Muzaffer Ayhan KARA-Araştırmacı Yazar
Köşe Yazarı
Muzaffer Ayhan KARA-Araştırmacı Yazar
 

CHP yüzde 38’e dayanmışken böyle çıkarım olur mu?

CHP Milletvekili, Kılıçdaroğlu döneminin MYK Üyesi Bülent Kuşoğlu, önceki gün Hürriyet’ten Hande Fırat’a konuşmuş… Fırat’ın köşesine taşıdığı açıklamalarındaki şu cümle gösteriyor ki, Kuşoğlu geçmişte olduğu gibi şimdi de Kılıçdaroğlu ile birlikte aldığı pozisyonu sürdürüyor, hatta onun adına konuşabiliyor: CHP Milletvekili, Kılıçdaroğlu döneminin MYK Üyesi Bülent Kuşoğlu, önceki gün Hürriyet’ten Hande Fırat’a konuşmuş… Fırat’ın köşesine taşıdığı açıklamalarındaki şu cümle gösteriyor ki, Kuşoğlu geçmişte olduğu gibi şimdi de Kılıçdaroğlu ile birlikte aldığı pozisyonu sürdürüyor, hatta onun adına konuşabiliyor: “Bize gelince, Carpe Diem (anı yaşa) hali yaşıyoruz. Kemal Bey bürokraside, siyasette, devlette uzun yıllar çalıştı. Aktif siyaset olmasa da siyaset yapma sorumluluğu var. Bunun için CHP’nin başına geçmek zorunda değil Kemal Bey akil adam. (…) Kemal Bey ancak mevcut yönetim başarılı olmazsa ve kendisine ihtiyaç olursa aday olur.” Fırat’ın da yazısının girişinde hatırlattığı gibi, Kuşoğlu, aynı sütunda yer alan “Kılıçdaroğlu dışında bir aday çıkarsa masa dağılır” cümlesini bir buçuk yıl önce, yani 2023 seçimleri öncesinde kuran isim. Kılıçdaroğlu, Kuşoğlu’nun sözlerinden bir kere daha anlıyoruz ki, Öymen, Çetin, Karayalçın gibi olmaya meyilli değil! Kendisinde ne keramet görüyorsa artık… Genel seçim havasında geçen bir yerel seçimde ilk defa seçime giren bir genel başkanın partisini birinci parti yapması, yüzde 22 oy tuzağından cam tavanları kırarak çıkarıp yüzde 38’i bulmasına karşın Kuşoğlu şu cümleyi Kılıçdaroğlu adına nasıl kurabiliyor? Neymiş, “mevcut yönetim başarılı olmazsa ve kendisine ihtiyaç olursa” aday olabilirmiş! İktidar rotasına giren CHP, seferberlikle büyüme hedefini önüne koymuşken, birinci parti olmanın sorumluluğuyla mutlak başarı için yürürken “başarısızlık” üzerine çıkarım yapmak da neyin nesi oluyor beyler? Hiç de şık değil… Parti içi siyasi etiğe de sığacak bir çıkarım hiç değil… İktidar mahfillerini anlıyoruz da… Kuşoğlu karşısındayken Fırat fırsatı kaçırır mı hiç?!. İlle de Özel-İmamoğlu-Yavaş’ı soracak!... Kuşoğlu İmamoğlu için, “Kemal Bey Ekrem İmamoğlu’na kurultay sırasında yaşanan gelişmeler nedeniyle kırgın (…)” cümlesini kurmuş… Yavaş için de şu cümleyi: “Mansur Yavaş’a kırgın değil. Mansur Bey kendisini seçimden sonra ziyaret etti.” İktidar kanadının Özel-İmamoğlu-Yavaş hattında şimdiden gedik açma gayretlerini anlıyoruz da 7. Genel Başkan adına konuşan Kuşoğlu’na ne oluyor? Kurultaylarda her partili bir pozisyon alabilir. CHP 38. Olağan Kurultayı’nda da herkesin Kılıçdaroğlu’nun yanında hizaya girmesi gibi bir kural mı vardı? İmamoğlu, Özel ile birlikte bir pozisyon aldı. Bu ikili ülkenin ve partinin kaderi için kardeşlik hukuku ile elini taşın altına koydu. İmamoğlu, 28 Mayıs 2023’ten 29 Mayıs 2023’e dönülen gecede Ankara’dan İstanbul’a hareket eden uçakta “değişim” dedi ve birkaç saat sonra da öğleden önce içeriği de uçakta tasarlanan o ünlü “değişim videosu” yayınlandı kamuoyuna. Gerekçe de şuydu: “Partide değişim olmadan ülkede değişim olmaz!” Evet, Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunun kaybedilmesinden saatler sonra 38. Olağan Kurultay’da CHP’deki değişim için düğmeye böyle basıldı ve farklı dinamikler değişim için bir araya geldi. Kılıçdaroğlu, İmamoğlu kendi yanında hizalansaydı iyi, Özel’le birlikte hareket edince kötü! İmamoğlu, daha elverişli adaylarla 2023’te kazanabilirdik cümlesini kurunca kötü! Bu bakış açısı sakattır. Yavaş iyi… Çünkü karşısına çıkmadı… İmamoğlu-Özel ittifakı da, onun bir parçası olan Yavaş da CHP’nin yüzde 22’lerden yüzde 38’lere çıkmasında belirleyici rol oynamıştır. CHP’deki bu ittifak ve değişim olmasaydı derin ekonomik kriz tek başına oy sıçramasına yol açamazdı. Bunun altını kalın bir çizgiyle çiziyorum. Alternatif haline gelen bir CHP olunca AK Parti seçmeninin bile yüzde 10’u CHP’ye oy verdi 31 Mart 2024 yerel seçiminde. Türkiye bu süreçte kırmızıya boyandı. Kılıçdaroğlu partinin başında kalsaydı ve o şekilde yerel seçime gidilseydi, CHP seçime tek başına girdiği seçimde kaybedenler kulübüne dönüşmeyecek miydi? Cumhurbaşkanlığı adaylığını dayatarak yüzde 40-60 dengesindeki bir seçimi Erdoğan’a adeta hediye eden Kılıçdaroğlu’nu partililer de seçmen de protestoya başlamamış mıydı? Şimdi kalkmışsınız hala yok başarısız olunursaymış, yok bilmem neymiş edebiyatı yapıyorsunuz! “Bir hata yapmayacağım” CHP Genel Başkanı Özgür Özel ne demişti geçenlerde: "CHP’nin genel başkanı olarak kendi adaylığımı dayatmak, CHP’nin tarihi bir fırsatı kaçırmasını sağlamak, CHP’nin birilerinin tükenmekte olan iktidarına tekrar fırsat vermek gibi bir hata yapmayacağımdan herkes emin olsun." Özel, bu cümle ile demek istiyor ki, “aramızdaki kardeşlik ittifakını kimse bozamaz”. Cümleyi tersinden okursak Özel’in başka bir şey daha dediğini de göreceğiz, usta bir şekilde Türkçenin kıvraklığı ile… Bunu da arif olan anlasın. Kılıçdaroğlu, belli ki kendisini CHP yönetimi üzerinde bir “vesayet unsuru” gibi görmek, o şekilde konuşlandırmak istiyor. Ankara’daki çalışma ofisinin işlevi, misyonu da herhalde vesayeti diri tutmak. Kuşoğlu da bu ofisin kritik isimlerinden zahar. Öyle anlaşılıyor. Atatürk’ün koltuğu vesayet kaldırmaz Tanıdığım Özel, bu vesayet girişimini adım adım, ince ince kıracaktır. Atatürk’ün koltuğu, kurultayla gelen koltuk vesayet kabul etmez. Vesayeti kaldırmaz. CHP’deki değişimin ve dolayısıyla ülkedeki siyasi değişim sürecinin önünün tıkanmaması için, Türkiye’nin fabrika ayarlarına dönüş yolunda bir beş yıl daha kaybetmemesi için Özel çıkış noktasını göz ardı etmeden tereddütsüz şekilde rotayı takip etmelidir. Bitirirken şunu da not etmezsem olmaz… Kılıçdaroğlu, SSK Genel Müdürü iken Kuşoğlu da DYP Ankara İl Başkanı mıydı? O zamanlar memlekette DYP-SHP koalisyon hükümeti mi vardı? Kuşoğlu-Kılıçdaroğlu arasındaki yakın diyalog o günlere kadar gidiyor mu? Nasıl ama? Güzel sorular değil mi? Belki Hande Fırat başka bir sefere Kuşoğlu ile bu konuları da konuşur ve yazar…  
Ekleme Tarihi: 16 Mayıs 2024 - Perşembe

CHP yüzde 38’e dayanmışken böyle çıkarım olur mu?

CHP Milletvekili, Kılıçdaroğlu döneminin MYK Üyesi Bülent Kuşoğlu, önceki gün Hürriyet’ten Hande Fırat’a konuşmuş… Fırat’ın köşesine taşıdığı açıklamalarındaki şu cümle gösteriyor ki, Kuşoğlu geçmişte olduğu gibi şimdi de Kılıçdaroğlu ile birlikte aldığı pozisyonu sürdürüyor, hatta onun adına konuşabiliyor:

CHP Milletvekili, Kılıçdaroğlu döneminin MYK Üyesi Bülent Kuşoğlu, önceki gün Hürriyet’ten Hande Fırat’a konuşmuş… Fırat’ın köşesine taşıdığı açıklamalarındaki şu cümle gösteriyor ki, Kuşoğlu geçmişte olduğu gibi şimdi de Kılıçdaroğlu ile birlikte aldığı pozisyonu sürdürüyor, hatta onun adına konuşabiliyor:

“Bize gelince, Carpe Diem (anı yaşa) hali yaşıyoruz. Kemal Bey bürokraside, siyasette, devlette uzun yıllar çalıştı. Aktif siyaset olmasa da siyaset yapma sorumluluğu var. Bunun için CHP’nin başına geçmek zorunda değil Kemal Bey akil adam. (…) Kemal Bey ancak mevcut yönetim başarılı olmazsa ve kendisine ihtiyaç olursa aday olur.”

Fırat’ın da yazısının girişinde hatırlattığı gibi, Kuşoğlu, aynı sütunda yer alan “Kılıçdaroğlu dışında bir aday çıkarsa masa dağılır” cümlesini bir buçuk yıl önce, yani 2023 seçimleri öncesinde kuran isim.

Kılıçdaroğlu, Kuşoğlu’nun sözlerinden bir kere daha anlıyoruz ki, Öymen, Çetin, Karayalçın gibi olmaya meyilli değil! Kendisinde ne keramet görüyorsa artık… Genel seçim havasında geçen bir yerel seçimde ilk defa seçime giren bir genel başkanın partisini birinci parti yapması, yüzde 22 oy tuzağından cam tavanları kırarak çıkarıp yüzde 38’i bulmasına karşın Kuşoğlu şu cümleyi Kılıçdaroğlu adına nasıl kurabiliyor? Neymiş, “mevcut yönetim başarılı olmazsa ve kendisine ihtiyaç olursa” aday olabilirmiş!

İktidar rotasına giren CHP, seferberlikle büyüme hedefini önüne koymuşken, birinci parti olmanın sorumluluğuyla mutlak başarı için yürürken “başarısızlık” üzerine çıkarım yapmak da neyin nesi oluyor beyler? Hiç de şık değil… Parti içi siyasi etiğe de sığacak bir çıkarım hiç değil…

İktidar mahfillerini anlıyoruz da…

Kuşoğlu karşısındayken Fırat fırsatı kaçırır mı hiç?!. İlle de Özel-İmamoğlu-Yavaş’ı soracak!... Kuşoğlu İmamoğlu için, “Kemal Bey Ekrem İmamoğlu’na kurultay sırasında yaşanan gelişmeler nedeniyle kırgın (…)” cümlesini kurmuş… Yavaş için de şu cümleyi: “Mansur Yavaş’a kırgın değil. Mansur Bey kendisini seçimden sonra ziyaret etti.”

İktidar kanadının Özel-İmamoğlu-Yavaş hattında şimdiden gedik açma gayretlerini anlıyoruz da 7. Genel Başkan adına konuşan Kuşoğlu’na ne oluyor?

Kurultaylarda her partili bir pozisyon alabilir. CHP 38. Olağan Kurultayı’nda da herkesin Kılıçdaroğlu’nun yanında hizaya girmesi gibi bir kural mı vardı? İmamoğlu, Özel ile birlikte bir pozisyon aldı. Bu ikili ülkenin ve partinin kaderi için kardeşlik hukuku ile elini taşın altına koydu. İmamoğlu, 28 Mayıs 2023’ten 29 Mayıs 2023’e dönülen gecede Ankara’dan İstanbul’a hareket eden uçakta “değişim” dedi ve birkaç saat sonra da öğleden önce içeriği de uçakta tasarlanan o ünlü “değişim videosu” yayınlandı kamuoyuna. Gerekçe de şuydu: “Partide değişim olmadan ülkede değişim olmaz!” Evet, Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunun kaybedilmesinden saatler sonra 38. Olağan Kurultay’da CHP’deki değişim için düğmeye böyle basıldı ve farklı dinamikler değişim için bir araya geldi.

Kılıçdaroğlu, İmamoğlu kendi yanında hizalansaydı iyi, Özel’le birlikte hareket edince kötü! İmamoğlu, daha elverişli adaylarla 2023’te kazanabilirdik cümlesini kurunca kötü! Bu bakış açısı sakattır. Yavaş iyi… Çünkü karşısına çıkmadı…

İmamoğlu-Özel ittifakı da, onun bir parçası olan Yavaş da CHP’nin yüzde 22’lerden yüzde 38’lere çıkmasında belirleyici rol oynamıştır. CHP’deki bu ittifak ve değişim olmasaydı derin ekonomik kriz tek başına oy sıçramasına yol açamazdı. Bunun altını kalın bir çizgiyle çiziyorum. Alternatif haline gelen bir CHP olunca AK Parti seçmeninin bile yüzde 10’u CHP’ye oy verdi 31 Mart 2024 yerel seçiminde. Türkiye bu süreçte kırmızıya boyandı. Kılıçdaroğlu partinin başında kalsaydı ve o şekilde yerel seçime gidilseydi, CHP seçime tek başına girdiği seçimde kaybedenler kulübüne dönüşmeyecek miydi? Cumhurbaşkanlığı adaylığını dayatarak yüzde 40-60 dengesindeki bir seçimi Erdoğan’a adeta hediye eden Kılıçdaroğlu’nu partililer de seçmen de protestoya başlamamış mıydı? Şimdi kalkmışsınız hala yok başarısız olunursaymış, yok bilmem neymiş edebiyatı yapıyorsunuz!

“Bir hata yapmayacağım”

CHP Genel Başkanı Özgür Özel ne demişti geçenlerde:

"CHP’nin genel başkanı olarak kendi adaylığımı dayatmak, CHP’nin tarihi bir fırsatı kaçırmasını sağlamak, CHP’nin birilerinin tükenmekte olan iktidarına tekrar fırsat vermek gibi bir hata yapmayacağımdan herkes emin olsun."

Özel, bu cümle ile demek istiyor ki, “aramızdaki kardeşlik ittifakını kimse bozamaz”. Cümleyi tersinden okursak Özel’in başka bir şey daha dediğini de göreceğiz, usta bir şekilde Türkçenin kıvraklığı ile… Bunu da arif olan anlasın.

Kılıçdaroğlu, belli ki kendisini CHP yönetimi üzerinde bir “vesayet unsuru” gibi görmek, o şekilde konuşlandırmak istiyor. Ankara’daki çalışma ofisinin işlevi, misyonu da herhalde vesayeti diri tutmak. Kuşoğlu da bu ofisin kritik isimlerinden zahar. Öyle anlaşılıyor.

Atatürk’ün koltuğu vesayet kaldırmaz

Tanıdığım Özel, bu vesayet girişimini adım adım, ince ince kıracaktır. Atatürk’ün koltuğu, kurultayla gelen koltuk vesayet kabul etmez. Vesayeti kaldırmaz. CHP’deki değişimin ve dolayısıyla ülkedeki siyasi değişim sürecinin önünün tıkanmaması için, Türkiye’nin fabrika ayarlarına dönüş yolunda bir beş yıl daha kaybetmemesi için Özel çıkış noktasını göz ardı etmeden tereddütsüz şekilde rotayı takip etmelidir.

Bitirirken şunu da not etmezsem olmaz… Kılıçdaroğlu, SSK Genel Müdürü iken Kuşoğlu da DYP Ankara İl Başkanı mıydı? O zamanlar memlekette DYP-SHP koalisyon hükümeti mi vardı? Kuşoğlu-Kılıçdaroğlu arasındaki yakın diyalog o günlere kadar gidiyor mu?

Nasıl ama? Güzel sorular değil mi? Belki Hande Fırat başka bir sefere Kuşoğlu ile bu konuları da konuşur ve yazar…

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.