Safiye Özşener - Araştırmacı, Yazar
Köşe Yazarı
Safiye Özşener - Araştırmacı, Yazar
 

Yaşama Katlanabilmenin Bazı Koşulları Vardır

“Yaşama katlanabilmenin bazı koşulları vardı; okumak, öykü yazmak, arada bir dans etmek, sokaklarda başıboş dolanmak gibi.” Diyordu sevgili Aslı Erdoğan. Bu katlanabilirlikte; yazımı ve “Acı” yı yazmayı istedim. Çünkü bilirim, yazmak iyileşmektir. Ve aynı zamanda yazmak, iletişim kurmak değil, direnmektir. Hayatlarımızın, her güne düşen yeni acılarla, normal bir seyirde gitmediği ortada. Hani diyor dizelerinde Şair, Ahmet Erhan; “Kendi sularınca boğulan bir denizim ben Kendi taşlarınca zapt edilen bir kale Başımı avuçlarıma alıp sıksam ne olur Çıkarabilir miyim beynimdeki o kara suyu?” Nasıl çıkaracağız bizler bu acıları… Çünkü bizim ülkemizde acı bir yönde akar. Yas olur, ölüm, hüzün, ağıt olur. Der ikinci yenicelerden, Edip Cansever Peki, sormayalım mı, bu halka hep mi acı düşer. Sabah uyanıyorsun acı… Geceye düşüyor başka bir acı. Gökler acı. Yıldızlar acı… Zaman acı… Bir toplumun içinde; sürtüne, çarpa büyüyen, ama bir türlü durmayan, acı… Geçiyor mu? Günlere, acılara göre, görece. Geçiyor elbette… Ama ne diyordu şiirde; “Acı geçiyor, acı elbette geçiyor, ama acı çekmiş olmak geçmiyor…  Ve Sevgilim biliyor musun, ruhtan daha acı bizim ülkemiz.” Derken. Bejan Matur ne çok haklı… Ama, “Var olmuş olmayı bırakmak…! İşte bunun hiç yolu yok." derken Pessoa haksız mı? Değil... Her şeye rağmen, varız. Hissediyoruz çünkü. Acı çektiğimiz kadar, hayatı seviyoruz. Varsan sevmelisin zaten. İşte bu haklılıkla; Bertolt Brecht’ in: “Karanlık zamanlarda şarkı da söylenecek mi? Elbette, şarkı da söylenecek, karanlık zamanları anlatan.” Dediği gibi; Sevginin gücünü, yaşamın kutsallığını anlatabileceğimiz besteleri yapmak zorundayız. Çünkü varız. Ve düşünüyoruz. Düşünmeliyiz zaten. Çünkü; “Yalnızca acı, radikal bir değişikliğe neden olur..." diyen, Byung-Chul Han gibi, Düşünerek, erk egemen zihniyetlerin istediği gibi, ayrışarak değil, birleşerek inşa etmek zorundayız “Yaşamın” kazanacağı bir değişikliği… Çünkü halkız ve çok haklıyız Kimden, nereden, ne amaç için olursa olsun gelen, gelecek olan, tüm şiddettin karşısında duracağımız, halkların ortak diliyle bestelenmiş bir ezginin ıslığını çalmalıyız. Çünkü varız… Ve var olduğumuz sürece elbette, şiddete karşı yaşamı savunacağız...
Ekleme Tarihi: 25 Ekim 2024 - Cuma

Yaşama Katlanabilmenin Bazı Koşulları Vardır

“Yaşama katlanabilmenin bazı koşulları vardı; okumak, öykü yazmak, arada bir dans etmek, sokaklarda başıboş dolanmak gibi.” Diyordu sevgili Aslı Erdoğan.

Bu katlanabilirlikte; yazımı ve “Acı” yı yazmayı istedim.

Çünkü bilirim, yazmak iyileşmektir. Ve aynı zamanda yazmak, iletişim kurmak değil, direnmektir.

Hayatlarımızın, her güne düşen yeni acılarla, normal bir seyirde gitmediği ortada.

Hani diyor dizelerinde Şair, Ahmet Erhan;

“Kendi sularınca boğulan bir denizim ben

Kendi taşlarınca zapt edilen bir kale

Başımı avuçlarıma alıp sıksam ne olur

Çıkarabilir miyim beynimdeki o kara suyu?”

Nasıl çıkaracağız bizler bu acıları…

Çünkü bizim ülkemizde acı bir yönde akar.

Yas olur, ölüm, hüzün, ağıt olur. Der ikinci yenicelerden, Edip Cansever

Peki, sormayalım mı, bu halka hep mi acı düşer.

Sabah uyanıyorsun acı…

Geceye düşüyor başka bir acı. Gökler acı. Yıldızlar acı… Zaman acı…

Bir toplumun içinde; sürtüne, çarpa büyüyen, ama bir türlü durmayan, acı…

Geçiyor mu?

Günlere, acılara göre, görece. Geçiyor elbette…

Ama ne diyordu şiirde; “Acı geçiyor, acı elbette geçiyor, ama acı çekmiş olmak geçmiyor…

 Ve Sevgilim biliyor musun, ruhtan daha acı bizim ülkemiz.” Derken. Bejan Matur ne çok haklı…

Ama, “Var olmuş olmayı bırakmak…! İşte bunun hiç yolu yok." derken Pessoa haksız mı?

Değil...

Her şeye rağmen, varız. Hissediyoruz çünkü. Acı çektiğimiz kadar, hayatı seviyoruz. Varsan sevmelisin zaten.

İşte bu haklılıkla; Bertolt Brecht’ in:

“Karanlık zamanlarda şarkı da söylenecek mi?

Elbette, şarkı da söylenecek, karanlık zamanları anlatan.” Dediği gibi;

Sevginin gücünü, yaşamın kutsallığını anlatabileceğimiz besteleri yapmak zorundayız.

Çünkü varız. Ve düşünüyoruz.

Düşünmeliyiz zaten. Çünkü; “Yalnızca acı, radikal bir değişikliğe neden olur..." diyen, Byung-Chul Han gibi,

Düşünerek, erk egemen zihniyetlerin istediği gibi, ayrışarak değil, birleşerek inşa etmek zorundayız

“Yaşamın” kazanacağı bir değişikliği…

Çünkü halkız ve çok haklıyız

Kimden, nereden, ne amaç için olursa olsun gelen, gelecek olan, tüm şiddettin karşısında duracağımız, halkların ortak diliyle bestelenmiş bir ezginin ıslığını çalmalıyız.

Çünkü varız…

Ve var olduğumuz sürece elbette, şiddete karşı yaşamı savunacağız...

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (1)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Ayla
(25.10.2024 14:22 - #2060)
HAARİKA
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.