Muzaffer Ayhan KARA-Araştırmacı Yazar
Köşe Yazarı
Muzaffer Ayhan KARA-Araştırmacı Yazar
 

Mansur Yavaş'ın dediği...

31 Mart'ta ipi göğüslemesi beklenen Yavaş'ın 2029 için adaylık düşünmediğini şimdiden açıklaması, bir yerde daha büyük bir iddia ortaya koyması anlamına geliyor kuşkusuz. Bu iyi bir gelişme muhalefet adına. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, "31 Mart 2024'e kadar Millet İttifakı’nın Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı" olduğunu vurguladı. Sorumluluk dolu bu vurgunun yanında gündeme oturan bir açıklama daha yaparak 2023 Cumhurbaşkanlığı adaylığı meselesine de değindi. Yavaş'ın söz konusu açıklaması şöyleydi: ”Kazanacağımı düşünüyorum” "Ben kırgın falan değilim. Aday olmadı diye ben suçlanıyorum. Ben bunu artık en son Ulus'taki halde basın sorduğu zaman cevapladım. Gerçekten aday olmamı istiyorsanız, hadi çık gel aday ol demekle olmaz, başka partide kaydım var. Sayın Davutoğlu da söylemiş 'Sayın Yavaş'ın aday olmasını düşünüyorsanız ben getireyim masaya' demiş. 1 gün önce beni arayıp 'Teklif getireceğim, böyle bir şey düşünür müsünüz?' demesi lazımdır. Bu süreçte adaylığımla ilgili her yerde şunu söyledim, '6'lı Masa aday gösterirse aday olurum'. Herkes korkak vs. diyordu. Ümit Özdağ da aday olmamı istiyordu. Aday olmalı mıydım hemen. Ankette kim çıkıyorsa bakılırdı. 'Aday ol' dense aday olmayacaktım. Ben zaten söyledim oybirliği olsaydı olurdum. Kazanacağımı düşünüyorum. Daha fazla konuşmak istemiyorum." Tabii Yavaş'ın sözleri İYİ Parti ile ilintili... Yavaş'ın zarafetle "Daha fazla konuşmak istemiyorum" dediği noktadan devam etmek istiyorum. Hoş bendeniz de zarafeti elden bırakacak değilim ancak bazı gerçekleri de gözardı etmek olmaz. Kılıçdaroğlu ve Akşener’in yaptığı Evet, 2023 Cumhurbaşkanlığı seçiminde kazanacak iki aday vardı; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş. Fakat CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu kendisini Altılı Masa üzerinden fiilen dayatarak yüzde 60'a 40 muhalefetin lehine dengede olan bir seçimi kaybetti! İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener de Altılı Masa'nın başından itibaren Kılıçdaroğlu'nun dayatma arzusunu bildiği halde son ana kadar bu dayatmaya itiraz etmedi. Medya üzerinden "kazanacak aday" mesajı verdi, durdu. Masadan kalkması da, yeniden geri dönmesi de, Kılıçdaroğlu'nun kefil ihtiyacı duyan bir şekilde adaylaşması da muhalefetin Kılıçdaroğlu ile zaten riske giren şansını zayıflattı. Kılıçdaroğlu'nunki de, Akşener’inki de büyük sorumsuzluktu. 21 yıldır kesintisiz İktidarda olan Erdoğan'a en zayıf olduğu noktada adeta can simidi uzatmaktı. Niyet ne olursa olsun fiilen durum bundan başka bir şey değildi. Siyasi tarih kitapları ileride Kılıçdaroğlu ve Akşener’in tutumunu böyle yazacak. Erdoğan'ın iktidarına mutlak son vermek isteyen Kılıçdaroğlu ve Akşener, İmamoğlu'nun elini cezasının kesildiği gün birlikte kaldırıp Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı olarak ilan edecekti. Oysa Kılıçdaroğlu ne yaptı? Karar davasının olduğu günün sabahı Almanya'ya gitti! Hadi diyelim, kazanacak başlıca aday İmamoğlu'nun önü kesildi, Demoklesin kılıcı gibi ceza sallanıyor üzerinde... İkinci bir kazanacak aday olan Yavaş da vardı. İşte Mansur Yavaş'ın efendiliğinden, sorumlu kişiliğinden dolayı daha fazla konuşmak istemediği bunlar. Erdoğan, şimdi Özgür Özel'e ve İmamoğlu'na karşı "Kılıçdaroğlu'cu" oldu! "Bay Kemal" gitti, "Kılıçdaroğlu" geldi! Varsa yoksa Kılıçdaroğlu! Yüzde 40-60 dengesindeki seçimi iki cephede de kaybettiren ve buna karşın "kazanmadık ama kaybetmedik de" diyebilen Kılıçdaroğlu da 7. Genel Başkan gibi değil, 1 Nisan'dan sonraki genel başkan adayı gibi davranıyor. Örneğin, Oğuz Kaan Salıcı gibi İmamoğlu'na destek vermek bir yana, dolaylı olarak köstek oluyor! Sorunların altında kalan bir iktidar AK Parti, Erdoğan, kötü gidişata çözüm bulamıyor. Parlamento çoğunluğunu da Cumhurbaşkanlığını da aldı fakat üzerinden geçen sekiz aya karşın sorunlar artıyor, büyüyor. Kontrolsüz aşırı göç, üretim krizi, tarım ve hayvancılığın geldiği nokta ile kendisini hissettiren gıdaya erişim krizi, tarihimizin en büyük barınma sorunu, kentsel dönüşüm çıkmazı, bir türlü frenlenemeyen yüksek enflasyon ve yıkıcı sonuçları, çekilmez hale gelen hayat pahalılığı, çöken orta sınıf ve yoksulluğun tırmanması, genç kuşakların yurdundan ümidi kesmesi... Bütün bunların altında kalan bir iktidar söz konusu. 31 Mart’ta İmamoğlu’nun kazanması Türkiye’nin iktidar seçeneği kazanması demek İşte İstanbul yerel seçimi Türkiye'nin kaderini etkileyecek. İmamoğlu'nun kazanması, 2028 için Türkiye’nin bir iktidar seçeneği de kazanması demektir. Ülke düzeyindeki seçmenin yüzde 18'ini oluşturan İstanbul seçmeninin 2028'i de düşünerek sandığa gideceğini umuyorum. İmamoğlu'nun Erdoğan'ı bir kez daha sandıkta yenerek; Akşener ve Kılıçdaroğlu'na da el sallayarak ipi göğüsleyeceğini kimi göstergeler ortaya koyuyor. İmamoğlu büyük bir hata yapmazsa Türkiye, 31 Mart gecesi huzurla uyuyacak. ”En önemli iş, önündeki iştir” Bu arada... 31 Mart'ta ipi göğüslemesi beklenen Yavaş'ın 2029 için adaylık düşünmediğini şimdiden açıklaması, bir yerde daha büyük bir iddia ortaya koyması anlamına geliyor kuşkusuz. Bu iyi bir gelişme muhalefet adına. Düşünün; İmamoğlu İstanbul'u, Yavaş da Ankara'yı almış 31 Mart'ta ve 2028'deki Cumhurbaşkanlığı seçimi için ikisi de adaylıkta istekli... Hatta keşke bir iki kazanacak aday adayı daha çıksa da muhalefet bu zenginliği yaşasa.... Neyse.... İsmet İnönü'nün ünlü veciz sözü ile bitirelim yazıyı; "En önemli iş, önündeki iştir." İmamoğlu ve Yavaş hele bir kazansın İstanbul ve Ankara'yı da sonrasına bakılır.  
Ekleme Tarihi: 09 Mart 2024 - Cumartesi

Mansur Yavaş'ın dediği...

31 Mart'ta ipi göğüslemesi beklenen Yavaş'ın 2029 için adaylık düşünmediğini şimdiden açıklaması, bir yerde daha büyük bir iddia ortaya koyması anlamına geliyor kuşkusuz. Bu iyi bir gelişme muhalefet adına.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, "31 Mart 2024'e kadar Millet İttifakı’nın Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı" olduğunu vurguladı. Sorumluluk dolu bu vurgunun yanında gündeme oturan bir açıklama daha yaparak 2023 Cumhurbaşkanlığı adaylığı meselesine de değindi. Yavaş'ın söz konusu açıklaması şöyleydi:

”Kazanacağımı düşünüyorum”

"Ben kırgın falan değilim. Aday olmadı diye ben suçlanıyorum. Ben bunu artık en son Ulus'taki halde basın sorduğu zaman cevapladım. Gerçekten aday olmamı istiyorsanız, hadi çık gel aday ol demekle olmaz, başka partide kaydım var. Sayın Davutoğlu da söylemiş 'Sayın Yavaş'ın aday olmasını düşünüyorsanız ben getireyim masaya' demiş. 1 gün önce beni arayıp 'Teklif getireceğim, böyle bir şey düşünür müsünüz?' demesi lazımdır. Bu süreçte adaylığımla ilgili her yerde şunu söyledim, '6'lı Masa aday gösterirse aday olurum'. Herkes korkak vs. diyordu. Ümit Özdağ da aday olmamı istiyordu. Aday olmalı mıydım hemen. Ankette kim çıkıyorsa bakılırdı. 'Aday ol' dense aday olmayacaktım. Ben zaten söyledim oybirliği olsaydı olurdum. Kazanacağımı düşünüyorum. Daha fazla konuşmak istemiyorum."

Tabii Yavaş'ın sözleri İYİ Parti ile ilintili... Yavaş'ın zarafetle "Daha fazla konuşmak istemiyorum" dediği noktadan devam etmek istiyorum. Hoş bendeniz de zarafeti elden bırakacak değilim ancak bazı gerçekleri de gözardı etmek olmaz.

Kılıçdaroğlu ve Akşener’in yaptığı

Evet, 2023 Cumhurbaşkanlığı seçiminde kazanacak iki aday vardı; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş. Fakat CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu kendisini Altılı Masa üzerinden fiilen dayatarak yüzde 60'a 40 muhalefetin lehine dengede olan bir seçimi kaybetti! İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener de Altılı Masa'nın başından itibaren Kılıçdaroğlu'nun dayatma arzusunu bildiği halde son ana kadar bu dayatmaya itiraz etmedi. Medya üzerinden "kazanacak aday" mesajı verdi, durdu. Masadan kalkması da, yeniden geri dönmesi de, Kılıçdaroğlu'nun kefil ihtiyacı duyan bir şekilde adaylaşması da muhalefetin Kılıçdaroğlu ile zaten riske giren şansını zayıflattı.

Kılıçdaroğlu'nunki de, Akşener’inki de büyük sorumsuzluktu. 21 yıldır kesintisiz İktidarda olan Erdoğan'a en zayıf olduğu noktada adeta can simidi uzatmaktı. Niyet ne olursa olsun fiilen durum bundan başka bir şey değildi. Siyasi tarih kitapları ileride Kılıçdaroğlu ve Akşener’in tutumunu böyle yazacak.

Erdoğan'ın iktidarına mutlak son vermek isteyen Kılıçdaroğlu ve Akşener, İmamoğlu'nun elini cezasının kesildiği gün birlikte kaldırıp Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı olarak ilan edecekti. Oysa Kılıçdaroğlu ne yaptı? Karar davasının olduğu günün sabahı Almanya'ya gitti!

Hadi diyelim, kazanacak başlıca aday İmamoğlu'nun önü kesildi, Demoklesin kılıcı gibi ceza sallanıyor üzerinde... İkinci bir kazanacak aday olan Yavaş da vardı. İşte Mansur Yavaş'ın efendiliğinden, sorumlu kişiliğinden dolayı daha fazla konuşmak istemediği bunlar.

Erdoğan, şimdi Özgür Özel'e ve İmamoğlu'na karşı "Kılıçdaroğlu'cu" oldu! "Bay Kemal" gitti, "Kılıçdaroğlu" geldi! Varsa yoksa Kılıçdaroğlu!

Yüzde 40-60 dengesindeki seçimi iki cephede de kaybettiren ve buna karşın "kazanmadık ama kaybetmedik de" diyebilen Kılıçdaroğlu da 7. Genel Başkan gibi değil, 1 Nisan'dan sonraki genel başkan adayı gibi davranıyor. Örneğin, Oğuz Kaan Salıcı gibi İmamoğlu'na destek vermek bir yana, dolaylı olarak köstek oluyor!

Sorunların altında kalan bir iktidar

AK Parti, Erdoğan, kötü gidişata çözüm bulamıyor. Parlamento çoğunluğunu da Cumhurbaşkanlığını da aldı fakat üzerinden geçen sekiz aya karşın sorunlar artıyor, büyüyor. Kontrolsüz aşırı göç, üretim krizi, tarım ve hayvancılığın geldiği nokta ile kendisini hissettiren gıdaya erişim krizi, tarihimizin en büyük barınma sorunu, kentsel dönüşüm çıkmazı, bir türlü frenlenemeyen yüksek enflasyon ve yıkıcı sonuçları, çekilmez hale gelen hayat pahalılığı, çöken orta sınıf ve yoksulluğun tırmanması, genç kuşakların yurdundan ümidi kesmesi... Bütün bunların altında kalan bir iktidar söz konusu.

31 Mart’ta İmamoğlu’nun kazanması Türkiye’nin iktidar seçeneği kazanması demek

İşte İstanbul yerel seçimi Türkiye'nin kaderini etkileyecek. İmamoğlu'nun kazanması, 2028 için Türkiye’nin bir iktidar seçeneği de kazanması demektir. Ülke düzeyindeki seçmenin yüzde 18'ini oluşturan İstanbul seçmeninin 2028'i de düşünerek sandığa gideceğini umuyorum. İmamoğlu'nun Erdoğan'ı bir kez daha sandıkta yenerek; Akşener ve Kılıçdaroğlu'na da el sallayarak ipi göğüsleyeceğini kimi göstergeler ortaya koyuyor. İmamoğlu büyük bir hata yapmazsa Türkiye, 31 Mart gecesi huzurla uyuyacak.

”En önemli iş, önündeki iştir”

Bu arada... 31 Mart'ta ipi göğüslemesi beklenen Yavaş'ın 2029 için adaylık düşünmediğini şimdiden açıklaması, bir yerde daha büyük bir iddia ortaya koyması anlamına geliyor kuşkusuz. Bu iyi bir gelişme muhalefet adına. Düşünün; İmamoğlu İstanbul'u, Yavaş da Ankara'yı almış 31 Mart'ta ve 2028'deki Cumhurbaşkanlığı seçimi için ikisi de adaylıkta istekli... Hatta keşke bir iki kazanacak aday adayı daha çıksa da muhalefet bu zenginliği yaşasa....

Neyse.... İsmet İnönü'nün ünlü veciz sözü ile bitirelim yazıyı; "En önemli iş, önündeki iştir."

İmamoğlu ve Yavaş hele bir kazansın İstanbul ve Ankara'yı da sonrasına bakılır.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.