Hamdi Özdemir
Köşe Yazarı
Hamdi Özdemir
 

Akşam Müsaitseniz, Annemler Misafirliğe Gelecek

Nasıl bir ülkede yaşıyorduk? hayatımızda neler vardı? O yılları yaşayan kuşak en çok nelerden etkilendi; hangi olaylar 1970'ler de büyük izler bıraktı ve unutulmazlar arasına girdi? Benim hafızam da kalan 1970-80’lerin unutulmazları. KARARTMA GECELERİ Kıbrıs barış harekâtı yapıldı 1974'te. Türkiye, ikinci dünya savaşı yıllarından beri görmediği bir uygulamaya tanık oldu: Evler ve otomobiller Karartıldı. Yunan savaş uçakları ani bir baskın düzenlerse şehirler ve yerleşim yerleri fark edilemesin diye, evlerin pencerelerine kalın siyah perdeler takıldı. Otomobillerin farları da koyu renkli jelatinlerle kaplandı. 6 ay kadar süren bu uygulama, 1970'leri unutamayanların da zihnine kazındı. KUYRUKLAR VARDI, ŞÜKÜR ELLİ YIL SONRA YENİDEN GÜNDEMDE “O, yıllar alabileceğimiz çok şey yoktu, şimdi her şey var, ama ateş pahası yine alamıyoruz. Üstelik Kıbrıs savaşı nedeniyle ambargo kıskacı altındaydık.” 1970'ler Türkiye'nin 70 Cent'e bile muhtaç olduğu yıllardı. Ülke ihracat yapamıyor, elde döviz olmayınca da en zaruri ihtiyaçlar bile karşılanamıyordu. 1970'leri hatırlayanların en unutamadıkları şeyler, kuyruklardır: Tüpgaz kuyrukları, sana yağı (evet, yağ için bile kuyruğa girilirdi) kuyrukları. 1970'leri yaşayanların zamanlarının büyük bir bölümü kuyruklarda geçti. Keza bugün olduğu gibi. MÜSAİTSENİZ AKŞAMA SİZE GELECEĞİZ Evden eve komşuluk ilişkilerinin çok yoğun yaşandığı, “son yıllardı”. 1970'lerden sonra komşuluk ilişkileri bir daha hiç eskisi gibi olmayacağı yavaş yavaş kendini göstermeye başlamıştı. Komşuluk ilişkilerini en iyi tarif eden söz ise, bu olmalı: “Annem gönderdi; müsaitseniz size gelmek istiyoruz”. Henüz telefonlar yeterince yaygınlaşmamıştı. Komşuların misafirliğe uygun olup olmadıkları, evin kapılarına gönderilen çocuklar tarafından öğrenilir, ona göre misafirliğe gidilirdi. TELEVİZYON ÇOCUKLARIYDIK Televizyonun Türkiye'de yayına başladığı yıl: 1969. Ancak yaygınlaşması 1970'lerde oldu. 1970'lerin başından sonuna, çatılar “çatallı” Tv antenleriyle kaplandı. Başlangıçta, televizyonu olmayan aileler televizyonu olanların evine misafirliğe giderlerdi. Açıkçası 1970'lerin başında, evinde televizyon olan aileler misafir yoğunluğundan illallah demişlerdi. Televizyonlar yaygınlaştıkça bu gelip gitmeler de azaldı. TEPEBAŞINDA OTURUYORDUK Ablam Almanya’dan Saba marka bir Tv göndermişti. Büyük bir sevinç içinde gümrükten alıp eve getirmiştik. Mutluluk içinde havalarda uçuyorduk. Akrabalar, komşular Tv’nin karşısında “U” biçimde yerlerini alır, askerler nöbet değişimi yapar İstiklal Marşı okunur, “Televizyonunuzu kapatmayı unutmayın” uyarısına kadar beklenir misafirler öyle giderlerdi. Lakin annem Tv’nin gelmesinden hiç hoşnut olmamıştı. Sürekli ablama sitem ediyor, üstelik çok kızıyordu. Eşek sıpası başımıza iş açtı, diye. Rahmetli hergün misafirlere yemek ve çay ikram etmekten bitap düşüyordu. HALAM KÖYDEN MİSAFİR GELMİŞTİ Televizyon salondaydı. Halamda benimle salonda yatıyordu. Yalnız bir sorun vardı. Biz Tv izlerken halamın uykusu gelir, başı bir o yana bir bu yana düşer, hala hadi yat dememize ve yoğun ısrarımıza rağmen kalkıp bir türlü yatmazdı. Bir akşam yine ısrar ettiğimizde çok kızmıştı! “Eşşek sıpaları” karşımda koca koca adamlar oturuyor. Onların karşısında nasıl soyunup yatayım, demişti. Halam da TV de konuşan insanları gerçek sanıyormuş meğer. Biz gülmeye başlayınca çok üzülmüştü rahmetli halam. Sonra gerçeği anladığında halamda gülmüştü. 10 yıldan fazla bir süre televizyonlarımız siyah beyaz ve tek kanallıydı. Üstelik tüm gün yayın da olmazdı. Başlangıçta saat 18 ya da 19'da yayın başlar 24 gibi İstiklal Marşı okunarak yayınlar sonlandırılırdı. Televizyon kapanınca herkes yataklarına giderdi. Yine o yıllar, televizyonlarda yoğun kesintiler yaşanırdı. Bir teknik aksaklık olmuşsa, TRT hemen bir fotoğrafı (Mesela, tarihi bir fotoğraf) ekrana taşıyarak arızayı izleyicilerine bildirirdi. Bazen arızalar saatler sürebilir, dakikalarca o sabit ekran görüntüsüne bakılırdı. CUMARTESİ YARIM GÜN OKUL VARDI İnanmayacaksınız ama 1970'lerin başında Cumartesi günleri de okula gidilirdi. 1974'ten itibaren Cumartesi günleri yarım gün okula gitme uygulaması sona erdiğinde öğrencilerde bayram etti. LAKLAK Dönemin en ünlü ve en elden düşmeyen oyuncaklarından biriydi. Bir plastik daireye bağlı v şeklinde bir ip ve o ipin iki ucunda plastikten iki top vardı. Amaç, dairesel plastiğe parmağınızı takıp topları bir üstte bir altta hızla birbirine vurdurmaktı. Bu işi ne kadar hızlı yaparsanız, o kadar becerikli sayılırdınız. Oyuncak öyle yaygınlıkla kullanılırdı ki, çocuklar da büyükler de “lak lak lak” sesleri eşliğinde beceri yarıştırılırdı. Bileklerimiz iki plastik sert topun darbeleriyle yara bere içinde kalırdı. ANIMSADIĞIM TV PROGRAMLARI En çok hafta sonları televizyon izlenirdi. Çünkü TRT paket program yapıyordu. İlk yayına başladığında hafta da üç gün ve bir saat yayın vardı.                 Hafta sonları en çok “Tele Pazar” izlenirdi;                 Güneş Tecelli, geniş ve kalın kemikli gözlükleriyle, Cenk Koray ise 'soğuk esprileriyle' dönem insanlarının zihinlerine kazındı. Pazar programlarının adı “Tele Pazar” ya da “Stüdyo Pazar”       idi, bu programın evlerin hanımları tarafından en sıkıcı bulunan bölümü ise Tele Spor adıyla anılır, maçlardan görüntülere yer verilirdi. O programın zihinlerde en çok iz bırakan iki de çizgi                 kahramanı vardı. Biri İtalyanca adı La Linea olan Bay Meraklı, öbürü ise pembe panterdi.                 Cenk Koray’ın programından bay meraklı diye tanıdığımız, orijinal adı la linea olan çizgi adam 80’ler denince ilk akla gelenlerden.                 SPOR                 Spor Stüdyosu                 YARIŞMA PROGRAMLARI                 Tele Pazar, bir kelime bir işlem, Evet hayır, Bizden size.                 ÇOCUK PROGRAMLARI                 Oyun Treni, Ağaç Kakan, Tom ve Jeryy, Şirinler, Arı Maya, Susam sokağı...                 DİZİLER                 Kaçak, Sarı Gül, Bizimkiler, Aşkı Memnu, Yorgun Savaşçı, Bizimkiler, Kaynanalar, Evdekiler,        Dallas, Kara şimşek, Şahin tepesi, Kuruntu ailesi.                 MÜZİK                 Yılbaşı özel, Teleskop, Akşamsefası, Hafta sonu, Bir başka gece, Hey gidi günler...                 HABER PROGRAMLARI                 Güne bakış “Kele bakış” da denirdi, Arena, 32 gün...                 SUNUCULAR                 Zafer Celasun, Jülide Gülizar, Mehpare Çelik, Mesut Mertcan, Ertan Ertanhan, Gülgün Feyman, Bülent Akarcalı, Tuna Huş, Can Akbel, Uğur Dündar.  
Ekleme Tarihi: 04 Mart 2024 - Pazartesi

Akşam Müsaitseniz, Annemler Misafirliğe Gelecek

Nasıl bir ülkede yaşıyorduk? hayatımızda neler vardı?

O yılları yaşayan kuşak en çok nelerden etkilendi; hangi olaylar 1970'ler de büyük izler bıraktı ve unutulmazlar arasına girdi? Benim hafızam da kalan 1970-80’lerin unutulmazları.

  • KARARTMA GECELERİ

Kıbrıs barış harekâtı yapıldı 1974'te.

Türkiye, ikinci dünya savaşı yıllarından beri görmediği bir uygulamaya tanık oldu:

Evler ve otomobiller Karartıldı.

Yunan savaş uçakları ani bir baskın düzenlerse şehirler ve yerleşim yerleri fark edilemesin diye, evlerin pencerelerine kalın siyah perdeler takıldı.

Otomobillerin farları da koyu renkli jelatinlerle kaplandı.

6 ay kadar süren bu uygulama, 1970'leri unutamayanların da zihnine kazındı.

  • KUYRUKLAR VARDI, ŞÜKÜR ELLİ YIL SONRA YENİDEN GÜNDEMDE

“O, yıllar alabileceğimiz çok şey yoktu, şimdi her şey var, ama ateş pahası yine alamıyoruz. Üstelik Kıbrıs savaşı nedeniyle ambargo kıskacı altındaydık.”

1970'ler Türkiye'nin 70 Cent'e bile muhtaç olduğu yıllardı. Ülke ihracat yapamıyor, elde döviz olmayınca da en zaruri ihtiyaçlar bile karşılanamıyordu. 1970'leri hatırlayanların en unutamadıkları şeyler, kuyruklardır: Tüpgaz kuyrukları, sana yağı (evet, yağ için bile kuyruğa girilirdi) kuyrukları. 1970'leri yaşayanların zamanlarının büyük bir bölümü kuyruklarda geçti. Keza bugün olduğu gibi.

  • MÜSAİTSENİZ AKŞAMA SİZE GELECEĞİZ

Evden eve komşuluk ilişkilerinin çok yoğun yaşandığı, “son yıllardı”. 1970'lerden sonra komşuluk ilişkileri bir daha hiç eskisi gibi olmayacağı yavaş yavaş kendini göstermeye başlamıştı. Komşuluk ilişkilerini en iyi tarif eden söz ise, bu olmalı: “Annem gönderdi; müsaitseniz size gelmek istiyoruz”. Henüz telefonlar yeterince yaygınlaşmamıştı. Komşuların misafirliğe uygun olup olmadıkları, evin kapılarına gönderilen çocuklar tarafından öğrenilir, ona göre misafirliğe gidilirdi.

  • TELEVİZYON ÇOCUKLARIYDIK

Televizyonun Türkiye'de yayına başladığı yıl: 1969. Ancak yaygınlaşması 1970'lerde oldu. 1970'lerin başından sonuna, çatılar “çatallı” Tv antenleriyle kaplandı. Başlangıçta, televizyonu olmayan aileler televizyonu olanların evine misafirliğe giderlerdi. Açıkçası 1970'lerin başında, evinde televizyon olan aileler misafir yoğunluğundan illallah demişlerdi. Televizyonlar yaygınlaştıkça bu gelip gitmeler de azaldı.

  • TEPEBAŞINDA OTURUYORDUK

Ablam Almanya’dan Saba marka bir Tv göndermişti. Büyük bir sevinç içinde gümrükten alıp eve getirmiştik. Mutluluk içinde havalarda uçuyorduk. Akrabalar, komşular Tv’nin karşısında “U” biçimde yerlerini alır, askerler nöbet değişimi yapar İstiklal Marşı okunur, “Televizyonunuzu kapatmayı unutmayın” uyarısına kadar beklenir misafirler öyle giderlerdi.

Lakin annem Tv’nin gelmesinden hiç hoşnut olmamıştı. Sürekli ablama sitem ediyor, üstelik çok kızıyordu. Eşek sıpası başımıza iş açtı, diye. Rahmetli hergün misafirlere yemek ve çay ikram etmekten bitap düşüyordu.

  • HALAM KÖYDEN MİSAFİR GELMİŞTİ

Televizyon salondaydı. Halamda benimle salonda yatıyordu. Yalnız bir sorun vardı. Biz Tv izlerken halamın uykusu gelir, başı bir o yana bir bu yana düşer, hala hadi yat dememize ve yoğun ısrarımıza rağmen kalkıp bir türlü yatmazdı. Bir akşam yine ısrar ettiğimizde çok kızmıştı! “Eşşek sıpaları” karşımda koca koca adamlar oturuyor. Onların karşısında nasıl soyunup yatayım, demişti. Halam da TV de konuşan insanları gerçek sanıyormuş meğer. Biz gülmeye başlayınca çok üzülmüştü rahmetli halam. Sonra gerçeği anladığında halamda gülmüştü.

10 yıldan fazla bir süre televizyonlarımız siyah beyaz ve tek kanallıydı. Üstelik tüm gün yayın da olmazdı. Başlangıçta saat 18 ya da 19'da yayın başlar 24 gibi İstiklal Marşı okunarak yayınlar sonlandırılırdı. Televizyon kapanınca herkes yataklarına giderdi.

Yine o yıllar, televizyonlarda yoğun kesintiler yaşanırdı. Bir teknik aksaklık olmuşsa, TRT hemen bir fotoğrafı (Mesela, tarihi bir fotoğraf) ekrana taşıyarak arızayı izleyicilerine bildirirdi. Bazen arızalar saatler sürebilir, dakikalarca o sabit ekran görüntüsüne bakılırdı.

  • CUMARTESİ YARIM GÜN OKUL VARDI

İnanmayacaksınız ama 1970'lerin başında Cumartesi günleri de okula gidilirdi. 1974'ten itibaren Cumartesi günleri yarım gün okula gitme uygulaması sona erdiğinde öğrencilerde bayram etti.

  • LAKLAK

Dönemin en ünlü ve en elden düşmeyen oyuncaklarından biriydi. Bir plastik daireye bağlı v şeklinde bir ip ve o ipin iki ucunda plastikten iki top vardı. Amaç, dairesel plastiğe parmağınızı takıp topları bir üstte bir altta hızla birbirine vurdurmaktı. Bu işi ne kadar hızlı yaparsanız, o kadar becerikli sayılırdınız. Oyuncak öyle yaygınlıkla kullanılırdı ki, çocuklar da büyükler de “lak lak lak” sesleri eşliğinde beceri yarıştırılırdı. Bileklerimiz iki plastik sert topun darbeleriyle yara bere içinde kalırdı.

  • ANIMSADIĞIM TV PROGRAMLARI

En çok hafta sonları televizyon izlenirdi. Çünkü TRT paket program yapıyordu. İlk yayına başladığında hafta da üç gün ve bir saat yayın vardı.

                Hafta sonları en çok “Tele Pazar” izlenirdi;

                Güneş Tecelli, geniş ve kalın kemikli gözlükleriyle, Cenk Koray ise 'soğuk esprileriyle' dönem insanlarının zihinlerine kazındı. Pazar programlarının adı “Tele Pazar” ya da “Stüdyo Pazar”       idi, bu programın evlerin hanımları tarafından en sıkıcı bulunan bölümü ise Tele Spor adıyla anılır, maçlardan görüntülere yer verilirdi. O programın zihinlerde en çok iz bırakan iki de çizgi                 kahramanı vardı. Biri İtalyanca adı La Linea olan Bay Meraklı, öbürü ise pembe panterdi.

                Cenk Koray’ın programından bay meraklı diye tanıdığımız, orijinal adı la linea olan çizgi adam 80’ler denince ilk akla gelenlerden.

                SPOR

                Spor Stüdyosu

                YARIŞMA PROGRAMLARI

                Tele Pazar, bir kelime bir işlem, Evet hayır, Bizden size.

                ÇOCUK PROGRAMLARI

                Oyun Treni, Ağaç Kakan, Tom ve Jeryy, Şirinler, Arı Maya, Susam sokağı...

                DİZİLER

                Kaçak, Sarı Gül, Bizimkiler, Aşkı Memnu, Yorgun Savaşçı, Bizimkiler, Kaynanalar, Evdekiler,        Dallas, Kara şimşek, Şahin tepesi, Kuruntu ailesi.

                MÜZİK

                Yılbaşı özel, Teleskop, Akşamsefası, Hafta sonu, Bir başka gece, Hey gidi günler...

                HABER PROGRAMLARI

                Güne bakış “Kele bakış” da denirdi, Arena, 32 gün...

                SUNUCULAR

                Zafer Celasun, Jülide Gülizar, Mehpare Çelik, Mesut Mertcan, Ertan Ertanhan, Gülgün Feyman, Bülent Akarcalı, Tuna Huş, Can Akbel, Uğur Dündar.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (30)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Fahreddin Mert
(04.03.2024 14:08 - #872)
Hepsini hatırlıyorum
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Hüseyin güreş
(04.03.2024 14:21 - #874)
Tebrikler Hamdi kardeşim...70...ve sonrasını yaşattın bize...ömrüne bereket...
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Feramuz Topkays
(04.03.2024 14:23 - #875)
Harika olmuş başlanın bizi Çocukluğumuza götürdün
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Metin Cenkçiler
(04.03.2024 14:28 - #877)
Hepsi mazide kaldı :(( Artık evin sıcaksa ,karnında bir lokma ekmek varsa:(( Ne mutlu sana Komşuların hak getire Hamdi Abi :((
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Nezahat
(04.03.2024 15:43 - #878)
Emeğine sağlık ne güzel anlatmışsın. Hey gidi günler hey :)
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Tane Özek
(04.03.2024 15:51 - #881)
Sevgili Hamdi o günleri yaşadım yazını okurken. Henüz insanlar,yaşam ve duygular kirlenmemişti. Saygı kavramı kaybolmamıştı.Sevgi saf veremezdi.Çıkar düşünülemez,dayanışma önceliğimiz. Hey gidi o günler hey!
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
YAKUP BALSOY
(04.03.2024 15:52 - #883)
kalemine sağlık kardeşim
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Müslüm Ateş
(04.03.2024 16:14 - #885)
Eskiden kızıl toprak dediğimiz futbol sahasında (şimdi Ünal siteleri var)74 barış harekatında askerler siperler yapmışlardı ve uçaksavar bataryaları kurulmuştu. Sonraları biraz yaş alınca üst subayların benim fikrime göre ne kadar basiretsiz komutanlar olduğunu anladım. Neden çünkü o tarihte hiçbir savaş uçağı taa Ankara mıza kadar gelip bombalayıp tekrar geri gitmesi için bir menzile sahip değildi. Bu deneyim o zamanlar bir ders olarak askeri okullarda anlatılmıştır umarım.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Güvercin
(04.03.2024 17:15 - #886)
Kıymetli kardeşim, önce tebrik ediyorum . O günleri hatırlamak anmak yaziya dökmek çok güçtür. Çünkü içinde acılar çoktur. 70 li yılların kuyrukları yokluktan değildi. Alacağınız tüp vardı ama depoda . Tanıdıklara verilirdi. Amaçları Ecevite karşı ülkede farkli bir cephe açmaktı. Kuyumcular grevi. Anafartalarda aşağıda dükkan kapali yukarı burolarda alim yapilirdi. Bir sanayagi kendimize bir de komşumuza alırdık. Rafta yok tezgah altında vardı. TRT Klasik Türk eserlerini TV ye uyarılardi Zeytinler altında gibi. Bir okuldu orası. Üretirdi. Kitap okumak arkadaşlar arasında yarıştı. Sinema tiyatro müzik konserleri Zafer çarşısında ki resim sergileri gezilerdi. Ankara Denince Ataturk Bulvarı Gençlik parki , kale Anıtkabir, Kugulu park ve Hayvanat bahçesi, gezip görmeye değerdi. Kurtuluş parkı 50. Yıl parkı siyasalin üstü Atatürk Irman Çiftliği banliyö Botanik bahçesi Papazın bağı görülmeye değerdi. Simgeydi. Ankara hayallerimizin ve kent olmanın bütün özelliklerini taşırdı. Beyefendiler hanımefendiler vardı. Laik demokratik Çağdaş Atatürkçü öğretmenler yazarlar devlet adamları vardı. Ankara ankaraydi peki niye böyle oldu? Onu takmaktan siz sayın araştırmacı yazarlara düşüyor. Saygılar sunuyorum şahsınıza ve okurlarımıza.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Ahmet Sümer
(04.03.2024 17:35 - #887)
O sıkıntılı, yokluk, kıtlık içinde geçirdiğimiz fakat yinede mutlu olduğumuz günleri hatırlattın. Teşekkürler Hamdi Özdemir
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Kemal
(04.03.2024 17:45 - #889)
Eskileri gözümden canlandirdiniz tesekkurler
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Mine
(04.03.2024 18:07 - #891)
Cok guzel.Elinize saglik.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Mustafa mete
(04.03.2024 18:11 - #892)
Hocam 80 li yılların çocuklarıyız Ama 70 li yıllar da bizim yıllar gibi keyifle okudum yeni yazınızı tekrar bekliyorum teşekkürler saygılar sunarım
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
A.üretener
(04.03.2024 18:13 - #894)
Hayat yaşanır. Geçmiş hatırlanır. Ellerine sağlık. Sevgili arkadaşım.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
İnci
(04.03.2024 19:19 - #896)
Hoş görülmenin keyfini çıkarırdık sürekli televizyon izlemeye gidip bir de sıcak yumuşacık poğaçalar ikram edilince.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Hikmet
(04.03.2024 22:05 - #899)
Alıp alıp götüruyorsun bizi eski güzel günlere keşke bütün gençlerimiz bu satırları okusa ama yaşamadan o sıcaklığı hissedeceklerini sanmıyorum kalemine sağlık Sevgili Kardeşim.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Aziz
(04.03.2024 22:16 - #901)
Süpersin kardeşim
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
MESUT ÖZDEMİR
(05.03.2024 01:36 - #902)
HEY GİDİ GÜNLER HEY DİYOR İNSAN HER ŞEY DAHA SAMİMİ DAHA İÇTEN VE DAHA SICAKMIŞ
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Erol küzenk
(05.03.2024 07:58 - #904)
Yüreğine sağlık Anlatmışsın bizi yine , güzel günlerdi Sevgili hamdiciğim
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Venüs
(05.03.2024 12:23 - #906)
Günaydın sayın Hamdi abiciğim. Yazınızı okurken yine o yıllara gittim. Yine sevinç , özlem vs tüm duyguları yaşayarak.. Ne güzel yıllardı o zamanlar, o insanlar. İyi ki o zamanı gördük yaşadık. Kendimi çok şanslı hissediyorum. Sizde duygulu satırlarınızla bize o yılları hatırlatıyorsunuz. Çok teşekkür ederiz. Yüreğinize , ellerinize kaleminize sağlık..
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Marziye gülenç
(05.03.2024 18:23 - #908)
Yetmişleri anlatan güzel bir yazı.olmuş. Beni de içine çekti. Kalemine sağlık Hamdi Özdemir.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Kemal Barış
(06.03.2024 08:56 - #909)
Tebrikler, yine döktürmüşsün......
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Salih Meftun
(06.03.2024 22:54 - #911)
Nostaljik bir tur
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
a.serhat yamaç
(08.03.2024 14:51 - #914)
Gittik yine geçmişe ..Hamdi hocanın yazısı ile girdik içine eski günlerde yaşadıklarımıza.. Keşke diye başladığımız kelimelerimizle, o günleri bile özler olduk. Teşekkürler
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Hafize BOZDEMİR
(11.03.2024 20:11 - #928)
⚘️⚘️⚘️
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Kudret Sarıkaya
(11.03.2024 22:14 - #936)
Harika yazınızla, bizleri çocukluk ve gençlik yıllarımıza götürdünüz. Kaleminize ve yüreğinize sağlık.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Menekşe Çağlayan
(12.03.2024 18:14 - #946)
Hey gidi çocukluğumuz hey....Yüreğinize sağlık...
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Baran Tan
(19.03.2024 11:52 - #972)
Sevgili Başkanım Kalemine yüreğine sağlık Yazdıklarını okuyunca bir kez daha yaşıyorum geçmişi ,blzde televizyonla 1971 yılında Ankara Altındağ a taşındığımızda tanıştık Sanırım 7 kanallı Nortmende idi markası Tv yayınlarının olduğu günlerde ev Sinema Salonu gibiydi.Elbette bu yükün en fazlasını da Annelerimiz Çekiyordu.Selam ve sevgilerle
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Leyla
(19.03.2024 22:27 - #974)
Nostalji yaşattın bize üstad kalemine sağlık
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Murat SARITAŞ
(23.03.2024 07:37 - #980)
Çocukluğumuzun tatlı anlarını çok güzel dile getirmişsin Hamdi. Acaba şimdiki özel tv ler o yıllardaki programlardan örnek alıyor mu?
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.