İsmail Hakkı PEKİN - E.Korgeneral
Köşe Yazarı
İsmail Hakkı PEKİN - E.Korgeneral
 

KÖRDÜĞÜM

Filistin’de soykırım devam ediyor. Bütün dünyanın gözü önünde çocuk, kadın, yaşlı, hasta vb. demeden oluk oluk kan akıyor. Peki niye durdurulamıyor. ABD ikircikli davranmasa bu savaş pekala durdurulabilir. Peki sorun ne ya da engeller ne? Nedenlerin başında ABD, Kollektif Batı, Körfez ülkeleri VB. ülkelerin çıkarları ve hedefleri yatıyor. ABD İsrail’e bir misyon yüklemiş. Ona göre İsrail bu savaştan galip çıkmalı ama dünya kamuoyundaki sempatisini kaybetmemeli ve ABD’nin bölge ülkeleri ile arasını açmamalıdır. İsrail bölgedeki caydırıcılığını devam ettirmelidir. İbrahimi anlaşmalara zarar gelmemeli ve buna Suudi Arabistan da dahil olmalıdır. Savaştan önce ABD ile Suudi Arabistan arasındaki büyük ölçüde mutabakata varılan stratejik ortaklık ve güvenlik anlaşması hem ABD hem de Suudi Arabistan için önemlidir. ABD. Suudi Arabistan’ın Çin’le, Rusya ve İran ile yakınlaşmasını istememektedir. Suudi Arabistan ise ABD’nin korumasına, himayesine ve İsrail’e verdiği gibi son teknolojiyi barındıran silahlara ihtiyacı vardır. Tabii Suudi Arabistan’ın nükleer teknolojiye de ihtiyacı vardır ve bu konuda ABD’nin yardımını istemektedir. ABD, İran2ın karşısında bir sünni blok yaratarak hem İsrail’in güvenliğini sağlamayı hem de İran ve direniş cephesini kuşatmayı amaçlamaktadır. Doğu Akdeniz’de İsrail merkezli bir güvenlik mimarisi oluşturmak isteyen ABD bütün körfez ülkelerini kendisi ve İsrail ile yapılacak ikili anlaşmalar vasıtasıyla bu amacını sürdürmektedir. Yani İran’ın ve direniş ekseninin karşısına bir ittifak bloku yerleştirme çalışmaları yapmaktadır. Türkiye ve Mısır’ı söz konusu yapıyı destekleyecek, Çin’in bölgeye girmesini engelleyecek ve Afrika’da Rusya ve Çin’e karşı denge sağlayacak, tabii bu arada sığınmacı ve göçmen yükünü paylaşacaklar. Kıbrıs Doğu Akdeniz’deki güvenlik mimarisinin ana sütunlarından biri olacaktır. ABD Ortadoğu’da sınırları değiştirmenin ilk adımını birinci körfez savaşıyla atmıştı. Daha ikinci körfez savaşı ve BOP projesiyle sınırları değiştirmeye devam ediyor. Filistin’den sonra sırada kim var? Herhalde hepimiz biliyoruz. Kurulacak devletlerin de yıkılacak devletlerin de sınırları biliniyor. Bu arada parçalanacak devletlerin de. ABD ayrıca İran’ı ve Rusya’yı bypass ederek körfez ve Doğu Akdeniz petrollerinin Avrupa’ya akmasını sağlamayı da hedeflemektedir. ABD Türkiye’nin Rusya, İran ve Çin ile yakınlaşmasını da istememekte ve Karadeniz, Türk boğazları için de Dedeağaç bölgesinde önemli bir miktarda yığınak yapmıştır. ABD şu anda Ukrayna’da (Avrupa da diyebiliriz), Ortadoğu’da ve Asya (Hint)- Pasifik’te çok büyük bir angajmana ve taahhüde girmiş durumdadır. ABD’nin Hamas-İsrail savaşına ve diğer savaşlara bakış açısı önümüzdeki dönemde hegemonyasını devam ettirmek için kritik bölgelerin şekillendirilmesine yöneliktir. Şu anda başta Avrupa olmak üzere ABD, Rusya ve Çin’in tabii ki diğer ülkeler bir dünya savaşına hatta bölgesel savaşa bile hazır değiller. Soğuk savaşın bitiminden sonra başta ABD olmak üzere Avrupa ve diğer uluslar ne kadar büyük hata yaptıklarını anladılar. Çıkabilecek mahalli, bölgesel ve dünya savaşına hazırlıklı değiller. Harıl harıl buna çare bulmaya çalışıyorlar. Ortadoğu’daki savaş sadece Hamas ve İsrail arasında değildir. Ukrayna’daki savaş da sadece Rusya ile Ukrayna arasında değildir. Savaş ABD hegemonyasının ve 1945’ten sonraki yeni dünya düzeninin devamını isteyen kollektif batı ile mevcut düzene karşı çıkan ve ABD hegemonyasını kabul etmeyen Çin, Rusya, global güney vb. devletlerin ve ittifakların savaşıdır. Yazımın başından itibaren belirttiğim parametreleri dikkate aldığımızda Filistin’deki savaş kolayca bitirilecek bir savaş değildir. Bütün ülkelerin portföyleri, çıkarları, kazançları ve amaçları farklıdır. Büyük bir çoğunlukla da hemen hepsi birbirinin zıddıdır. Bu bakımdan Filistin’deki savaşın bitirilmesi çok zordur. Bu savaşın kapsamlı bir barışla sonuçlandırılması da daha kapsamlı bir savaşa evrilmesi de mümkündür. Değerlendirme yaparken bile ne kadar uçlara savrulduğumu görüyorum. Nedeni ise kuralsızlık, Neo-liberalizm, her konuda radikalleşme, orta çağ öncesi değerleri kullanarak yönetim ve kutuplaşmadır. Neo-liberalizmin sonu gelmiştir. Eğer bunu devam ettirirseniz ne savaşlar, ne de sömürgeleşme biter. Bu kördüğümü çözecek bir akla ya da bir kılıca ihtiyaç var.
Ekleme Tarihi: 10 Mayıs 2024 - Cuma

KÖRDÜĞÜM

Filistin’de soykırım devam ediyor. Bütün dünyanın gözü önünde çocuk, kadın, yaşlı, hasta vb. demeden oluk oluk kan akıyor. Peki niye durdurulamıyor. ABD ikircikli davranmasa bu savaş pekala durdurulabilir. Peki sorun ne ya da engeller ne? Nedenlerin başında ABD, Kollektif Batı, Körfez ülkeleri VB. ülkelerin çıkarları ve hedefleri yatıyor.

ABD İsrail’e bir misyon yüklemiş. Ona göre İsrail bu savaştan galip çıkmalı ama dünya kamuoyundaki sempatisini kaybetmemeli ve ABD’nin bölge ülkeleri ile arasını açmamalıdır. İsrail bölgedeki caydırıcılığını devam ettirmelidir.

İbrahimi anlaşmalara zarar gelmemeli ve buna Suudi Arabistan da dahil olmalıdır. Savaştan önce ABD ile Suudi Arabistan arasındaki büyük ölçüde mutabakata varılan stratejik ortaklık ve güvenlik anlaşması hem ABD hem de Suudi Arabistan için önemlidir. ABD. Suudi Arabistan’ın Çin’le, Rusya ve İran ile yakınlaşmasını istememektedir. Suudi Arabistan ise ABD’nin korumasına, himayesine ve İsrail’e verdiği gibi son teknolojiyi barındıran silahlara ihtiyacı vardır. Tabii Suudi Arabistan’ın nükleer teknolojiye de ihtiyacı vardır ve bu konuda ABD’nin yardımını istemektedir.

ABD, İran2ın karşısında bir sünni blok yaratarak hem İsrail’in güvenliğini sağlamayı hem de İran ve direniş cephesini kuşatmayı amaçlamaktadır.

Doğu Akdeniz’de İsrail merkezli bir güvenlik mimarisi oluşturmak isteyen ABD bütün körfez ülkelerini kendisi ve İsrail ile yapılacak ikili anlaşmalar vasıtasıyla bu amacını sürdürmektedir. Yani İran’ın ve direniş ekseninin karşısına bir ittifak bloku yerleştirme çalışmaları yapmaktadır.

Türkiye ve Mısır’ı söz konusu yapıyı destekleyecek, Çin’in bölgeye girmesini engelleyecek ve Afrika’da Rusya ve Çin’e karşı denge sağlayacak, tabii bu arada sığınmacı ve göçmen yükünü paylaşacaklar. Kıbrıs Doğu Akdeniz’deki güvenlik mimarisinin ana sütunlarından biri olacaktır.

ABD Ortadoğu’da sınırları değiştirmenin ilk adımını birinci körfez savaşıyla atmıştı. Daha ikinci körfez savaşı ve BOP projesiyle sınırları değiştirmeye devam ediyor. Filistin’den sonra sırada kim var? Herhalde hepimiz biliyoruz. Kurulacak devletlerin de yıkılacak devletlerin de sınırları biliniyor. Bu arada parçalanacak devletlerin de.

ABD ayrıca İran’ı ve Rusya’yı bypass ederek körfez ve Doğu Akdeniz petrollerinin Avrupa’ya akmasını sağlamayı da hedeflemektedir.

ABD Türkiye’nin Rusya, İran ve Çin ile yakınlaşmasını da istememekte ve Karadeniz, Türk boğazları için de Dedeağaç bölgesinde önemli bir miktarda yığınak yapmıştır.

ABD şu anda Ukrayna’da (Avrupa da diyebiliriz), Ortadoğu’da ve Asya (Hint)- Pasifik’te çok büyük bir angajmana ve taahhüde girmiş durumdadır. ABD’nin Hamas-İsrail savaşına ve diğer savaşlara bakış açısı önümüzdeki dönemde hegemonyasını devam ettirmek için kritik bölgelerin şekillendirilmesine yöneliktir.

Şu anda başta Avrupa olmak üzere ABD, Rusya ve Çin’in tabii ki diğer ülkeler bir dünya savaşına hatta bölgesel savaşa bile hazır değiller. Soğuk savaşın bitiminden sonra başta ABD olmak üzere Avrupa ve diğer uluslar ne kadar büyük hata yaptıklarını anladılar. Çıkabilecek mahalli, bölgesel ve dünya savaşına hazırlıklı değiller. Harıl harıl buna çare bulmaya çalışıyorlar.

Ortadoğu’daki savaş sadece Hamas ve İsrail arasında değildir. Ukrayna’daki savaş da sadece Rusya ile Ukrayna arasında değildir. Savaş ABD hegemonyasının ve 1945’ten sonraki yeni dünya düzeninin devamını isteyen kollektif batı ile mevcut düzene karşı çıkan ve ABD hegemonyasını kabul etmeyen Çin, Rusya, global güney vb. devletlerin ve ittifakların savaşıdır.

Yazımın başından itibaren belirttiğim parametreleri dikkate aldığımızda Filistin’deki savaş kolayca bitirilecek bir savaş değildir. Bütün ülkelerin portföyleri, çıkarları, kazançları ve amaçları farklıdır. Büyük bir çoğunlukla da hemen hepsi birbirinin zıddıdır. Bu bakımdan Filistin’deki savaşın bitirilmesi çok zordur.

Bu savaşın kapsamlı bir barışla sonuçlandırılması da daha kapsamlı bir savaşa evrilmesi de mümkündür. Değerlendirme yaparken bile ne kadar uçlara savrulduğumu görüyorum. Nedeni ise kuralsızlık, Neo-liberalizm, her konuda radikalleşme, orta çağ öncesi değerleri kullanarak yönetim ve kutuplaşmadır.

Neo-liberalizmin sonu gelmiştir. Eğer bunu devam ettirirseniz ne savaşlar, ne de sömürgeleşme biter. Bu kördüğümü çözecek bir akla ya da bir kılıca ihtiyaç var.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.