Nevin Balta-Araştırmacı Yazar
Köşe Yazarı
Nevin Balta-Araştırmacı Yazar
 

Türkçecililk Akımı - 2

Lâtin alfabesine geçiş tartışmaları Tanzimat döneminde kadar uzanır. Gerek basında, gerek bilim çevrelerinde, gerekse hükûmet düzeyinde bu konu zaman zaman gündeme gelmiş ve tartışılmış, ancak kesin sonuç alınamamıştır. Ancak bu kez devlet kararlıdır. Bu konuda sistemli bir çalışma başlatılır. Ağustos 1927’de TBMM Başkan yardımcısı Hasan Bey, yeni harflerin tespiti çalışmalarının başlatıldığını resmen açıklar; Ekim 1927’de hükûmet, bizzat Başbakan İsmet İnönü’nün ağzından bu kampanyayı kamuoyuna duyurur. Adalet Bakanı Mahmut Esat Bey, Latin harflerinin kabulü konusunda Türk Ocakları’nda bir konuşma yapar. Millî Eğitim Bakanı Mustafa Necati’nin 20 Mayıs 1928’de Başbakanlığa gönderdiği yazıda; “Lisanımızda Latin harflerinin suret ve imkân-ı tatbikini düşünmek üzere, bir heyetin teşkilinin muvafık görülmekte olduğunu” bildirmiştir.  Mustafa Kemal’in daha öncede değinildiği gibi daha önce uygulanmasına karar verdiği Harf İnkılâbı konusundaki girişimini 9 Ağustos 1928’de Sarayburnu’nda, Halk Gazinosu’nda gerçekleştirdi. Buradaki söylevinde; “Yeni Türk harfleri çabuk öğrenilmelidir. Yeni Türk harflerini her vatandaşa, kadına, erkeğe, hamala, sandalcıya öğretiniz. Bunun vatanseverlik ve milliyetçilik vazifesi olarak biliniz. Bu vazifeyi yaparken düşününüz ki, bir milletin bir toplumun %10-%20’si okuma yazma bilir, %80-%90’ı bilmezse ayıptır….” Sözüyle tüm inkılâpların gerçekleştirilmesinde olduğu gibi harf inkılâbın gerçekleşmesinde rol oynayacak aydınları gerçekleştirecekleri vazife konusunda cesaretlendirme, kısa süre içerisinde Harf inkılâbını Türk halkına benimsetme konusunda onlara önder olma rolünü üstlenmiştir. Harf İnkılâbının en kısa süre içerisinde uygulanılmaya konması amacında olan Mustafa Kemal, bu inkılâbın Türk milletine benimsetilmesinde görev alacak aydın, yazar, şair, bilim adamı ve milletvekillerine Latin harflerini öğretme görevini de üzerine almıştı. Dolmabahçe Sarayı’nda büyük çalışma salonuna bir kara tahta yerleştirmişti. Dolmabahçe Sarayı’nın salonları üniversite imtihan salonlarını andırır hale getirilmiş, öğretmenler, şairler, yazarlar, bilim adamları ve milletvekilleri bu salonları Mustafa Kemal’in karşısında dil sınavına tabi tutulmaktaydı. Bu konuda yaptıklarını kâfi görmeyen Mustafa Kemal, yeni Türk harflerini Türk milletine benimsetme konusunda Türk aydınını cesaretlendirdiği gibi bir öğretmen gibi, Türk milletine bizzat öğretmek için Tekirdağ, Bursa, Çanakkale, Gelibolu, Sinop, Samsun, Tokat, Sivas ve Kayseri’ de kara tahta başına geçti 1 Kasım 1928'de, “Türk Harflerinin Kabul ve Tatbikî Hakkındaki Kanun” (Kanun nu . 1353) TBMM’de kabul edildi. “Türk Alfabesi”, Türkçede kolay yazılıp okunması ve Türkçe sedalı harflerin çok olmasına ve bu harflerin gayet kolay ve açık söylenmesi gibi nedenler ile Millî Eğitimde en kolay ve en verimli şekilde ilerleme sağlamak amacıyla “Arap Alfabesi” yerine Latin esaslarından alınan bir alfabeydi. 21. yüzyılda kullandığımız bilgisayar ve iletişim teknolojileri hayatımızın vazgeçilmez unsurları arasında yerini aldı. Teknoloji kaynaklı kavramların dilimize yerleşmesine duyarsız kalmamalı, söz konusu yabancı terim ve kavramlara Türkçe karşılıklar bulup, dilimizi yabancı dillerin istilasından kurtarmalıyız. Her toplum gibi kendi ana dilimizi ve kimliğini koruyabilmek, dilimizin gelişmesini sağlamak için yabancı dillerden giren sözleri denetim altında tutmalı, yabancı sözlerin kullanılmaması için devlet ve toplum yaşamında önlemler almalıyız. Tarih boyunca ekonomik, kültürel, askerî olarak milletlerin hangisi güçlüyse onların dili baskın olmuş. Türk milleti, tarihten günümüze başka milletlerin kültüründen ve dilinden etkilense de hiçbir zaman kendi dilini ve kültürünü terk etmemiştir. Türk dili, yayıldığı coğrafyalarda diğer dillerle mücadele etse de yazı dili ve konuşma diliyle gücünü her koşulda ispatlamaya ve var olmaya devam ediyor. Türk dili, dünü bugüne bağlayan, bugünü geleceğe taşıyan en önemli bağımız.      
Ekleme Tarihi: 11 Mayıs 2024 - Cumartesi

Türkçecililk Akımı - 2

Lâtin alfabesine geçiş tartışmaları Tanzimat döneminde kadar uzanır. Gerek basında, gerek bilim çevrelerinde, gerekse hükûmet düzeyinde bu konu zaman zaman gündeme gelmiş ve tartışılmış, ancak kesin sonuç alınamamıştır. Ancak bu kez devlet kararlıdır. Bu konuda sistemli bir çalışma başlatılır. Ağustos 1927’de TBMM Başkan yardımcısı Hasan Bey, yeni harflerin tespiti çalışmalarının başlatıldığını resmen açıklar; Ekim 1927’de hükûmet, bizzat Başbakan İsmet İnönü’nün ağzından bu kampanyayı kamuoyuna duyurur. Adalet Bakanı Mahmut Esat Bey, Latin harflerinin kabulü konusunda Türk Ocakları’nda bir konuşma yapar. Millî Eğitim Bakanı Mustafa Necati’nin 20 Mayıs 1928’de Başbakanlığa gönderdiği yazıda; “Lisanımızda Latin harflerinin suret ve imkân-ı tatbikini düşünmek üzere, bir heyetin teşkilinin muvafık görülmekte olduğunu” bildirmiştir. 

Mustafa Kemal’in daha öncede değinildiği gibi daha önce uygulanmasına karar verdiği Harf İnkılâbı konusundaki girişimini 9 Ağustos 1928’de Sarayburnu’nda, Halk Gazinosu’nda gerçekleştirdi. Buradaki söylevinde; “Yeni Türk harfleri çabuk öğrenilmelidir. Yeni Türk harflerini her vatandaşa, kadına, erkeğe, hamala, sandalcıya öğretiniz. Bunun vatanseverlik ve milliyetçilik vazifesi olarak biliniz. Bu vazifeyi yaparken düşününüz ki, bir milletin bir toplumun %10-%20’si okuma yazma bilir, %80-%90’ı bilmezse ayıptır….” Sözüyle tüm inkılâpların gerçekleştirilmesinde olduğu gibi harf inkılâbın gerçekleşmesinde rol oynayacak aydınları gerçekleştirecekleri vazife konusunda cesaretlendirme, kısa süre içerisinde Harf inkılâbını Türk halkına benimsetme konusunda onlara önder olma rolünü üstlenmiştir. Harf İnkılâbının en kısa süre içerisinde uygulanılmaya konması amacında olan Mustafa Kemal, bu inkılâbın Türk milletine benimsetilmesinde görev alacak aydın, yazar, şair, bilim adamı ve milletvekillerine Latin harflerini öğretme görevini de üzerine almıştı. Dolmabahçe Sarayı’nda büyük çalışma salonuna bir kara tahta yerleştirmişti. Dolmabahçe Sarayı’nın salonları üniversite imtihan salonlarını andırır hale getirilmiş, öğretmenler, şairler, yazarlar, bilim adamları ve milletvekilleri bu salonları Mustafa Kemal’in karşısında dil sınavına tabi tutulmaktaydı. Bu konuda yaptıklarını kâfi görmeyen Mustafa Kemal, yeni Türk harflerini Türk milletine benimsetme konusunda Türk aydınını cesaretlendirdiği gibi bir öğretmen gibi, Türk milletine bizzat öğretmek için Tekirdağ, Bursa, Çanakkale, Gelibolu, Sinop, Samsun, Tokat, Sivas ve Kayseri’ de kara tahta başına geçti

1 Kasım 1928'de, “Türk Harflerinin Kabul ve Tatbikî Hakkındaki Kanun” (Kanun nu . 1353) TBMM’de kabul edildi. “Türk Alfabesi”, Türkçede kolay yazılıp okunması ve Türkçe sedalı harflerin çok olmasına ve bu harflerin gayet kolay ve açık söylenmesi gibi nedenler ile Millî Eğitimde en kolay ve en verimli şekilde ilerleme sağlamak amacıyla “Arap Alfabesi” yerine Latin esaslarından alınan bir alfabeydi.

21. yüzyılda kullandığımız bilgisayar ve iletişim teknolojileri hayatımızın vazgeçilmez unsurları arasında yerini aldı. Teknoloji kaynaklı kavramların dilimize yerleşmesine duyarsız kalmamalı, söz konusu yabancı terim ve kavramlara Türkçe karşılıklar bulup, dilimizi yabancı dillerin istilasından kurtarmalıyız. Her toplum gibi kendi ana dilimizi ve kimliğini koruyabilmek, dilimizin gelişmesini sağlamak için yabancı dillerden giren sözleri denetim altında tutmalı, yabancı sözlerin kullanılmaması için devlet ve toplum yaşamında önlemler almalıyız.

Tarih boyunca ekonomik, kültürel, askerî olarak milletlerin hangisi güçlüyse onların dili baskın olmuş. Türk milleti, tarihten günümüze başka milletlerin kültüründen ve dilinden etkilense de hiçbir zaman kendi dilini ve kültürünü terk etmemiştir. Türk dili, yayıldığı coğrafyalarda diğer dillerle mücadele etse de yazı dili ve konuşma diliyle gücünü her koşulda ispatlamaya ve var olmaya devam ediyor.

Türk dili, dünü bugüne bağlayan, bugünü geleceğe taşıyan en önemli bağımız.

 

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (1)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Metre ailesi.com
(12.05.2024 11:41 - #1186)
Elinize sağlık
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.