“Bayramların eski tadı yok”
Her yıl, her bayram geldiğinde duyarım bu cümleyi.
Her geçen sene yineleniyor ve daha anlam kazanıyor. Bayramların eski tadı yok diye.
Ama neden yok? Büyüdüğümüz için olabilir mi sizce?
Elbette, birçok sebebi sıralayabiliriz. Bence bayramlar, büyüklerden daha çok çocuklar için anlamlı ve değerlidir.
Çünkü;
Büyükler için eski olan, çocuklar için yenidir ve çok daha değerlidir.
Hangi yetişkini gördünüz, Bayram için bir hafta önceden gün sayan? Seneler geçtikçe, toplumsal hayatımızı değerli, kılan birlik ve beraberliğimizin önemli unsurların da olduğu gib,i bayramları da sıradanlaştırdık. Bu sebeple, bayramları sadece dinlenme yada tatil olarak değerlendirir olduk.
Bazen diyorum ki;
Keşke hep çocuk kalsaydık. Bayrama bir hafta kala alınan yeni bir ayakkabı, yeni bir elbise ve onu bayram sabahına kadar defalarca giyen bir kız çocuğu, ya da; kapı kapı dolaşıp, büyüklerimizin elini öperek topladığımız paralarla aldığımız çatapatlar, bilyeler, mantar tabancaları ile sabahtan akşama kadar gün boyu sokakların altını üstüne getirirdik. Şimdi yine, aynı şeyleri alsam aynı heyecanı yaşar mıyım bilemiyorum?
Bayram sabahlarında gün ağarmadan hem de hiç zorlanmadan uyanırdık. Ailece yapılan kahvaltı, kahvaltı sonrasında koşar adımlarla ve ayrı bir telaşla yeni alınan kıyafetlerin giyilmesi, çocukluğumuzda içten ve heyecanla yaşardık bayramları.
Soğuktu, sıcaktı biz çocukların için bir önemi yoktu.
Önemli olan tek şey, toplayacağımız bayram şekerleri ve harçlıklardı. Şekerleri koymak için herkesin elinde bir torba, mahallenin altını üstüne getirir üşenmezdik yorulmazdık. Herkes tanıdıktı, herkes aileden biriydi o, yıllarda ve bayramlarda. Çoğu bayramdan bayrama gördüğümüz yüzlerdi ama dediğim gibi herkes bizden biriydi.
Çünkü bizler birer çocuktuk.
Bayramları iple çeker, gelmesini dört gözle beklerdik. Bayramlar biz çocuklar için beklentilerimizin hayata geçmesi, yeni hediyelerini alınması, bayram harçlıklarının ve torba torba şekerin toplanması, büyüklerimizin saygıyla elinin öpülmesi, büyüklerimizin sevgiyle başımızı okşamasıydı o yıllar o, bayramlar.
Gelenek göreneklerimizin devam edebilmesi adına sosyal bir olguydu bayramlar.
Sonra büyüdük.
Ne eski bayramların tadı kaldı. Ne de büyük bir heyecanla doldurduğumuz şeker torbaları…
Ne yeni alınan ayakkabının heyecanı ne de o ailece yapılan kahvaltılar.
Artık bayramlar o kadar da süslü değil gözümde. Bir hafta önceden içimi kaplayan heyecan bayramın büyüsünden değil de, işe gitmeyecek, sabahları biraz daha uyuyabilecek olmanın verdiği rahatlıktan kaynaklanıyor. Seneler geçtikçe anlamı yitiriyor işte bayramlar da, birçok şeyin anlamını yitirdiği gibi.
Kısaca;
Gelişen ve hızla değişen şartlar, insan ilişkileri birçok ananelerimizi yok ediyor ne yazık ki.
Maalesef bayramların eski tadı yok derken yozlaşmadan ve bireyselleşmeden bahsediyorum.
Yaşadığımız bunca olumsuzluğa ve umutsuzluğa rağmen, eski tadında olmasa da bayram gibi ortak değerlerimiz devam ediyor ve etmeli de.
Bu vesile ile sevdiklerinizle birlikte nice güzel sevgi dolu bayramlara.