Dr. Serpil GÜRER - Yazar - Edebiyat Doktoru
Köşe Yazarı
Dr. Serpil GÜRER - Yazar - Edebiyat Doktoru
 

Kim Bilir?

Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde başlatılan, zorlu ve meşakkatli Milli Mücadele yıllarının sonucunda ilân edilen Cumhuriyetle birlikte, kadına birçok yeni hak tanınmıştı. Bu yeni haklarla donatılan kadın için çarşaf ve harem devri kapanmış, kadın her alanda erkekle eşit haklara sahip olmuştu. Bu devrin kapanması, oryantalist yazarlarda tam bir düş kırıklığı yaratmıştı. Zira Yazarlar öncelikle, kendi ülkelerinde alışık oldukları kadın modeliyle karşılaşmak istemiyorlardı. Geleneksel dönemlerde Türkiye ve Türk kentleri Batılı yazara, bir Doğu ülkesinin tüm görüntülerini sergilerlerdi (Kervanlar, çarşılar, kahveler, mezarlıklar, camiler, saraylar, haremler...). Gezginler için şimdiye dek görmedikleri, ama hep düşledikleri Doğu dekorlarıdır.  Ne var ki, zamanla bu dekor ve bu dekorun içindeki gizemli Doğu kadını değişmeye başladı. Cumhuriyet’in ilânıyla da Türkiye Batılı bir ülke, Türk kadını da Batılı bir kadın görünümüne büründü. Oryantalist yazarların gözünde bu değişim tam bir hayal kırıklığıdır. Bu hayal kırıklığını yaşayan yazarlardan birisi de hiç kuşkusuz Claude Farrère’dir. Claude Farrère, Ülkemizde Türk dostu olarak tanınan Pierre Loti’nin eserlerinden esinlenen ve Doğu’ya hayranlık duyan bir yazardır (Loti ile ilk karşılaşması da İstanbul’da olmuştur). Farrère, Türkiye’nin politik yapısıyla ilgilenir. Türkiye’nin sonu (Fin de Turquie )  adlı eserinde, Jön Türk devrimine ve Türkiye’deki çağdaşlaşma hareketlerine, Ankaralı Dört Hanım (Les quatre dames d'Angora  adlı eser ülkemizde bu isimle çevrilip, yayınlanmıştır) adlı eserinde ise, Devrimci Kemalist yönetimine karşı olduğunu açıkça dile getirmiştir.  Ankaralı Dört Hanım adlı eseri, Cumhuriyet ile birlikte Türkiye’de meydana gelen toplumsal ve politik alanlardaki köklü değişiklerin yargılanıp, eleştirildiği savunmalı bir romandır. Yazar bu eserinde, kadın kahramanlarını belirgin bir biçimde betimleyerek, yeni yönetim şekliyle, Türkiye’de gelişen düşünce ve dünya görüşünün Türk insanı üzerindeki olumsuzluklarını büyüteç altına almak ve bu yönetim şeklinin bu topluma uygun olmadığını kanıtlamak istemiştir. Farrère’e göre Türk Kadını hareminde kalmalıdır.  Bir oryantalist yazar için böyle düşünmesi çok normaldir, çünkü artık o da diğer Oryantalist yazarlar gibi kendi kitaplarında, hayal gücüyle şekillendirdiği haremindeki Doğu kadını ve Doğu dekorunu kullanamayacaktı. Ancak bugün baktığımızda Cumhuriyet yönetimi tam da Türk Kadınına göredir. Filenin Sultanlarının, olimpiyatlarda madalya alan Kadın Sporcularımızın göğsümüzü kabartan başarılarının sevincini ve gururunu yaşarken, bir gurur da Kara Harp Okulu, Deniz Harp Okulu, Hava Harp Okulu birincileri; Ebru EROĞLU, Şeyda YILDIRIM, İkra KUYUMCU yaşattı.  Erkek mesleği olarak görülen askerlik mesleğinde böyle bir başarı bir Cumhuriyet kadını olarak beni çok gururlandırdı ve etkiledi.  “Her Türk asker doğar” sözünün boşa söylenmediğinin adeta kanıtıdırlar.  Bu vesileyle Cumhuriyet Kadınının sesi olup Claude Farrère’e seslenmek istiyorum: “Evet, Sayın Farrère, bugün yaşasaydın görecektin ki, Cumhuriyet yönetimi tam da Türk Kadınına göredir. Türk Kadınına fırsat verildiğinde, yapamayacağı hiçbir iş yoktur. Her şeyi başaracak kudrete sahiptir. Yeter ki, destekleyelim.” Ülkemizde kadınlar ve çocuklar açısından sorunlarımız tabi ki var. Kadına karşı şiddeti ve cinayetleri önlemekte hala çok yetersiz kalınabiliyor. Çocuklarımızı koruyamıyoruz. Maalesef ülkece günlerdir iyi haber beklediğimiz Narinimizden gelen kötü haber içimize kor gibi düştü. Sadece Narin de değil, Narin’in acısı daha kor gibi içimizi yakarken, 2 yaşındaki Sıla bebeğimizin acısı de eklendi.  Bu ve daha önce koruyamadığımız kızlarımıza yaşam hakkı ve eğitim hakkı tanıyabilseydik, kim bilir onlar hangi alanda ve nerede bizim göğsümüzü kabartacaklardı? Kim bilir?
Ekleme Tarihi: 14 Eylül 2024 - Cumartesi

Kim Bilir?

Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde başlatılan, zorlu ve meşakkatli Milli Mücadele yıllarının sonucunda ilân edilen Cumhuriyetle birlikte, kadına birçok yeni hak tanınmıştı. Bu yeni haklarla donatılan kadın için çarşaf ve harem devri kapanmış, kadın her alanda erkekle eşit haklara sahip olmuştu.

Bu devrin kapanması, oryantalist yazarlarda tam bir düş kırıklığı yaratmıştı. Zira Yazarlar öncelikle, kendi ülkelerinde alışık oldukları kadın modeliyle karşılaşmak istemiyorlardı. Geleneksel dönemlerde Türkiye ve Türk kentleri Batılı yazara, bir Doğu ülkesinin tüm görüntülerini sergilerlerdi (Kervanlar, çarşılar, kahveler, mezarlıklar, camiler, saraylar, haremler...). Gezginler için şimdiye dek görmedikleri, ama hep düşledikleri Doğu dekorlarıdır.

 Ne var ki, zamanla bu dekor ve bu dekorun içindeki gizemli Doğu kadını değişmeye başladı. Cumhuriyet’in ilânıyla da Türkiye Batılı bir ülke, Türk kadını da Batılı bir kadın görünümüne büründü. Oryantalist yazarların gözünde bu değişim tam bir hayal kırıklığıdır.

Bu hayal kırıklığını yaşayan yazarlardan birisi de hiç kuşkusuz Claude Farrère’dir.

Claude Farrère, Ülkemizde Türk dostu olarak tanınan Pierre Loti’nin eserlerinden esinlenen ve Doğu’ya hayranlık duyan bir yazardır (Loti ile ilk karşılaşması da İstanbul’da olmuştur).

Farrère, Türkiye’nin politik yapısıyla ilgilenir. Türkiye’nin sonu (Fin de Turquie adlı eserinde, Jön Türk devrimine ve Türkiye’deki çağdaşlaşma hareketlerine, Ankaralı Dört Hanım (Les quatre dames d'Angora  adlı eser ülkemizde bu isimle çevrilip, yayınlanmıştır) adlı eserinde ise, Devrimci Kemalist yönetimine karşı olduğunu açıkça dile getirmiştir.  Ankaralı Dört Hanım adlı eseri, Cumhuriyet ile birlikte Türkiye’de meydana gelen toplumsal ve politik alanlardaki köklü değişiklerin yargılanıp, eleştirildiği savunmalı bir romandır. Yazar bu eserinde, kadın kahramanlarını belirgin bir biçimde betimleyerek, yeni yönetim şekliyle, Türkiye’de gelişen düşünce ve dünya görüşünün Türk insanı üzerindeki olumsuzluklarını büyüteç altına almak ve bu yönetim şeklinin bu topluma uygun olmadığını kanıtlamak istemiştir. Farrère’e göre Türk Kadını hareminde kalmalıdır.  Bir oryantalist yazar için böyle düşünmesi çok normaldir, çünkü artık o da diğer Oryantalist yazarlar gibi kendi kitaplarında, hayal gücüyle şekillendirdiği haremindeki Doğu kadını ve Doğu dekorunu kullanamayacaktı.

Ancak bugün baktığımızda Cumhuriyet yönetimi tam da Türk Kadınına göredir. Filenin Sultanlarının, olimpiyatlarda madalya alan Kadın Sporcularımızın göğsümüzü kabartan başarılarının sevincini ve gururunu yaşarken, bir gurur da Kara Harp Okulu, Deniz Harp Okulu, Hava Harp Okulu birincileri; Ebru EROĞLU, Şeyda YILDIRIM, İkra KUYUMCU yaşattı.  Erkek mesleği olarak görülen askerlik mesleğinde böyle bir başarı bir Cumhuriyet kadını olarak beni çok gururlandırdı ve etkiledi.  “Her Türk asker doğar” sözünün boşa söylenmediğinin adeta kanıtıdırlar.  Bu vesileyle Cumhuriyet Kadınının sesi olup Claude Farrère’e seslenmek istiyorum:

“Evet, Sayın Farrère, bugün yaşasaydın görecektin ki, Cumhuriyet yönetimi tam da Türk Kadınına göredir. Türk Kadınına fırsat verildiğinde, yapamayacağı hiçbir iş yoktur. Her şeyi başaracak kudrete sahiptir. Yeter ki, destekleyelim.”

Ülkemizde kadınlar ve çocuklar açısından sorunlarımız tabi ki var. Kadına karşı şiddeti ve cinayetleri önlemekte hala çok yetersiz kalınabiliyor. Çocuklarımızı koruyamıyoruz. Maalesef ülkece günlerdir iyi haber beklediğimiz Narinimizden gelen kötü haber içimize kor gibi düştü. Sadece Narin de değil, Narin’in acısı daha kor gibi içimizi yakarken, 2 yaşındaki Sıla bebeğimizin acısı de eklendi.

 Bu ve daha önce koruyamadığımız kızlarımıza yaşam hakkı ve eğitim hakkı tanıyabilseydik, kim bilir onlar hangi alanda ve nerede bizim göğsümüzü kabartacaklardı? Kim bilir?

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.