Pilot Albay Alper Gezeravcı……..uzaya giden ilk vatandaşımız.
Hava Harp Okulundan mezun olduktan sonra Amerikada lisans üstü eğitim görmüş. Hava Kuvvetlerimizde15 yıl pilotluk yapmış. Sonra başına gelmeyen kalmamış. 2002 yılında FETÖ’nün askeri casus kumpas davasıyla Türk Silahlı Kuvvetlerinden ihraç edilmiş. Bir süre THY’nda pilotluk yapmış. Bu arada açtığı davayı kazanıp TSK’ne yeniden dönmüş.Türk Uzay Ajanının uzay misyonu açıklamasına müracaat eden 36 bin aday arasından seçilmiş. 8 ay eğitim görmüş. Nihayet, Axiom Space 3 (Ax-3) görevi ile 19 Ocak 2024 günü ABD’de Florida’daki NASA’ya ait Kennedy Uzay Merkezinden fırlatılan Space X şirketine ait Falcon 9 roketiyle uzaya çıkmış, Dragon Falcon uzay kapsülü ile İSS’ye geçmiş, çeşitli deneyler yaptıktan sonra 22 gün geçirdiği uzaydan 9 Şubat 2024 günü Dünyaya dönmüş . Bir kaç gün önce de , gerçekten hakkettiği üzere , Türk Uzay Ajansı Yönetim Kurulu üyeliğine atanmış
(Ara Not: AX-3 ekibinde Gezeravcı ile birlikte İspanya’dan, İtalya’dan ve İsveç’ten birer astronot yer almıştır).
(Ara Not: İSS (aman İSİS ile karıştırmayın) yani İnternational Space
Station- Uluslararası Uzay İstasyonu yıllardır uzayda görev yapan
bir uydudur. ABD, Rusya, Japonya, Kanada ve Avrupa Uzay Ajansı tarafından, Dünyamızdan 350-400 kilometre uzaklıkta, yükseklikte parça parça inşa edilmiştir. 2000 yılından itibaren içinde çeşitli milletlerden gönderilen astronotlar görev yapmaya başlamıştır. Bu astronotlar farklı sürelerle ve değişimli olarak çalışırlar. Süre sonunda mürettebat değişikliği gerçekleştirilir. 7 kişilik kadınlı erkekli ekipler çeşitli deneyler, araştırmalar yaparlar. İSS’in görevi önümüzdeki yıl tamamlanacaktır. Rusya bu tarihte ayrılacağını açıklamıştır. Bununla birlikte İstasyonunun görevinin 2928’e kadar uzatılması ihtimal dahilindedir).
……………………….
Peki, NASA (National Aeronautics Space Administration) yani Ulusal Havacılık ve Uzay İdaresi ABD’nin resmi bir kuruluşu değil mi ? O halde Space X isimli özel bir şirket NASA’ya ait uzay merkezlerini nasıl oluyor da kullanabiliyor ?
ABD/NASA yıllardır uzay çalışmaları yapıyor. Bu çabaların tümünün sırf bilim adına yapıldığını söylemek zor. Erişilebilir çevredeki çalışmaları yeterli bulmuş olmalılar ki artık “derin uzay”a (deep space) gözlerini dikmişler. Dünyadan çok çok uzaklara ulaşmak istiyorlar. Bunun için ilk hedef Ay’a, ardından da eski ifade ile Merih’e yani Mars Gezegenine varıp……yerleşmek.
İlk olarak Ay’da bir üs kurmayı planlıyorlar. Gönderilecek astronotlar bilgisayar teknolojisini, internet yazılımını ve yerel malzemeyi kullanarak tesisler inşa edecekler. Bu tesisleri daha uzak mesafelere gönderilecek uzay araçları için fırlatma merkezi olarak kullanacaklar.
Neden? Faydası ne?
Bir kere Ay o uzak hedeflere Dünyadan az buçuk da olsa daha yakın. Ama asıl avantaj Ay’da yer çekiminin Dünyanın altuda biri kadar olması, dolayısı ile fırlatmanın daha uzaklara, daha kolay, daha az yakıt kullanarak ve daha uzuca gerçekleştirilebilmesi.
Peki yakıt Dünyadan Ay’a taşınacaksa ne anladım ben bu işten?
Adamlar bunun da çaresini düşünmüşler. Nasıl olacağını pek çıkaramadım ama suyu (H2O) elektroliz yöntemi ile moleküllere ayırıp hidrojen kısmını yakıt olarak kullanacaklarmış.
Yahu eloğlu neler yapıyorken biz hala yerel seçimlerde kimi aday göstereceğimizin tartışmaları içindeyiz.
Ay’dan sonra hedef Mars ve eski adıyla Zühal’in, yani Satürn’ün uydusu Titan (Titan denince aklınıza bizdeki Titan Saadet Zinciri rezaleti gelmesin sakın).
Hedefler büyük olunca NASA “küçük balıkları” özel şirketlere bırakmış. Sayıları şimdiden 18’i bulan özel şirketler NASA Tesislerinden yararlanma imkanına sahip olmuşlar, uzaya çeşitli faaliyetler yönelik uydular fırlatmaya, deneyler yapmaya, kargo taşımaya girişmişler. Bunlar arasından dördü: Boeing, Blue Origin, Virgin Galactic ve Space X uzaya yolcu taşımaya, hatta turistik turlar düzenlemeye dahi başlamışlar.
(Ara Not: Ay’a son insanlı uçuşu 1972 senesinde Apollo 17 ile gerçekleştiren NASA, yarım asrı aşkın bir süre sonra, bu yıl Artemis Programı ile yeniden astronot yollamayı planladı. Bu kez bir kadın astronot yollayacaklar . Onu hemen arkasından bir erkek astronot izleyecek. Bu astronotların Ay’da ihtiyaç uyacakları malzeme ise bir kaç gün önce (15 Şubat q024) Space X özel şirketine ait Odysseus isimli uzay aracı ile Ay’a yollandı. Odysseus Ay’a gideceklerin kullanacakları robotik araçlar, vinçler ve çeşitli malzemeler taşıyor. Ayrıca Ay’da yakıt üretilmesi imkanlarını araştıracak.)
(Ara Not: Çin de 2028 yılında Ay’da üs kurmayı planladıklarını açıkladı. Rusya’dan henüz bir ses seda yoksa da onların da boş durduklarını hiç sanmıyorum).
Yarım asır sonra Ay’a gönderilen ilk Amerikan uzay aracının sahibi olan özel şirket…….Space X. Sahibi Elon Musk..
Peki, bizim astronotumuz Gezeravcı’yı ISS’ye götürüp geri getiren uzay aracı hangi şirkete ait ?….Space X…Yani Elon Musk’ın şirketi.
“Elon Musk da kim ?” diye sormayın canım. Onu en azından, ABD’ye yaptığı ziyaret sırasında Sayın Cumhurbaşkanımızın, kabulüne kucağında oğlu ile geldiğini gösteren fotoğraflardan tanırsınız.
Anladığım kadarıyla parayı bastıran uzayda dolaşabiliyor. Hatta bir süre önce 5-6 milyonerin parayı verip düdüğü çaldıklarını, pardon uzayda turistik tur yaptıklarını anımsayanlarınız olacaktır, kuşkusuz.
(Ara not: Geçen yıl, parayı bastırıp Titanik batığına dalış yapan denizaltı aracı ile kaybolan milyonerlerin akıbetinin, inşallah uzayda turistik tura çıkanların başına gelmemesini temenni ederim).
İlk astronotumuz Gezeravcı’nın uzaya gidişinin maliyeti hakkında birçok rakamlar telaffuz edildi. Genel kanı Space X’e 55 milyon dolar ödeme yapıldığı merkezinde. Kimileri, diğer masraflarla birlikte bu rakamın 75 milyon dolara ulaştığını ileri sürüyorlar. Eee, “itibardan tasarruf edilmez” tabii . 55 milyon dolar nedir yani? Yolculuk 22 gün sürdüğüne göre gün başına her şey dahil 2.5 milyon dolar düşer. Ki bu rakam, artık 9’ar gün kullanılması adet haline gelen dini bayramlarımızda, örneğin Bodrum’daki bilmem kaç yıldızlı otellerin aldıkları ücretin biraz üstünde (!). Hele, yine aynı bölgedeki dolarla (milyoner değil de) milyarderler kulübü…..neyse..
İlk astronotumuz, Uluslararası Uzay İstasyonunda, rakamda yanılmıyorsan, 13 deney de yapmış. Bırakın 75 milyonu, 55 milyon doları dahi on üçe bölsek deney başına 4 küsur milyon Amerikan papeli düşer. Umarım bu deneyler bilim dünyasına büyük katkılar yapacaktır (En azından TRT’nin açtığı yarışmada finale kalan “Organik Hoşaf” projesinden daha yararlı sonuçlar yaratacaktır).
Bazı münafık çevreler İsveçli astronot için hükümetinin sadece 38 milyon dolar ödediğine işaret ederek bizim neden daha fazla ödeme yaptığımızı soruyorlar.
Elbette mantıki bir cevabı vardır. Belki bizim astronotumuza daha çok deney yapmıştır, belki daha iyi bir koltukta oturmuştur, belki fazla bagajı olmuştur…..ne bileyim ben.
Tek bildiğim, şunu bunu bir kenara bırakırsak, Alper Gezeravcı’nın ve bu yolculuğu ayarlayan kişi ve kuruluşların çok önemli ve tarihi bir iş başarmış olmalarıdır.
…………………..
“Taykonot” nedir bilir misiniz ?
Ya da “Vyokonot” ? “Akaşonot” ?
Yahut “Raumfahrer” ?
Olmadıysa “Spasolog “ verelim.
Veya “Ashtonot”
Hala bulamadınızsa işte size bir ipucu….”Kozmonot”
Bunların hepsi uzay yarışına çıkan ülkelerden bazılarının “astronot” kelimesinin karşılığı olarak kendi lisanlarında kullandıkları sözcükler. Birincisi Çinlilerin, ikincisi ve üçüncüsü Hintlilerin. Dördüncü sırada Almanlar var. Sonra Fransızlar. ardından Özbekler . Sonuncusu ise Ruslar tarafından kullanılan sözcükler. Herhalde başka örnekler de vardır.
“Astronot” eski Yunanca kökenli bir kelime. “Astro” uzay demek (kimi zaman “yıldız anlamına da kullanılıyor). “Nautas” ise gemici, denizci anlamında. Demek ki “Astronautas” sözcüğü “Uzay denizcisi veya gemicisi” anlamını taşıyan bir ifade.
Ruslar, “Uzay”ı yeterli bulmamış olsa gerek ki “Kainat” anlamındaki “Cosmos” kelimesini kullanmışlar. Böylece “Kozmonot” olmuş “Kainat gemicisi, kainat denizcisi” ifadesini kullanmayı tercih etmişler.
Peki bizde durum nedir?
Aslında Türkçede astronot karşılığı olarak “fezagir” kelimesi mevcut. Farsça ve Arapça karışını bir sözcük.
Bunu bilmediğine ihtimal vermem ama herhalde beğenmediğinden olacak Sayın Asrın Liderimiz 2021 yılında astronot yerine yeni bir Türkçe isim bulunması talimatını verdi. Ben de kafa patlatmaya başladım ama Allah eksikliğini göstermesin Saygıdeğer Devlet Bahçeli üstadımız hemen “Caca Bey”önerisinde bulundu. TBMM’deki AKP’li Muhterem Milletvekillerimiz de, durumdan kendilerine vazife çıkararak öneri üstüne önerilerde bulundular : “Uluğ Bey” , “Ali Kuşçu” gibi. Herhalde danışmanları Hazerfen Ahmet Çelebi’yi, Takiyüddin’i, Google’da bulamadıklarından bu isimler öneriler arasında yer almadı.
(Ara Not: Hazerfen Ahmet Çelebi , bildiğiniz üzere, 17.yüzyılda yaptığı kanatlarla Galata kulesinden Üsküdar’a kadar uçan ilk insan. “Hazerfen” lakabı Farsça “ bin”, “fen” ise Arapça “ilim” kelimelerinin birleştirilmesiyle oluşturulmuş ..Yani , “on parmağında on marifet” misali “Hazerfen” çok farklı disiplinlerde derin bilgiye sahip kişilere verilen ünvan. Başka bir ifade ile “Polimat”. Şimdi kalkıp Çatalca’daki havaalanına “Hazerfen” ismini verenlere ne demek gerekir….”Bin İlim Havaalanı” biraz iddialı, garip, hatta anlamsız olmuyor mu?)
Yahu, Saygıdeğer Cumhurbaşkanımız “astronot” karşılığı kullanacağımız bir kelime istedi, tarihimizdeki ünlü astronomi alimlerinin isimlerini değil. Düşünebiliyor musunuz bu isimlerden biri kabul olunsa basında nasıl haberler yayınlanır: “Caca Bey uzayda dolaştı”, Uluğ Bey sert iniş yaptı”, “Ali Kuşçu’yu taşıyan füze dün fırlatıldı”….Gırgıra bakın.
Sanki CHP milletvekilleri altta mı kaldılar sanıyorsunuz. Onlar da “Barış” sözcüğünü teklife ettiler…..”Barış dün Dünyadan ayrıldı”, “Barış uzayın derinliklerinde kayboldu”, “Barış fezada deneyler yapıyor”… Fesuphanallah.
Birisi de “Gökhan”ı önermiş . İyi, güzel de kardeşim o isim tescilli zaten. “Gökhan” yerli ve milli havadan havaya füze istemimize verdiğimiz isim.
Ben en çok “Gökmen” önerisini beğendim….”Superman , Batman , Spiderman”den sonra bir de “Gökmen” fena mı gider yani ?
“Uçman” teklifine de gönlüm pek yattı diyemem. Zira uçan o değil uzay aracı. Hani, eski bir Başbakan eşinin bekarlık soyadı ile karıştırılmayacağını bilsem “uçuran” demeyi yeğlerdim.
Sayın. Cumhurbaşkanımız “astronot/ uzay gemicisi veya denizcisi” nin tam karşılığını istiyorsa “Feza Levent’i, Beşer i feza” yahut ne bileyim “Taife i Sema” isimlerine ne dersiniz?
Şaka bir yana benim gerçek bir önerim var, hem astronotun işini, işlevini açıklayan, hem de tarihe geçecek önemli bir başarıya ,imza atan Alper Gezeravcı’yı onurlandıracak bir kelime………
…….”Uzaygezer”..
Ne dersiniz, fena bir öneri mi?