Londra Mektupları - Ahmet Rıfat Ökçün - E.Büyükelçi
Köşe Yazarı
Londra Mektupları - Ahmet Rıfat Ökçün - E.Büyükelçi
 

Londra Mektupları-School of Rock

Akşam sinemaya veya tiyatroya  gitmek hiçinizden gelmedi diyelim. Müzik dinlemeyi tercih ediyorsunuz.  Nereye gideceksiniz? Ne tür müzik sevdiğinize bağlı. Londra’da dünyanın her köşesinden ve her tür müzik mevcut. İsterseniz klasik müzikle başlayalım. Operaya gitmeye ne dersiniz? Burada başlıca iki seçeneğiniz var. Birincisi Royal Opera House. Sadece opera değil bale de izleyebileceğiniz bu kuruluş  ilk kez 1732’de açılmış. Dünyanın en önde gelen Operalarından biri. 2250 koltuk kapasiteli. Bilet fiyatları hiç ucuz olmasa da geçen yıl 1 milyon kişi izlemiş burada düzenlenen opera ve bale performanslarını. İkinci seçeneğiniz ise  English National Opera. Bu daha yeni, 134 yıllık (1889). Bugün kullandığı Salon (Collesium) biraz daha  büyük rakibinden, 2360 kişilik. Geçen yılki seyirci sayısını falan bilmiyorum ama  burasının önemli bir özelliği var. Tüm eserler İngilizce oynanıyor, söyleniyor. “Ayy, ben operadan sıkılırım” diyorsanız bence operanın daha çağdaşlaştırılmış versiyonu olan müzikallere ne dersiniz? Müzikal deyince biraz durmak lazım. Londra, Amerikalılar ne kadar yırtınırlarsa yırtınsınlar, dünyada müzikallerin baş şehri. Westend’de  biraz meşhur olan müzikalleri hemen kapıp Broadway’e götürüyor  “Coniler”. Geçen yıl Londra’da 16.5 milyon seyirci yaklaşık 1 milyar sterlin ödeyerek bu müzikalleri izlemiş.  Müzikallerin sergilendiği salonların adlarını saymaya kalksam bu haftalık köşemi doldurur da aşarım dahi. Sadece şunu söylersem durum açıklığa kavuşacaktır sanırım….Bayram, seyran, hafta sonu gibi özelliği olmayan bugün Londra’da kaç müzikal sahneleniyor biliyor musunuz Tam 67 tane. Varın gerisini siz düşünün. Öyle müzikaller var ki yıllardır devam ediyor. Rekor  1985’ten beri 15 bin kez sahnelenen“Sefiller”de. Onu 1985’dan buyana sahnelerde olan  ve hemen aynı sayıda oynanan  “Opera’daki Hayalet” izliyor. Üçüncü sırada Mamma Mia var (1999, 10 bin performans).24 yıllık “Aslan Kral” da 9 bin performansa ulaşmış. Listede, en az 20 yıldır sahnelerde olan yirmiye yakın müzikal daha var. Müzikal denince bir önemli besteciden bahsetmeden edemeyeceğim. Andrew Lloyd Weber. Bu adam, 19. yüzyılda yaşasaydı eminim Verdi’ye rakip olurdu.Bence çağımızın en önemli müzikal bestecisi.Babası müzik profesörü ve besteci, annesi piyanist, erkek kardeşi dünyanın ünlü çellistlerinden Julian Lloyd Weber. Eh futbolcu olacak değil ya, o da besteci olmuş. Önce okullar için müzikli oyunlar bestelemiş. Bakmış ki işer iyi gidiyor bu kez büyükler için  3-4 müzikal hazırlamış. Bombayı ise Hazreti İsa’yı rock yıldızı olarak betimlediği “Jesus Christ Süper Sar” ile patlatmış. Bağnaz  yaşlıların tepkisini çekerken gençlerin idolü haline gelmiş. Arkadan bir bomba daha…”Evita”” (Ben Evita’yı 1980’lerin başında Elaine Page ve David Essex’ten- orijinal kadro- dinlemiştim). Sonra “ Song nd Dance”. Güüüm, bir bomba daha…. Tüm oyuncuların kediler olduğu “Cats”. (İngiltere’de 9 bin performansla en çok sahnelenen müzikaller arasında, Artık uzun yıllardır oynanmıyorsa hala 4.sırada. Broadway’de (ABD) en uzun süre sahnede kalan ve hala da oynanan müzikaller arasında 4.sırada…Oyuncu kadrosuna dansçı-- şarkıcı olarak gien Hot Gossip’in solistlerinden Sarah Brightman sadece rolü değil Andrew’in gönlünü de kapınca evlenmişler. Haydaaa, bu kez sahnedeki herkesin patenlerle oynadığı, dans ettiği, şarkı söylediği “Starlight Express” gelmiş. Andrew’in Sarah’a aşkı öylesine derinmiş ki karısının baş rolde oynayacağı bir şaheseri bestelemekte gecikmemiş. “Operadaki Hayalet” (İngiltere’de 15 bin kez sahnelenen ve hala da kapsalı gişe devam eden bu müzikal halihazırda Broadway tarihinin en uzun süreli müzikalleri sıralamasında 1. Sırada) . Adam nefes almıyor yahu…”Sunset Bouleward”, “Beautiful Game”, “Woman in White”, “School of Rock (yine bir rock opera)”, ……derken  Sarah Brightman ile ayrılıyorlar. Sonra oturuyor, “Operadaki Hayalet”in, yani Sarah!ı baş rolde oynatabilmek için yazdığı müzikalin devamını besteliyor..…”Love Never Dies”…….”Aşk Asla Ölmez”….. Son yıllarda iki çocuk hikayesini “Oz Büyücüsü” ve “ Sinderella ”yı büyükler için müzikal haline getirdi. Adam  benimle aynı yaşta. ben zor yürürken o “durmak yok, yola devam” diyor, koşuyor da koşuyor. Müzikallerinden bazılarının filmi de yapılmış. Bunlar arasında en unutulmazı, tabii ki baş rollerini Madonna ve Antonio Banderas’ın paylaştıkları “Evita” (Antonio’nun amma da güzel sesi varmış). Bir çok müzikalinden şarkılar haftalarca müzik listelerinde bir numara olmuş. “Don’t cry for me Argentina”yı, “Memories”i kim unutabilir ki. Demiştim  ya, Müzik Tanrısı  opera alanında nasıl Italyanlara Guiseppe Verdi’yi verdiyse, müzikal alanında İngilizlere Andrew Lloyd Weber’i bahşetmiş. Galiba yerimi yine doldurdum. Haftaya Londra’daki konserleri anlatmayı planlıyorum.…hem klasik, hem de günümüz müziği konserlerini. O zamana  kadar sevgiyle kalınız.
Ekleme Tarihi: 16 Mayıs 2023 - Salı

Londra Mektupları-School of Rock

Akşam sinemaya veya tiyatroya  gitmek hiçinizden gelmedi diyelim. Müzik dinlemeyi tercih ediyorsunuz.  Nereye gideceksiniz?

Ne tür müzik sevdiğinize bağlı. Londra’da dünyanın her köşesinden ve her tür müzik mevcut.

İsterseniz klasik müzikle başlayalım.

Operaya gitmeye ne dersiniz?

Burada başlıca iki seçeneğiniz var. Birincisi Royal Opera House. Sadece opera değil bale de izleyebileceğiniz bu kuruluş  ilk kez 1732’de açılmış. Dünyanın en önde gelen Operalarından biri. 2250 koltuk kapasiteli. Bilet fiyatları hiç ucuz olmasa da geçen yıl 1 milyon kişi izlemiş burada düzenlenen opera ve bale performanslarını.

İkinci seçeneğiniz ise  English National Opera. Bu daha yeni, 134 yıllık (1889). Bugün kullandığı Salon (Collesium) biraz daha  büyük rakibinden, 2360 kişilik. Geçen yılki seyirci sayısını falan bilmiyorum ama  burasının önemli bir özelliği var. Tüm eserler İngilizce oynanıyor, söyleniyor.

“Ayy, ben operadan sıkılırım” diyorsanız bence operanın daha çağdaşlaştırılmış versiyonu olan müzikallere ne dersiniz?

Müzikal deyince biraz durmak lazım.

Londra, Amerikalılar ne kadar yırtınırlarsa yırtınsınlar, dünyada müzikallerin baş şehri. Westend’de  biraz meşhur olan müzikalleri hemen kapıp Broadway’e götürüyor  “Coniler”.

Geçen yıl Londra’da 16.5 milyon seyirci yaklaşık 1 milyar sterlin ödeyerek bu müzikalleri izlemiş. 

Müzikallerin sergilendiği salonların adlarını saymaya kalksam bu haftalık köşemi doldurur da aşarım dahi. Sadece şunu söylersem durum açıklığa kavuşacaktır sanırım….Bayram, seyran, hafta sonu gibi özelliği olmayan bugün Londra’da kaç müzikal sahneleniyor biliyor musunuz Tam 67 tane. Varın gerisini siz düşünün.

Öyle müzikaller var ki yıllardır devam ediyor. Rekor  1985’ten beri 15 bin kez sahnelenen“Sefiller”de. Onu 1985’dan buyana sahnelerde olan  ve hemen aynı sayıda oynanan  “Opera’daki Hayalet” izliyor. Üçüncü sırada Mamma Mia var (1999, 10 bin performans).24 yıllık “Aslan Kral” da 9 bin performansa ulaşmış. Listede, en az 20 yıldır sahnelerde olan yirmiye yakın müzikal daha var.

Müzikal denince bir önemli besteciden bahsetmeden edemeyeceğim. Andrew Lloyd Weber.

Bu adam, 19. yüzyılda yaşasaydı eminim Verdi’ye rakip olurdu.Bence çağımızın en önemli müzikal bestecisi.Babası müzik profesörü ve besteci, annesi piyanist, erkek kardeşi dünyanın ünlü çellistlerinden Julian Lloyd Weber. Eh futbolcu olacak değil ya, o da besteci olmuş. Önce okullar için müzikli oyunlar bestelemiş. Bakmış ki işer iyi gidiyor bu kez büyükler için  3-4 müzikal hazırlamış. Bombayı ise Hazreti İsa’yı rock yıldızı olarak betimlediği “Jesus Christ Süper Sar” ile patlatmış. Bağnaz  yaşlıların tepkisini çekerken gençlerin idolü haline gelmiş. Arkadan bir bomba daha…”Evita”” (Ben Evita’yı 1980’lerin başında Elaine Page ve David Essex’ten- orijinal kadro- dinlemiştim). Sonra “ Song nd Dance”.

Güüüm, bir bomba daha…. Tüm oyuncuların kediler olduğu “Cats”. (İngiltere’de 9 bin performansla en çok sahnelenen müzikaller arasında, Artık uzun yıllardır oynanmıyorsa hala 4.sırada. Broadway’de (ABD) en uzun süre sahnede kalan ve hala da oynanan müzikaller arasında 4.sırada…Oyuncu kadrosuna dansçı-- şarkıcı olarak gien Hot Gossip’in solistlerinden Sarah Brightman sadece rolü değil Andrew’in gönlünü de kapınca evlenmişler.

Haydaaa, bu kez sahnedeki herkesin patenlerle oynadığı, dans ettiği, şarkı söylediği “Starlight Express” gelmiş.

Andrew’in Sarah’a aşkı öylesine derinmiş ki karısının baş rolde oynayacağı bir şaheseri bestelemekte gecikmemiş. “Operadaki Hayalet” (İngiltere’de 15 bin kez sahnelenen ve hala da kapsalı gişe devam eden bu müzikal halihazırda Broadway tarihinin en uzun süreli müzikalleri sıralamasında 1. Sırada) .

Adam nefes almıyor yahu…”Sunset Bouleward”, “Beautiful Game”, “Woman in White”, “School of Rock (yine bir rock opera)”, ……derken  Sarah Brightman ile ayrılıyorlar. Sonra oturuyor, “Operadaki Hayalet”in, yani Sarah!ı baş rolde oynatabilmek için yazdığı müzikalin devamını besteliyor..…”Love Never Dies”…….”Aşk Asla Ölmez”…..

Son yıllarda iki çocuk hikayesini “Oz Büyücüsü” ve “ Sinderella ”yı büyükler için müzikal haline getirdi. Adam  benimle aynı yaşta. ben zor yürürken o “durmak yok, yola devam” diyor, koşuyor da koşuyor. Müzikallerinden bazılarının filmi de yapılmış. Bunlar arasında en unutulmazı, tabii ki baş rollerini Madonna ve Antonio Banderas’ın paylaştıkları “Evita” (Antonio’nun amma da güzel sesi varmış). Bir çok müzikalinden şarkılar haftalarca müzik listelerinde bir numara olmuş. “Don’t cry for me Argentina”yı, “Memories”i kim unutabilir ki.

Demiştim  ya, Müzik Tanrısı  opera alanında nasıl Italyanlara Guiseppe Verdi’yi verdiyse, müzikal alanında İngilizlere Andrew Lloyd Weber’i bahşetmiş.

Galiba yerimi yine doldurdum.

Haftaya Londra’daki konserleri anlatmayı planlıyorum.…hem klasik, hem de günümüz müziği konserlerini.

O zamana  kadar sevgiyle kalınız.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.