Hamdi Özdemir
Köşe Yazarı
Hamdi Özdemir
 

Ankara Sinemaları

Ülkelerin olduğu gibi, her şehrinde bir sinema tarih vardır kuşkusuz. Dolaysıyla Ankara’nın da bir sinema kültürü vardı… Sinemalar hafta içi “Salı, Çarşamba günleri Halk matineleri yaparlardı”. Hafta sonu bilet ücreti yüksek olduğundan, genellikle öğrenciler ve düşük gelirli halk kesiminin faydalanmasına yönelik bir fiyat uygulamasıydı. Ellili, altmışlı yaşlarda olanlar iyi bilirler. Yazın açık hava, kışın kapalı sinema salonlarının hınca hınç nasıl dolduğunu iyi anımsarlar. Yer bulunmaz bir gün sonraya, bir hafta sonraya bilet alınırdı. Çok iyi biliyorum Çağdaş Sahnede. Yılmaz Güney’in “Sürü” filmi altı ay kapalı gişe oynamıştı. ”Türkiye’nin her şehrinden köyünden insanlar akın akın otobüslerle sürü filmini izlemeye geliyorlardı… Yine Akün Sinemasında “Hababam Sınıfı da” aylarca kapalı gişe oynamıştı. Keza şampiyon filmi de öyleydi… 1970-1980 Yılları Ankara Sinemaları Türk Sineması’nın üretim verimliliğinin en üst noktaya çıktığı yıllar olan 1960’lı yıllar, aynı zamanda da düzeyli ve kaliteli Türk filmlerinin birbiri ardına vizyona girdiği, ulusal bir kimliğe büründüğü yıllardı. Ankara Maltepe’deki Gölbaşı, Kerem ve As sinemaları bayram harçlığımızı aldıktan sonra arkadaşlarımla gittiğimiz ilk sinemalardı. Bayramda özellikle el öpmeye gittiğimiz bir komşumuz vardı. Gitme sebebimiz Günaydın gazetesi almasıydı. Gazetede Ankara sinemalarının ilanı yayınlanırdı. Bizde gazetede hangi sinemada ne oynuyor bakıp karar verirdik. Nedense bayram eğlencesi olarak ilk durak sinemalardı. O seneler karate filmleri çok revaçtaydı. Biz çocukların favorisiydi. Nergiz, Eti Sanat, Menekşe gibi sinemalarında daha çok konulu ve sanatsal filimler oynardı. Bize biraz uzak konulardı o yıllar. Lakin ortaokuldayken oralara da gitmeye başlamıştım. Hiç unutmam sevdiğim çizgi roman kahramanı Conan’ın filmini ve Love Story (Bir Aşk Hikâyesi) Filmlerini Nergiz Sinemasında izlemiştim. Sıkıyönetim dönemlerinde, film aralarına kısa asker filmleri koyarlardı. Asker övgüsü yaparlardı. “Yeşilçam” Sinema sektörünün ekonomik sıkıntıya girdiği 1970’li yılların sonuna doğru avantür ve cinsel ağırlıklı filmlerin istilasına uğradı. Dolaysıyla sık gittiğim sinemalarda şimdiki gibi tek değil, avantür, aksiyon ve müstehcen filmlerden oluşan üç film peş peşe oynatma politikası başladı. Bu tür filmler aileleri Sinemadan uzaklaştırdı. Renkli televizyonunda hayatımıza girmesiyle film sektörü tamamen çıkmaza girdi. Yetmişlerin sonuna doğru, ideolojik sol içerikli, sosyal konulu filmlerin çekilmesiyle biraz biraz canlanmaya başlamıştı… Bu sayede Sinemaya küsen insanlar tekrar salonlara dönmeye başladılar. Yılmaz Güney, Yavuz Özkan, Zeki Ökten gibi az sayıda yönetmenin gayretleriyle, Türk Sinemasının kilometre taşı sayılan filmler yapıldı, ulusal ve uluslararası alanda ödüller almaya başladılar. Maden, Sürü, Ağıt, Duvar, Dönüş gibi filmler gişe rekorları kırdılar. Yukarı da bahsettiğim üzere, bu filmlerin seyirciyi tekrar salonlara çekmesi çok önemli bir kilometre taşıydı. Eminim Sinema deyince, özellikle kırklı yaşların üzerinde olanların bir sürü hikâye ve anısı vardır. Hele ki yazlık sinemaların hikâyeleri bir başkadır. Akşam hava kararmaya başlamasıyla Sinemalara akın başlardı. Guruplar halinde gelen aileler, komşular, çekirdek külahları ve yiyecekleriyle, yazlık sinemaların önünü bir karnaval havasına döndürürdü. Bu vesile ile birkaç sinema hatırlatayım; Ankara’da sinemaların merkezi Demirtepe ve Maltepeydi... G.M. K Bulvarı üzerinde; Menekşe, Nergiz, Gölbaşı, Kerem, As, Eti, Mini, Yakut, Bulvar, Alemdar, Başkent, Burç Sinemaları. Necatibey Caddesinde; Ordu evi, Derya, Ankara Sinemaları, Bulvarda Büyük, Ulus, Batı, Sinema 70, Efes, Kavaklıdere; Esat Caddesinde Dilek, Karınca… Tunalı Hilmi de, Talip, Ses, Dedeman, Lale, Güneş, Kavaklıdere, Çağdaş Sahne, Akün, Çankaya Sinemaları. Yazlık Sinemalar : Reşit Galip Caddesinde Ferah, Belligün Sokakta Aykut, Zafertepe'de Mehtap, İncesu’da Hemşin, Dikmden'de Dörtmevsim sinemaları benim anımsadıklarım. Eminim sizinde anımsadığınız sinemalar mutlaka vardır…      
Ekleme Tarihi: 15 Haziran 2023 - Perşembe

Ankara Sinemaları

Ülkelerin olduğu gibi, her şehrinde bir sinema tarih vardır kuşkusuz. Dolaysıyla Ankara’nın da bir sinema kültürü vardı…

Sinemalar hafta içi “Salı, Çarşamba günleri Halk matineleri yaparlardı”. Hafta sonu bilet ücreti yüksek olduğundan, genellikle öğrenciler ve düşük gelirli halk kesiminin faydalanmasına yönelik bir fiyat uygulamasıydı.

Ellili, altmışlı yaşlarda olanlar iyi bilirler.

Yazın açık hava, kışın kapalı sinema salonlarının hınca hınç nasıl dolduğunu iyi anımsarlar. Yer bulunmaz bir gün sonraya, bir hafta sonraya bilet alınırdı.

Çok iyi biliyorum Çağdaş Sahnede. Yılmaz Güney’in “Sürü” filmi altı ay kapalı gişe oynamıştı. ”Türkiye’nin her şehrinden köyünden insanlar akın akın otobüslerle sürü filmini izlemeye geliyorlardı…

Yine Akün Sinemasında “Hababam Sınıfı da” aylarca kapalı gişe oynamıştı. Keza şampiyon filmi de öyleydi…

1970-1980 Yılları Ankara Sinemaları

Türk Sineması’nın üretim verimliliğinin en üst noktaya çıktığı yıllar olan 1960’lı yıllar, aynı zamanda da düzeyli ve kaliteli Türk filmlerinin birbiri ardına vizyona girdiği, ulusal bir kimliğe büründüğü yıllardı.

Ankara Maltepe’deki Gölbaşı, Kerem ve As sinemaları bayram harçlığımızı aldıktan sonra arkadaşlarımla gittiğimiz ilk sinemalardı. Bayramda özellikle el öpmeye gittiğimiz bir komşumuz vardı. Gitme sebebimiz Günaydın gazetesi almasıydı. Gazetede Ankara sinemalarının ilanı yayınlanırdı. Bizde gazetede hangi sinemada ne oynuyor bakıp karar verirdik. Nedense bayram eğlencesi olarak ilk durak sinemalardı.

O seneler karate filmleri çok revaçtaydı. Biz çocukların favorisiydi. Nergiz, Eti Sanat, Menekşe gibi sinemalarında daha çok konulu ve sanatsal filimler oynardı. Bize biraz uzak konulardı o yıllar. Lakin ortaokuldayken oralara da gitmeye başlamıştım. Hiç unutmam sevdiğim çizgi roman kahramanı Conan’ın filmini ve Love Story (Bir Aşk Hikâyesi) Filmlerini Nergiz Sinemasında izlemiştim. Sıkıyönetim dönemlerinde, film aralarına kısa asker filmleri koyarlardı. Asker övgüsü yaparlardı.

“Yeşilçam” Sinema sektörünün ekonomik sıkıntıya girdiği 1970’li yılların sonuna doğru avantür ve cinsel ağırlıklı filmlerin istilasına uğradı.

Dolaysıyla sık gittiğim sinemalarda şimdiki gibi tek değil, avantür, aksiyon ve müstehcen filmlerden oluşan üç film peş peşe oynatma politikası başladı.

Bu tür filmler aileleri Sinemadan uzaklaştırdı.

Renkli televizyonunda hayatımıza girmesiyle film sektörü tamamen çıkmaza girdi.

Yetmişlerin sonuna doğru, ideolojik sol içerikli, sosyal konulu filmlerin çekilmesiyle biraz biraz canlanmaya başlamıştı…

Bu sayede Sinemaya küsen insanlar tekrar salonlara dönmeye başladılar.

Yılmaz Güney, Yavuz Özkan, Zeki Ökten gibi az sayıda yönetmenin gayretleriyle, Türk Sinemasının kilometre taşı sayılan filmler yapıldı, ulusal ve uluslararası alanda ödüller almaya başladılar.

Maden, Sürü, Ağıt, Duvar, Dönüş gibi filmler gişe rekorları kırdılar. Yukarı da bahsettiğim üzere, bu filmlerin seyirciyi tekrar salonlara çekmesi çok önemli bir kilometre taşıydı.

Eminim Sinema deyince, özellikle kırklı yaşların üzerinde olanların bir sürü hikâye ve anısı vardır. Hele ki yazlık sinemaların hikâyeleri bir başkadır. Akşam hava kararmaya başlamasıyla Sinemalara akın başlardı.

Guruplar halinde gelen aileler, komşular, çekirdek külahları ve yiyecekleriyle, yazlık sinemaların önünü bir karnaval havasına döndürürdü.

Bu vesile ile birkaç sinema hatırlatayım;

Ankara’da sinemaların merkezi Demirtepe ve Maltepeydi...

G.M. K Bulvarı üzerinde;

Menekşe, Nergiz, Gölbaşı, Kerem, As, Eti, Mini, Yakut, Bulvar, Alemdar, Başkent, Burç Sinemaları.

Necatibey Caddesinde; Ordu evi, Derya, Ankara Sinemaları,

Bulvarda Büyük, Ulus, Batı, Sinema 70, Efes,

Kavaklıdere; Esat Caddesinde Dilek, Karınca…

Tunalı Hilmi de, Talip, Ses, Dedeman, Lale, Güneş, Kavaklıdere, Çağdaş Sahne, Akün, Çankaya Sinemaları.

Yazlık Sinemalar :

Reşit Galip Caddesinde Ferah, Belligün Sokakta Aykut, Zafertepe'de Mehtap, İncesu’da Hemşin, Dikmden'de Dörtmevsim sinemaları benim anımsadıklarım.

Eminim sizinde anımsadığınız sinemalar mutlaka vardır…

 

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (1)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
mesut özdemir
(16.06.2023 00:05 - #291)
benimde ilk duyusal ve sosyal ve birazda ideolojik filmim DZKK da göreve başladığım 1989 90 lı yıllarda uçurtmayı vurmasınlar dı ilk defa bir filmde ağlamıştım
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.