Batur İLTER - ADD Kadıköy E. Bşk.
Köşe Yazarı
Batur İLTER - ADD Kadıköy E. Bşk.
 

PARTİNİN KİMLİĞİ NEREDE?

         Yüz yıllık partiyi değiştirmek düşüncesi neden 80 darbesi sonrasında bir zorunluluk gibi ortaya konulmaktadır. Ayrıca bazıları da böylece solculuğu partiye kazandırabileceklerini ileri sürmektedirler. Kuşkusuz bunu gündeme getirenlerin, eğer başka niyetleri yoksa yukardan aşağı büyük çoğunluğunun, partinin kimliği ve geçmişi konusunda yeterli bilgiye sahip olmadığını göstermektedir.        Söz konusu ortamın yaşama geçmesini başlatan en önemli hamle, darbe sonrasında belli bir süre bekledikten sonra partileri kapatma kararı alınmasıdır. Oysa darbeler herkesin bildiği gibi iktidara karşı yapılır. Dolayısıyla o zaman muhalefette olan CHP'nin kapatılmasının nedeni yoktur. Nitekim hakkında herhangi bir soruşturma veya dava açılmamıştır. Kuşkusuz darbeyi yapan aklın düşüncesi, Ecevit'in parti yeniden açılsa bile geri dönmeyeceği ve kendi partisini kuracağıdır. Böylece önceki yapı ve örgüt dağılacak, o nedenle darbe ortamının yaratacağı ciddi bir siyasi kaos oluşacaktır. Hedef, Kurucu Kimliğin ve Demokratik Sol anlayışın gücünü kaybetmesidir. O zaman doğal olarak ülkeyi şekillendirmek belli odaklar açısından kolaylaşacaktır. Uzun bir süre siyaset konuşulamamış olması ve bu bağlamda kadro da yetiştirilemediği için süreç içinde siyasete uzak ve altyapısı yetersiz unsurlar, siyaset erbabı olarak ortaya çıkacaklardır. İşte böylece başkan ve adamları sistemi bütün partileri ele geçirmiştir. Zaten “Bal tutan parmağını yalar” ve “Gemisini kurtaran Kaptan” atasözleri hemen ortaya çıkınca, paranın egemenliğinin, başka şeyleri ve önemli değerleri yok etmek için sahaya sürülmesi ülkenin nereye doğru şekilleneceğini netleştirmiştir. Ne yazık ki ancak bugün bize ne yapmak istedikleri halk nezdinde bütün açıklığıyla görülmüş ve  tescillenmiştir.      Geldiğimiz noktada CHP'nin yönetim kadrolarının belli bir kısmında nasıl solcu gözükürüm kompleksi vardır. Kuşkusuz bu başta da bahsettiğim gibi parti ve siyaset hakkında yetersiz bir alt yapının varlığından kaynaklanmaktadır. Oysa partinin, Atatürk'ün partisi olduğu, var olduğu dönemde hem emperyalizme karşı önemli bir zafer kazanıp hem de kendi ülkesinde bir devrim yaptığı ve onun Cumhuriyetinin her şeye rağmen hala devam ettiği ortadadır. Dolayısıyla başka Devrimci ve Anti-emperyalist arayışına gerek yoktur!     Öte yandan, Tüzüğün 1.inci maddesinin dördüncü fıkrasında belirtilen parti Çağdaş Demokratik sol bir siyasal partidir tanımlaması nedense hiç kullanılmamaktadır. Halbuki Ortanın Solu yaklaşımı sürecinde anlayışımızı daha da netleştirmek için 1970de Gençlik Kolları tarafından İstanbul'da Demokratik Sol forumu yapılmış' ve içerik enine boyuna tartışılmıştır. Ecevit'in de benimsemesiyle bu kavram kullanılmaya başlanmıştır. Sonrasında 1974 ve1976 da ülkede yapılacaklar ve dünyaya bakış, partililer, STK'lar, meslek odaları ve akademisyenler tarafından tebliğlerle herkese açık olarak tartışılmıştır. İşte bu süreçte, Demokratik Sol kavramı,1974 yılının 28 Hazirandaki Tüzük kurultayında parti tüzüğüne geçmiştir.     Konu kurultaya, gelmeden önce Ecevit ve tüm üst yönetim birimlerinin bulunduğu ve Demokratik Sol kavramı yerine Sosyal Demokrat kavramını kullanmak isteyen bir kesiminde bulunduğu, bu tartışma ortamında Demokratik sol çoğunluğun tercihi olarak (Buna bizde dahildik) kurultaya taşındı ve Tüzüğe kondu. Siyasi tartışmaların bitmesi 1976 kurultayında olmuş ve 6 yıllık tartışma, örgütün mutabakatıyla, Ortanın  Solundan Demokratik Sola gidişi kesinleştirmiştir. Zaten ortada açık olan şey Demokratik sol ile Sosyal Demokrasinin aynı kökenden gelmemesidir. Dolayısıyla CHP'nin Atatürk'ün partisi ve Kurucu parti olarak doğuşu ve çizgisi ile, bir başka anlayışla bütünleşmesi söz konusu olamaz. Diğer anlayışlarla belli konu ve noktalarda paralellikler ve benzerlikler olabilir, bunda da bir sakınca yoktur. Şunu unutmamak gerekir ki kendi geçmişini bilmemek ya da unutmak, unutturmak kimseye fayda sağlamayacağı gibi diğer anlayışların ülkede egemen olma şansını arttırmaktan başka bir şeye yaramaz!      CHP 1974 Tüzüğü - AMAÇ Madde 2      İnsan haklarına saygılı,milli, demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti ilkesine bağlı, demokratik sol bir parti olan CHP'nin amacı ,ülkenin güvenliğine, ulusun mutluluğuna ve refahına, sosyal adaletin yaygınlaşmasına ve insan kişiliğinin serbestçe gelişmesine, özgürlükçü parlamenter demokrasi kuralları içinde ve bu rejimi güçlendirecek biçimde hizmet etmektir.         Not:      Faydalanılan kitaplar: İsmail Hakkı Birler'in anılarında CHP'li yıllar 1946-1992 İş Bankası yayınları                 Hikmet Bila'nın CHP ile ilgili kitabı da kronolojik  yapısıyla yakın geçmiş açısından önemli ve faydalıdır.               
Ekleme Tarihi: 12 Temmuz 2024 - Cuma

PARTİNİN KİMLİĞİ NEREDE?

         Yüz yıllık partiyi değiştirmek düşüncesi neden 80 darbesi sonrasında bir zorunluluk gibi ortaya konulmaktadır. Ayrıca bazıları da böylece solculuğu partiye kazandırabileceklerini ileri sürmektedirler. Kuşkusuz bunu gündeme getirenlerin, eğer başka niyetleri yoksa yukardan aşağı büyük çoğunluğunun, partinin kimliği ve geçmişi konusunda yeterli bilgiye sahip olmadığını göstermektedir.

       Söz konusu ortamın yaşama geçmesini başlatan en önemli hamle, darbe sonrasında belli bir süre bekledikten sonra partileri kapatma kararı alınmasıdır. Oysa darbeler herkesin bildiği gibi iktidara karşı yapılır. Dolayısıyla o zaman muhalefette olan CHP'nin kapatılmasının nedeni yoktur. Nitekim hakkında herhangi bir soruşturma veya dava açılmamıştır. Kuşkusuz darbeyi yapan aklın düşüncesi, Ecevit'in parti yeniden açılsa bile geri dönmeyeceği ve kendi partisini kuracağıdır. Böylece önceki yapı ve örgüt dağılacak, o nedenle darbe ortamının yaratacağı ciddi bir siyasi kaos oluşacaktır. Hedef, Kurucu Kimliğin ve Demokratik Sol anlayışın gücünü kaybetmesidir. O zaman doğal olarak ülkeyi şekillendirmek belli odaklar açısından kolaylaşacaktır. Uzun bir süre siyaset konuşulamamış olması ve bu bağlamda kadro da yetiştirilemediği için süreç içinde siyasete uzak ve altyapısı yetersiz unsurlar, siyaset erbabı olarak ortaya çıkacaklardır. İşte böylece başkan ve adamları sistemi bütün partileri ele geçirmiştir. Zaten “Bal tutan parmağını yalar” ve “Gemisini kurtaran Kaptan” atasözleri hemen ortaya çıkınca, paranın egemenliğinin, başka şeyleri ve önemli değerleri yok etmek için sahaya sürülmesi ülkenin nereye doğru şekilleneceğini netleştirmiştir. Ne yazık ki ancak bugün bize ne yapmak istedikleri halk nezdinde bütün açıklığıyla görülmüş ve  tescillenmiştir.

     Geldiğimiz noktada CHP'nin yönetim kadrolarının belli bir kısmında nasıl solcu gözükürüm kompleksi vardır. Kuşkusuz bu başta da bahsettiğim gibi parti ve siyaset hakkında yetersiz bir alt yapının varlığından kaynaklanmaktadır. Oysa partinin, Atatürk'ün partisi olduğu, var olduğu dönemde hem emperyalizme karşı önemli bir zafer kazanıp hem de kendi ülkesinde bir devrim yaptığı ve onun Cumhuriyetinin her şeye rağmen hala devam ettiği ortadadır. Dolayısıyla başka Devrimci ve Anti-emperyalist arayışına gerek yoktur!

    Öte yandan, Tüzüğün 1.inci maddesinin dördüncü fıkrasında belirtilen parti Çağdaş Demokratik sol bir siyasal partidir tanımlaması nedense hiç kullanılmamaktadır. Halbuki Ortanın Solu yaklaşımı sürecinde anlayışımızı daha da netleştirmek için 1970de Gençlik Kolları tarafından İstanbul'da Demokratik Sol forumu yapılmış' ve içerik enine boyuna tartışılmıştır. Ecevit'in de benimsemesiyle bu kavram kullanılmaya başlanmıştır. Sonrasında 1974 ve1976 da ülkede yapılacaklar ve dünyaya bakış, partililer, STK'lar, meslek odaları ve akademisyenler tarafından tebliğlerle herkese açık olarak tartışılmıştır. İşte bu süreçte, Demokratik Sol kavramı,1974 yılının 28 Hazirandaki Tüzük kurultayında parti tüzüğüne geçmiştir.

    Konu kurultaya, gelmeden önce Ecevit ve tüm üst yönetim birimlerinin bulunduğu ve Demokratik Sol kavramı yerine Sosyal Demokrat kavramını kullanmak isteyen bir kesiminde bulunduğu, bu tartışma ortamında Demokratik sol çoğunluğun tercihi olarak (Buna bizde dahildik) kurultaya taşındı ve Tüzüğe kondu. Siyasi tartışmaların bitmesi 1976 kurultayında olmuş ve 6 yıllık tartışma, örgütün mutabakatıyla, Ortanın  Solundan Demokratik Sola gidişi kesinleştirmiştir. Zaten ortada açık olan şey Demokratik sol ile Sosyal Demokrasinin aynı kökenden gelmemesidir. Dolayısıyla CHP'nin Atatürk'ün partisi ve Kurucu parti olarak doğuşu ve çizgisi ile, bir başka anlayışla bütünleşmesi söz konusu olamaz. Diğer anlayışlarla belli konu ve noktalarda paralellikler ve benzerlikler olabilir, bunda da bir sakınca yoktur. Şunu unutmamak gerekir ki kendi geçmişini bilmemek ya da unutmak, unutturmak kimseye fayda sağlamayacağı gibi diğer anlayışların ülkede egemen olma şansını arttırmaktan başka bir şeye yaramaz!

     CHP 1974 Tüzüğü - AMAÇ Madde 2

     İnsan haklarına saygılı,milli, demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti ilkesine bağlı, demokratik sol bir parti olan CHP'nin amacı ,ülkenin güvenliğine, ulusun mutluluğuna ve refahına, sosyal adaletin yaygınlaşmasına ve insan kişiliğinin serbestçe gelişmesine, özgürlükçü parlamenter demokrasi kuralları içinde ve bu rejimi güçlendirecek biçimde hizmet etmektir.

  

     Not:

     Faydalanılan kitaplar: İsmail Hakkı Birler'in anılarında CHP'li yıllar 1946-1992 İş Bankası yayınları           

     Hikmet Bila'nın CHP ile ilgili kitabı da kronolojik  yapısıyla yakın geçmiş açısından önemli ve faydalıdır.         

   

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.