Yazının ilhamı Bay Kemal’den. “Ben değil, hepimiz adayız” demişti, hepimiz kazanacağız diye devam etmişti. Biz derken hep kendi yandaşını kasteden siyasiden o kadar yılmış, öteki olmaktan o kadar bıkmışız ki, hep beraber kazanma arzusuna sarıldım, bırakmayacağım da… Bilenler vardır, biten dönem için Cumhuriyet Halk Partisi milletvekili adayıydım (Ankara 1. Bölge). Sıralamadan bağımsız olarak partim ve CB adayımız Muharrem İnce için çalıştım. Parti sadakati veya çıkarı için değil, inandığım için. Soframa koyduğum katık neyse kefil olacağım siyasi aynı bana, kendi yemediğimi başkasının önüne itelemem. Muharrem bey seçim gecesinden itibaren mi değişti, defoları vardı da biz mi göremedik bilmiyorum, üzgünüm. Yalovalı Fizik öğretmeni gözümüzün önünde Yalovalı Tayyip'e  evrildi. Yüzüne de söylediğim gibi onu Mustafa Necati'nin makamında görmek isterdim. O milli eğitim bakanı olduğunda ben bakanlık önüne dev ekran ve ses sistemi kurduracak meclis kürsüsünden ettiği (muhalif) söylevleri tekrar tekrar döndürecektim. Mustafa Necati olmak, temsilen CB olmaktan daha önemli, daha hayatidir aslen. Olmadı. Nefs yendi, adam yenildi.  2023 seçimlerinde vekil olmayı planlamadığımı, olacaksa bir katkım eğitim cephesinde enkaz kaldırma çalışmasına katkı verebileceğimi bir kaç yıldır söylüyorum. Ankara'dan, siyasetin başkentinden uzaklaşmam dahi inandırıcı gelmemiş olmalı aranıyor soruluyorum. Siyasette vefa varmış dedirten çağrılara teşekkür ederim. Partinin yetkili organlarında görev almak için yapılan seçimlere de aynı gerekçelerle katılmadım. Lakin çalıştım. Yarın iktidar olacak gibi, haftaları, ayları, yılları planlayarak çalıştım. Hazırım, hazırız! Siyaseti neden bıraktın diyorlar, asla! Servis yapan, unvanıyla ön plana çıkanlar varsa siyasetin mutfağında çalışanlar da var. Onlar olmasa neyi servis edeceksin? Ben mutfağı çok sevdim. 2018 Genel Seçimlerinden sonra beni CHP Eğitim Politikalarından Sorumlu Gn. Bşk. Yard. Sayın Lale Karabıyık'a yardım etmek üzere görevlendiren genel başkanımı mahcup etmediğimi düşünüyorum. Eğitim gündemini takip etmek, seçim sonrasını planlamak adına pek çok nitelikli eğitimciyle, siyasiyle, sivil paydaşla çalıştım. Eğitimle aydınlanacak yarınlarda bu çalışmaların, programın karşılık bulması bizi mutlu eder. Emek zaten helal. Ben şimdi nitelikli seçmen olmaya odaklandım. Siyasi partiler kendi seçmeni kadar niteliklidir, biri diğerini aşağı çeker veya yükseltir. Ahlakları ahlakımız kadardır. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu benim genel başkanım, benim ahlakım, sahip çıkıyorum. İnsan dediğin kendini bile mahcup edebilir, o zaman da karşı çıkarım kimsenin şüphesi olmasın. Ne ömrümden alsın ona versin Mevlam derim, ne yoluna ölürüm, ne de kör kör tapınırım. Yanında olmak, arkasında durmak liyakatine bağlı. Önüne geçip karşısında duracak aklı korurum, korumalıyız.  Sorular vardı, örtülü ithamlar vardı, "ince ince" laf dokundurmalar vardı vs. Bir açıklama yazısı da oldu bu. Daha dün yerden yere vurduğu partiye adaylık sırasına giren, aday olamayacağı partiye mundar diyen, sıralar açıklanınca diyecek olan, verdiği oyun, parti veya sendika üyeliği karşılığında menfaat kapmış da kaybederim korkusu taşıyan nice nice insancık var. Bazısıyla tanışığız, bazısı “hiç tanıyamamışız” dedirtti. Teselli etmeyeceğim, onlar telaşlansınlar, korksunlar çünkü çıkara tahvil edilen yandaşlık bitti liyakat geliyor. Hepimiz adayız ve adadık kendimizi, birlikte kazanmak üzere biz geliyoruz.