Özcan Öztürk-Şair-Yazar
Köşe Yazarı
Özcan Öztürk-Şair-Yazar
 

Vatan. Millet. Sakaryaspor! (1)

Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma; hukukun üstünlüğüne, demokratik ve laik Cumhuriyet'e ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma; toplumun huzur ve refahı, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasa'ya sadakatten ayrılmayacağıma; büyük Türk milleti önünde namusum ve şerefim üzerine ant içerim! Sayın vekiller ve saygı değer vatandaşlar; bu yemini hatırlayan var mı? Başka bir andı ya da yemini hatırlayan var mı? Öğrenci andı ya da Andımız, Türkiye'deki İlköğretim okullarında 933-2013 yılları arasında her sabah öğrencilere bir tören ile okutulmuş olan bağlılık yeminidir. Türkiye Cumhuriyeti'nde ulus devletin değerlerinin vatandaşlara aktarılması ve içselleştirilmesinin bir aracı olarak işlev görmüştür. Metin, 1933 yılında dönemin Milli Eğitim Bakanı Reşit Galip tarafından yazıldı. İlk defa 1933 yılının 23 Nisan kutlamaları sırasında bizzat kendisi tarafından Ankara'da bir törende toplanan çocuklara hep bir ağızdan söylettirildi. Türkiye'de bu yemin metninin bir tören ile öğrencilere okutulması, ulusal değerleri yücelten bir eğitim anlayışının bir parçası olarak değerlendirilmiştir. Öğrenci andı, KKTC'de devletin kuruluşundan beri okutulmaya devam edilmektedir. Dönemin Millî Eğitim Bakanı, Reşit Galip, Türkiye Cumhuriyeti 10. yılını doldururken 23 Nisan 1933 sabahı çocuklarına kendi yazdığı bir andı okutmuş ve o gün Çocuk Haftası'nı açılış konuşmasında da bu metni tekrar ederek şunları söylemişti: …Çocuklar, güzel yüzlü Türk yavruları, Büyük Millet Kurultayının Gazi babanızın eliyle açıldığı gündür. Bunu bayram edinmeniz, ey Türk çocukları, öz kurultayın açıldığı, öz devletin kurulduğu günü kendi bayramınız için seçmeniz ne mutlu buluş! Size bütün şu işi veriyorum, bayramınız biter bitmez mekteplerinize döndüğünüz ilk günden başlayarak birinci derse girdiğiniz zaman sınıflarınızda hep birden ve her gün şu sözleri tekrarlayacaksınız: Türküm, doğruyum, çalışkanım. / Yasam: Küçükleri korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, budunumu özümden çok sevmektir. / Ülküm: Yükselmek, ileri gitmektir. / Varlığım Türk varlığına armağan olsun. Afet İnan’ın aktardığına göre, bu nutuk 24 Nisan 1933 tarihli Hakimiyet-i Milliye gazetesi baş sayfasında "Türk Çocuğu Yasası" başlığıyla haber oldu. "Öğrenci Andı" olarak bilinen metin, bu konuşmanın ardından Bakanlıkça yayımlanan bir genelge ile Cumhuriyet'in 10. yılından başlayarak okullarda sürekli hep bir ağızdan okutuldu. Öğrenci Andı'nın amacı, anlamı ve öğrencilere nasıl kavratılacağı 18 Mayıs 1933 tarih ve 1749/42 sayılı “Talebenin Her Gün Tekrar Edeceği İbare Hakkında" başlıklı Bakanlık genelgesinde açıklandı ve genelge ilkokullar yönetmeliğinde yer aldı. Metin, 1972 ve 1997 yılında çeşitli değişikliklere uğradı. Reşit Galip'in metni hazırlarken, daha önce okul kitaplarında yazılmış olan metinlerden etkilenmiş olduğu düşünülür. Metin, Reşit Galip’in sivil vatandaş idealinden uzaklaşan ve II.Dünya Savaşı'nın ortamına uygun olan "asker vatandaş" yetiştirme idealini gösterir. Genel olarak milliyetçi bir metin sayılan ant, çeşitli kesimlerce faşist yorumlar içeren bir ant olarak nitelendirilmiştir. Çözüm süreci kapsamında yapılan yasal değişikliklerle, 2013'te Türkiye'de okullarda okunması uygulamasına son verildi. Türk Eğitim Sendikasının uygulamanın sonlandırılmasına ilişkin olarak Danıştay'da açtığı davanın sonucunda Danıştay 8. Dairesi, 2018 yılında oy çokluğuyla aldığı kararda, andı yürürlükten kaldıran düzenlemenin iptaline karar verdi. Ancak bu karar, yürütme tarafından uygulamaya alınmadı. Millî Eğitim Bakanlığı, kararı temyiz etti ve dosya Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna geldi. Kurul, 13 Mart 2021'de itirazı oy çokluğuyla kabul ederek, Danıştay 8. Dairesinin yönetmeliği iptal eden kararını kaldırdı. ANDIMIZ 1933 Türk'üm, doğruyum, çalışkanım. Yasam: küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, budunumu (ulusumu) özümden çok sevmektir. Ülküm: yükselmek, ileri gitmektir. Varlığım Türk varlığına armağan olsun. 1972 Türk'üm, doğruyum, çalışkanım. Yasam: küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir. Ülküm: yükselmek, ileri gitmektir. Varlığım Türk varlığına armağan olsun. Ey bu günümüzü sağlayan, Ulu Atatürk: açtığın yolda, kurduğun ülküde, gösterdiğin amaçta hiç durmadan yürüyeceğime ant içerim. Ne mutlu Türk'üm diyene. 1997 Türk'üm, doğruyum, çalışkanım, İlkem: küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir. Ülküm: yükselmek, ileri gitmektir. Ey Büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim. Varlığım Türk varlığına armağan olsun. Ne mutlu Türk'üm diyene!   Yemin etmek, and içmek Dünya’da var olan ülkelerin, ulusların ve kurumların bir gelenek, görenek biçimidir. Tüm meslek kolları için geçerlidir. Bu çocukken bile sosyalleşme aşamasındayken bu kültür hepimizin içinde yerleşmiştir. Çok sevdiğiniz arkadaşınızla kan kardeşi olmayanınız yoktur sanırım. Bu insan olmak, erdemli olmak, ahlaklı güzel insan olmanın olmazsa olmazıdır. Ahlaklı bireyler ailede başlar. Sonra çevresine ve topluma yayılır. Bugün yaşadıklarımızın ne kadar çelişkili ve çürümüşlük içermektedir. Müslüman ama ahlaksızlık diz boyu. Dünya liderliğine soyunanlar kindar ve dindar bir nesil yetiştirme derdine düşerek ülkenin içinden çıkılmaz bir hale dönüştürüyor. Ağa babaları ve üst akıl bunu emrediyor. O zaman yapılacak şey insanlığın kalmasıdır. Yemin ederken namus ve şeref son noktaysa bunu sağlayan ahlaklı ve erdemli olmaktır. Alt yapısı düzgün olmayandan çatıyı onarmasını beklemek ahmaklık olur. Temeli sağlam bireyler yetiştirmekse iadelimiz önce kendimizi değiştirerek başlayalım. İnsanım, doğruyum, çalışkanım. İlkem: küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir. Ülküm: yükselmek, ileri gitmektir. Ey Büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim. Varlığım İnsan varlığına armağan olsun. Ne mutlu İnsanım diyene!
Ekleme Tarihi: 04 Eylül 2024 - Çarşamba

Vatan. Millet. Sakaryaspor! (1)

Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma; hukukun üstünlüğüne, demokratik ve laik Cumhuriyet'e ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma; toplumun huzur ve refahı, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasa'ya sadakatten ayrılmayacağıma; büyük Türk milleti önünde namusum ve şerefim üzerine ant içerim!

Sayın vekiller ve saygı değer vatandaşlar; bu yemini hatırlayan var mı?

Başka bir andı ya da yemini hatırlayan var mı?

Öğrenci andı ya da Andımız, Türkiye'deki İlköğretim okullarında 933-2013 yılları arasında her sabah öğrencilere bir tören ile okutulmuş olan bağlılık yeminidir.

Türkiye Cumhuriyeti'nde ulus devletin değerlerinin vatandaşlara aktarılması ve içselleştirilmesinin bir aracı olarak işlev görmüştür. Metin, 1933 yılında dönemin Milli Eğitim Bakanı Reşit Galip tarafından yazıldı. İlk defa 1933 yılının 23 Nisan kutlamaları sırasında bizzat kendisi tarafından Ankara'da bir törende toplanan çocuklara hep bir ağızdan söylettirildi.

Türkiye'de bu yemin metninin bir tören ile öğrencilere okutulması, ulusal değerleri yücelten bir eğitim anlayışının bir parçası olarak değerlendirilmiştir. Öğrenci andı, KKTC'de devletin kuruluşundan beri okutulmaya devam edilmektedir.

Dönemin Millî Eğitim Bakanı, Reşit Galip, Türkiye Cumhuriyeti 10. yılını doldururken 23 Nisan 1933 sabahı çocuklarına kendi yazdığı bir andı okutmuş ve o gün Çocuk Haftası'nı açılış konuşmasında da bu metni tekrar ederek şunları söylemişti:

…Çocuklar, güzel yüzlü Türk yavruları, Büyük Millet Kurultayının Gazi babanızın eliyle açıldığı gündür. Bunu bayram edinmeniz, ey Türk çocukları, öz kurultayın açıldığı, öz devletin kurulduğu günü kendi bayramınız için seçmeniz ne mutlu buluş!

Size bütün şu işi veriyorum, bayramınız biter bitmez mekteplerinize döndüğünüz ilk günden başlayarak birinci derse girdiğiniz zaman sınıflarınızda hep birden ve her gün şu sözleri tekrarlayacaksınız:

Türküm, doğruyum, çalışkanım. / Yasam: Küçükleri korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, budunumu özümden çok sevmektir. / Ülküm: Yükselmek, ileri gitmektir. / Varlığım Türk varlığına armağan olsun.

Afet İnan’ın aktardığına göre, bu nutuk 24 Nisan 1933 tarihli Hakimiyet-i Milliye gazetesi baş sayfasında "Türk Çocuğu Yasası" başlığıyla haber oldu. "Öğrenci Andı" olarak bilinen metin, bu konuşmanın ardından Bakanlıkça yayımlanan bir genelge ile Cumhuriyet'in 10. yılından başlayarak okullarda sürekli hep bir ağızdan okutuldu. Öğrenci Andı'nın amacı, anlamı ve öğrencilere nasıl kavratılacağı 18 Mayıs 1933 tarih ve 1749/42 sayılı “Talebenin Her Gün Tekrar Edeceği İbare Hakkında" başlıklı Bakanlık genelgesinde açıklandı ve genelge ilkokullar yönetmeliğinde yer aldı. Metin, 1972 ve 1997 yılında çeşitli değişikliklere uğradı.

Reşit Galip'in metni hazırlarken, daha önce okul kitaplarında yazılmış olan metinlerden etkilenmiş olduğu düşünülür. Metin, Reşit Galip’in sivil vatandaş idealinden uzaklaşan ve II.Dünya Savaşı'nın ortamına uygun olan "asker vatandaş" yetiştirme idealini gösterir. Genel olarak milliyetçi bir metin sayılan ant, çeşitli kesimlerce faşist yorumlar içeren bir ant olarak nitelendirilmiştir.

Çözüm süreci kapsamında yapılan yasal değişikliklerle, 2013'te Türkiye'de okullarda okunması uygulamasına son verildi. Türk Eğitim Sendikasının uygulamanın sonlandırılmasına ilişkin olarak Danıştay'da açtığı davanın sonucunda Danıştay 8. Dairesi, 2018 yılında oy çokluğuyla aldığı kararda, andı yürürlükten kaldıran düzenlemenin iptaline karar verdi. Ancak bu karar, yürütme tarafından uygulamaya alınmadı. Millî Eğitim Bakanlığı, kararı temyiz etti ve dosya Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna geldi. Kurul, 13 Mart 2021'de itirazı oy çokluğuyla kabul ederek, Danıştay 8. Dairesinin yönetmeliği iptal eden kararını kaldırdı.

ANDIMIZ

1933

Türk'üm, doğruyum, çalışkanım.

Yasam: küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, budunumu (ulusumu) özümden çok sevmektir.

Ülküm: yükselmek, ileri gitmektir.

Varlığım Türk varlığına armağan olsun.

1972

Türk'üm, doğruyum, çalışkanım.

Yasam: küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.

Ülküm: yükselmek, ileri gitmektir.

Varlığım Türk varlığına armağan olsun.

Ey bu günümüzü sağlayan, Ulu Atatürk: açtığın yolda, kurduğun ülküde, gösterdiğin amaçta hiç durmadan yürüyeceğime ant içerim.

Ne mutlu Türk'üm diyene.

1997

Türk'üm, doğruyum, çalışkanım,

İlkem: küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.

Ülküm: yükselmek, ileri gitmektir.

Ey Büyük Atatürk!

Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim.

Varlığım Türk varlığına armağan olsun.

Ne mutlu Türk'üm diyene!

 

Yemin etmek, and içmek Dünya’da var olan ülkelerin, ulusların ve kurumların bir gelenek, görenek biçimidir. Tüm meslek kolları için geçerlidir. Bu çocukken bile sosyalleşme aşamasındayken bu kültür hepimizin içinde yerleşmiştir. Çok sevdiğiniz arkadaşınızla kan kardeşi olmayanınız yoktur sanırım. Bu insan olmak, erdemli olmak, ahlaklı güzel insan olmanın olmazsa olmazıdır. Ahlaklı bireyler ailede başlar. Sonra çevresine ve topluma yayılır.

Bugün yaşadıklarımızın ne kadar çelişkili ve çürümüşlük içermektedir.

Müslüman ama ahlaksızlık diz boyu. Dünya liderliğine soyunanlar kindar ve dindar bir nesil yetiştirme derdine düşerek ülkenin içinden çıkılmaz bir hale dönüştürüyor. Ağa babaları ve üst akıl bunu emrediyor. O zaman yapılacak şey insanlığın kalmasıdır. Yemin ederken namus ve şeref son noktaysa bunu sağlayan ahlaklı ve erdemli olmaktır. Alt yapısı düzgün olmayandan çatıyı onarmasını beklemek ahmaklık olur. Temeli sağlam bireyler yetiştirmekse iadelimiz önce kendimizi değiştirerek başlayalım.

İnsanım, doğruyum, çalışkanım. İlkem: küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir. Ülküm: yükselmek, ileri gitmektir. Ey Büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim. Varlığım İnsan varlığına armağan olsun.

Ne mutlu İnsanım diyene!

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (2)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Zeynep Kurada
(04.09.2024 11:51 - #1874)
Ayakta alkışladım.. "İnsanım, doğruyum, çalışkanım. İlkem: küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir. Ülküm: yükselmek, ileri gitmektir. Ey Büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim. Varlığım İnsan varlığına armağan olsun." Ne mutlu İnsanım diyene! İnanın gözlerim yaşardı...NİR YAZAR SAĞDUYU VE İNSANİ YAKLAŞ7M VE BİLGİ BİRİKİMİNİN MÜTHİŞ İNCELİĞİ BUNLARI ANLATILABİLİR ÇÜNKÜ
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Özkan Şahbaz
(04.09.2024 21:17 - #1877)
Değerli üstadım, yüreğine sağlık dolsun. Bu güzel cümlelerle çoştum, duygulandım. Varol.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.