Geçtiğimiz günlerde Ermenistan’ın başkenti Erivan’da “NEMESİS” öç alma Anıtı açıldı.
1915 yılı Sözde Ermeni soykırımının sorumluları oldukları gerekçesiyle, o zamanın İttihat ve Terakki yöneticilerine yönelik suikastları gerçekleştirenleri anmak, onore etmek gayesiyle bu anıt oluşturulmuştur.
Bu anıtın açılışından çok kısa bir süre sonra, Türkiye, Ermenistan uçaklarına Türk hava sahasını kapatmıştır. Sonuçta Türkiye-Ermenistan ilişkileri yeniden gerginleşmiştir.
Ermenistan Başbakanı Paşinyan Prag ziyaretinde bu anıtın yerel yönetimlerin kararı sonucu oluşturulduğunu, Ermenistan merkezi yönetimini bağlamadığını belirtmiştir. Nemesis Anıtının tamamen yerel inisiyatifin bir ürünü olduğunu ve hiçbir şekilde Ermenistan Hükümetini bağlamadığını belirterek işin içinden sıyrılmak istemektedir.
Ermenistan Parlamentosu Başkanı Simoyan da Anıtın Ermenistan devletinin dış politikasını yansıtmadığını belirtmektedir.
Ermenistan Güvenlik Konseyi Sekreteri Grigoryan ise Anıtın, Ermenistan’ın bir iç meselesi olduğunu belirtmiştir.
Bu anıt olayı da göstermiştir ki, Ermenistan Türkiye’ye olan düşmanca tavrını büyük bir hızla sürdürmekte, ilişkilerin normalleşmesi için hiçbir olumlu adım atmamaktadır. Türkiye bu anıt
olayından sonra Ermenistan uçaklarına Türk hava sahasını kapatmıştır.
Türkiye iyi mi yapmıştır?
Elbette iyi yapmıştır.
Ermenistan, Türkiye’ye karşı bu düşmanca tavrını sürdürdüğü sürece Türk-Ermeni ilişkileri normalleşmeyecek, bunun sonucu olarak ta Türkiye-Ermenistan hududu açılamayacak ve hudut kapalı kalacaktır.
Bundan en çok kim zararlı çıkacaktır?
Elbette Ermenistan zararlı çıkacaktır, çıkmıştır da.
Ermenistan bu Türk düşmanlığı politikasını devlet politikası haline getirmiştir.
Bazı yorumcular, bu küçücük üretimi olmayan, üç buçuk milyon nüfuslu ve de devamlı göç veren bu ülkenin Türk düşmanlığı ile ayakta kalabildiğini düşünüyorlar.
Ben de bu düşünceye katılıyorum.