Ali Eralp - Eğitimci-Araştırmacı-Yazar
Köşe Yazarı
Ali Eralp - Eğitimci-Araştırmacı-Yazar
 

BİLİM, ÇAĞDAŞ EĞİTİM, ÖĞRETİM BİTTİ, BİTİRİLDİ…

Gericiler, çağdaş okullara, eğitime, bilime düşmandırlar. Çünkü çağdaş eğitim, öğretim, bilim de cahilliğin düşmanıdır… Toprak ağalarının, tarikatçıların, gerici mollaların, talancıların düşmanıdır. Çünkü eğitimin ve bilimin olduğu yerde cehalet, safsata olmaz. Olamaz. Üfürükçülük yapılamaz. Cinci hocalar, kendilerine yaşam alanı, geçim kaynağı bulamazlar… Din sömürüsü yapamazlar. Din ticareti yapamazlar. Bu yüzden şeriatçılar eğitimin ülke çapında yaygınlaşmasını istemezler. Bu bir gerçektir… Onun için Mustafa Kemal Atatürk: “Hayatta en hakiki mürşit (yol gösterici) ilimdir, fendir” demişti. 14 Mayıs 1950’de yapılan seçimleri kazanıp iktidar olan DP’NİN ilk icraatı, Komünizm ve fuhuş yuvaları suçlaması ile Köy Enstitülerini 27 Ocak 1954 tarihinde kapatması olmuştu. Çünkü bu okullar ışık saçıyordu. Yoksul köy çocuklarının okumasını sağlıyordu. Ve kısa sürede, her türlü zorluğa karşın bu okullar; 17.342 Öğretmen, 8.756 Eğitmen, 7.300 Sağlık Memuru ve ayrıca ülkemize 57 yazar ve şair kazandırmıştı. Tüm Türkiye’ye baktığımız zaman görüyoruz ki AKP’nin en çok oy aldığı yerler; tekkelerin - tarikatların, şeyhlerin, Şıhların bol olduğu yerlerdir. Tüm açlığa, sefalete, işsizliğe, çaresizliğe rağmen bu bölgelerde hâlâ iktidara destek sürmektedir. Çünkü buralarda mollalar topluma yön vermekte ve el üstünde tutulmaktadırlar… Ülkemizde köy okulları ardı ardına kapatılmaktadır. Siz, bu şeyhlerden, Şıhlardan birisinin çıkıp da “Bu okulları açalım, çocuklarımız okusun, eğitim, öğretim görsün, tahsilli olsunlar”dediğini duydunuz mu, gördünüz mü? Ben duymadım… Köylerde durum bu. Peki, kentlerde durum bundan çok mu farklı? Bugünkü ortam eskisinden, 1923 Cumhuriyet öncesi dönemden daha kötü... İçinde yaşadığımız bugünkü bozuk düzende, O kadar çok sayıda yobaz, ilkel grup türedi ki, Kubilay’ı kesen Derviş Mehmetlere, Cumhuriyetin ilanından iki yıl sonra, 1925’te laik düzene başkaldıran Şeyh Saitlere ve Derviş Vahdetlere rahmet okutuyorlar. Son yıllarda fesli sarıklı, külahlı, saçlı sakallı mollalar, devlet kurumlarına da yuvalandılar. Fetvalar veriyorlar. Ahkâmlar kesiyorlar. Onların astığı astık, kestiği kestik… Ne karışan var ne görüşen. Bu cahiller sürüsü yetmemiş gibi bir de ilkel Arap ülkelerinden, Afrika’dan eğitimsiz mülteciler getirdiler. Hedef ülkenin ulusal ve sosyal yapısını bozmak, Türklüğü, ulusalcılığı yok etmek… 2024 yılındayız. Düzen bozuldu. Hem de kökten bozuldu. Ne Atatürk kaldı ne Cumhuriyet… Ne parlamenter sistem kaldı ne laiklik… Ne de adalet… Atatürk adını taşıyan tüm yapılar, kurumlar birer birer yıkılıyor. Cumhuriyet döneminde kurulan tüm fabrikalar satılıyor, hastaneler yok ediliyor... Dünyanın ilk on havalimanı arasında yer alan ATATÜRK Havalimanı’nı da onlardan birisiydi… Güzelim havalimanını tarlaya çevirdiler… Ayrıca dört bir yanımız Afrikalılarla, Asyalılarla, Araplarla doldu. Bakın, BRTV yönetim kurulu başkanı Mehmet Çetinkaya bu konuda neler anlattı: Cüneyt Özdemir’e ait Youtube kanalında gazeteci Kenan Taş’a konuk olan BRTV yönetim kurulu başkanı Mehmet Çetinkaya Karabük’te yaşanan olaylar hakkında şok edici iddialarda bulundu: “Karabük adeta bölgede bir fuhuş merkezi haline geldi.” Dedi ve yetkilileri göreve çağırdı. “Çeşitli ülkelerden gelen öğrenciler burada pazarlanıyor. Bir ilde, Karabük gibi bir ilde, saatlik kiralık yerler olur mu? Günlük tamam neyse, günlük zaten var. Giriyor Afrikalı bir kızla bir saat, çıkıyor bir saat sonra… Bu olacak iş değil” dedi.    
Ekleme Tarihi: 31 Mart 2024 - Pazar

BİLİM, ÇAĞDAŞ EĞİTİM, ÖĞRETİM BİTTİ, BİTİRİLDİ…

Gericiler, çağdaş okullara, eğitime, bilime düşmandırlar.

Çünkü çağdaş eğitim, öğretim, bilim de cahilliğin düşmanıdır… Toprak ağalarının, tarikatçıların, gerici mollaların, talancıların düşmanıdır.

Çünkü eğitimin ve bilimin olduğu yerde cehalet, safsata olmaz. Olamaz. Üfürükçülük yapılamaz.

Cinci hocalar, kendilerine yaşam alanı, geçim kaynağı bulamazlar… Din sömürüsü yapamazlar. Din ticareti yapamazlar.

Bu yüzden şeriatçılar eğitimin ülke çapında yaygınlaşmasını istemezler. Bu bir gerçektir…

Onun için Mustafa Kemal Atatürk: “Hayatta en hakiki mürşit (yol gösterici) ilimdir, fendir” demişti.

14 Mayıs 1950’de yapılan seçimleri kazanıp iktidar olan DP’NİN ilk icraatı, Komünizm ve fuhuş yuvaları suçlaması ile Köy Enstitülerini 27 Ocak 1954 tarihinde kapatması olmuştu.

Çünkü bu okullar ışık saçıyordu. Yoksul köy çocuklarının okumasını sağlıyordu. Ve kısa sürede, her türlü zorluğa karşın bu okullar; 17.342 Öğretmen, 8.756 Eğitmen, 7.300 Sağlık Memuru ve ayrıca ülkemize 57 yazar ve şair kazandırmıştı.

Tüm Türkiye’ye baktığımız zaman görüyoruz ki AKP’nin en çok oy aldığı yerler; tekkelerin - tarikatların, şeyhlerin, Şıhların bol olduğu yerlerdir.

Tüm açlığa, sefalete, işsizliğe, çaresizliğe rağmen bu bölgelerde hâlâ iktidara destek sürmektedir.

Çünkü buralarda mollalar topluma yön vermekte ve el üstünde tutulmaktadırlar…

Ülkemizde köy okulları ardı ardına kapatılmaktadır. Siz, bu şeyhlerden, Şıhlardan birisinin çıkıp da “Bu okulları açalım, çocuklarımız okusun, eğitim, öğretim görsün, tahsilli olsunlar”dediğini duydunuz mu, gördünüz mü? Ben duymadım…

Köylerde durum bu. Peki, kentlerde durum bundan çok mu farklı?

Bugünkü ortam eskisinden, 1923 Cumhuriyet öncesi dönemden daha kötü...

İçinde yaşadığımız bugünkü bozuk düzende, O kadar çok sayıda yobaz, ilkel grup türedi ki, Kubilay’ı kesen Derviş Mehmetlere, Cumhuriyetin ilanından iki yıl sonra, 1925’te laik düzene başkaldıran Şeyh Saitlere ve Derviş Vahdetlere rahmet okutuyorlar.

Son yıllarda fesli sarıklı, külahlı, saçlı sakallı mollalar, devlet kurumlarına da yuvalandılar. Fetvalar veriyorlar. Ahkâmlar kesiyorlar.

Onların astığı astık, kestiği kestik… Ne karışan var ne görüşen.

Bu cahiller sürüsü yetmemiş gibi bir de ilkel Arap ülkelerinden, Afrika’dan eğitimsiz mülteciler getirdiler. Hedef ülkenin ulusal ve sosyal yapısını bozmak, Türklüğü, ulusalcılığı yok etmek…

2024 yılındayız. Düzen bozuldu. Hem de kökten bozuldu. Ne Atatürk kaldı ne Cumhuriyet… Ne parlamenter sistem kaldı ne laiklik… Ne de adalet…

Atatürk adını taşıyan tüm yapılar, kurumlar birer birer yıkılıyor. Cumhuriyet döneminde kurulan tüm fabrikalar satılıyor, hastaneler yok ediliyor...

Dünyanın ilk on havalimanı arasında yer alan ATATÜRK Havalimanı’nı da onlardan birisiydi… Güzelim havalimanını tarlaya çevirdiler…

Ayrıca dört bir yanımız Afrikalılarla, Asyalılarla, Araplarla doldu.

Bakın, BRTV yönetim kurulu başkanı Mehmet Çetinkaya bu konuda neler anlattı:

Cüneyt Özdemir’e ait Youtube kanalında gazeteci Kenan Taş’a konuk olan BRTV yönetim kurulu başkanı Mehmet Çetinkaya Karabük’te yaşanan olaylar hakkında şok edici iddialarda bulundu:

“Karabük adeta bölgede bir fuhuş merkezi haline geldi.” Dedi ve yetkilileri göreve çağırdı.

“Çeşitli ülkelerden gelen öğrenciler burada pazarlanıyor. Bir ilde, Karabük gibi bir ilde, saatlik kiralık yerler olur mu? Günlük tamam neyse, günlük zaten var. Giriyor Afrikalı bir kızla bir saat, çıkıyor bir saat sonra… Bu olacak iş değil” dedi.

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.