akrobasi jetlerinin İngiliz uyarlaması. Gözlerimiz helikopterleri ve onlardan sarkan iplere tutunun “İngiliz” bayrağı açacak komandoları aradı ama heyhat. Bu İngilizler de tören düzenlemeyi beceremiyorlar galiba. Nihayet Buckhingham Sarayının kapısında Kraliyet arabası belirdi. Charles, Westminster Katedraline giderken ,annesi Kraliçe 2. Elisabeth’in tahta çıkışının 60. Yıldönümü için yapılan “Elmas Jübile Faytonunu” kullanmayı tercih etmiş. 1974 yapımı bu fayton Kraliyetin en yeni arabası. Hala 6 at tarafından çeliliyor ama kurşun geçirmez camlarla kaplı, klimalı ve binenlerin sarsılmasını önleyecek suspansiyorlar ile mücehhez. Kortej Sarayın önünden dümdüz uzanan , iki tarafı parklarla kaplı caddeyi  geçtikten sonra Trafalgar Meydanına doğru saptı. Yolun iki yanında tezahüratta  bulunan, alkışlayan izleyiciler var ama meydanda da monarşi aleyhtarları toplanmış. Ellerinde “not my king/benim kralım değilsin” yazılı pankartlar taşıyorlar, bağırıp çağırıyorlar. İngiliz polisi müdahale etti tabii ki. Yalnız bu adamlar işi bilmiyorlar. Göstericilerin üstüne ne tazyikli su sıktılar, ne göz yaşartıcı bomba, plastik mermi attılar, ne de Bursa’nın kılıç-kalkan ekibi gibi adam boyu kalkanlar  ve eşek kuyduğu (!) uzunluğunda coplarla saldırdılar. Etrafta göstericileri yaka paça, tekme tokat sürükleyip tıkacakları otobüsler falan da yoktı. Üstelik  kameraları, fotograf  çekenleri de engellemediler. Ama en garibi gösteriyi tertipleyen kişi ve yardımcısını bir polis aracına koyup, tören sonuna kadar tuttuktan sonra serbest bırakmalarıydı. Herhalde bu tutumun ardında İçişleri Bakanı Hint asıllı , Budist inançlı Suella  Breyman’ın   “Soylu” değil ıradan bir vatandaş olması yatıyor. Kortej kazasız belasız Westminster Katedraline vardı. Davetliler çoktan yerlerini almışlardı. Kral 3.Charles ve eşi Camilla taçlarını9 takmak üzere ilahiler eşliğinde kilisenin mihrab bölümüne doğru ilerlediler……… …….devamı bir sonraki yazıya kaldı…. O zamana kadar sevgiyle kalınız.   --
Ekleme Tarihi: 12 Haziran 2023 - Pazartesi

Sabreden Derviş - 2

Annesinin 3 Eylül 2022 tarihinde ölümünden, kendisi için taç giyme töreninin yapılacağı 6 Mayıs 2023 gününe kadar olan 8 aylık süre boyunca Kral 3.Charles’ı çözüme bağlanması gereken bir çok sorun bekliyordu.

Öncelikle tören programının en ince ayrıntılarına kadar planlanması lazımdı. Saraydan  kiliseye hangi güzergahtan gidilip gelinecek, hangi arabalar kullanılacak, kortejde kim hangi araca binecek, Kiliseye kimler davet edilecek, kim nereye oturacak, Hanedanın “kara keçileri” Prens Andrew, Harry ve Megan davet edilecek mi, kilisede hangi ilahiler okunacak hangi taçlar kullanılacak, güvenlik, masraflar, aleyhte gösteriler…say babam say.

Charles’ın çözmeye çalıştığı bir diğer sorun da Camilla’nın  unvanı konusuydu. Aslında  kural belliydi ve sorun yoktu ama Charles kuralları değiştirmek istiyordu. Zaten dul bir kadınla evlenmesini kabul ettirerek kuralları bir kez delmişti, bir daha delse ne olurdu ki ?

Yüzyıllardır uygulanan kural kraliçelerin eşine “Kral/King” değil “Prens” unvanı verilmesi, kralların eşine ise “ Kraliçe/Queen” değil “Kral eşi/Queen Consort” denilmesiydi. Zira eşler Hanedan üyesi olmadıklarından Kraliyet unvanlarını alamazlardı.

Ne var ki Charles, muhtemelen Camilla’nın ısrarıyla .onun “Kral eşi/Queen Consort” değil “Kraliçe/Queen” olmasını istiyordu.

Kural bir kez delinmişti ya artık gerisi çorap söküğü gibi gelirdi.

Nitekim (Netekim) Saraydan gönderilen resmi davetiyelere “Kral 3.Charles ve Kraliçe Camilla’nın taç giyme töreni”diye yazıldı. Ne var ki bu emrivaki kolaylıkla kabul edilmedi ve benimsenmedi. Bugün hala halkın, medyanın bir kısmı Camilla’ya “Kraliçe” derken, büyük  bölümü “Kral eşi/Queen Consort” unvanını kullanmayı tercih ediyor. Velhasıl kral bile olsanız gelenekleri, adetleri, kuralları canınız istediğiğ gibi değiştiremiyorsunuz.

Charles hem güvenlik endişesiyle, hem aleyhte olabilecek gösterileri asgariye indirebilmek için taç giyme töreninin yapılacağı Westminster Katedraline gidiş geliş güzergahının annesinin taç giyerken tercih ettiği yoldan çok daha kısa tuttu.

Güzergah belli olur olmaz  yerli, yabancı izleyiciler  ön sıralarda yer kapabilmek için törenden günler önce gelip portatif iskemlelerini, minik çadırlarını kurdular. Bizde olsa etrafı hemen lahmacuncular, köfte-ekmekçiler falan sarar, etraf kısa sürede çöplüğe, abdesthaneye  döner. Burada öyle olmadı tabii (Gelenlerin yanlarında yeterli miktarda yiyecek, içecek getirmiş olacaklarını tahmin ediyorum de tuvalet ihtiyaçlarını nasıl hallettiklerini kestiremiyorum).

Her milletten, her ırktan, her cinsten, çoğu kadın binlerce izleyici. Rengarenk giysiler, çadırlar, bayraklar,, posterler, şarkılar. Bir curcuna ki sormayın gitsin. insanlar snki kendileri taç takacakmışçasına neşeli, mutlu, gururlu.

Ama…….

Her zaman olduğu gibi “güzergahtaki hesap, Londra havasına uymadı”. Bir yağmur, bir yağmur.

Güzergah üstünde çok kalabalık olacağı düşüncesiyle Londra’daki büyük parklara dev TV ekranları konulmuştu. Hesapta insanlar oralara giderek hem piknik yapacak, hem töreni ekranlardan izleyeceklerdi. Bazı caddeler trafiğe kapatılmış, sokak partileri , festivaller düzenlenmişti. Zaten 1 Mayısta piknik yapmayı planlarken, çocuğunuz 23 Nisan, 19 mayıs törenlerine katılacakken, veya ne zaman arabanızı  yıkatsanız ,evinizin camlarını sildirseniz yağmur yağmaz mı ? “Ölmüş eşek kurttan, ıslak İngiliz  yağmurdan korkar mı hiç”. Yabancılar biraz şaşırdılarsa da yerli ve milli Büyük Britanyalılar “Beraber bekledik biz bu güzergahta, “beraber ıslandık yağan yağmurda” diyip sabırla beklediler.

Neyse ki geçit resmi başladığında yağmur biraz hafifledi, hatta bir ara durur gibi oldu.

Aman aman, sanırsınız Kuzey Kore devletBaşkanının doğum günü .

Sıra sıra, tabur tabur askerler, süvariler, bando mızıkalar. Karacısı, havacısı, denizcisi, komandosu,özel kuvvetleri, saray muhafızları, malul gazileri, emekli askerleri….. hepsi orada, süslü püslü üniformalarıyla, gögüslerine takıp takıştırdıklkarı sıra sıra madalyalarıyla yeni Kralı (ve Kraliçeyi ?) onurlandırıyorlar. Haa, az kalsın unutuyordum, polisler, itfaiyeciler, ambulansçılar falan da var. Öyle düzenli, öyle uygun adım yürüyorlar ki Çin çerisi kıskanır. Herhalde bir çok kez talim yapmış olmalılar. Etrafta tank, top, füzeatar, su sıkar taşıtlar , SİHA’lar, İHA’lar ve benzeri araçlar yok diyeceğim sırada gökleri jetlerin gürültüsü sardı. Kıçlarından Birleşik Kallık bayrağının renkleri olan kırmızı, beyaz,  mavı dumanlar savura savura geçip gittiler. Onları “Red Arrows” takip etti. Bunlar bizdeki “Türk Yıldızları” akrobasi jetlerinin İngiliz uyarlaması. Gözlerimiz helikopterleri ve onlardan sarkan iplere tutunun “İngiliz” bayrağı açacak komandoları aradı ama heyhat. Bu İngilizler de tören düzenlemeyi beceremiyorlar galiba.

Nihayet Buckhingham Sarayının kapısında Kraliyet arabası belirdi.

Charles, Westminster Katedraline giderken ,annesi Kraliçe 2. Elisabeth’in tahta çıkışının 60. Yıldönümü için yapılan “Elmas Jübile Faytonunu” kullanmayı tercih etmiş. 1974 yapımı bu fayton Kraliyetin en yeni arabası. Hala 6 at tarafından çeliliyor ama kurşun geçirmez camlarla kaplı, klimalı ve binenlerin sarsılmasını önleyecek suspansiyorlar ile mücehhez.

Kortej Sarayın önünden dümdüz uzanan , iki tarafı parklarla kaplı caddeyi  geçtikten sonra Trafalgar Meydanına doğru saptı. Yolun iki yanında tezahüratta  bulunan, alkışlayan izleyiciler var ama meydanda da monarşi aleyhtarları toplanmış. Ellerinde “not my king/benim kralım değilsin” yazılı pankartlar taşıyorlar, bağırıp çağırıyorlar.

İngiliz polisi müdahale etti tabii ki. Yalnız bu adamlar işi bilmiyorlar.

Göstericilerin üstüne ne tazyikli su sıktılar, ne göz yaşartıcı bomba, plastik mermi attılar, ne de Bursa’nın kılıç-kalkan ekibi gibi adam boyu kalkanlar  ve eşek kuyduğu (!) uzunluğunda coplarla saldırdılar.

Etrafta göstericileri yaka paça, tekme tokat sürükleyip tıkacakları otobüsler falan da yoktı. Üstelik  kameraları, fotograf  çekenleri de engellemediler. Ama en garibi gösteriyi tertipleyen kişi ve yardımcısını bir polis aracına koyup, tören sonuna kadar tuttuktan sonra serbest bırakmalarıydı. Herhalde bu tutumun ardında İçişleri Bakanı Hint asıllı , Budist inançlı Suella  Breyman’ın   “Soylu” değil ıradan bir vatandaş olması yatıyor.

Kortej kazasız belasız Westminster Katedraline vardı. Davetliler çoktan yerlerini almışlardı.

Kral 3.Charles ve eşi Camilla taçlarını9 takmak üzere ilahiler eşliğinde kilisenin mihrab bölümüne doğru ilerlediler………

…….devamı bir sonraki yazıya kaldı….

O zamana kadar sevgiyle kalınız.

 

--

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.