Kenan Atasoy - Onursal Danıştay Üyesi
Köşe Yazarı
Kenan Atasoy - Onursal Danıştay Üyesi
 

Kur’an’da Evrim ve Toplumsal Gelişim

Evrim zaman içinde ve doğal biçimde, kendiliğinden ve sürekli olarak, evre evre olan gelişim ve değişimi ifade eder. Kainatın ve insanın yaratılışına ilişkin olarak Enbiya suresinin 30.ayetinde şöyle denilmektedir: “o inkar edenler görmüyorlar mı ki göklerle yer birbiriyle bitişik iken, Biz onları ayırdık.” Bugün bilim adamlarının kabul ettikleri teori de kainatın Büyük Patlama (Big Bang Teorisi) sonucu yaratıldığı şeklindedir. Bu patlama sonucu oluşan gaz bulutunun sıkışıp, yoğunlaşması nedeniyle yıldızlar, gezegenler oluşmuştur. Yüce Allah bütün canlıları sudan yaratmıştır (Enbiya 30). Nur suresinin 45.ayetinde canlıların yaratılma safhası şöyle tanımlanmaktadır: “Allah, bütün canlıları sudan yaratmıştır. Kimi karnı üzerinde sürünür, kimi iki ayakla yürür, kimi de dört ayakla yürür.” İnsanın yaratılışı da birdenbire değil, bir evrimin sonucudur. İnsanlar dünya yaratıldıktan çok sonra yaratılmıştır. Bazı bitkiler ve canlı türlerinin yaratılmasından sonra ilk insan yaratılmıştır. İnsan suresinin 1.ayeti bunu şöyle açıklıyor: “İnsan (henüz) anılır bir şey değilken (yaratılmamışken) üzerinden uzunca bir zaman geçti.” Toprak, çamur, yapışkan çamur, havada kurumuş çamur, ateşte pişmiş çamur safhalarından geçerek yaratılan insan, ilahi ruhun üfürülmesiyle insan/Adem meydana gelmiştir. (Bakınız Ali İmran 59, Secde 7, Saffat 11, Hicr 26, Rahman 14, Araf 11.ayetleri) Hz. Adem’den sonraki üreme şekli de safhalarıyla Müminun suresinin 14.ayetinde şöyle açıklanmaktadır: “Sonra bu döl suyu damlasından, döllenmiş hücreyi yarattık; bu döllenmiş hücreden de cenini ve ceninden kemikleri yarattık; sonra da kemiklere et giydirip, onu yepyeni bir varlık halinde ortaya çıkarttık.” Secde suresinin 7.ayetinde geçen”…İnsanı yaratmaya bir çamurdan başlayan O’dur” ve Nuh suresinin 14.ayetinde geçen “Oysa sizi evrimler halinde/aşama aşama yaratan O’dur” ifadesi insanın bir evrim sürecinde yaratıldığına kanıttır. Yüce Allah yaratmaya devam etmektedir (Nahl 8). “Göklerde ve yerde olanların hepsi Allah’tan isterler. Her gün ve her an O bir işe müdahale etmektedir” (Rahman 29). Nisa suresinin 1.ayetinde de “Ey insanlar! Sizi bir tek canlıdan yaratan, ondan eşini vücuda getiren ve o ikisinden birçok erkekler ve kadınlar üreten Rabbinize karşı gelmekten sakının” deniyor. İnsanı yaratan Yüce Allah için onu tekrar yaratmak hiç de zor değildir. “Hem yaratmayı ilke yapan O’dur. Sonra onu çevirip yeniden yapacak olan da O’dur ki, bu O’na çok kolaydır” (Rum 227). İnsanlığın biyolojik ve sosyal gelişimi Kur’an’ın gelmesiyle de durmamıştır. İnsanın yaratılışı ve evrimle ilgili diğer ayetleri şöyle sıralayabiliriz: “Biz bir ayeti kaldırır veya unutturursak, o ayetin daha iyisini veya benzerini getiririz” ayetiyle değişimin olabileceğine işaret edilmektedir (Bakara 106). Rahman suresinin 29.ayetinde geçen ”O, her gün yeni bir iş ve oluştadır” ifadesi değişimin bir diğer kanıtıdır. Değişim olmazsa gelişim olmaz. Değişen dünyada oluşan yeni problemlere çözüm bulmak; daha iyi, daha faydalı olacak çözümler aramak gerekir. Rum suresinin 30.ayetinde geçen “Allah’ın yaratışında değişiklik olmaz” ifadesi doğanın yaratılış kanunlarına ilişkin olmalıdır. Bakara suresinin 138.ayeti bunun kanıtıdır, ”Biz Allah’ın manevi rengiyle boyandık. Allah’tan daha güzel rengi kim verebilir? Biz sadece O’na kulluk ederiz.” Ayetten yaratılış kanunlarına, doğal yapıya zarar verilmemesi gerektiğini anlıyoruz. Günümüzde insan eliyle kirletilen dünyamızın geleceği üzerine derin kaygılar dile getirilmektedir. Ferdi manada v şahsiyetin, sosyal manada b toplumun değişip gelişmesi, ilerlemesi bilgi ile mümkün olur. Bu bilgi birikimini eyleme geçirmek gerekir. U da mali ve teknolojik destekle elde edilir. Teknolojiye sahip olmak da pozitif bilgilere dayanan eğitimle olanaklıdır. Hz. Muhammed’in, “İki günü     eşit olan bizden değildir” sözü değişimin önemini anlatmaktadır. Embiya suresinin 30.ayetinde, gökler ve yerin bitişik iken birbirinden ayrıldığı ifade ediliyor. Kur’an’da yüce Allah’ın kainatı da belli bir süre içinde yarattığı ifade edilmektedir. “Gökleri ve yeri altı günde yaratan O’dur (Secde 4, Hud 7, Araf 54). Zariyat suresinin 47.ayetinde yer alan “Göğü gücümüzle Biz kurduk; şüphesiz Biz onu genişleticiyiz” ifadesi yaratıcının gücüne ve değişime işaret etmektedir. Gökbilimciler kainatın devamlı genişlediğini söylüyorlar. Astrofizik biliminde ifade edilen ömrünü tamamlamış yıldızların yok oluşu da (kara delik) halen kainatta değişimin, evrimin var olduğunun teyididir. İnsanların metamorfoz (başkalaşım) yoluyla meydana geldiği konusunda Kur’an’da detay yoktur; Kur’an biyoloji kitabı değildir. Ancak, bazı böceklerin ve kurbağaların gelişmesinde başkalaşım gözlemlenmektedir. Bundan, canlılar aleminde başkalaşımın var olduğunu ve bunda yüce Allah’ın yaratılış kanunlarına aykırılık olmadığını ortaya koymaktadır.  Virüsünün mutasyonla değişime uğradığı Canlıların genetik yapılarında değişiklikler olabilmektedir. Bu da bir sonraki kuşağa farklı genetik özellikler aktarılmasına sebebiyet vermektedir. Böylece yeni nesillerde farklı fiziksel özellikler meydana gelmektedir. Örneğin bu günlerde salgın olarak görülen Covid 19 virüsünün mutasyonla değişime uğradığı tıp dünyasında en çok konuşulan konulardan biridir.  
Ekleme Tarihi: 20 Ocak 2024 - Cumartesi

Kur’an’da Evrim ve Toplumsal Gelişim

Evrim zaman içinde ve doğal biçimde, kendiliğinden ve sürekli olarak, evre evre olan gelişim ve değişimi ifade eder. Kainatın ve insanın yaratılışına ilişkin olarak Enbiya suresinin 30.ayetinde şöyle denilmektedir: “o inkar edenler görmüyorlar mı ki göklerle yer birbiriyle bitişik iken, Biz onları ayırdık.” Bugün bilim adamlarının kabul ettikleri teori de kainatın Büyük Patlama (Big Bang Teorisi) sonucu yaratıldığı şeklindedir. Bu patlama sonucu oluşan gaz bulutunun sıkışıp, yoğunlaşması nedeniyle yıldızlar, gezegenler oluşmuştur.

Yüce Allah bütün canlıları sudan yaratmıştır (Enbiya 30). Nur suresinin 45.ayetinde canlıların yaratılma safhası şöyle tanımlanmaktadır: “Allah, bütün canlıları sudan yaratmıştır. Kimi karnı üzerinde sürünür, kimi iki ayakla yürür, kimi de dört ayakla yürür.”

İnsanın yaratılışı da birdenbire değil, bir evrimin sonucudur. İnsanlar dünya yaratıldıktan çok sonra yaratılmıştır. Bazı bitkiler ve canlı türlerinin yaratılmasından sonra ilk insan yaratılmıştır. İnsan suresinin 1.ayeti bunu şöyle açıklıyor: “İnsan (henüz) anılır bir şey değilken (yaratılmamışken) üzerinden uzunca bir zaman geçti.” Toprak, çamur, yapışkan çamur, havada kurumuş çamur, ateşte pişmiş çamur safhalarından geçerek yaratılan insan, ilahi ruhun üfürülmesiyle insan/Adem meydana gelmiştir. (Bakınız Ali İmran 59, Secde 7, Saffat 11, Hicr 26, Rahman 14, Araf 11.ayetleri)

Hz. Adem’den sonraki üreme şekli de safhalarıyla Müminun suresinin 14.ayetinde şöyle açıklanmaktadır: “Sonra bu döl suyu damlasından, döllenmiş hücreyi yarattık; bu döllenmiş hücreden de cenini ve ceninden kemikleri yarattık; sonra da kemiklere et giydirip, onu yepyeni bir varlık halinde ortaya çıkarttık.”

Secde suresinin 7.ayetinde geçen”…İnsanı yaratmaya bir çamurdan başlayan O’dur” ve Nuh suresinin 14.ayetinde geçen “Oysa sizi evrimler halinde/aşama aşama yaratan O’dur” ifadesi insanın bir evrim sürecinde yaratıldığına kanıttır. Yüce Allah yaratmaya devam etmektedir (Nahl 8). “Göklerde ve yerde olanların hepsi Allah’tan isterler. Her gün ve her an O bir işe müdahale etmektedir” (Rahman 29). Nisa suresinin 1.ayetinde de “Ey insanlar! Sizi bir tek canlıdan yaratan, ondan eşini vücuda getiren ve o ikisinden birçok erkekler ve kadınlar üreten Rabbinize karşı gelmekten sakının” deniyor. İnsanı yaratan Yüce Allah için onu tekrar yaratmak hiç de zor değildir. “Hem yaratmayı ilke yapan O’dur. Sonra onu çevirip yeniden yapacak olan da O’dur ki, bu O’na çok kolaydır” (Rum 227).

İnsanlığın biyolojik ve sosyal gelişimi Kur’an’ın gelmesiyle de durmamıştır. İnsanın yaratılışı ve evrimle ilgili diğer ayetleri şöyle sıralayabiliriz: “Biz bir ayeti kaldırır veya unutturursak, o ayetin daha iyisini veya benzerini getiririz” ayetiyle değişimin olabileceğine işaret edilmektedir (Bakara 106). Rahman suresinin 29.ayetinde geçen ”O, her gün yeni bir iş ve oluştadır” ifadesi değişimin bir diğer kanıtıdır. Değişim olmazsa gelişim olmaz. Değişen dünyada oluşan yeni problemlere çözüm bulmak; daha iyi, daha faydalı olacak çözümler aramak gerekir.

Rum suresinin 30.ayetinde geçen “Allah’ın yaratışında değişiklik olmaz” ifadesi doğanın yaratılış kanunlarına ilişkin olmalıdır. Bakara suresinin 138.ayeti bunun kanıtıdır, ”Biz Allah’ın manevi rengiyle boyandık. Allah’tan daha güzel rengi kim verebilir? Biz sadece O’na kulluk ederiz.” Ayetten yaratılış kanunlarına, doğal yapıya zarar verilmemesi gerektiğini anlıyoruz. Günümüzde insan eliyle kirletilen dünyamızın geleceği üzerine derin kaygılar dile getirilmektedir.

Ferdi manada v şahsiyetin, sosyal manada b toplumun değişip gelişmesi, ilerlemesi bilgi ile mümkün olur. Bu bilgi birikimini eyleme geçirmek gerekir. U da mali ve teknolojik destekle elde edilir. Teknolojiye sahip olmak da pozitif bilgilere dayanan eğitimle olanaklıdır. Hz. Muhammed’in, “İki günü     eşit olan bizden değildir” sözü değişimin önemini anlatmaktadır.

Embiya suresinin 30.ayetinde, gökler ve yerin bitişik iken birbirinden ayrıldığı ifade ediliyor. Kur’an’da yüce Allah’ın kainatı da belli bir süre içinde yarattığı ifade edilmektedir. “Gökleri ve yeri altı günde yaratan O’dur (Secde 4, Hud 7, Araf 54). Zariyat suresinin 47.ayetinde yer alan “Göğü gücümüzle Biz kurduk; şüphesiz Biz onu genişleticiyiz” ifadesi yaratıcının gücüne ve değişime işaret etmektedir. Gökbilimciler kainatın devamlı genişlediğini söylüyorlar. Astrofizik biliminde ifade edilen ömrünü tamamlamış yıldızların yok oluşu da (kara delik) halen kainatta değişimin, evrimin var olduğunun teyididir.

İnsanların metamorfoz (başkalaşım) yoluyla meydana geldiği konusunda Kur’an’da detay yoktur; Kur’an biyoloji kitabı değildir. Ancak, bazı böceklerin ve kurbağaların gelişmesinde başkalaşım gözlemlenmektedir. Bundan, canlılar aleminde başkalaşımın var olduğunu ve bunda yüce Allah’ın yaratılış kanunlarına aykırılık olmadığını ortaya koymaktadır.  Virüsünün mutasyonla değişime uğradığı

Canlıların genetik yapılarında değişiklikler olabilmektedir. Bu da bir sonraki kuşağa farklı genetik özellikler aktarılmasına sebebiyet vermektedir. Böylece yeni nesillerde farklı fiziksel özellikler meydana gelmektedir. Örneğin bu günlerde salgın olarak görülen Covid 19 virüsünün mutasyonla değişime uğradığı tıp dünyasında en çok konuşulan konulardan biridir.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.