Sayın Metin Feyzioğlu,
29 Kasım 2015 günü Pembe Köşk’te Türkiye Barolar Birliği’nin yayımladığı “2. Dünya Savaşı ve Türkiye” başlıklı kitabımın tanıtım toplantısı vardı. Siz Diyarbakır Barosu Başkanı T. Elçi’nin katil olayı ile ilgili olarak Diyarbakır’a gitmiştiniz. Toplantıya katılamamıştınız.
3 Aralık 2015günü birlikte fotoğraf çektirmiş ve arkadaşım, Türkiye Barolar Birliği Genel Sekreteri Güneş Gürseler aracılığı ile gönderdiğim mesajımı konuşmuştuk. Mesaj şu idi:
“CHP Genel Başkanlığı Bataklığına saplanıp YIPRANNMASIN, özel büromda Anıl Çeçen Grubu ile Merkez Sağ temsilcilerinin ön görüşmelerini başlattığımız Cumhuriyetçi Demokrat Parti’nin (CDP) Genel Başkanı olsun.”
Size o gün ayrıca rahmetli asker arkadaşım, CHP Genel Sekreteri Tarhan Erdem’in;
“Yeni bir partinin (CDP) kuruluş aşamasında genel başkanın en az 40 kişilik saygın kişilerden oluşan bir kadrosunun olması gerekir. Sn. Feyzioğlu böyle bir kadroyu oluşturabilir.” Beyanını da görüşmüş, siz de not almıştınız.
Aynı gün, “Çıkış Yolu” başlıklı kitabınızı benim için imzalamış ve “Çok kıymetli üstat Sn. Mehmet Arif Demirer’e en derin saygılarımla.” Cümlesini yazmıştınız.
Bir yıl sonra, 1916 yılı Aralık ayında, yayımlanan “İnönü’den İkinci Dünya Savaşı” başlıklı kitabıma lütfettiğiniz Önsöz’ü, şöyle noktalamışsınız:
“Türkiye Barolar Birliği olarak 2015 yılında yayımladığımız İkinci Dünya Savaşı ve Türkiye adlı belgeselin eki niteliğindeki yeni kitabın Önsözü’nü, Sayın Demirer’in bir Söyleşideki mesajını tekrarlayarak ve bu mesaja yürekten katıldığımın önemle altını çizerek noktalıyorum:
“ATATÜRK ile laiklik ile Cumhuriyet’in temel ilkeleri ile sorunları olmayanlar; aralarındaki ihtilafları buzdolabının derin dondurucu bölümlerine koyarak, Türkiye’yi, sürüklenmekte olduğu karanlık tünellerden kurtarmalıdırlar.”
Av. Prof. Dr. Metin FEYZİOĞLU
Türkiye Barolar Birliği Başkanı
“Çıkış Yolu” kitabınız künyesinden öğreniyoruz ki, Ocak 2015’te bir ayda, 14 Baskıya ulaşmış. Giriş bölümünde (“Selam Olsun”) ATATÜRK sözcüğü 8, ATATÜRKÇÜLÜK ise 2 kez tekrarlanmış.
“Anadolu’nun hafızasını, geleneklerini, yaşam biçimini oluşturan, iz bırakan veliler ile ATATÜRK’ün akılcı, bilimci ışıklı yolu bir değerler sistemi olarak, “ÇIKIŞ YOLU”muzdur.” İçerikli tespitiniz, benim, 2016 yılında alıntıladığınız, tespitim aynı AYDILIK YOLU mesajını içermektedir.
ATATÜRK’ün YOLU; Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde temsil ettiğiniz Türkiye Cumhuriyeti’ndeki yönetimin, “ATATÜRK ile laiklik ile Cumhuriyet’in temel ilkeleri ile sorunları bulunduğunu düşünüyorum.
Sizin aynı görüşte olmadığınıza hayret ediyorum.
Sayın Feyzioğlu, ilk kitabım “Orakla Çekiç Arasında” 20 Aralık 1965 tarihinde yayımlanmıştı. 59 yıl sonra virgülüne dokunmadan yenide yayımlayabilirim.
Siz, “Çıkış Yolu” kitabınızda belerttikleriniz için aynı şeyi yapabilir misiniz?
SONSÖZ: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden sonra şımartılmış ve küstah bir ülkeye gidiyorsunuz: ÇEKYA. Bir yıl önce başkent Prag’ta bir parka yerleştirilmesi kararlaştırılan ATATÜRK heykelini, ANCA’nın (Armenian National Committee of America- Kurucusu Vahan Kardaşyan-) isteği doğrultusunda iptal etmişlerdi.
ANCA, Mustafa Kemal Paşa’nın 1915 – 1923 Ermeni Soykırımı’nın sorumlusu olduğunu İDDİA etmiş ÇEK yetkililer de heykeli iptal etmişlerdi.
Yeni görevinizde başarılar diliyorum.
En büyük başarı; söz konusu heykeli kararlaştırılan yere diktirmek olacaktır.