Yazımızın başlığı eski başbakanlardan Tansu Çiller’e aittir. Çiller bu yaklaşımı ile KARMA EKONOMİ olgusunu reddetmiştir. Bu yaklaşımı ile tamamen LİBERAL EKONOMİ’yi benimsediğini vurgulamıştır.
Karma ekonomiyi bırakıp liberal ekonomiye yönelme 12 Eylül’den sonra Özal ile başlamıştır.
Karma ekonomiden ayrılıp, liberal ekonomiye yönelme sonucunda KİT’lerin özelleştirilmesi daha açık bir ifade ile satılması gündeme gelmiş, 2002’den sonra özelleştirme hızlanmış, KİT’lerin dışında limanlar, otoyollar, elektrik santralleri gibi pek çok kamu malı özelleştirilmiştir.
2002 sonrası Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın devlet malları için söylediği “BABALAR GİBİ SATARIM” sözü unutulmamıştır. Çiller’in sözü gibi unutulmayacaktır diye düşünüyorum.
Bu sözleri unutturmayan somut olaylar var mıdır?
Elbette vardır.
Et ve Süt Kurumu önünde uzayıp giden kuyruklar, Devlete ait Şeker Şirketi’nin önünde uzayıp giden kuyruklar, Çiller’in ve Unakıtan’ın yaklaşımlarının sonuçlarıdır.
Et ve Süt Kurumu’nun önceliği Et ve Balık Kurumu’dur. Bu kurum satılmış, ama sonra yeniden faaliyete geçmiş, adı da Et-Süt Kurumu olmuştur. Sonucu bir kilo kıyma için geceden girilen kuyruklar olmuştur.
Yem fabrikaları, şeker fabrikaları özelleştirilmiş, sonucunda ABD’den şeker, Güney Amerika ülkelerinden de canlı hayvan ithal etmek mecburiyetinde kalınmıştır.
Sümerbank’ın yerini yabancı tekstil kuruluşları almış, pamuk ekim alanları azaltılmış, Türkiye pamuk ithal eden bir ülke olmuştur.
Akaryakıtın ana maddesi olan petrole ihtiyacımız her yıl daha da artmakta, tarımda ve taşımacılıkta kullanılan akaryakıtım aşırı zamlanması tarımsal faaliyetleri ve tarım ürünlerinin taşınmasını aşırı pahalılaştırmış, PATATES ve SOĞAN mücevher olmuştur.
Netice olarak liberal ekonomi Türkiye’ye iyi gelmemiştir.Hayat pahalılığı kavurucu hale gelmiştir.
Evet, son sosyalist devleti yıktık
Evet Babalar gibi sattık.
Sonuçta Rusya’dan buğday, ABD’den şeker aldık. Soğanı patatesi mücevher yaptık, bir kilo kıymayı 350 TL. yaptık. YIKTIK, SATTIK, ama iyi olmadı. Bu durum apaçık ortada.