Sekiz yıl önce Kılıçdaroğlu ile Beştepe'de bir araya gelen Erdoğan, bu kez CHP Genel Başkanı Özel'e Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni sembolize eden Beştepe yerine AK Parti Genel Merkezi'nde randevu verdi.
31 Mart 2024'teki yerel seçimlerinden hem de tek başına ittifaksız seçime girdiği halde birinci parti çıkan CHP'nin genel başkanı Özgür Özel ile 2023 Haziran'ındaki son genel seçimden birinci partinin genel başkanı ve Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan 2 Mayıs'ta AK Parti Genel Merkezi'nde bir araya geldiler.
Sekiz yıl önce Kılıçdaroğlu ile Beştepe'de bir araya gelen Erdoğan, bu kez CHP Genel Başkanı Özel'e Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni sembolize eden Beştepe yerine AK Parti Genel Merkezi'nde randevu verdi.
1 Mayıs’taki Özel ve Erdoğan
Özel, bir gün önce 1 Mayıs'ı sendikaların öncülüğünde Taksim'de kutlamak için Saraçhane'de toplanan CHP örgütlerinin yanındaydı ve İçişleri Bakanı Yerlikaya'ya Taksim'deki kutlamaya kefil olduğunu belirtmişti. Ancak, Cumhurbaşkanı olarak yürütmenin başı olan Erdoğan'ın direktifiyle Taksim'e izin çıkmadı. Saraçhane'deki tarihi Bozdoğan Kemeri'nin önüne barikat gibi dizilen ve Taksim'e geçişe engel olan çevik kuvvet 1 Mayıs 2024'ün simgesi oldu.
Oysa, Türkiye'nin pek çok yerinde Başkent Ankara ve İzmir de içinde olmak üzere pek çok il ve ilçe merkezinde 1 Mayıs olaysız biçimde kutlandı. Pekala Taksim'de de kullanabilirdi. Peki neden izin çıkmadı Taksim'deki kutlamaya? Aslında 2010-11-12'de bu meydanda Erdoğan başbakan iken 1 Mayıs kutlanmıştı. İzin çıkmamasının iki nedeni şu kanımca: 1)Erdoğan, egemenliğini yani yerel seçimleri kaybetse de erkin başında olduğunu hissettirmek istedi. "Yıkılmadım, ayaktayım" mesajı vermek istedi. 2)Erdoğan, iki kez üst üste İstanbul'da yerel seçimi kaybederek yaşadığı travmayı atlatamadı ve bu yüzden Taksim'i takıntı haline getirdi.
Özel ise bir gün sonra Ankara'da yapılacak, yeri ve saati kesinleşen buluşmaya halel gelmemesi için, Taksim için güvenlik unsurlarıyla sıcak bir temas da olmaksızın aşırı bir ısrar gösterme yoluna gitmedi.
Karşılama, oturma düzeni, hediyeler
Bu noktada görüşmeye geçebiliriz... Önce zarf, sonra mazruf...
1) Özel ve beraberindeki İstanbul Milletvekili Namık Tan'ın AK Parti Genel Merkezi'ndeki karşılanmasında bir sorun görmedim. Heyeti, görüşmede de Erdoğan'ın yanında yer alan AK Parti Genel Başkan Vekili Mustafa Elitaş karşıladı. CHP Genel Başkanı Özel'e eşlik eden Tan, Erdoğan'ın başbakan olduğu dönemde Tel Aviv ve Vaşington'da ülkemizi temsil eden büyükelçi idi. Erdoğan, nezaket göstererek Özel'i asansörün önünde karşıladı.
2) Görüşme odasında AK Parti bayrağı yanında birisi Cumhurbaşkanlığı forsu taşıyan olmak üzere iki Türk bayrağı vardı. Yani, Erdoğan, Özel ile hem AK Parti Genel Başkanı hem de Cumhurbaşkanı sıfatıyla görüştü. Çok tartışma konusu olan ve Özel'in de yadırgadığı oturma düzeni ile ilgili olarak ev sahibi kesim, bunun her zamanki düzen olduğu açıklamasını yaptı ama bunu külahıma anlatsınlar! O düzen pekala o günkü görüşmeye göre revize edilebilirdi. Belli ki Erdoğan, görüşme alanının merkezinde olmayı; konuğunu da çepere çekmeyi planlamıştı. Fakat, Özel bu duruma işaret etmekle birlikte 1 saat 35 dakika süren görüşmenin içeriğinin önüne geçirmek ve uzun boylu bir sorun haline getirmek istemedi. Belki de şöyle düşündü; "nasılsa o da bize gelecek ve biz de o zaman aynı oturma düzeni ile kendisini ağırlayarak mütekabiliyet sağlarız." Ancak Özel, Erdoğan'a bu şekilde karşılık vermek yerine eşit bir oturma düzeninde ağırlarsa şaşırmam, çünkü iki düzen arasındaki kıyaslamayı özgüvenle kamuoyuna bırakmayı da düşünebilir.
3) Konuk ve ev sahibi karşılıklı hediyeleşti. İki taraf da birbirine "yerli" hediyeler sundu. Özel, Paşabahçe'nin Cumhuriyet Ateşi serisinden bir obje ile Manisa'dan birkaç gün önceki şenliklerden getirdiği mesir macunu sunarken; ev sahibi Erdoğan da bir fincan takımı ile memleketi Rize'den çay ve bal sundu. Mesir macunu hem bir Şehzade şehri Manisa'daki Osmanlı geleneği hem de sağlık unsuru. Bu meyanda "Özel" bir seçim.
4) Zarfa ilişkin son notum şu: Özel, seçimden birinci çıkan ve oyunu büyük oranda artıran partinin genel başkanı olarak psikolojik bir üstünlük içinde ve bu üstünlükle, özgüvenle, birinci parti olmanın sorumluluğu ile; memleketin açmazlarını gündeme getirmek üzere randevu istedi. Erdoğan'ın kısa zamanda randevuya olumlu yanıt vermesinin nedeni seçmenin ortaya koyduğu iradedir. Bu çerçevede CHP cenahında, daha doğrusu Kılıçdaroğlu ve çevresindeki buluşmaya ilişkin rezerv çok yersiz ve anlamsız. Özel'in de dediği gibi, müzakere, mücadeleye engel değil. Hem yürüyüp hem de ciklet çiğnenebilir. Bu arada Erdoğan'ın da bu randevuyu verirken siyaseten yumuşamayı işaret etmekle birlikte çok farklı hesapları olabilir. Bu hesapların içinde kimilerinin altını çizdiği gibi Özel-İmamoğlu ve Yavaş ittifakına kama sokma yaklaşımı da olabilir. Bu gibi hesaplara karşı önemli olan Özel-İmamoğlu-Yavaş'ın sorumluluk içinde CHP'nin iktidarına birlikte yürümek için kararlılığıdır. Ki, onların da, 31 Mart 2024'teki seçim başarısında rolü olan, ondan önce partideki değişimi sağlayanların da sorumluluk ve kararlılığı elden bırakmayacağına inanıyorum.
Görüşmede ele alınan başlıklar
Mazrufa gelince... Birkaç madde ile şöyle:
1) Erdoğan, memleketin acil çözüm bekleyen yakıcı sorunlarını öteleyerek "anayasa" konuşmak istiyor, Özel'e bunu açtığı açık. Zaten TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş da bir yandan bunun için mecliste tur atıyor. Özel ise görüşmede önce mevcut anayasaya uyulması ve Anayasa Mahkemesi'nin kararlarının uygulanması gereğini işaret ederek memleketin yakıcı sorunlarını konuştu. Erdoğan genelde tahmin ettiğim gibi dinlemeyi ve yerinde notlar almayı tercih etti. Tabii, Özel gelirken getirdiği gündemdeki konulara ilişkin dosyaları da Erdoğan'a vermiştir.
2) Emekli maaşları, atanamayan öğretmenler, astsubayların sorunları, ağır hasta ve yaşlı olan 28 Şubat'tan mahkum generallerin durumu, Gezi ve Can Atalay ile ilgili yargı krizi, Taksim'in 1 Mayıs'a kapatılması, belediyelerin borçları ve onay bekleyen projeleri; Gazze meselesi ve dış politikada iletişim gibi ele alınan başlıkların büyük kısmını zaten Özel şeffaf davranarak kamuoyuna açıklamıştı.
3) Anlaşılıyor ki, hükümet bundan böyle dış konularda CHP'yi bilgilendirecek, CHP de dış temasları ile ilgili hükumete rapor verecek. Bu olumlu bir adım.
4) Görüşmede Erdoğan'ın iade-i ziyaretinin de gündeme gelmesi, hatta ev sahibinin özel kalem müdürüne bu hususta talimat vermesi diyaloğun süreceğini ortaya koyuyor. Erdoğan, belli ki düştüğü siyasi boşlukta ve memleket sorunlarına çare üretemememin çıkışsızlığı içinde erozyona uğrarken manevra arayışı içinde.
CHP doğru yolda
Sonuçta herkes kendi oyununu oynayacak. Siyaset şimdi biraz da satranca dönüşüyor. Yapılan her hamle ve hamlenin doğru olup olmaması, kamuoyunda nasıl algılanıp yankılanacağı da önemli. CHP'nin doğru yolda oluğunu düşünüyorum. Pesimist bir duruş birinci partiye göre değil. Başpehlivan kaçak güreşmez. Temkinli olur fakat kontrolü ele alır, inisiyatif almaktan çekinmez.