Geçenlerde, 2022 yılında Dünyanın en çok gezilen müzeleri açıklandı. İlk ona giren müzelerin hepsi 7,5 milyon kişinin üzerinde ziyaretçi ağırlamışlar.
Söz konusu 10 müzeden üçü Çin’de. Pekin Ulusal Müzesi, Şanghay Bilim ve Teknoloji Müzesi ve aynı şehirdeki Astronomi Müzesi.
Üç müze de ABD’de de. Vaşington Ulussal Havacılık ve Uzay Müzesi ile New York’taki Metropolitan ile Tabiat Tarihi Müzeleri.
Çin ve ABD’nin nüfusları dikkate alınırsa ziyaretçi sayısının yüksekliğine şaşmamak gerek.
Listede bir de Fransız müzesi yer alıyor. Paris’teki Louvre.
Etti 7.
Peki ilk on içinde geri kalan üç müze nerede?
Birleşik krallıkta tabii ki. Üstelik üçü de aynı şehirde….
Londra’da.
Bunlar British Museum, Ulusal Galeri ve Tate Modern.
Londra’da irili ufaklı elliden fazla müze var. Yukarıdaki üç müzeye ilaveten izleyen. Beşinin ziyaretçi sayısı 5 milyonu aşmış geçen yıl. Victoria ve Albert,Tate Klasik, Bilim ve Teknoloji, Tabiat Tarihi ve Ulusal Portre Müzeleri.3 milyonu geçenler ise Ulusal Denizcilik, Dizayn, Kraliyet Havacılık, Emperyal Savaş, Ulusal Ordu, Moda ve Tekstil Müzeleri ile Greenwich rasathanesi.
Müzelerin dışında kalan sarayları, sanat galerilerini, Kule Köprüsünü, Londra Kalesini saymıyorum bile.
Şimdi diyeceksiniz ki eğitimi pazarlayıp yabancı öğrencilerden dünyanın parasını kazanan İngilizler kim bilir müzelerden ne kadar vurmuşlardır.
Yok canım; bırakın para kazanmayı masraflarını dahi kendi ceplerinden karşılıyorlar.
Çünkü….
Özel müzeler ve sergiler hariç İngiltere’de ve tabii ki Londra’da tüm müzelere giriş bedava. Adamlar ellerindeki güzellikleri herkes para ödemeden görsün, paylaşsın , bilgileri kültürleri artsın istiyorlar.
Bedelini, masrafını karşılamayı da üstlerine alarak.
Peki, bizde durum ne?
Bu kabil yerlerin en yoğun şekilde bulunduğu İstanbul’u ele alırsak bizde de durum gayet iyi sayılır. İstanbul’daki müzeleri de 2022 yılında 7 milyonun üzerinde ziyaretçi gezmiş.
Amaaaa..…
Yukarıdaki cümlede bulunan nüansı farkettiniz, elbette.
7 Milyon sayısı İstanbul’daki tek bir müzeye gidenlerin değil tüm müzeleri, sarayları, köşkleri, kasrları, kaleleri, kuleleri camileri, kiliseden camiye çevrilenleri, müzeden camiye dönüştürülenleri, tarihi hanları, hamamları, çarşıları velhasıl bu kapsama sokulabilecek her yeri ziyaret edenlerin toplamını gösteriyor.
Yine de şükredelim.
Bizdeki müzelerin Londra’dakilerden önemli bir farkı var. Sergilenen eserlerin, objelerin hepsi milli olmasa de çoğu en azından yerli.
Oysa onların müzelerinde sergilenenlerin ekserisi başka ülkelerden apartma, yürütme, kaçırılma. Hadi “satın alınma” da diyelim ki gönülleri kalmasın.
Bizim müzelerimizin İngiltere’dekilerden bir diğer farkı da girişin bedava değil ücrete tabi olması.
Halkın kültürünün artmasını gözeten şefkatli makamlarımız müzeleri gezen vatandaşlarımızdan, yabancılardan tahsil ettiğinden daha düşük giriş ücreti alıyor. Yani burada yerli-yabancı ayırımı yapılıyor.
Yerli müze ziyaretçisinden alınan giriş ücreti daha düşük ama yine de istenilen para “Yahu kardeşim sen müze gezeceksin de ne olacak. En iyisi sen bu parayı vereceğine git evinde otur, TV’de dizi izle” düzeyinde.
Yabancılara uygulanan bilet tarifesi ise “yahu bunlar türis bi daha gelmezler, kazıklayalım gitsin” endeksine bağlı.
Yerli ziyaretçilere sağlanan iki kolaylığın da hakkını vermeliyim. Birincisi, benim de keyifle yararlandığım, 65 yaş üstündekilere müzelere girişin bedava olması.
İkincisi ise, iyi duyurulmadığı için çoğu insanın bilmediği “Müze Kart” Uygulaması. Çok ucuza edinilebilen bu kart ile bir yıl boyunca istediğiniz yerde, istediğiniz müzeyi, istediğiniz kadar ziyaret edebiliyorsunuz.
Şimdi Bakanlık mı olur, Genel Müdürlük mü, Valilik mi, yoksa Belediye mi, ilgili makamlara bir çağırıda bulunmak istiyorum.
Madem yaptınız bir iyilik ve 65 yaş üstündeki bir avuç pimpirike müzelere bedava giriş imkanı verdiniz bunu tüm vatandaşları içerecek şekilde genişletemez misiniz ?
Hiç olmazsa, müze kapısında okul pasosunu, kimliğini gösteren öğrencilerden indirimli ücret almaktan feragat edip onları içeriye bedava alamaz mısınız ?
Unutmayın ki biz yaşlılar göçüp gideceğiz ama “bugünün küçükleri yarının büyükleri” olacak. Onların bilgisini, kültürünü arttırmak boynumuzun borcu değil mi ?