Hamdi Özdemir
Köşe Yazarı
Hamdi Özdemir
 

Köksal ENGÜR'ÜN Ardından...

Ankara “Çağdaş Sahne Kültür Merkezi”nde  sekiz yıl birlikte çalıştığım müdürüm, sevgili ağabeyim Köksal Engür’ü kaybetmenin derin hüznü içerisindeyim… Birkaç yıl öncesiyse en yakın dostu, sanat yönetmenimiz sevgili ağabeyim Savaş Akova’yı kaybetmiştik. Birbirilerinden ayrılmaz ikiliydiler… Köksal Engür, karıncaezmez, insan odaklı, yüzünde gülümsemesi asla eksik olmazdı. Eşi Jale abla kızları Ayşe’ye hamileydi. Günlerin çoğu Çağdaş Sahne’de geçerdi. Ayşe neredeyse gözlerini hayata tiyatroda açacaktı. Hastaneye zor yetiştirmişlerdi… Çağdaş Sahne, 1980 yılında Askeri yönetimce baskına uğrayıp kapatılmış, Savaş Akova ve Köksal Engür olmak üzere birçok oyuncu yönetici gözaltına alınmış, günlerce baskı ve işkenceye uğramış, daha sonra serbest bırakılmışlardı… Çağdaş Sahne bir yılı aşkın bir süre kapalı kalmış, süren davalar sonucu yeniden açılması için askeri mahkeme, eski oyuncu ve yöneticilerin bir daha Çağdaş Sahne’de çalışmalarını yasaklamıştı… Köksal abi, Savaş abi başta olmak üzere, oyuncuların çoğunluğu İstanbul’un yolunu tutmuşlar ve Ankara’yı terk etmişlerdi… Köksal Engür ile bir anı; “1978 yılı, soğuk bir Aralık ayıydı… Fötr şapkalı, siyah gözlüklü, siyah kaşe paltolu, elinde asası olan bir adam Çağdaş Sahne’nin ana kapısı girişinde durdu. Kapıda sigara içmekte olan gece müdürümüz Mahmut ile konuşuyorlardı… Ben,  arkadaşım ile salonun sol tarafta gişelerin olduğu duvarın en sonundaki vestiyerin önündeki banko da oturmuş sohbet ediyorduk.  Diğer taraftan da fötr şapkalı adamla Mahmut’un ne konuştuklarını duymuyorduk, ama merak ediyorduk. Adam salona girdiğinde Mahmut bir anda gözden kayboldu… Fötr şapkalı, siyah gözlüklü adam salondan içeri girdi. Bize yaklaşarak, elindeki sopayı bize doğrultarak, sert bir tavırla yetkililer içeride mi? Diye sordu. Evet, içerideler. İçeri girmesinden bir süre sonra, içeriden sesler yükselmeye başladı. Biz merak içerisindeydik… Belediye kontrolörü diye düşündüm. Bazen “turnike” bilet satıldığı için kontrolörler yakalar ceza yazarlar, bazen de görmezden gelir rüşvet alırlardı… Dönem dönem, belediye kontrolörleriyle böyle diyaloglar yaşanırdı… Yüksek tonlu konuşmalar bittikten sonra, Fötr şapkalı, siyah gözlüklü, eli asalı adam önde, "Müdürümüz" Köksal Engür, Savaş Akova, Orhan Aydın, Tuncer Necmioğlu adamın ardısıra dışarı çıktılar... Fötr şapkalı adam, elindeki asa ile beni işaret ederek, - Öyle değil mi delikanlı? - Ne öylemi beyefendi?   Neden bahsediyorsunuz anlamadım! - Her şeyi devletten beklemeyeceksiniz, müteşebbis olacaksınız? - Nasıl müteşebbis olacağız beyefendi, ben daha öğrenciyim. İş kuracak, ticaret yapacak    sermayemiz mi var ?… Soru/cevap bayağı sertleşiyordu ki… Köksal Engür’ün, adamın arkasından kendi omuzlarına vurarak benim dikkatimi çekmeye çalıştığını son anda fark ettim. Omuzu kalabalık olduğunu işaret ediyordu… Hemen yelkenleri suya indirdim. Tabii efendim, haklısınız efendim demeye başladığımda, elinde asası ile ardına dönerek bakın delikanlı anladı, ne izah etmek istediğimi, dedi… Yaşanan bu diyalog sonrası, Tiyatro’yu teftişe çıktı. Asalı adam önde heyet halinde yürürken, Köksal Engür yanıma yaklaştı, oğlum ne yapıyorsun başına iş mi alacaksın? Ne işi? İş işi. Biraz sonra anlarsın ne işi olduğunu? Bu adam kim biliyor musun? Abi sen omuzlarını gösterdiğinde asker olduğunu anladım. Kimmiş? Ankara sıkıyönetim komutanı “Recep Ergün” dediğinde, direkten döndüğümü ve büyük bir kayaya çarptığımı anlamıştım…” Toprağında çiçekler açsın Köksal abi… Not; Çağdaş Sahne Tunus Caddesindedir. Recep Ergün’de, Tunus Caddesinde oturur. Mevsim kış, tanınmamak için fötr şapkasını başına geçirir, siyah gözlüğü gözünde boş zamanlarında etrafı teftişe çıkarmış. Bizim tiyatronun önünden geçerken, duvarlarda siyasi yazıları görür ve bu sebeple olay cereyan eder. Biz kiracıyız. Mal sahibi Emekli Sandığı… Binanın bakımı, onarımı Emekli Sandığınca yapılır. Konuyu izah edince, dönemin Kurum Müdürünü arar, fırçasına atar. Bir Polis ekibi ister ve kurum çalışanlarını gözaltına alır, emniyete götürür… Yaşanılan bu durumdan kısa bir süre sonra, Çağdaş Sahne Kültür Merkezi’ne geniş çaplı bir operasyon yapılır. Yöneticiler gözaltına alınır, tutuklananlar olur. Aylarca işkenceye ve kötü muameleye uğrarlar. Ankara Sıkıyönetim Komutanlığınca kapatılır, tam bir buçuk yıl kapalı kalır… Dolaysıyla, işsiz kalan oyuncular, teknik personel iş umuduyla İstanbul’a gider ve geri dönmezler. Ankara’nın Sanat ve Kültür ortamı, Çağdaş Sahne’nin kapatılmasıyla büyük bir yıkıntıya uğrar, asla eski gönlerine dönemez…
Ekleme Tarihi: 10 Nisan 2023 - Pazartesi

Köksal ENGÜR'ÜN Ardından...

Ankara “Çağdaş Sahne Kültür Merkezi”nde  sekiz yıl birlikte çalıştığım müdürüm, sevgili ağabeyim Köksal Engür’ü kaybetmenin derin hüznü içerisindeyim…

Birkaç yıl öncesiyse en yakın dostu, sanat yönetmenimiz sevgili ağabeyim Savaş Akova’yı kaybetmiştik. Birbirilerinden ayrılmaz ikiliydiler…

Köksal Engür, karıncaezmez, insan odaklı, yüzünde gülümsemesi asla eksik olmazdı. Eşi Jale abla kızları Ayşe’ye hamileydi. Günlerin çoğu Çağdaş Sahne’de geçerdi. Ayşe neredeyse gözlerini hayata tiyatroda açacaktı. Hastaneye zor yetiştirmişlerdi…

Çağdaş Sahne, 1980 yılında Askeri yönetimce baskına uğrayıp kapatılmış, Savaş Akova ve Köksal Engür olmak üzere birçok oyuncu yönetici gözaltına alınmış, günlerce baskı ve işkenceye uğramış, daha sonra serbest bırakılmışlardı…

Çağdaş Sahne bir yılı aşkın bir süre kapalı kalmış, süren davalar sonucu yeniden açılması için askeri mahkeme, eski oyuncu ve yöneticilerin bir daha Çağdaş Sahne’de çalışmalarını yasaklamıştı…

Köksal abi, Savaş abi başta olmak üzere, oyuncuların çoğunluğu İstanbul’un yolunu tutmuşlar ve Ankara’yı terk etmişlerdi…

Köksal Engür ile bir anı;

1978 yılı, soğuk bir Aralık ayıydı…

Fötr şapkalı, siyah gözlüklü, siyah kaşe paltolu, elinde asası olan bir adam Çağdaş Sahne’nin ana kapısı girişinde durdu. Kapıda sigara içmekte olan gece müdürümüz Mahmut ile konuşuyorlardı…

Ben,  arkadaşım ile salonun sol tarafta gişelerin olduğu duvarın en sonundaki vestiyerin önündeki banko da oturmuş sohbet ediyorduk.  Diğer taraftan da fötr şapkalı adamla Mahmut’un ne konuştuklarını duymuyorduk, ama merak ediyorduk.

Adam salona girdiğinde Mahmut bir anda gözden kayboldu…

Fötr şapkalı, siyah gözlüklü adam salondan içeri girdi. Bize yaklaşarak, elindeki sopayı bize doğrultarak, sert bir tavırla yetkililer içeride mi? Diye sordu.

Evet, içerideler.

İçeri girmesinden bir süre sonra, içeriden sesler yükselmeye başladı.

Biz merak içerisindeydik…

Belediye kontrolörü diye düşündüm. Bazen “turnike” bilet satıldığı için kontrolörler yakalar ceza yazarlar, bazen de görmezden gelir rüşvet alırlardı…

Dönem dönem, belediye kontrolörleriyle böyle diyaloglar yaşanırdı…

Yüksek tonlu konuşmalar bittikten sonra, Fötr şapkalı, siyah gözlüklü, eli asalı adam önde, "Müdürümüz" Köksal Engür, Savaş Akova, Orhan Aydın, Tuncer Necmioğlu adamın ardısıra dışarı çıktılar...

Fötr şapkalı adam, elindeki asa ile beni işaret ederek,

Öyle değil mi delikanlı?

- Ne öylemi beyefendi?   Neden bahsediyorsunuz anlamadım!

Her şeyi devletten beklemeyeceksiniz, müteşebbis olacaksınız?

- Nasıl müteşebbis olacağız beyefendi, ben daha öğrenciyim. İş kuracak, ticaret yapacak  
 sermayemiz mi var ?…

Soru/cevap bayağı sertleşiyordu ki…

Köksal Engür’ün, adamın arkasından kendi omuzlarına vurarak benim dikkatimi çekmeye çalıştığını son anda fark ettim. Omuzu kalabalık olduğunu işaret ediyordu…

Hemen yelkenleri suya indirdim. Tabii efendim, haklısınız efendim demeye başladığımda, elinde asası ile ardına dönerek bakın delikanlı anladı, ne izah etmek istediğimi, dedi…

Yaşanan bu diyalog sonrası,

Tiyatro’yu teftişe çıktı.

Asalı adam önde heyet halinde yürürken, Köksal Engür yanıma yaklaştı, oğlum ne yapıyorsun başına iş mi alacaksın?

Ne işi?

İş işi. Biraz sonra anlarsın ne işi olduğunu?

Bu adam kim biliyor musun?

Abi sen omuzlarını gösterdiğinde asker olduğunu anladım.

Kimmiş?

Ankara sıkıyönetim komutanı “Recep Ergün” dediğinde, direkten döndüğümü ve büyük bir kayaya çarptığımı anlamıştım…

Toprağında çiçekler açsın Köksal abi…

Not;

Çağdaş Sahne Tunus Caddesindedir. Recep Ergün’de, Tunus Caddesinde oturur. Mevsim kış, tanınmamak için fötr şapkasını başına geçirir, siyah gözlüğü gözünde boş zamanlarında etrafı teftişe çıkarmış. Bizim tiyatronun önünden geçerken, duvarlarda siyasi yazıları görür ve bu sebeple olay cereyan eder. Biz kiracıyız. Mal sahibi Emekli Sandığı…

Binanın bakımı, onarımı Emekli Sandığınca yapılır. Konuyu izah edince, dönemin Kurum Müdürünü arar, fırçasına atar. Bir Polis ekibi ister ve kurum çalışanlarını gözaltına alır, emniyete götürür…

Yaşanılan bu durumdan kısa bir süre sonra, Çağdaş Sahne Kültür Merkezi’ne geniş çaplı bir operasyon yapılır. Yöneticiler gözaltına alınır, tutuklananlar olur. Aylarca işkenceye ve kötü muameleye uğrarlar. Ankara Sıkıyönetim Komutanlığınca kapatılır, tam bir buçuk yıl kapalı kalır…

Dolaysıyla, işsiz kalan oyuncular, teknik personel iş umuduyla İstanbul’a gider ve geri dönmezler. Ankara’nın Sanat ve Kültür ortamı, Çağdaş Sahne’nin kapatılmasıyla büyük bir yıkıntıya uğrar, asla eski gönlerine dönemez…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (8)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Suat Yıldırım
(11.04.2023 07:49 - #180)
Daha önce tüm kitaplarını okuyup ilgi ile takip ettiğim bir yazar. Sizi burda da görmek çok güzel…
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Nurten üstün
(11.04.2023 09:12 - #181)
Kalemine sağlık tebrikler arkadaşım
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Orhan topkaya
(11.04.2023 09:55 - #182)
Işıklar içinde olsun,sizinde kaleminize sağlık,sn.ozdemir
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Gulten
(11.04.2023 11:04 - #183)
Yüreğine kalemine sağlık Hamdi bey.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Meral Coşguner Yılmaz
(11.04.2023 11:34 - #185)
Kaleminize sağlık Hamdi bey yolunuz açık olsun.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Fackhir
(11.04.2023 12:44 - #187)
Hamdi Bey Yeni Köşe Yazarlılığınız hayırlı olsun.Sizleri takip etmekten vazgeçmeyeceğiz.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Çankaya Lı
(11.04.2023 21:08 - #189)
Kalemine sağlık Hamdi,yeni yazılarını bekliyoruz.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Derya İkizer
(12.04.2023 15:30 - #192)
Kalemine sağlık arkadaşım İki nostaljik kitabının ardından köşe yazarlığı. Tebrikler gurur duyuyoruz.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.