Hamdi Özdemir
Köşe Yazarı
Hamdi Özdemir
 

Issız Sokaklar Mevsimi

Rutin olmasa da bazı sabahlar er kalkar ıssız sokaklarda yürürüm. Bu yürüyüşler bedenime duyduğum saygı dolaysıyla ruhen rahatlatır, güne iyi başlarım. Bir süre önce sabah yine yürümek düşüncesindeydim. Akşam pencereden başımı uzatıp baktım, gökyüzü kurşun rengindeydi. Bulutlar adeta yere inmek üzereydi. Ruhum sıkıldı, içim daraldı. Sabah iyi olur, diye teselli bulmaya çalıştım. Sabah uyandığımda saat altı civarıydı. Yağmur yağmış ıslak sokaklarda, hüzünlü caddelerde yürümeyi çok severim. Çünkü o saatlerde, sokak dostlarımızdan ve ala kargalardan başka kimsecikler olmaz, Onların dışındaysa market ve bakkallara sabahın köründe ekmek, süt ve gazete dağıtan emekçiler yeni günü müjdelerler. Üzerimi giyip dışarıya adımımı attığımda, bomboş sokaklar ve ıslak kaldırımlarla karşılaştım. Malum mevsim sonbahar, aylardan Ekim! Ağaçlardan kaldırımlara dökülen sarı yapraklar, yaklaşan kış mevsiminin habercisi gibiydiler. “Gidiyoruz işte; bir daha ki seneye yenileri gelecek daha da güzelleşecek tabiat, yemyeşil olacak sokaklar, parklar.” Bazen kendi kendime düşünürüm, sokakların dili bu olsa gerek. Etrafta her şey mevsimin ahengine uymuş, sessiz, sakin ve hüzünlü. Hava soğuktu uzun yürümeyi gözüm yemedi, gerisin geri eve döndüm. Bu sabah hüzünlü ve yağmurluydu Ankara; “Ankara'ya kar yağışı yakıştığı gibi, yağmur da yakışır.” Gri şehir esas rengine bürünür, her şey netleşir. Kadınlar şemsiyeleriyle Tunalı Hilmi'de yürür, erkekler takım elbiseleriyle Kızılay'da işe yetişmek için otobüs sıralarına koşturur. Dolmuşlar dolu geçer. Servis bekleyen üniversiteliler ıslanır. Kuralsız geçen bir araba, yolda yürüyenleri çamurlu yağmur sularıyla boydan boya ıslatır. Kuralsız arabanın geçişiyle ıslananlar, geçip giden arabanın ardında "la havle" çeker, okkalı galiz bir küfür savurur. Liseli bir öğrenci sınıfta içi geçer. Karatahtaya bakar canı sıkılır. Camdan dışarıyı keser, esner. Kızılay da bir simitçi çocuk süratle tepsisini başından indirip simitlerinin üstünü kapatır, korumaya alır. Şehrin müdavimleri, Güvercinler, Kumrular, Kargalar ağaçlara salkım saçak tünemişlerdir. Şemsiyesi olmayanlar binaların korunaklı yerlerine sığınır, dakikalarca yağmurun hafiflemesini beklerler. Gökyüzü bu sabah kapalı, üstelikte sıkıcı. Biraz da karamsarlığa kapılmadım desem yalan olur. Duygularım nasıl toparlanacak bilmiyorum. İçimden geldiği gibi bir şeyler yazıp paylaşmak iyi gelir düşüncesindeyim. Biraz duygusal, biraz boş vermişlik, biraz iç sıkıntısı falan filan. Yaş kemâle erdikçe, insan biraz daha duygusallaşıyor sanıyorum. Haksız da değilim, ne dersiniz? Yaş aldığımdan değil, büyümek hoşuma gidiyor. Hamlıktan kurtulup, tecrübelenmek güzel bir duygu! Kitabı geriye doğru çevirdiğim her sayfada, biraz hayalci, biraz maceracı olduğum yıllar farklı bir anı, farklı tatlar bırakır her insanda, bende de bıraktığı gibi. Acı da olsa tatlı da olsa tecrübedir o yıllar herkes için! Bugün içimi yakan, karamsarlığa iten "asi şarkılar" dinlemenin hiç gereği yok! Güzel memleket türküleri dinlemek daha iyi olur diyorum. Gün boyu yüzümde gülümsemeyle söylediğimiz "çakır keyif" havasında sokakları dolaşmak istiyorum. Her geçen gün, “ömürden de gitse” hoşuma gidiyor. Bilinçlendiğimi, daha da olgunlaştığımı hissediyorum. Burnumun direğini sızlatmıyor da değil, bitirdiğim günler? Gelecek bir sonraki günü daha umutlu bekliyorum. Ne de olsa serde yaşamak, serde çocuksu istekler, serde sevgi var. Neyse ki bu arada çayı koydum ocağa, aklıma bunları yazmak geldi içimden. Bu sabah şehir yağmurlu olmasa da, hüzünlü ! Issız sokaklar mevsimindeyiz malum!  
Ekleme Tarihi: 16 Ekim 2024 - Çarşamba

Issız Sokaklar Mevsimi

Rutin olmasa da bazı sabahlar er kalkar ıssız sokaklarda yürürüm. Bu yürüyüşler bedenime duyduğum saygı dolaysıyla ruhen rahatlatır, güne iyi başlarım.

Bir süre önce sabah yine yürümek düşüncesindeydim. Akşam pencereden başımı uzatıp baktım, gökyüzü kurşun rengindeydi.

Bulutlar adeta yere inmek üzereydi. Ruhum sıkıldı, içim daraldı. Sabah iyi olur, diye teselli bulmaya çalıştım.

Sabah uyandığımda saat altı civarıydı. Yağmur yağmış ıslak sokaklarda, hüzünlü caddelerde yürümeyi çok severim. Çünkü o saatlerde, sokak dostlarımızdan ve ala kargalardan başka kimsecikler olmaz,

Onların dışındaysa market ve bakkallara sabahın köründe ekmek, süt ve gazete dağıtan emekçiler yeni günü müjdelerler.

Üzerimi giyip dışarıya adımımı attığımda, bomboş sokaklar ve ıslak kaldırımlarla karşılaştım. Malum mevsim sonbahar, aylardan Ekim! Ağaçlardan kaldırımlara dökülen sarı yapraklar, yaklaşan kış mevsiminin habercisi gibiydiler.

“Gidiyoruz işte; bir daha ki seneye yenileri gelecek daha da güzelleşecek tabiat, yemyeşil olacak sokaklar, parklar.”

Bazen kendi kendime düşünürüm, sokakların dili bu olsa gerek. Etrafta her şey mevsimin ahengine uymuş, sessiz, sakin ve hüzünlü.

Hava soğuktu uzun yürümeyi gözüm yemedi, gerisin geri eve döndüm.

Bu sabah hüzünlü ve yağmurluydu Ankara;

“Ankara'ya kar yağışı yakıştığı gibi, yağmur da yakışır.”

Gri şehir esas rengine bürünür, her şey netleşir. Kadınlar şemsiyeleriyle Tunalı Hilmi'de yürür, erkekler takım elbiseleriyle Kızılay'da işe yetişmek için otobüs sıralarına koşturur.

Dolmuşlar dolu geçer.

Servis bekleyen üniversiteliler ıslanır.

Kuralsız geçen bir araba, yolda yürüyenleri çamurlu yağmur sularıyla boydan boya ıslatır.

Kuralsız arabanın geçişiyle ıslananlar, geçip giden arabanın ardında "la havle" çeker, okkalı galiz bir küfür savurur.

Liseli bir öğrenci sınıfta içi geçer. Karatahtaya bakar canı sıkılır. Camdan dışarıyı keser, esner. Kızılay da bir simitçi çocuk süratle tepsisini başından indirip simitlerinin üstünü kapatır, korumaya alır.

Şehrin müdavimleri, Güvercinler, Kumrular, Kargalar ağaçlara salkım saçak tünemişlerdir.

Şemsiyesi olmayanlar binaların korunaklı yerlerine sığınır, dakikalarca yağmurun hafiflemesini beklerler.

Gökyüzü bu sabah kapalı, üstelikte sıkıcı.

Biraz da karamsarlığa kapılmadım desem yalan olur. Duygularım nasıl toparlanacak bilmiyorum. İçimden geldiği gibi bir şeyler yazıp paylaşmak iyi gelir düşüncesindeyim.

Biraz duygusal, biraz boş vermişlik, biraz iç sıkıntısı falan filan.

Yaş kemâle erdikçe, insan biraz daha duygusallaşıyor sanıyorum.

Haksız da değilim, ne dersiniz?

Yaş aldığımdan değil, büyümek hoşuma gidiyor. Hamlıktan kurtulup, tecrübelenmek güzel bir duygu!

Kitabı geriye doğru çevirdiğim her sayfada, biraz hayalci, biraz maceracı olduğum yıllar farklı bir anı, farklı tatlar bırakır her insanda, bende de bıraktığı gibi.

Acı da olsa tatlı da olsa tecrübedir o yıllar herkes için!

Bugün içimi yakan, karamsarlığa iten "asi şarkılar" dinlemenin hiç gereği yok! Güzel memleket türküleri dinlemek daha iyi olur diyorum.

Gün boyu yüzümde gülümsemeyle söylediğimiz "çakır keyif" havasında sokakları dolaşmak istiyorum.

Her geçen gün, “ömürden de gitse” hoşuma gidiyor. Bilinçlendiğimi, daha da olgunlaştığımı hissediyorum.

Burnumun direğini sızlatmıyor da değil, bitirdiğim günler?

Gelecek bir sonraki günü daha umutlu bekliyorum. Ne de olsa serde yaşamak, serde çocuksu istekler, serde sevgi var.

Neyse ki bu arada çayı koydum ocağa, aklıma bunları yazmak geldi içimden.

Bu sabah şehir yağmurlu olmasa da, hüzünlü !

Issız sokaklar mevsimindeyiz malum!

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (7)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Ali ALAGÖZ
(16.10.2024 11:16 - #2015)
Değerli Üstadım, Her zaman olduğu gibi bu sabahta duygularımıza tercüman oldunuz. Kaleminize sağlık.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Erman Fen10men
(16.10.2024 11:22 - #2017)
Su senin insan haleti ruhiyesi ve iklimsel tasvirlerin beni bitiriyor canım abim. Ankara'ya en çok gri renk yakışıyor ve sen bu gri rengin içinde yazarlık kaleminle bir gökkuşağısın.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Levent karayılmaz
(16.10.2024 11:28 - #2018)
O günleri arar olduk şindiye kadar yağmur yağmış olmalıydı bu gri güzel şehrimize
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Müslüm Ateş
(16.10.2024 11:29 - #2019)
Hamdi kardeşim yazında Tunalı hilmi caddesinden de bahsetmişsin. Neredeyse son 30 yıldır Çankaya bediyesi chp yönetiminde, Ankara büyükşehir de altı yıldır. Birkaç kere bu belediyelere başvurum oldu Tunalı hilmi caddesine gereken özenin değerinin verilmesi için. Malesef her iki belediye de duyarsız kaldı. Bir kere bu cadde tek yönlü olduğu için bence araba park yasağı konulmalı. Cadde sadece iki gidiş olarak düzenlenmesi yapılmalı ve yaya yürüme kaldırımları her iki taraftan genisletilmeli. Cadde boyunca güzel desen verilebilen çam ve benzeri ağaçlar dikilmeli. Hem bu sayede cadde yürüme ve alışveriş açısından yayalar için daha rahat olacak. Esnafında işleri de açılacak. Bu konuya bir yazında belirtmen dileğimle kolay gelsin diyorum.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Mine
(16.10.2024 11:56 - #2021)
Elinize sağlik.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
İnci
(16.10.2024 13:00 - #2022)
Kentin 'doğa' halidir, ıssız sokaklar... Ne güzel anlatı olmuş. Ruhunuza sağlık.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Fahri
(16.10.2024 13:24 - #2024)
Emeğine dağlık
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.