Sayın Soner Yalçın, 29 Şubat 2024 tarihli SÖZCÜ Gazetesinin HAKİKAT isimli köşenizde yazdığınız “Solun Olmazsa Olmazları” başlıklı yazınızı okudum. Bu yazınızla ilgili bazı hususları yazma gereğini duydum. Sayın Soner Yalçın, Yazınızda “Sağ-Sol ayırımının kalktığını savunanların olduğunu” belirtiyorsunuz. Sol ile ilgili misaller veriyorsunuz. Örneğin, “Sol eleştiri demektir”, “Sol devrimcidir”, “Sol yeniyi arar” gibi yaklaşımlarınıza aklı başında hiç kimse çıkmaz, çıkamaz. “Sosyal demokratların, kapitalizme karşı çıkmak yerine sisteme asimile olduklarını” belirtiyorsunuz. Bu yaklaşımınız bu tespitiniz doğrudur, ancak: Sosyal demokratların bu davranışın sebebi nedir? Bu soruya cevap getirmiyorsunuz, sadece tespit yapıp geçiyorsunuz. Siyaseti, toplumsal olayları, kavramları sadece sağ-sol jargonuna hapsetmeye çalışmak doğru değildir. Türkiye’yi kuran kurucu siyaset, kurucu felsefe sağ-sol tutsaklığına yaklaşmamıştır. Sağ’ı da aşmıştır Sol’u da aşmıştır. Üç grup gerçeğe dayanmıştır. Sağ-sol soruşturmasında neden Kemalizm’i dikkate almıyorsunuz? Etnisite taraftarlarının “Kültürel değer farklılaşması” inandırıcı değildir. Etnisite taraftarlarının solculuğu da inandırıcı olmamıştır, olmamaktadır ve de olmayacaktır. Etnisite taraftarlarının ne istediğini bilmeyen artık kalmamıştır. Bunların sağ ve solla ilişkileri yoktur. Bunlar solu da sağı da tabiri caizse SOLLAMIŞLARDIR. Türkiye’de sol, etnisite ile arasındaki hududu çizememiştir. Karışıklık buradan da kaynaklanmaktadır. Türkiye’de solcular ve sosyal demokratlar Kurucu felsefemizdeki bazı özelliklerin sosyal demokrasilerde olmayışını dile getiremiyorlar, bu cesareti gösteremiyorlar, bazıları da sizin yaptığınız gibi görmezlikten gelerek kendi kafalarını ve de toplumun kafasını karıştırıyorlar. Devam edeceğiz….