Osmanlı döneminin basın alanına ilişikin ilk yasal düzenlemesi olan 1864 tarihli
“Matbuat Nizamnamesi” ile Osmanlı topraklarında mizah dergilerini yasaklayan ilk basın
kanun idi. 1867’de bu kanun hükümlerini yok sayan ve hükûmete basınla ilgili idarî tedbirler
alma yetkisi tanıyan “Âli Karraname” yayımlandı. 1876’da ide başka bir kararname ile basına
ön denetim zorunluluğu getirildi. II. Meşruyet ilanı ile basın görece özgür bir ortama kavuştu.
Savaş yıllarının ardından ise 1924 Anayasası’nın 77. Maddesiyle basın özgürlüğü anayasal
güvenceye bağlandı. 1931 tarihli “Matbuat Kanunu” Cumhuriyet Türkiyesi’nin ilk yasal
düzenlemesiydi. Bu kanunun, gazetelerin kapatılmasında hükûmete sınırsız yetki veren 50.
Maddesi 1946’da değiştirildi ve kapatma yetkisi mahkemelere bırakıldı. 21 temmuz 1950’de
yürürlüğe giren 5680 sayılı Basın Kanunu DP iktidarının ilk icraatlarındandı. 1961
Anayasası’nda basın özgürlüğünün daha ayrıntılı bir şekilde düzenlendi. 1982 Anayası’ndaki
28.-32. Maddeler, “basın ve yayımla ilgili hükümleri” kapsıyordu. 9 Haziran 2004 tarih ve
5187 Sayılı Basın Kanunu, İnternet Haber sitelerini kapsamına aldı. “Sosyal Medya Yasası”
18.10.2022 tarihinde kabul edildi.
1961 yılı Ocak ayında “dokuz gazete patronuna karşı” başlatılan ve gazetecilerin
çalışma koşullarını iyileştiren ve ileri haklar getiren 212 Sayılı Fikir İşçileri Kanunu 10
Ocak 1961’de yürürlüğe girdi. Söz konusu düzenleme, iş sözleşmelerinin yazılı olarak yapılması,
sözleşmelere işin türü ve ücret miktarının yazılması gibi gazetecilerin sosyal ve yasal haklarını
belirleyen hükümleri içeriyordu. Gazeteciliğe yaraşır hâle getiren yasal düzenlemelerden bugüne
63 yıl geçti. Mücadele ile kazanılan özlük hakları yıllar içinde işveren-yargı-siyasi iktidar iş
birliği ile geri alındı. Artık gazeteciler, güvencesiz, savunmasız ve her an işten çıkarılma
tehdidi altında bir meslek mensupları. Gazetecilere saldırı, gözaltı, hapis, erişim engeli ve
haber sitelerinin kapatılması olağanlaştırıldı.
Dijital çağın getirdiği internet gazeteleri ile basın kuruluşları için teknolojik dönüşüm
zorunlu hâle geldi. Basılı gazete tirajları hızla düşerken, internet ağları üzerindeki haber
siteleri ve sosyal medya mecraları yeni bir gazetecik anlayışı yarattı. Haber üretme ve
yaymada büyük bir hız yaşanırken etik sorunları da beraberinde getirdi. Tüm bu sorunları
saptamak, hak ve özgürlükler alanlarını yeniden belirlemek ve dijital dönüşüme öncülük
etmek için Gazeteciler Cemiyeti öncülüğünde Medya Dayanışma Grubu 26-27 Nisan 2024’te
“Gazeteciliğin Dönüşümü ve Arayışlar” başlıklı bir çalıştay düzenledi. Basın Konseyi,
Çağdaş Gazeteciler Derneği, Disk Basın İş, Gazeteciler Cemiyeti, Haber-Sen, İzmir
Gazeteciler Cemiyeti, Parlamento Muhabirleri Derneği, Türkiye Gazeteciler Sendikası, Foto
Muhabirleri Derneği, Türkiye Haber Kameramanları Derneği, Diplomasi Muhabirleri
Derneği, Ekonomi Muhabirleri Derneği’nin bir araya geldiği “Medya Dayanışma Grubu” 19-
20 Eylül 2024’te düzenlediği ile ikinci çalıştayda ortak taslak metin tartışıldı. “Medya
Dayanışma Grubu”nun hazırladığı “Gazetecilik Hak ve Özgürlükler Deklarasyonu”nu 6
Aralık 2024’te Gazeteciler Cemiyetinin ev sahipliğinde kamuoyuna duyuruldu.
Gazetecilik Hak ve Özgürlükler Deklarasyonu
“Gazetecilik Hak ve Özgürlükler Deklarasyonu”nunda şu başlıklar yer alıyor:
İfade ve Medya Özgürlüğü; 1. Basın Kanunu. 2. Medya kuruluşlarının şeffaflığı. 3.
Devletin medya karşısında şeffaflığı. 4. Erişim engellemeleri ve yayın yasakları. 5. Medyanın
öz denetimi. 6. Terörle Mücadele ve Gazetecilik. 7. Radyo Televizyon Üst Kurulu. 8. Basın
İlan Kurumu. 9. Fotoğraf ve görüntü sınırlaması.
Dijitalleşme ve Fikri Haklar: 1. Telif hakları. 2. Dijital telif yasası. 3. Adil dijital
ortam. 4. Yapay zekâ içerikleri. 5. Ulusal Dijital Hafıza Merkezi. 6. Kişilik hakları ve
unutulma hakkı.
Çalışma Yaşamı : 1. Basın iş kanunu. 2. Çalışma koşulları. 3. Serbest ve dijital
gazetecilik. 4. Sendika üyeliğini teşvik. 5. Basın kartları.
Deklarasyonun açıklama bölümünde şu ifadeler yer alıyor: “Eleştirel ve bağımsız
gazetecilik çağdaş demokrasilerin olmazsa olmazıdır. Talep ettiğimiz hak ve özgürlükler,
topluma karşı görev ve sorumluluklarımızı yerine getirebilmek içindir. Bizim özgürlüğümüz,
vatandaşların bilgi edinme hakkını kullanabilme ve doğru bilgilendirilmelerin ön koşuludur.
“Hak ve Özgürlükler Deklarasyonu”, çalışma haklarımızı ve medya özgürlüğünü yeniden
kazanmak için gazetecilere örgütlü mücadele çağrısıdır.”
Basın özgürlüğü, her bireyin bilgi edinme ve haber alma, özgür düşünce, ifade
özgürlüğü ve serbest eleştiri hakkını güvence altına alarak toplumun bilgiye erişimini sağlar.
Demokratik hukuk devletinde temel insan haklarından biridir ve anayasal güvence altındadır.
Basın ve yayın organlarının sansürsüz bir şekilde faaliyet göstermesi, demokrasinin sağlıklı
işlemesine katkıda bulunur ve toplumun çeşitli görüşleri özgürce ifade etmesine olanak tanır.
Bu nedenle, basın özgürlüğü anayasal olarak korunmalı ve desteklenmelidir.