Nevzat SELVİ
Köşe Yazarı
Nevzat SELVİ
 

“Eyalet sistemi denilen karabasan….”

Bir önceki “Üç Tarz-ı Siyaset” başlıklı yazıda Türkiye için vaktiyle önerilen siyaset tarzları irdelenmiş ve ülkede bu konuda mevcut uygulamalar kaydedilmiş, en sonunda da tarafımca en gerçekçi siyaset tarzının Kemalizm olacağı düşüncesine varılmıştı. Bu arada yeri gelmişken okuyucularımıza arz edeyim, memlekette Kemalizm ve sosyal demokrasi konusunda entellektüeller arasında kafa karışıklığı var. Kurucu liderimizin, Ata’mızın emaneti bir gazete olarak bu konudaki tartışmalara sayfalarımızda yer vermek istiyoruz. Umarız bu konu gereken ilgiyi görür ve halkımız bu konuda bir karara varır. Malumunuz bugün ana muhalefette değişim rüzgarları esiyor. Atatürkçü olduklarını belirtenler ile sosyal demokrasi taraftarları kıyasıya tabir caiz ise itiş kakış içindeler. Bu tartışmaları izlerken sosyal demokrat sempatizanlarının işledikleri ve son seçimlerde kampanyalarına konu ettikleri eyalet sistemi aklıma geldi. Yine malumunuz ana muhalefetin bu eyalet sistemi başlıklı kampanyası, karşıtlarının “beka” kampanyası karşısında tuşa gelmiş ve muhalefete çok bekledikleri seçimi kazanma şansını kaybettirmişti. Onun için hazır aklıma gelmişken bu eyalet sistemi denilen ve bir zamanlar bir yazarımızın “Eyalet sistemi denilen karabasan” olarak nitelediği konuda naçizane düşüncelerimi kağıda dökeyim dedim.  Burada hemen belirtelim ki Türkiye eyalet sistemine daha hazır değil ve hiçbir zaman da hazır olamaz. Çünkü ne demokrasiden anlıyoruz ne de demokrasinin olmazsa olmazı uzlaşma yeteneğinden anlıyoruz. Almanya’da bile ulusal yapıyı ortadan kaldıran eyalet sisteminin Türkiye için neler getireceğini de burada kaydedeceğim. Eyalet sisteminde eyaletler iç işlerinde bağımsız dış işlerinde devlete bağımlı olarak çalışırlar. Eyalet sisteminde, valiler kendi eyaletlerin çıkarları doğrultusunda yasa koyabilir ve bunu uygulayabilirler. Her eyaletin kendi içinde bir başkenti olur ve bu genelde o eyaletin en büyük şehri olur. Eyaletlerde valiler Amerika'da olduğu gibi seçimle seçilebilir ya da Avustralya'da olduğu gibi merkezi yönetim tarafından atanabilirler.. Şimdi gelin bunu irdeleyelim. Her eyaletin kendi içinde bir başkenti olurmuş. Eyaletlerde valiler ya ora halkınca seçilebilir ya da merkezi yönetim tarafından atanırmış. Burada demokrasi gerekmeyecek mi? Burada uzlaşma gerekmeyecek mi? Valilerin yöre halkının seçimiyle veya merkezden atamayla iş başına gelmeleri Türkiye’de karmaşa değil alimallah savaş çıkarır. Türkiye’de bugüne kadar siyasetin gösterdiği manzara böyledir. En ufak bir hususta anlaşamayan siyasiler, bürokratlar, basın, özetle her kesim, böyle çok ciddi bir konuda nasıl uzlaşacaklar. Hele Türkiye’nin içinde bulunduğu bugünkü şartlarda.  Bugün Türkiye’de her kes istediği düdüğü çalarken, bölücüler cirit atarken, tesis edilecek eyalet sisteminin federal bir yapıya dönüşmeyeceği ne malum? Vaktiyle İçişleri Bakanlığı üst düzey yöneticileri Almanya’ya bir çalışma ziyareti yapmışlar. Alman İçişleri yetkilileriyle görüşmüşler ve dönüşlerinde bir rapor hazırlamışlar. Basından öğrendiğimize göre, rapor şöyle diyormuş: “Almanya’daki federal sistem İkinci Dünya Savaşından sonra galip ülkeler tarafından şekillendirilmiştir. Federal sistemin kurulmasının temel sebebinin, Almanya’da ulusal birliğin yeniden kurulmasını önlemeye yönelik olduğu, bu sebeple egemenlik hakkının eyaletlere dağıtıldığı ve eyaletleri güçlü kılan bir federal sistemin kurulduğu bugünkü Alman federal yetkililerince ifade edilmiştir.” Şimdi gelin Türkiye’nin bugünkü durumunu düşünün. Almanların başına gelenler gibi Türkiye’de ulusal birliğe düşman çevreler eyalet sistemi ile federal yapıya geçişi, ülkenin bütünlüğünü bozmak için istemiyorlar deyin. Almanlar için düşünülenler bugün Türkiye için düşünülmüyor deyin. Diyelim ki sosyal demokrat geçinenlerin iddia ettikleri gibi eyalet sistemi çok iyi bir şey. Ama kazın ayağı öyle değil. Gelin Almanların söylediklerini okumaya devam edelim. “Almanya’da eş güdüm oldukça zor bir durumdur. Yerel çıkarlar karşılıklı ilişkileri belirleyen en önemli faktördür. Bu durum görece yoksul eyaletlerin aleyhine oluyor. Eyaletler ve bölgeler arasında mutlak eşitliği sağlamak zordur. Zengin eyaletler ile yoksul eyaletler arasında kaynak sıkıntıları büyük sorunlar yaratıyor. Eyaletler arasında yüksek kültüre rağmen anlaşmazlıklar oluyor ve koordinasyon sağlanamıyor.” Sayın okurlar, biz bir Almanya değiliz. Ne demokrasiden anlıyoruz, ne uzlaşmadan. Ayrıca ekonomimiz bir Alman ekonomisi değil.  Almanya’da bile bu konuda şikayet varken bizde olacak kargaşayı düşünün. Allah muhafaza savaş bile çıkabilir aramızda. Almanya’da bu sistem iyi kötü işler. Çünkü Almanya güçlü. Ancak Almanya’yı güçlü yapan eyalet sistemi değil. Yukarıda da işaret ettiğimiz gibi, eyalet sistemi Almanya çok fazla güçlenmesin diye düşünülmüştü. Türkiye’nin güçlenmesini istemeyenlerin oyunu değil mi bu eyalet sistemi sayın okurlarım. Bizde liderlerin ve partilerin kavgalarını düşünün, partilerle soyutlaşan siyasallaşmış bürokrasi mi değişik eyaletlerin koordinasyonunu sağlayacak. Özetle, sistemleri konuşurken ülkenin siyasi kültürü ve kurumsal yapısı önemlidir. Çünkü sistem kağıt üzerinde kalmayacak, topluma uygulanacak. Bunun Türkiye’de işlemesi ise Allaha kalır. Ha bir de unutmayalım, İtalya’da zengin kuzey vilayetleri, yoksul güneyi vergileriyle beslemek istemiyorlar, “Lombardiya Krallığı” adıyla ayrılma tehdidinde bulunuyorlar. Allah Türkiye’yi kötü emellerden korusun.    
Ekleme Tarihi: 19 Eylül 2023 - Salı

“Eyalet sistemi denilen karabasan….”

Bir önceki “Üç Tarz-ı Siyaset” başlıklı yazıda Türkiye için vaktiyle önerilen siyaset tarzları irdelenmiş ve ülkede bu konuda mevcut uygulamalar kaydedilmiş, en sonunda da tarafımca en gerçekçi siyaset tarzının Kemalizm olacağı düşüncesine varılmıştı.

Bu arada yeri gelmişken okuyucularımıza arz edeyim, memlekette Kemalizm ve sosyal demokrasi konusunda entellektüeller arasında kafa karışıklığı var. Kurucu liderimizin, Ata’mızın emaneti bir gazete olarak bu konudaki tartışmalara sayfalarımızda yer vermek istiyoruz. Umarız bu konu gereken ilgiyi görür ve halkımız bu konuda bir karara varır.

Malumunuz bugün ana muhalefette değişim rüzgarları esiyor. Atatürkçü olduklarını belirtenler ile sosyal demokrasi taraftarları kıyasıya tabir caiz ise itiş kakış içindeler.

Bu tartışmaları izlerken sosyal demokrat sempatizanlarının işledikleri ve son seçimlerde kampanyalarına konu ettikleri eyalet sistemi aklıma geldi. Yine malumunuz ana muhalefetin bu eyalet sistemi başlıklı kampanyası, karşıtlarının “beka” kampanyası karşısında tuşa gelmiş ve muhalefete çok bekledikleri seçimi kazanma şansını kaybettirmişti.

Onun için hazır aklıma gelmişken bu eyalet sistemi denilen ve bir zamanlar bir yazarımızın “Eyalet sistemi denilen karabasan” olarak nitelediği konuda naçizane düşüncelerimi kağıda dökeyim dedim. 

Burada hemen belirtelim ki Türkiye eyalet sistemine daha hazır değil ve hiçbir zaman da hazır olamaz. Çünkü ne demokrasiden anlıyoruz ne de demokrasinin olmazsa olmazı uzlaşma yeteneğinden anlıyoruz. Almanya’da bile ulusal yapıyı ortadan kaldıran eyalet sisteminin Türkiye için neler getireceğini de burada kaydedeceğim.

Eyalet sisteminde eyaletler iç işlerinde bağımsız dış işlerinde devlete bağımlı olarak çalışırlar. Eyalet sisteminde, valiler kendi eyaletlerin çıkarları doğrultusunda yasa koyabilir ve bunu uygulayabilirler. Her eyaletin kendi içinde bir başkenti olur ve bu genelde o eyaletin en büyük şehri olur. Eyaletlerde valiler Amerika'da olduğu gibi seçimle seçilebilir ya da Avustralya'da olduğu gibi merkezi yönetim tarafından atanabilirler..

Şimdi gelin bunu irdeleyelim.

Her eyaletin kendi içinde bir başkenti olurmuş. Eyaletlerde valiler ya ora halkınca seçilebilir ya da merkezi yönetim tarafından atanırmış.

Burada demokrasi gerekmeyecek mi? Burada uzlaşma gerekmeyecek mi? Valilerin yöre halkının seçimiyle veya merkezden atamayla iş başına gelmeleri Türkiye’de karmaşa değil alimallah savaş çıkarır. Türkiye’de bugüne kadar siyasetin gösterdiği manzara böyledir. En ufak bir hususta anlaşamayan siyasiler, bürokratlar, basın, özetle her kesim, böyle çok ciddi bir konuda nasıl uzlaşacaklar. Hele Türkiye’nin içinde bulunduğu bugünkü şartlarda.  Bugün Türkiye’de her kes istediği düdüğü çalarken, bölücüler cirit atarken, tesis edilecek eyalet sisteminin federal bir yapıya dönüşmeyeceği ne malum?

Vaktiyle İçişleri Bakanlığı üst düzey yöneticileri Almanya’ya bir çalışma ziyareti yapmışlar. Alman İçişleri yetkilileriyle görüşmüşler ve dönüşlerinde bir rapor hazırlamışlar.

Basından öğrendiğimize göre, rapor şöyle diyormuş:

“Almanya’daki federal sistem İkinci Dünya Savaşından sonra galip ülkeler tarafından şekillendirilmiştir. Federal sistemin kurulmasının temel sebebinin, Almanya’da ulusal birliğin yeniden kurulmasını önlemeye yönelik olduğu, bu sebeple egemenlik hakkının eyaletlere dağıtıldığı ve eyaletleri güçlü kılan bir federal sistemin kurulduğu bugünkü Alman federal yetkililerince ifade edilmiştir.”

Şimdi gelin Türkiye’nin bugünkü durumunu düşünün. Almanların başına gelenler gibi Türkiye’de ulusal birliğe düşman çevreler eyalet sistemi ile federal yapıya geçişi, ülkenin bütünlüğünü bozmak için istemiyorlar deyin. Almanlar için düşünülenler bugün Türkiye için düşünülmüyor deyin.

Diyelim ki sosyal demokrat geçinenlerin iddia ettikleri gibi eyalet sistemi çok iyi bir şey. Ama kazın ayağı öyle değil.

Gelin Almanların söylediklerini okumaya devam edelim. “Almanya’da eş güdüm oldukça zor bir durumdur. Yerel çıkarlar karşılıklı ilişkileri belirleyen en önemli faktördür. Bu durum görece yoksul eyaletlerin aleyhine oluyor. Eyaletler ve bölgeler arasında mutlak eşitliği sağlamak zordur. Zengin eyaletler ile yoksul eyaletler arasında kaynak sıkıntıları büyük sorunlar yaratıyor. Eyaletler arasında yüksek kültüre rağmen anlaşmazlıklar oluyor ve koordinasyon sağlanamıyor.”

Sayın okurlar, biz bir Almanya değiliz. Ne demokrasiden anlıyoruz, ne uzlaşmadan. Ayrıca ekonomimiz bir Alman ekonomisi değil.  Almanya’da bile bu konuda şikayet varken bizde olacak kargaşayı düşünün. Allah muhafaza savaş bile çıkabilir aramızda.

Almanya’da bu sistem iyi kötü işler. Çünkü Almanya güçlü. Ancak Almanya’yı güçlü yapan eyalet sistemi değil. Yukarıda da işaret ettiğimiz gibi, eyalet sistemi Almanya çok fazla güçlenmesin diye düşünülmüştü.

Türkiye’nin güçlenmesini istemeyenlerin oyunu değil mi bu eyalet sistemi sayın okurlarım.

Bizde liderlerin ve partilerin kavgalarını düşünün, partilerle soyutlaşan siyasallaşmış bürokrasi mi değişik eyaletlerin koordinasyonunu sağlayacak.

Özetle, sistemleri konuşurken ülkenin siyasi kültürü ve kurumsal yapısı önemlidir. Çünkü sistem kağıt üzerinde kalmayacak, topluma uygulanacak. Bunun Türkiye’de işlemesi ise Allaha kalır.

Ha bir de unutmayalım, İtalya’da zengin kuzey vilayetleri, yoksul güneyi vergileriyle beslemek istemiyorlar, “Lombardiya Krallığı” adıyla ayrılma tehdidinde bulunuyorlar.

Allah Türkiye’yi kötü emellerden korusun.

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.