Susma Hakkı
Bu yazı dizimi burada şimdilik sonlandırıyorum. Ülke gündemi her an değişime uğradığı için yazacaklarım hep geriden gelerek bir gözlem ve yorumlarımdan ibaret kalıyor. Aslında bu edebiyatçılar ve sanatçılar için bir demlenme oluyor. Olaylar ve gelişmeler arasında bir bağlantı kurma ve kurmaca oluşturmasını seviyorum. Hepimizi derinden üzen ve hâlâ Narin’in katledilmesinin üzerindeki sis perdesi dağılmadı. Bu susma hakkı denilen şey böyle mi oluyor. Yoksa kusma hakkı varda ben mi bilmiyorum? Geçen haftaki yazımda yemin töreni, kılıç çekme üzerineydi. 2024-2025 Eğitim yılı yine tartışmaların gölgesinde başladı. Gerçi başlamayan ne kaldı ki.
Ben bir veli olarak uzaktan bakamıyorum. İçinde olmak ve çözüm yolları ortaya koyan akademisyenleri dinleyip, kendi çevremize taşıyor olumsuzluklar karşısında eli kolu bağlı kalmak istemiyorum. Yaşadıklarımız ve yaşatılanlar karşısında ahmak yerine konmak istemiyorum, istemiyoruz.
Ahmak denilince bu aralar pek kullanıma hazır hale geldi. İ.B.B Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu’nun ‘Ahmak’ sözcüğünü sündürenler ceza vermekte bir sakınca görmezken Hüdepar Gen. Başkanı Sayın Zekeriya Yapıcıoğlu bir tv kanalında CHP’yi kastederek “Ahmağa anlatır gibi tek tek söyledim buna rağmen anlamamakta ısrar ediyorlar. İlk 4 madde değil, 4’üncü madde, Tamam mı?” Bu CHP Genel Başkanı Sayın Özgür ÖZEL mi diyor bu sözü? Peki, Özgür ÖZEL kendi seçmenini nasıl üst perdeden fırça atıyor.
Muğla'da konuşma yapan CHP lideri Özgür Özel, konuşması esnasında "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" sloganı atan bir vatandaşa sinirlendi. Özgür Özel partili vatandaşa, "Ben onu söyleyeceğim zaman söylerim, benim yerime konuşma. Senin işin orada olmak benim işim burada olmak. Alın arkadaşı kenara götürün" dedi. Stockholm Sendromu yaşıyor olabilir Sayın Özel.
Yoksa Özel bizi Ahmak yerine mi koyuyor? Düşünmeden edemiyorum.
Gerçi size ahmaklık dersi verecek değilim ama size ve sizin gibi kafa yapısı olanlara naçizane önerim öğrenmeye açık olun. Ahmaklık nedir, aklını “gerektiği biçimde” kullanmak ne demek? Dünyayla ilgili bilgiyi ayırt etmek ve bu bilgiyi ‘bilimden’, gözlem ve deneylerden elde edilen kanıtlarla almak; tutarsızlıkları yakalamak yani mantık kullanmak ve vicdan. Mantık ve vicdan nasıl ilişkilidir ve öğrenilir mi? Eğitimin bunların yerleşmesinde nasıl bir yeri vardır? İşte bu sorulara cevap niteliğinde ki önerim. Bilim, Bilgi ve Demokrasi'de Bilim Akademisi kurucu başkanı Ali Alpar, güncel hayattan bazı örnekleri bilimin dünyaya bakışı ve anlayışıyla ele alıyor. (https://www.youtube.com/watch?v=3bT7Fx27Vqk)
İkiyüzlü siyaset anlayışınız takıyye ’den başka bir şey değildir. Narin cinayetinin işleniş biçimi ve susma hakkı kullanan sizlersiniz.
Hüdapar Hizbullahın gölgesinden başka bir şey değildir. Diyarbakır’da Hamas lideri İsmail Haniye için gıyabi cenaze namazı kılındı ve akşama Tekbir nidalarıyla Hizbullahın askeriyiz diyen ayak takımı. Muhalif bir dil laikliğe kasteden bu zihniyeti Gaffar Okkan cinayeti ve birçok faili meçhul cinayetin sorumluları. Hüdapar, Hizbullahı terör örgütü olarak görmüyor. Malazgirt Zaferini silahşorlar birlikte kutluyor. Gövde gösterisi yapmaktan başka ne işe yaralar…
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 14 Mayıs’ta yapılacak cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimlerinde Cumhur İttifakı’nı destekleyeceğini açıklayan Hür Dava Partisi’nin (HÜDAPAR) Hizbullah terör örgütüyle ilişkisi olmadığını savundu. Bahçeli, “Hizbullah terör örgütüyle Hür Dava Partisi arasında berrak bir ilişkiye, bu çerçevede ikna ve tevsik edici bir bilgiye bu zamana kadar tesadüf edilmemiştir… Hür Dava Partisi, terörü tümden reddetmiş, hiçbir yasa dışı örgütle bağının olmadığını, eğip bükmeden milletimizle paylaşmıştır. MHP ve Cumhur İttifakı için bu tutum ve duruş, yeterli ve değerlidir” dedi.
HÜDA-PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, katıldığı televizyon programında Türk bayrağını hedef aldı… Yapıcıoğlu, "Türk Bayrağı ismi bana problemli geliyor." ifadelerini kullandı. 19 Mart 2023. Ortalık toz duman. Kurt puslu havayı sever…
Ülke sanki açık tımarhane. Önüne gelen tımarlıyor bizi. Ali kıran baş kesen oldu her önümüze çıkan.
Son sözümüz Vatan. Millet. Sakaryaspor! Olsun. Geçtiğimiz hafta yaşananlardan sonra Sakaryaspor yeni başkanını seçildi. Eski başkan tokat yiyip darp edildi. Hani göğüs reklamından bahsi geçen yazım bu günlerde manşet oldu…
Sakaryaspor reklam ve sponsorluk sorumlusu Hamza Cengiz Şen tarafından fiziksel şiddet gördü.
22 Eylül Pazar günü yapılacak olağanüstü kongre öncesi Sakaryaspor’un başkanı Gökhan İn’in darp ettiği görüntüler sosyal medyaya düştü. İn’i darbeden Sakaryaspor’un reklam ve sponsorluk sorumlusu Hamza Cengiz Şen hakkında gözaltı kararı alındı.
Geçenlerde bir yazı okumuş not almışım yıllar önce o kısacık yazıyı Kemal Bilsel Sarısözen'den alıp size aktarmak şart oldu:
‘‘…Genelde halkımız arasında (serserilik) parayla mı diye bir deyim vardır. Bu nedenle, aptal olup aptal yaşamaktansa yalnız kalmak daha iyidir. Örneğin, okur değil bakar, becerikli değil sakar, akıl değil çakıl, velhasıl her yanı tam takır vs.
Nitekim Allah hiç kimseyi ahmak yapmasın. Çünkü her ahmak, her bunak, her salak, her kabak kafa, ışıkla alevi birbirine karıştırır ve kendisini yakanı güneş sanar. Aptal, akıllıyım der, gerçek akıllı, akıllı olmaya çalışıyorum der. Bilgili bir ahmak gerçekten de cahil cühela bir ahmaktan daha ahmaktır. Ahmak, mart danası gibi aptal aptal bakar. Akıllı görmeye, bulmaya çalışır. Aptal, hem serseri hem de küstahtır. Arif, bilge insandır. İşte; bilmediğini bilmeyen düşüncede sefalet, akıllı beyinlerde ise asalet, fazilet vardır…’’
Evet, ne diyelim balık baştan kokar.
-Ormanlarımdan bir dal kıranın başını keserim, der. Sultan'ın bu fermanı ağızdan ağza aktarıldı, kulaktan kulağa yayılır. Gel zaman git zaman, Sultan'ın ormanları kıranlar için çıkarttığı bu ferman sözü, döndü dolaştı, ‘‘Ali kıran baş kesen’’ halini alır.