Hüsnü MERDANOĞLU-Araştırmacı Yazar
Köşe Yazarı
Hüsnü MERDANOĞLU-Araştırmacı Yazar
 

Osmanlı İmparatorluğu’nun Yıkılış Nedenleri -1

Yüzüncü yılına eriştiğimiz Cumhuriyetimizin önemini ve değerini bilmek, gereği gibi koruyabilmek için, cumhuriyetimizin öncesini oluşturan dünyanın en sorunlu ve stratejik coğrafyasında 624 yıl, ayakta kalmayı başaran Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılış nedenlerini incelemek, bu nedenler hakkında bilgi sahibi olmak geleceğimiz yönünde göz önünde bulundurulacak deneyimler, derseler ve alınacak önlemler bağlamında önemlidir. ** Kuruluş döneminin koşulları gereğince Fetihlere önem veren Osmanlı yöneticileri; Gelişen dünya koşullarının ve fetih yönteminin askeri işgal olarak değil de akıl öncülüğünde elde edilen yeniliklerin Avrupalı devletlerin başarı ile uygulamaya başlamaları sonrasında, ayakta kalabilmek için borç alarak, yabancılarımdan akıl alarak ve ülkeyi tek başına yönetme (despot) siyasetlerini sürdürmüşlerdir. Aldığı borcu, çağın gereği olan yeni yatırımlara ve çağdaş gelişmelere dönüştüremeyen Osmanlı, yeni borç alabilmek için ülkenin topraklarını güvence gösterme amacıyla yabancı uyruklulara toprak satışı amacına yönelik yasa çıkarmıştır. Abdülaziz’in çıkarttığı 10 Haziran 1867 günlü “Tebaayı Ecnebiyenin Emlâka Mutasarrıf Olmaları Hakkındaki Kanun” sayesinde Osmanlı’ya borç veren Yahudi bankerler aracılığıyla Siyonistler, İsrail Devletinin temellerini atmak için o dönemde Osmanlı’nın sınırları içinde olan Filistin’de toprak satın almaya başlamışlardır. Yatırımlara yönelmeyen bir ekonominin borçlanarak ayakta kalmasının mümkün olmayacağı gerçeği, Osmanlı döneminde yaşanmış ise de karar vericilerin yanlış kararları soncunda, Osmanlı ekonomisi çökmeye başlamıştır. Ekonomisi çöken Osmanlı, her yönden çöküntü içine düşmüştür. 1774’de, Kaynarca Barış Antlaşmasını imzalamaya giden Osmanlı delegelerine, şeyhülislâm muska yazdırmakla, akıl yerine muskaya sığınılmış böylece muskaların gömüldüğü yerden geçecek olan Rus delegelerin, dillerinin tutulması beklenmiş ise de dilleri tutulmayan Ruslar 24 Nisan 1877’de başlayan Osmanlı-Rus Savaşı (93 Harbi) sonucunda, bugünkü Atatürk Havaalanı’nın olduğu Yeşilköy’e (Ayastefanos) kadar ilerlemişler ve “Rus Anıtı” dikmişlerdir. 3 Mart 1878’de Ruslar ile imzalanan Ayestefonos Antlaşması’nı tarihçiler “tarihimizin en utanç verici antlaşması” olarak nitelendirilmiştir. Çünkü Osmanlı Devleti toprak vermeye başlayarak, kendi egemenliği alanı üzerinde yeni devletlerin kurulmasına göz yumma sürecine girmiştir. ** Osmanlı İmparatorluğu, Birinci Dünya (Paylaşım) Savaşı’na girmeden bir gün önce Almanya’dan %6 faizle 5.000.000 Osmanlı lirası borç almak için gizli anlaşma imzalamış, Osmanlı adına Talat Paşa’nın imzaladığı bu gizli anlaşmaya göre; Müslüman Osmanlı, Hıristiyan Almanya’nın paralı askeri durumuna düşürülmüştür. Osmanlı Askeri Almanya için  cepheye giderek canını verirken, Almanya da verdiği borç karşılığında, faiz almamıştır. Emperyalizmin güdümüne giren Osmanlı, Almanlar verdikleri borç para karşılığında Padişah V.Mehmet’e “Cihad-ı Ekber” ilan ettirmişler, borç para alındıktan bir gün sonra (11 Kasım 1914’te) ilana olunan Cihad-ı Eber buyruğunda şu cümlelere yer verilmiştir: “... Üçyüz milyon ehl-i İslâm’ın hayât-ı bekâsı sizlerin muzafferiyetine bağlıdır... Padişah uğrunda ölümü istihkar eylemeyi bilir bir Osmanlı ordu ve donanması mevcut olduğunu düşmanlara müessir bir surette gösteriniz...” Ne var ki, Halifenin Cihat çağrısına Arap Emiri Şerif Hüseyin’den karşı cihat çağrısı ile yanıt gelmiştir. İlginç olan Halifeyi, Hıristiyanlarla birlikte hareket etmekle suçlayan Şerif Hüseyin, kendisi de İngilizler ile iş birliği yaparak 10 Eylül 1916’da yayınladığı bildiride şu cümlelere yer vermiştir: “İslam dünyasındaki bütün kardeşlerimi bu yıkıcı, bozguncu, aptal ve alçak kişilere (yani Türkler) itaat etmemeye çağırıyorum. Allah’a itaat etmeyenlere itaat etmeyiniz.” ** Din ile yani “Allah ile Aldatma” dünden bugüne sürmektedir. Çünkü aklını kullanarak düşünerek, karşılaştırarak düşünme yeteneği gelişmesi önlenen insanları sömürmenin ve kendi çıkarına yönlendirmenin en kolay ve ucuz yöntemi, din ile aldatmaktır.
Ekleme Tarihi: 21 Mart 2023 - Salı

Osmanlı İmparatorluğu’nun Yıkılış Nedenleri -1

Yüzüncü yılına eriştiğimiz Cumhuriyetimizin önemini ve değerini bilmek, gereği gibi koruyabilmek için, cumhuriyetimizin öncesini oluşturan dünyanın en sorunlu ve stratejik coğrafyasında 624 yıl, ayakta kalmayı başaran Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılış nedenlerini incelemek, bu nedenler hakkında bilgi sahibi olmak geleceğimiz yönünde göz önünde bulundurulacak deneyimler, derseler ve alınacak önlemler bağlamında önemlidir.

**

Kuruluş döneminin koşulları gereğince Fetihlere önem veren Osmanlı yöneticileri;
Gelişen dünya koşullarının ve fetih yönteminin askeri işgal olarak değil de akıl öncülüğünde elde edilen yeniliklerin Avrupalı devletlerin başarı ile uygulamaya başlamaları sonrasında, ayakta kalabilmek için borç alarak, yabancılarımdan akıl alarak ve ülkeyi tek başına yönetme (despot) siyasetlerini sürdürmüşlerdir.

Aldığı borcu, çağın gereği olan yeni yatırımlara ve çağdaş gelişmelere dönüştüremeyen Osmanlı, yeni borç alabilmek için ülkenin topraklarını güvence gösterme amacıyla yabancı uyruklulara toprak satışı amacına yönelik yasa çıkarmıştır.

Abdülaziz’in çıkarttığı 10 Haziran 1867 günlü “Tebaayı Ecnebiyenin Emlâka Mutasarrıf Olmaları Hakkındaki Kanun” sayesinde Osmanlı’ya borç veren Yahudi bankerler aracılığıyla Siyonistler, İsrail Devletinin temellerini atmak için o dönemde Osmanlı’nın sınırları içinde olan Filistin’de toprak satın almaya başlamışlardır.

Yatırımlara yönelmeyen bir ekonominin borçlanarak ayakta kalmasının mümkün olmayacağı gerçeği, Osmanlı döneminde yaşanmış ise de karar vericilerin yanlış kararları soncunda, Osmanlı ekonomisi çökmeye başlamıştır. Ekonomisi çöken Osmanlı, her yönden çöküntü içine düşmüştür.

1774’de, Kaynarca Barış Antlaşmasını imzalamaya giden Osmanlı delegelerine, şeyhülislâm muska yazdırmakla, akıl yerine muskaya sığınılmış böylece muskaların gömüldüğü yerden geçecek olan Rus delegelerin, dillerinin tutulması beklenmiş ise de dilleri tutulmayan Ruslar 24 Nisan 1877’de başlayan Osmanlı-Rus Savaşı (93 Harbi) sonucunda, bugünkü Atatürk Havaalanı’nın olduğu Yeşilköy’e (Ayastefanos) kadar ilerlemişler ve “Rus Anıtı” dikmişlerdir.

3 Mart 1878’de Ruslar ile imzalanan Ayestefonos Antlaşması’nı tarihçiler “tarihimizin en utanç verici antlaşması” olarak nitelendirilmiştir. Çünkü Osmanlı Devleti toprak vermeye başlayarak, kendi egemenliği alanı üzerinde yeni devletlerin kurulmasına göz yumma sürecine girmiştir.

**

Osmanlı İmparatorluğu, Birinci Dünya (Paylaşım) Savaşı’na girmeden bir gün önce Almanya’dan %6 faizle 5.000.000 Osmanlı lirası borç almak için gizli anlaşma imzalamış, Osmanlı adına Talat Paşa’nın imzaladığı bu gizli anlaşmaya göre; Müslüman Osmanlı, Hıristiyan Almanya’nın paralı askeri durumuna düşürülmüştür. Osmanlı Askeri Almanya için  cepheye giderek canını verirken, Almanya da verdiği borç karşılığında, faiz almamıştır.

Emperyalizmin güdümüne giren Osmanlı, Almanlar verdikleri borç para karşılığında Padişah V.Mehmet’e “Cihad-ı Ekber” ilan ettirmişler, borç para alındıktan bir gün sonra (11 Kasım 1914’te) ilana olunan Cihad-ı Eber buyruğunda şu cümlelere yer verilmiştir:

“... Üçyüz milyon ehl-i İslâm’ın hayât-ı bekâsı sizlerin muzafferiyetine bağlıdır... Padişah uğrunda ölümü istihkar eylemeyi bilir bir Osmanlı ordu ve donanması mevcut olduğunu düşmanlara müessir bir surette gösteriniz...”

Ne var ki, Halifenin Cihat çağrısına Arap Emiri Şerif Hüseyin’den karşı cihat çağrısı ile yanıt gelmiştir. İlginç olan Halifeyi, Hıristiyanlarla birlikte hareket etmekle suçlayan Şerif Hüseyin, kendisi de İngilizler ile iş birliği yaparak 10 Eylül 1916’da yayınladığı bildiride şu cümlelere yer vermiştir:

“İslam dünyasındaki bütün kardeşlerimi bu yıkıcı, bozguncu, aptal ve alçak kişilere (yani Türkler) itaat etmemeye çağırıyorum. Allah’a itaat etmeyenlere itaat etmeyiniz.”

**

Din ile yani “Allah ile Aldatma” dünden bugüne sürmektedir. Çünkü aklını kullanarak düşünerek, karşılaştırarak düşünme yeteneği gelişmesi önlenen insanları sömürmenin ve kendi çıkarına yönlendirmenin en kolay ve ucuz yöntemi, din ile aldatmaktır.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.