Hamdi Özdemir
Köşe Yazarı
Hamdi Özdemir
 

Ne Kadar Çok Öldük Yaşamak İçin!

ERDAL EREN Daha önce çok mu mutluyduk? Göreceli bir kavram mutluluk ya da mutsuzluk! Kişiye, şartlara zamana ve yaşam koşullarına göre değişebiliyor. Ben ve akranlarımın yaşadığı tüm olumsuzluklara rağmen, bir tutamda olsa mutluyduk. En azından ben öyle düşünüyorum. Ancak umutlarımız ve ideallerimiz vardı. Mutluluğun ne olduğunu pek bilmezdik ama gönlümüz heveslere yazılırdı yetmişli, seksenli yıllar. Şimdiki kadar sakar, şimdiki kadar umutluyduk. “Erdal Eren”, tıpkı kendi dönemindeki birçok genç gibi, daha adil ve eşit bir dünya hayali kuruyordu. Bu idealleri onu siyasi bir mücadeleye yönlendirdi ve her idealist genç gibi kendi inançları uğruna bedel ödemeye hazırdı. Gençliğinin verdiği enerji ve umutla, kendini dünyayı değiştirmeye adadı ve  bedelini yaşamıyla ödedi. O zamanlar umudumuz, düşüncemiz bütün dünyayı kucaklayan bir rüyaydı. Sevdamızın bir çınar ağacı gibi çoğalarak büyümesini istiyorduk. Bu sevdanın büyüdükçe, yeryüzüne mutluluk getirmesini istiyorduk. Güzeldi, aşka benzer bir tarafı vardı. Dünyanın tanımının çok farklı olduğu yıllardı. Henüz elimizden koparılıp alınmamıştı aşklar ve sevdalar. Dünya elimizin altındaydı, sanki yepyeni bir dünya yaratacaktık. Malum yıllar; Kimse kimseyi romantik olmamakla suçlamazdı, suçlayamazdı. Çünkü romantizm kokardı insanlar ve yeryüzü. Sizin kadar genç, sizin kadar uyanıktık. Ne sizden az, ne sizden fazlaydık! Sadece sanki daha sıcak, daha yürekten bakardık birbirimizin gözlerine. Bir de sanki şimdi sizin sıkıldığınız kadar sıkılmazdık. Aşk ile, sevda ile kavga dalaşına girmiştik. Sevdalar doğal, kavgalar çok olağandı şimdilere göre. Şimdi neredeyse bir şakaymış gibi anılıyor; sevdalar, kavgalar, işkenceler, idamlar ve ölümler. Bir sabah, gazeteleri açtığımda insanlığımdan utandım! Ölmeden önce Marmaris’te yaşayan Cunta Lideri Kenan Evren’i sevimli bir dede olarak yansıtıyordu anlı şanlı medyamız. %93 oy oranıyla destekleyen halkımız! Kenan Evren’in nefret dolu sesini duyduktan sonra kuruldu, sizi okşamayı bilmeyen bu dünya. Ne acı değil mi? Bugün hâlâ, o sevgisizliğin bedelini ödüyoruz. 1980 darbesinde “Asmayalım da besleyelim mi” diyordu, ölmeden önce ise, “Artık 12 Eylül 1980’i unutmalıyız” diyordu, eli kanlı 12 Eylül darbesinin zalim paşası. Ne kadar da kolay söylüyordu, zalim paşa! “Asmayalım da besleyelim mi” diye...             Erdal Eren hep on yedi yaşında!            Şimdi sessiz duruyoruz kıyısında bir düşüncenin             unutmamak için çünkü unutuşun kolay ülkesindeyiz             ölü balıklar geçiyor kırışık bir deniz sofrasından             ve ellerinde fenerlerle benim arkadaşlarım             durmadan düşünüyorum            ne kadar çok öldük yaşamak için.            Onat Kutlar    
Ekleme Tarihi: 14 Aralık 2024 - Cumartesi

Ne Kadar Çok Öldük Yaşamak İçin!

ERDAL EREN

Daha önce çok mu mutluyduk?

Göreceli bir kavram mutluluk ya da mutsuzluk! Kişiye, şartlara zamana ve yaşam koşullarına göre değişebiliyor. Ben ve akranlarımın yaşadığı tüm olumsuzluklara rağmen, bir tutamda olsa mutluyduk. En azından ben öyle düşünüyorum.

Ancak umutlarımız ve ideallerimiz vardı.

Mutluluğun ne olduğunu pek bilmezdik ama gönlümüz heveslere yazılırdı yetmişli, seksenli yıllar.

Şimdiki kadar sakar, şimdiki kadar umutluyduk.

“Erdal Eren”, tıpkı kendi dönemindeki birçok genç gibi, daha adil ve eşit bir dünya hayali kuruyordu. Bu idealleri onu siyasi bir mücadeleye yönlendirdi ve her idealist genç gibi kendi inançları uğruna bedel ödemeye hazırdı. Gençliğinin verdiği enerji ve umutla, kendini dünyayı değiştirmeye adadı ve  bedelini yaşamıyla ödedi.

O zamanlar umudumuz, düşüncemiz bütün dünyayı kucaklayan bir rüyaydı. Sevdamızın bir çınar ağacı gibi çoğalarak büyümesini istiyorduk. Bu sevdanın büyüdükçe, yeryüzüne mutluluk getirmesini istiyorduk.

Güzeldi, aşka benzer bir tarafı vardı. Dünyanın tanımının çok farklı olduğu yıllardı. Henüz elimizden koparılıp alınmamıştı aşklar ve sevdalar. Dünya elimizin altındaydı, sanki yepyeni bir dünya yaratacaktık.

Malum yıllar;

Kimse kimseyi romantik olmamakla suçlamazdı, suçlayamazdı. Çünkü romantizm kokardı insanlar ve yeryüzü.

Sizin kadar genç, sizin kadar uyanıktık. Ne sizden az, ne sizden fazlaydık!

Sadece sanki daha sıcak, daha yürekten bakardık birbirimizin gözlerine. Bir de sanki şimdi sizin sıkıldığınız kadar sıkılmazdık.

Aşk ile, sevda ile kavga dalaşına girmiştik. Sevdalar doğal, kavgalar çok olağandı şimdilere göre.

Şimdi neredeyse bir şakaymış gibi anılıyor; sevdalar, kavgalar, işkenceler, idamlar ve ölümler.

Bir sabah, gazeteleri açtığımda insanlığımdan utandım!

Ölmeden önce Marmaris’te yaşayan Cunta Lideri Kenan Evren’i sevimli bir dede olarak yansıtıyordu anlı şanlı medyamız. %93 oy oranıyla destekleyen halkımız!

Kenan Evren’in nefret dolu sesini duyduktan sonra kuruldu, sizi okşamayı bilmeyen bu dünya. Ne acı değil mi? Bugün hâlâ, o sevgisizliğin bedelini ödüyoruz.

1980 darbesinde “Asmayalım da besleyelim mi” diyordu, ölmeden önce ise, “Artık 12 Eylül 1980’i unutmalıyız” diyordu, eli kanlı 12 Eylül darbesinin zalim paşası.

Ne kadar da kolay söylüyordu, zalim paşa!

“Asmayalım da besleyelim mi” diye...

            Erdal Eren hep on yedi yaşında!

           Şimdi sessiz duruyoruz kıyısında bir düşüncenin

            unutmamak için çünkü unutuşun kolay ülkesindeyiz

            ölü balıklar geçiyor kırışık bir deniz sofrasından

            ve ellerinde fenerlerle benim arkadaşlarım

            durmadan düşünüyorum

           ne kadar çok öldük yaşamak için.

           Onat Kutlar

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (10)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Erman Fen10men
(14.12.2024 19:08 - #2214)
Her ne kadar jenerasyon farklı olsa da küçük şeylerden mutlu olmayı bilen bir nesil idik
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Dursun
(14.12.2024 19:40 - #2216)
Ellerinize sağlık Hamdi bey bizim zamanımızda gerçekten sizin yazdığınız gibi mutlu ve gelecek hayallerimiz vardı ve yapardık ama şimdi şimdi ki gençler de hiçbiri kalmadı yazık
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Mustafa mete
(14.12.2024 19:46 - #2217)
Anısına saygıyla devri herdaim
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Erol Çavuş
(14.12.2024 20:24 - #2219)
Ölüm hep bana, bana mı düşer usta
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
MESUT ÖZDEMİR
(14.12.2024 22:25 - #2220)
Sizin dönemimizde bizde 10 lu yaşlarda idik gerçekten hersey doğal, saf ve katıksızdı sevgiler aşklar kavgalar ibsanlar şimdi her sey melez sevgiler aşklar kavgalar yasam Kalemin hiç bitmesin emmim
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Fidan Okyar sarıer
(14.12.2024 23:45 - #2221)
Işıklar içinde yatsın
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Kemal Barış
(15.12.2024 09:35 - #2225)
Hep on yedi yaşında, gençliğini bile yasayamadı. Annesi, babası, arkadaşları hala bekliyor. Nice hayatlar yaşanmadan yok oldu.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Fahri
(15.12.2024 12:47 - #2227)
Ruhu şad olsun ✊
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Tekin Aydın
(15.12.2024 13:49 - #2229)
Kalemine sağlık Erdal Ereni saygıyla anıyorum ruhu şad olsun
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Mehmet Karasu
(16.12.2024 13:07 - #2234)
O zamandan bu zamana umutlarımız hiç eksilmedi. Ama şimdiki nesil yarınını göremiyor, hiç umutları yok.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.